• Sonuç bulunamadı

Hz Peygamber’in (s) Eline Dokunmak Suretiyle Teberrük

4. KONU İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

3.4. HADİSLERDE TEBERRÜK

3.4.2. Hz Peygamber’in (s) Eline Dokunmak Suretiyle Teberrük

Sahabe, Hz. Peygamber’in bereketinden istifade etmek için O’nunla musafaha yapmayı çok arzulamış ve bunun için de gayret sarf etmişlerdir. Konu ile ilgili rivayetler zikredilip bu rivayetlere yapılan yorumlar değerlendirilecektir.

3.4.2.1. Ebu Cuhayfe Rivayeti

مكحلاَنعَةبعشَانثدحَةصيصملابَروعلأاَدمحمَنبَجاجحَانثدحَيلعَوبأَروصنمَنبَنسحلاَانثدح َ َلاق لاقَةفيحجَابأَتعمس لاَىلصَمثَأضوتفَءاحطبلاَىلإَةرجاهلابَملسَوَهيلعَاللهَىلصَاللهَلوسرَجرخ َنيتعكرَرهظ علاو ملاَاهئاروَنمَرميَناكَلاقَةفيحجَيبأَنعَهيبأَنعَنوعَهيفَدازوََةفنعَهيديَنيبوَنيتعكرَرص َ اقوَةأر دربأَيهَاذإفَيهجوَىلعَاهتعضوفَهديبَتذخأفَلاقَمههوجوَامهبَنوحسميفَهيديَنوذخأيَاولعجفَسانلا َ َجلثلاَنم كسملاَنمَةحئارَبيطأو Ebû Cuhayfe şöyle dedi: “Rasulullah (s) gündüzün sıcağında Bathâ’da kurulu olan kırmızı renkli deri çadırdan dışarı çıktı. Daha sonra abdest alarak öğle ve ikindi namazlarını iki rekat olarak kıldı. Önünde dikili sopa vardı ve bu sopanın arkasından geçenler vardı. (Namazdan sonra) insanlar kalktı ve Hz. Peygamber’in (s) ellerini tutup yüzlerine sürmeye başladılar. Ben de bir elini tuttum ve yüzüme sürdüm. Bir de baktım ki eli, kardan daha soğuk, miskten daha güzel kokuyordu”.743

Bu hadis Hz. Peygamber’in abdest suyu ile teberrük kısmında zikrettiğimiz hadis ile metin içeriği bakımından benzerlik göstermektedir. Zira aynı sahabeden nakledilmektedir. Ancak burada, önceki tariklerde bulunmayan konulara temas edilecektir.

Bu hadisin senedindeki raviler çeşitli lazfızlarla tevsik edilmiş olup metni de sahihtir.744 Haccac b. Muhammed el-A‘ver’in hadisi rivayet ettiği yer olan ve senette

742 Buhârî, İlim, 18.

743 Buhârî, Menakıb 23; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 309; Serrâc, el-Müsned, s. 142; Taberânî, el-

Mu‘cemü’l-Kebîr, VII, 272.

744 İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, VI, 573, Ahmet b. Hanbel, el-Müsned, XXXI, 59. (Muhakkik Şuayb

160 bahsi geçen Mıssîsa, Ebû Cafer el-Mansûr’un Ceyhân nehri kenarına inşa ettiği binaları ile meşhur bir şehirdir. Ebû Ali hadisi Haccâc’tan burada duyduğunu söylemektedir. Hadisin metninde geçen “Bathâ”, Mekke sınırları içerisinde Mina’ya daha yakın halk tarafından bilinen taşlık ve geniş bir arazidir. Ellerinin soğuk olması hususu ise sıhhatli ve hastalıklardan uzak olduğu şeklinde yorumlanmıştır.

Zat ile teberrükü kabul edenlerin yorumlarına göre Hz. Peygamber koku sürünmeyi teşvik edip kendisi de koku sürerdi. Bununla beraber koku sürünmese bile güzel koktuğu hadislerde ayrıca zikredilmiştir. Mesela Ahmed b. Hanbel’in rivayet ettiği ve Şuayb el-Arnavud’un hasen745 dediği bir hadiste Vâil b. Hucr şöyle

anlatmıştır: “Rasulullah’a bir kova getirilmişti ondan biraz içti ve elini kovaya sokup karıştırdı. Sonra o suyu kuyuya döktü. Bir de baktık ki o kuyudan güzel kokular yayılmaya başladı”. Ayrıca Hz. Peygamber (s) Medine sokaklarında yürüdüğünde, oradan geçtiği kokusundan anlaşılırdı. İnsanların Rasulullah’ın (s) mübarek ellerini tutarak yüzlerine sürmesi teberrük içinَolup hem Rasulullah’la (s) hem de diğer salih zatlarla teberrükün meşruiyetine delildir. 746

Bu şekildeki teberrük uygulamasını Hz. Peygamber’e (s) has kılan Süleyman b. Muhammed şöyle demektedir: “Bu hadis Hz. Peygamber hayatta iken onunla ve ondan ayrılan bir şey ile teberrükün caiz olduğuna delildir. Bazı alimler sahabenin bu fiiline kıyas ederek salih kimselerle de teberrükün caiz olduğunu söylemişlerdir. Ancak iki sebepten dolayı doğru olan bunun caiz olmamasıdır. Birincisi; Sahabe bunu Hz. Peygamber’den başkasına yapmamıştır. İkincisi ise, şirke kapı aralayacak amelleri engellemenin gerekliliğidir. Çünkü salih kimselerin eserleri ile teberrüke cevaz vermek insanları bu konuda aşırı gitmeye sürükler”.747

Zat ile teberrüke karşı çıkanların yorumları genelde bu minvalde olmuştur. Ancak rivayetlerin çokluğu ve bunlarda herhangi bir kısıtlama olmaması bizi temkinli davranmaya itmektedir. Muhaddislerin yorumlarından da anlaşıldığına göre bu hükmü Hz. Peygamber’e has kılacak bir durum gözükmemektedir.

745 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, , IV, 310. (Muhakkik Şuayb el-Arnavûd’un notu)

746 Aynî, Umdetü’l-Kârî, IV, 100 ve XVI, 108; Kastallânî, İrşâdü’-Sârî, VI, 28; Zekeriyyâ el-Ensârî,

Minhatü’l-Bârî, VI, 607; Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, II, 355.

161

3.4.2.2. Yezid b. Esved Rivayeti

لاقَ،هيبأَنعَ،دوسلأاَنبَديفيَنبَرباجَنعَ،ءاطعَنبَىلعيَنعَ،ةناوعَوبأَانثدحَ،فهبَانثدح انججحَ: َ َ م َةلصَملسوَهيلعَاللهَىلصَاللهَلوسرَانبَىلصفَ:لاقَ،عادولاَةجحَملسوَهيلعَاللهَىلصَاللهَلوسر ا َوأَحبصل مَايلصيَملَسانلاَءاروَنمَنيلجربَوهَاذإفَ،ههجوبَسانلاَلبقتساوَ،اسلاجَفرحناَمثَ:لاقَ،رجفلا َ َ:لاقفَ،سانلا "َنيلجرلاَنيذهبَينوتئاَ" َ هصئارفَدعرتَامهبَيتأفَ:لاق انلاَ مَايلصتَنأَامكعنمَامَ"َ:لاقفَ،ام َايَ:لااقَ"َ؟س لاَكردأَمثَ،هلحرَيفَمكدحأَىلصَاذإَ،لعفتَلفَ"َ:لاقَقلاحرلاَيفَانيلصَدقَانكَانإَاللهَلوسر َ، املإاَ مَةلص :لاقَ،هلَرفغتسافَقاللهَلوسرَايَيلَرفغتساَ:امهدحأَلاقفَ:لاقَق"َةلفانَهلَاهنإفَ،هعمَاهلصيلف َ انلاَضهنو إَس َىل َمحزأَتلزَامفَ:لاقَقهدلجأوَلاجرلاَبشأَذئمويَانأوَ،مهعمَتضهنوَملسوَهيلعَاللهَىلصَاللهَلوسر ا َىتحَسانل َامفَ:لاقَ،يردصَوأَيهجوَىلعَامإَاهتعضوفَهديبَتذخأفَ،ملسوَهيلعَاللهَىلصَاللهَلوسرَىلإَتلصو و َتدج اقَقملسوَهيلعَاللهَىلصَاللهَلوسرَديَنمَدربأَلاوَبيطأَائيش فيخلاَدجسمَيفَذئمويَوهوَ:ل َ

Yezid b. Esved şöyle dedi: “Rasulullah (s) ile beraber veda haccını yaptık. Rasulullah (s) bize Mescid-i Hayf’ta sabah namazını kıldırdı. Sonra oturduğu yerden insanlara doğru döndü. Bir de baktı ki insanların arkasında cemaatle beraber namaz kılmayan iki kişi var. Sonra “O ikisini bana getirin” dedi. O iki kişi getirildi, (korkudan) göğüs kafesleri titriyordu. Onlara “Sizi cemaatle beraber namaz kılmaktan

alıkoyan nedir?” diye sordu. Onlar da “Ey Allah’ın Rasulu! Konakladığımız yerde

namazlarımızı kılmıştık” dediler. Rasulullah (s), “Böyle yapmayın. Sizden biriniz

konakladığınız yerde namazını kılıp daha sonra cemaatle namaza denk gelirse onlarla beraber namaza dursun. Çünkü kıldığı bu (ikinci namaz) onun için nafile olur” dedi.

Onlardan birisi “Bizim için istiğfar et ey Allah’ın Rasulu!” dedi. O da onlar için istiğfar etti. Bundan sonra insanlar kalkıp Rasulullah’a (s) doğru ilerlediler. Ben de onlarla beraber kalktım. O zamanda ben onların en genci ve en dayanıklısıydım. İnsanlar Rasulullah’a (s) yaklaşmak için çaba sarf ederlerken ben O’na ulaştım. Elini tuttum, yüzüme ve göğsüme koydum. Rasulullah’ın (s) elinden daha güzel kokan ve daha soğuk bir şey görmemiştim”.748

Bütün tarikleriyle Yezid b. Esved’den bize ulaşan bu hadisin Tayâlisî rivayeti için Bûsîrî (840/1436) sahih derken749 Heysemî, Taberânî rivayeti için “Bu hadis sahihtir ve Musa b. Eyyûb en-Nasîbî hariç -ki o da sikadır- diğer ricali Sahîhân’ın

748 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 16 (yedi farklı senetle), İbn Huzeyme, Sahîh, III, 67; Tayâlisî, el-

Müsned, II, 576; Dârmî, Sünen, II, 862; Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr, XII, 235.

162 ricalidir” demiştir.750İbn Huzeyme’deki rivayeti için de Elbânî, “Bu hadisi ulema

topluluğu sahih saymıştır” demektedir.751

İbn Hacer “Bu hadis el ve ayağın öpülmesinin cevazına delidir” diyerek sahabenin birbirlerinin ve Hz. Peygamberin ellerini öptüğüne dair birçok hadis zikreder. Bir kimsenin elini salih birisi olduğundan, ilminden, şerefinden dolayı veya Allah’a yakınlaşmak için öpmek caizdir. Nitekim İmam Nevevî de “Bir kimsenin elini takvasından, salihlerden oluşundan, ilminden ve benzeri şeylerden dolayı öpmesi mekruh değil, bilakis müstehaptır. Eğer bu el öpme zenginlik, konum veya herhangi bir dünyalık elde etmek için olursa mekruh olur” demektedir. Ebû Bekir el-Mukrî de el öpmenin cevazını anlatan birçok hadis ve eser zikrettiği bir cüz rivayet etmiştir.752

Gumârî de benzer bir risale kaleme alarak bu rivayetlerin tevatür derecesine ulaştığını söylemektedir.753 Bu rivayetlerde Sahabe, Hz. Peygamber’in (s) elini teberrük için öperken Rasulullah da (s) bunu onaylamıştır.754 Tâbiîn de Rasulullah’a (s) dokunan

veya biat eden sahabenin elini O’na dokunduğu için teberrüken öpmek istemişlerdi.755

Ebû Ya‘lâ’nın rivayet ettiği756 ve Heysemi’nin de sahih hükmünü verdiği haberde

Sabit’in Enes b. Malik’e “Bu eller Rasulullah’a dokundu öyle mi? diyerek iki elini öptüğü bilgisi mevcuttur. 757

Yukarıda da ifade edildiği gibi tâbiînin teberrüken Hz. Peygambere dokunan elleri öpmesi ile ilgili birçok rivayet bulunmaktadır. Örnek olarak Buhârî’nin şu rivayetini zikredebiliriz:

Abdurrahman b. Rezin şöyle anlattı: “Biz Rebeze’ye uğramıştık. Bize ‘Seleme b. el-Ekva işte burada’ denildi. Onun yanına gittik ve ona selam verdik. İki elini gösterdi ve ‘Ben bu iki el ile Nebi’ye (s) biat ettim’ dedi. Avuçlarının içine baktığımda sanki devenin avuç içi gibiydi. Yanına gittik ve ellerini öptük”.758

750 Heysemî, Mecme’u’z-Zevâid, VIII, 501.

751 İbn Huzeyme, Sahîh, III, 67. (Muhakkik Elbânî’nin notu)

752 İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, XI, 57; Mübârekfûrî, Tuhfetü’l-Ahvezî, VII, 437. 753 Gumârî, İ‘lâmü’n-Nebîl bi Cevâzi’t-Takbîl, s. 20.

754 Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, II, 361.

755 Mâlik Alevî, Mefâhim, s. 160; Yusuf Hattâr, Mevsûa, s. 180. 756 Ebû Ya‘lâ, el-Müsned, VI, 211.

757 Heysemî, Mecme’u’z-Zevâid, IX, 541. 758 Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, s. 338.

163 Elbânî bu rivayet için hasen ifadesini kullanırken gerekçesini zikretmemiştir.759

Ancak bu rivayetin ravileri araştırıldığında hepsinin sika olduğu görülmektedir. Şöyle ki haberi bize nakleden Abdurrahman b. Rezin için rical alimleri “sika” ifadelerini kullanıp hadisi zikrederek “Bu rivayeti kimse inkar etmemiştir” demişlerdir.760 İbn Ebî

Hâtim de aynı ifadeleri kullanır. Mizzî ise rivayeti naklederek “Bu hadis herkesçe kabul edilmiş olup kimse inkar etmemiştir” demektedir. ‘İtâf b. Hâlid için de “sika ve salihü’l- hadîs” ifadeleri kullanılırken yüz civarında hadis rivayet ettiğinden bahsedilmektedir.761 Son râvi İbn Ebî Meryem’dir Onun için de “sika, sadûk, leyse bihi be’s” değerlendirmeleri yapılmıştır.762َ