• Sonuç bulunamadı

III. ÇOBAN SESLENMESĠ

1.3. Hz Musa‟nın Çobanlık Yapması

Peygamberlik ve çobanlık sözkonusu olduğunda ikisi arasında görev içeriği sözkonusu olduğunda birçok yakınlıktan bahsedilebilir. Çoban; koruyandır, merhametli olandır. Hz. Musa‟da da fazlasıyla bulunan bu özellikler, çobanlık yaptığında belirgin olarak açığa çıkmıĢtır. ġu ayetlerle de sabittir:

Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan birçok insan buldu. Onların gerisinde de (hayvanlarını suyun olduğu yerden) geri çeken iki kadın gördü. Onlara: “Derdiniz nedir?” dedi. ġöyle cevap verdiler: “Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaĢlıdır.” (28/ Kasas Sûresi 23). Bunun üzerine Musa, onların davarlarını suladı. Sonra gölgeye çekildi ve “Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra muhtacım.” dedi. (28/ Kasas Sûresi 24) Hz. Musa, burada mürüvvet sahibi temiz bir fıtrata malik bulunan ruhların rahatça hazmedemeyeceği bir manzara ile karĢı karĢıya. ġüphesiz ki böyle bir durumda doğru olan önce kadınların hayvanlarını sulamasıdır. Erkekler de bu hususta onlara yardımcı olmak zorundadırlar. Hz. Musa, geleneklere aykırı olan bu kötü manzara karĢısında oturup rahatına bakmak istemiyor (Kutub, 1968: 241-242). “Hz. Musa, onların bu haline acıdı ve varıp kuyunun ağzındaki iri taĢı kaldırıverdi. Hâlbuki Medyenliler güç birliği yaptıkları zaman bile bu taĢı zor kaldırıyorlardı. Sonra kovayı alarak kuyudan su çekiverdi. Kızlar da koyunlarını çabucak sulayıp evlerine döndüler. Kızlar daha önce koyunları için ancak havuzda kalan suyu kullanırlardı.” (Aydemir, 2012: 119).

Orda bulunan çobanların kadınları bekletmesi, onlara öncelik vermemesi karĢısında Hz. Musa, üzerine düĢeni yapmıĢtır. Diğer çobanlarda olmayan merhamet duygusu, onda herkesin benimsemesi gereken gerçekleri yerine getirecek kadar vardı. Bunu, peygamberliğin verdiği mürüvvetle ve bir çoban olarak yapmıĢtır.

Derken, o iki kadından biri utana utana yürüyerek ona geldi: “Babam, dedi, bizim yerimize (hayvanları) sulamanın karĢılığını ödemek için seni çağırıyor.” Musa, ona (Hz. ġuayb‟a) gelip baĢından geçeni anlatınca o, “korkma, o zalim kavimden kurtuldun” dedi (28/ Kasas Sûresi 25). (ġuayb‟ın) iki kızından biri: “Babacığım! Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse, bu güçlü ve güvenilir adamdır.” dedi (28/ Kasas Sûresi 26).

Ġbn Mes‟ud dünyanın en zeki ve uzak görüĢlü üç insanını sıralarken, koyunlarını sulayıveren Hz. Musa için babasına çoban tutmasını söyleyen ġuayb‟ın kızını ikinci sıraya koymaktadır. Bu kız daha sonra Hz. Musa‟nın hanımı olmuĢtur (Aydemir, 2012:

119). Hz. Musa, çobanlıktaki hüneri ve temiz kalpli oluĢuyla zor bir dönemde Hz. ġuayb‟ın dikkatini çekmiĢtir.

Hz. Musa (a.s.), kendisini babasının katına çıkaran kızla evlenmesi Ģöyle cereyan etmiĢtir: Ġhtiyar, kızlarından birinden bir asa getirmelerini ister. Kızı ona bir asa getirir. Bu asa ona, insan Ģekline girmiĢ bir melek tarafından hediye edilmiĢtir. Babası kızına: Bunu yerine koyarak baĢka bir asa getir deyince, kız onu yerine koyarak baĢka birini getirdiği halde, aynı asayı getirmiĢ olduğu görüldü. Babası yine bunu yerine koyarak baĢka bir asa getirmesini emretti. Kız asayı alarak eski yerine koydu. BaĢka bir asa almak üzere elini uzattığı zaman asanın değiĢmemiĢ olduğu görüldü. Babası kızını birkaç defa çevirdiyse de, gelen asa hep aynı kalıyordu. Bunun üzerine ġuayb (a.s.) çaresiz asayı Musa‟ya vererek koyunlarını otlatmaya gönderdi. Bu, Musa‟nın çobanlık asası oldu. Aradan bir müddet geçince ġuayb (a.s.), bunun bir emanet olduğunu düĢünerek verdiğine piĢman oldu ve geri almak maksadıyla Musa‟nın peĢinden kırlara çıktı. Musa‟yı arayıp bularak asayı istediyse de, Musa: “Bu benimdir” diyerek vermedi. Bunun üzerine ilk rastlayacakları kiĢiyi hakem yapmak suretiyle konuyu halletmeye karar verdiler. Bu sırada insan görünümünde bir melek yanlarına geldi. Onlar konuyu anlatarak hakemlik yapmasını rica ettikleri zaman melek: Asayı yere koyunuz, onu kim yerden kaldırabilirse onun olur, dedi. ġuayb (a.s.) asayı yerden kaldırmak için uğraĢtıysa da yapamadı. Musa ise eliyle alarak kolayca kaldırdı. Bunun üzerine yaĢlı ġuayb, asayı Musa‟ya bıraktı. Musa da bu asa ile on yıl çobanlık etti (Taberi, 1991; C- II, 562-563). Hz. Musa‟yı peygamber damadı yapan ve melekler tarafından getirilmiĢ bir asaya sahip olmasını sağlayan çobanlık mesleğidir.

Kendisine çoban olarak hizmet eden Hz. Musa‟ya ġuayb, sürü sahibi olarak güzel bir değnek, iyi bir çoban değneği vermeyi düĢünmüĢtü. Kırda, bayırda, sahralarda, ıssız yerlerde her an sürüsü ve kendisi tehlikelere maruz olan çobanın iyi bir değneğinin olması, kepeneği kadar hatta ondan daha da önemlidir. Çobanın değneği geliĢi güzel bir Ģey olamaz. Belli ağaçlardan yapılır, enine boyuna dikkat edilir.“Musa‟nın asası da Adem‟le birlikte cennetten indirilmiĢtir. Bu asa cennetteki as ağacından (Van gülünden yahut çamdan) olup Musa‟nın boyuna uygun olarak on metre uzunluğunda idi.” (Taberi, 1991: C-I,163). Bu asa cennetteki bir ağaçtan yapılmıĢ, Adem Aleyhisselâm‟dan sonra, babadan oğla geçerek ġuayb Aleyhisselâm‟a kadar gelmiĢti (Peygamberler Tarihi Ansiklopedisi, 2004: 85).

39

Hz. Musa asası ile koyunlarına yaprak silker; yılan çıyan gibi haĢeratı, yırtıcı hayvanları yine onunla kendisinden kovup uzaklaĢtırırdı (Aydemir, 2012:126). “Hz. Musa‟nın elindeki Tanrı tarafından ilahi hikmetler yüklenen asası, çobanlık geleneğinde yankısını bulmuĢtur.” (Ergun, 2011: 308). Hz. Musa (a.s) çobanlık ederek edindiği asasıyla peygamberliği zamanında mucizelere vesile olmuĢtur. Asası hayvanları güderken elde ettiği Allah hediyesidir. Hz. Musa (a.s), çobanlık yapmasaydı peygamberliğe hazırlanamayacak, bunun yanında birçok mucizesini sergileyemeyecekti.

Hz. Musa, on yıl koyunlarla kırlarda, bayırlarda dolaĢmıĢ; yer ve gökyüzünü doya doya seyretmiĢ; Firavunların zulmünde inleyen insanlardan, Mısır‟ın atmosferinden ayrı kalmıĢtı. Ruhi gıdasını da damadı olma Ģerefine erdiği peygamber ġuayb (a.s.)‟dan almıĢtı. Ġstikbaldeki oldukça ıstıraplı, yorucu ve çetin iĢlere hazır gibiydi (Aydemir, 2012: 122). Peygamberlerin aradığı, ruh servetidir. Bu servet de tabiatla baĢ baĢa kalarak elde edilebilir. Tabiattaki huzur ve güzelliğin insanı tefekküre davet etmesine, çobanlık mesleği vesile olmuĢtur.

“Hz. ġuayb, çobanlıkta kararlaĢtırdıkları müddetin dokuzuncu senesinde Musa aleyhisselâma bu sene doğacak alaca kuzuların hepsini ona hediye edeceğini söyler. Allahü Teâlâ, Hz. Musa‟ya, koyunların içeceği suya asa ile vurmasını ilham eder. O da buyrulduğu gibi yapıp, koyunlara da bu sudan içirir. Her sene, o kadar koyun içinde, ancak birkaç tanesi alaca kuzu doğurduğu halde, o sene koyunların tamamı, hep ikiz doğum yaptı ve hepsinin kuzuları da alaca oldu. ġuayb Aleyhisselâm anladı ki; bu, Allahü Teâlâ‟nın Hz. Musa ve ailesine ihsan ettiği rızıktır.” (Peygamberler Tarihi Ansiklopedisi, 2004: 84-85). Çobanlık yaparak peygamberlik dönemine hazırlanan Hz. Musa, çobanlığın peygamberlik mesleği olarak kabul edilmesinde ve çobanların piri sayılmasında yaĢadıklarının önemli bir etkisi olmuĢtur. Allah hediyesi olan asayı, çobanlık yaptığı dönemde kazanmıĢtır. Bu asa, onun Firavunla mücadelesinde de birçok mucize göstermesine vesile olmuĢtur.