• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: HİLAL DERGİSİ VE YENİ DERGİ İNCELEMELERİNDE

3.2. Hilal Dergisi

3.2.1. Hilal Dergisi ve Yayın Politikası

Hilal dergisinin yayın politikasını tespit etmek, gerçekleştirilen çeviri faaliyetlerini ve çeviri politikasını anlamak açısından önemlidir. Ayrıca dergi ve ideolojisi hakkında kapsamlı bilgi edinebilmek için burada sıralanacak olan özelliklerin detaylı incelenmesi gerekmektedir. Mizanpaj özellikler, editöryal mesajlar, yerli yazılarla verilmek istenen genel mesajlar, yabancı yazılar ve içeriği ve reklam konuları, derginin yayın politikasını algılayabilmek için gerekli görülmektedir. Derginin yayın politikası muhakkak ki çeviri politikasını da tespit etme konusunda etkili olacaktır; fakat derginin yayın politikasının oluşmasının altındaki temel unsur, derginin siyasi ve dini ideolojisi olmuştur. Derginin ideolojisinin yönlendirici etkisi, derginin içeriği incelendikçe belirginleşmektedir. Dergi içeriğinin analizine geçmeden önce ise derginin ideolojisi hakkında kısaca fikir edinmek gerekmektedir.

Dergi, birkaç kez ad değiştirmiş olmasına rağmen her değişiklikte “Siyasi” dergi olduğuna vurgu yapan, alt başlık ile çıkmaya devam etmiştir; fakat derginin adının siyasi başlığını taşıyor olmasına rağmen, Hilal imzalı yazılarda50 sürekli siyasi bir amacın güdülmediği, siyasi faaliyetlere girmediğine vurgu yapılmaya çalışılmıştır.

“Mecmuamızın öteden beri siyasî hiçbir faaliyete girmediği okuyucularımızın malumudur (cilt 2, sayı14,s.1).”“Bundan böyle hilalden mektup başlığı altında sayın okuyucularımın siyasi olmayan bütün suallerini cevaplamaya çalışacağım (cilt 2, sayı 18,s.1).” 51

Sadece alıntılanan bu ifadelere odaklanılınca derginin ciddi anlamda siyasetten uzak durmak gibi bir amacının var olduğu kanaati oluşabilmektedir. Fakat dergi, sadece ismi ile değil içeriği ile de tamamen siyasi kapsamlıdır. Siyasi olayları yazmaktan uzak durulmadığı gibi siyasi yorumlardan, ideolojik taraflılıktan, parti sempatizanlığına kadar birçok açık verilmektedir. Mehmet Kuşçu’nun aşağıdaki ifadeleri de bu görüşü destekler niteliktedir.

“Dergi ilk sayılarında ısrarla siyasetten uzak olduğunu vurgulamakla birlikte açıkça ve coşkuyla DP'yi desteklemektedir. Bu coşkuyu Menderes'le ilgili kaleme alınan şu ifadelerde bulmak mümkün: "..Türk'ün büyük evladı, Adnan Menderes, bu açık ve daima kanayan yarayı kapatarak "Türk milleti Müslümandır ve Müslüman kalacaktır. Müslümanlığın icabeti yerine getirilecektir." demek suretiyle ve bu sözlerini birçok hayırlı icabetleteyit ederek milli ve dini fezayı temizlemiş, inkılap peykini her türlü husumetten kurtararak mahrekine yerleştirmiş bulunmaktadır. Maalesef bu büyük mücahide karşı yeraltı ve

50 Hilal imzalı yazıların ve muhterem okuyucular diye başlayan baş yazıların editör tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır.

144

yerüstü şer kuvvetleri harekete geçmiş bulunmaktadır." (Kuşcu, http://www.islamdusuncesi.net/hilal-dergisi-1-310h.htm).”

Bu ifadeler derginin dönemin hükümeti olan Demokrat Partiyi desteklediğini göstermektedir. Fakat dergi, güttüğü siyasi ideoloji de dahi yer yer, kararsızlığa düştüğü hatta bazen hangi tarafta olduğu belli olmayan bazı tavırla içerisine girmiştir. Demokrat Parti hükümetini ortadan kaldıran ve Adnan Menderesi idama götüren 27 Mayıs 1960 darbesini, derginin, büyük puntolarla yazılmış “Yeni İnkılap” başlığı ile duyurması ve aleni bir şekilde bu darbeyi desteklemesi, derginin siyasi ideolojisini çıkarları doğrultusunda benimsediği kanaatini oluşturmaktadır. Yeni inkılabı desteklediğini gösteren yazıya editör şöyle başlamıştır:

“Son zamanlarda siyasi partiler arasında meydana gelen, anlaşmazlık ve sinir gerginliği, ayrıca münakaşalar ve cidaller arttığı, herkesin malûmudur. Bu arada İstanbul ve Ankara Üniversitesi talebeleri, yapılan çeşitli nümayişler sırasında ölü ve 1 varalı verdiler. Bu hâl çok feci ve can sıkıcı oldu (cilt 2, sayı 14,s.1).”

Yukarıdaki ifadelerin darbeyi destekleyen yazıya başlarken yazılması, dergi olarak, bu kalkışmayı niçin destekleyip haklı bulduklarını göstermek açısından kaleme alındığı anlaşılmaktadır. Yani bu antidemokratik olayı desteklemelerine sebep bir yaklaşım geliştirdikleri anlaşılmaktadır.

“Celâl Bayar, Adnan Menderes ve diğer sabık vekiller, demokrat partiye mensup birçok sabık mebuslar, muhafaza altına alınmışlardır. Birçokları hâlen İstanbul Yassıada'sında bulunmaktadır. Yurdumuzun birçok yerlerinde, özenli propaganda yapan ve ordunun aleyhinde konuşan bazı şüpheli şahıslar yakalanıp tevkif edilmişlerdir (cilt 2, sayı 14,s.1).”

Ordunun aleyhine konuşanların yakalanması, derginin de tersi politika izleyerek yani orduyu, başarılarını överek, ordunun lehine konuşmaya çalıştığını göstermektedir. Ayrıca Kuşçu’nun belirttiği üzere Adnan Menderes’i destekleyen bu dergi, bir anda politika değiştirmiş ve kendi çıkarları doğrultusunda söylemler oluşturmuştur.

“Mecmuamızın öteden beri siyasî hiçbir faaliyete girmediği okuyucularımızın malumudur. Bununla beraber Kahraman Türk Ordusunun bu fevkalade başarısı hepimizi sevindirdiğinden az da olsa bahsetmeyi uygun bulduk. Bütün tarih boyunca şan ve şeref kazanan Türk Ordusu, yaptığı bu son vazife ile şerefini bir daha yükseltmiş, ününü bir daha dünyaya salmıştır (cilt 2, sayı 14,s.1).” Bu ifadeler ise aynı şekilde derginin yine siyasete dâhil olmama, siyasi izlenim uyandırmamaya çalışma gayretinin olduğunun göstergesidir. Dergi editörünün darbeyi öven, siyasi içerikli söylemleri ile çeliştiği ifadeler söz konusudur. Öyle ki dergi editörünün, derginin içeriği hakkında dahi

145

yeterince bilgisi yokmuş izlenimi uyanmaktadır. Çünkü dergi, burada incelenen çoğu sayısında siyasi ideolojilerin yerine, dini ideolojileri koyarak ve siyasi ideolojileri din ile açıklayarak farklı ideolojileri alt etme çabası içinde olmuştur.14. Sayıdaki editör mesajı, bütünsel bir bakışla değerlendirildiğinde okuyuculara verilen mesajın şaşırtıcı olduğu ortaya çıkmaktadır; çünkü hiçbir demokrasi ülkesinde askeri cunta alkışlanmaz ve bunun desteklenmesi, o ülkede demokrasinin olmadığı, işlemediği anlamına gelmektedir. Siyasi söylemlerde bulunmadıklarını iddia eden editör, bu söyleminde dahi oldukça fazla siyasi bir yaklaşım sergilemiştir ve siyasi meseleler haricinde başka hiçbir konudan bahsedilmemiştir.

Ayrıca derginin, bir dünya görüşünün olduğu varsayılmaktadır; bu dünya görüşü de dini ideolojik düzleme taşıyan bir görüş olmuştur. Dünya görüşlerinin var olduğunu açıklayan “Bizim bir dünya görüşümüz varsa bütün bunların bir sistem içinde hareket etmesi gerekmektedir. Bunların olmaması sistemimizin olmaması değil, bizim olmamamız manasını taşır (cilt 7, sayı 78, s. 1).” İfadesi açık şekilde dünya görüşlerini belirtmemiş olsa dahi incelenen 160 sayı ayrıca dergi içerikleri zaten dünya görüşü hakkında yeterince kanaat oluşturmaktadır. Bunun haricinde ideolojik amaçlarının var olduğu da birçok kez dile getirilmiştir. “Bundan sonra, daha büyük ideolojik eserler sizlere takdim etmeye gayret edeceğiz. Çalışma bizden, tevfik ve inayet Allah’tan (cilt 9,sayı 110,s.1).” Bu alıntılama zaten açık ideolojik amaçları olan derginin, bu ideolojik yaklaşımlarını dile getirdiklerinin göstergesidir. Dergide yayınlanan makalelerin ve kitap reklamlarının ne kadar ideolojik olduğu sonraki kısımlarda zaten ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Bu alıntı, tez kapsamında iddia edildiği gibi derginin, bilinçli bir ideolojik amaç gütmüş olduğunun da kanıtıdır. Bu ideolojik yaklaşımın amacına ulaşması ise derginin bu yönde yayınlar yaparak ya da Hilal Yayınevinden çıkan ideolojik eserlerin reklamını yaparak gerçekleştirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Özetle verilen bilgilerden hareketle, Hilal dergisinin yayın politikasının ideolojik temelli görüşlere dayandırılmış olduğu kanaati ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden de derginin, sayılarında yayınlayacağı yazıları, kendi görüşlerine uygun nitelikte olan yazarlardan seçtiği ve hatta aralarında ideolojik uzlaşma olduğu anlaşılan çevirmenler ile çalıştıkları kanaati oluşmaktadır. Dergi ideolojisi ve yayın politikasını tespit edebilmek için sırasıyla derginin mizanpaj özellikleri, editör mesajları, yerli yazılar, çeviri yazılar ve

146

reklam konuları, burada verilecektir. Çünkü bunların hepsi bir puzzeleın parçaları gibidir, her biri birbirini tamamlamaktadır ve dergi hakkında bütüncül bir görüş edinebilmeyi sağlayacaktır.