• Sonuç bulunamadı

Halk Hikâyesi Hakkında Genel Bilgi

1. ŞAHMERAN ANLATISININ TÜRÜ HAKKINDA GENEL BİLGİ

1.2. Halk Hikâyesi Hakkında Genel Bilgi

“Nakletme, bir vak‟a ve sergüzeĢti sırasıyla anlatma. Hakiki veya uydurma ve ekseriye hisse kapmağa mahsus sergüzeĢt ve vukuat, kıssa.”11

“Anlatma, roman, masal, olmuĢ bir hadise.”12

“Köy odalarında, kahvehanelerde bir anlatıcı tarafından anlatılan; birtakım tarihi Ģahsiyetlerin, âĢıkların, halk arasında meĢhur olmuĢ kahramanların maceralarını, aĢk öykülerini dile getiren anonim hikâyeler.”13

“XVI. yüzyıldan itibaren anlatılan, efsane, menkabe, destan gibi türlerle beslenip halk kültürünün pek çok öğesini

9 Oğuz ve diğerleri, Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, 4. Baskı, Ankara: Grafiker Yayıncılık, 2006, s. 119– 123.

10 Max Luthi, “Masalın Efsane, Menkıbe, Mit, Fabl ve Fıkra Gibi Türlerden Farkı”, Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar 1, Ankara: Geleneksel Yayıncılık, 2006, s. 350.

11 Sami, a.g.e., s. 554.

12 Devellioğlu, a.g.e., s. 369.

13 Turan KarataĢ, Ansiklopedik Edebiyat Terimleri Sözlüğü, 3. Baskı, Ankara: Akçağ Yayınları, 2007, s. 189.

ihtiva eden ve halkın roman ihtiyacını karĢılayan bir anlatım türü. Ozanların anlatma geleneğinin bir ürünü olan destan (epopee)‟ın yerini almıĢtır.”14

“Boratav'a göre halk hikâyesi, “destan”dan sonra ortaya çıkan bir türdür ve destanın bıraktığı boĢluğu doldurmaktadır: “… yeni ve orijinal bir nev'i karakteri alarak meydana gelen halk hikâyeleri, yerini tuttuğu destanın birçok vasıflarını hala taĢımaktadır. Fakat bunlar onun asıl karakterini verenler değildir. Süratle yeni bir nev'e gidiĢ vakıası karĢısında bulunuyoruz: Destanî anane gittikçe zayıflıyor, çünkü destanın asli karakterini tayin eden sosyal Ģartlar gittikçe ortadan kayboluyor.”15

“Halk hikâyeleri, zaman seyri ve coğrafya-mekân içinde “efsane, masal, destan, menkabe vb. “mahsullerle beslenerek dini, tarihi, içtimai hadiselerin potasında iç bünyelerindeki bağlarını muhafaza ederek milletimizin roman ihtiyacını karĢılayan eserlerdir.”16

“Halk hikâyelerinde, kaynak Ģahıs adını verdiğimiz anlatıcılar mutlaka kendilerinden ilavelerde bulunurlar. Kısacası halk hikâyelerinin içerisinde zaman zaman fıkra, efsane, atasözü, deyim, masal vs. örneklerini bulabiliriz. Halk hikâyeleri nazım-nesir karıĢımı anlatmalardır. Halk hikâyelerinin dili anlatıcının özelliğine bağlı olarak ağdalı veya sade olabilir.”17

“Hikâye terimi, zaman ve yerlere göre değiĢik adlar-söylenmektedir. Mesela; Dede Korkut'ta “Boy”, Azerbaycan yöresinde “Hekât”, Doğu Anadolu'da ve Azerbaycan'da “Nağıl” hikâye karĢılığında kullanılır. Ayrıca kısa hikâyelere “Kıssa, SergüzeĢt” türküsüz anlatılan hikâyelere de “Kara Hikâye” denilmektedir. Türk Halk hikâyeleri yapı olarak, merkezi durum-olan bir kahraman ve etrafında teĢekkül etmiĢ olay alarmdan meydana gelmektedir. Olayların anlatı-nesir Ģeklinde, karĢılıklı konuĢmalar ve duyguların belirtilmesi nazım Ģeklindedir. ġekil yönünden hikâyelerde üç bölüm bulunur:

14Doğan Kaya, Ansiklopedik Türk Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, 1. Baskı, Ankara: Akçağ Yayınları, 2007, s. 361.

15 Oğuz ve diğerleri, a.g.e., s. 135.

16 ġükrü Elçin, Halk Edebiyatına Giriş, 9. Baskı, Ankara: Akçağ Yayınları, 2005, s. 144.

17

a. DöĢeme (Azerbaycan'da Üstadname) b. Hikâyenin metni

c. Dua.

DöĢeme bir nevi giriĢtir. Burada hikâyeci ÂĢık, dinleyicileri hikâyeye hazırlar, önce yaĢamıĢ üstad hikâyecileri yâd ederler. DöĢemede ve metinde Ģu esaslara riayet edilir:

DöĢemede iyi niyet ve temennide bulunma esastır. Bu durum dinleyiciyi hikâyenin konusuna bağlamayı sağlar. Hikâyenin kahramanlarının doğuĢunun bir mucizeye bağlanması, “kırklar” tanımının Ġslâmiyet‟ten sonra her halk hikâyesinde yer alması, nesirle nazımın iç içe bulunması, elma motifi, hikâyelerin geçtiği yerin belirtilmesi, karĢılıklı birbirini seven ve temiz ÂĢık hayatı yaĢayan kiĢilerin arasına kötü kiĢilerin girerek bu sevgiyi” baltalamaları, kavuĢmadan önce mutlaka bir ayrılığın çiftlerin hayatını sarması, keloğlan motifi, erkek kahramanın hapse girmesi ve güç Ģartlar içinde de olsa kurtulması, Erkek ve kadın kahramanın aĢklarına sadık oluĢları, aksakallı ihtiyar, Pir, Hızır motifi, öldü diye bir söylentinin yaratılması ve sonra birbirlerini görünce meydana gelen sonsuz mutluluğun yer alması, hep kız tarafının birleĢmeye karĢı çıkıĢı, sihirli elbise motifi hikayede iĢlenen konulardır. Bunlara bağlı olarak, güven, doğruluk, geleneklere bağlılık, dini vecibelere uyma hikâyelerde iĢlenir. Metin tamamlandıktan sonra hikâyeci ÂĢık, dua ile hikâyesini tamamlar. AnlatıĢ geleneği bakımından Halk hikâyeleri eski destan geleneğini yaĢatırlar. ÂĢıklar bunları, tıpkı ozanlar gibi, bir nevi “temsil” yaparak anlatırlar. Saz çalmak, taklit yapmak, mimik ve jestlerle konuyu canlı hale getirmeye çalıĢırlar. Bu hikâyelerde, hikâyeci ÂĢıklara göre değiĢmeyen kısımlar nazım bölümleridir. Nesir kısımları, her hikâyecinin üslûbuna göre değiĢir.”18

Türkiye'de: Halk hikâyesi. Azerbaycan'da: Dastan, hekâye.

Türkmenistan'da: Dessan, halk dessanı, epos, galınmançılık epos, galınmançılıkçı dessan, erteki epos, avtorlı dessanlar, halk eposı. Özbekistan'da: Dastan, halk dastanı.

Kazakistan'da: Epos, arhaik epos, köne epos, batırlık epos, kaharmandık epos, liro-epos, ğaĢıktık liro-epos, romandık liro-epos, batırlık ertegi, cır, hatırlar cırı, tarihi cır, ğaĢıktık cır, epostık cır, liro-epostık cırlar, liro-epikalık cırlar, dastan, anız.

18

Kırgızistan'da: Comok, epos, dastan, epik dastan, baatardık epos, baatardık comok, miftik köönö baatırdık epos, köönö epos, arhaik epos.

Tataristan'da: Dastan (kahramanlık ve sevgi konulu hikâyeler) Dastan, kıssa (Fars edebiyatı kaynaklı destanlara verilen ad). Irak Türkleri'nde: Destan.

Kırım Tatarları'nda: Destan.

BaĢkurtlar'da: Kobayır, yır, cır (hikâye manzum olduğu için). Uygur Türkleri'nde: Dastan, hikâye. Gagauzlar'da: Annatmak (halk hikâyeleri masallaĢtığı için). Balkan Türkleri'nde: Hikâye, masal (halk hikâyeleri masallaĢtığı için). Altay Türkleri'nde: Kay çörçök (kahramanlık destanları için kullanılır). Tuva Türkleri'nde: Tool, Toocu (destan, masal ve hikâye karĢılığı olarak kullanılmıĢtır).

Hakas Türklerinde: Nımah (masal karĢılığı olarak kullanılmıĢtır), alıptıg nımah (kahramanlık destanı karĢılığı olarak kullanılmıĢtır.)

Edebiyatımızda sık sık kullandığımız bu terimi üç grupta değerlendirebiliriz. Klasik Hikâyeler: Divan edebiyatı nazım Ģekillerinden mesnevi tarzı ile yazılmıĢ ve bir olaya dayalı olan eserler.

Modern Hikâyeler: KiĢileri, olayları, zaman ve mekânı belli olan tahkiyevî eserler. Bunlar genellikle kısa metinlerdir.

Halk Hikâyeleri: Üzerinde durduğumuz hikâyelerdir. Diğerlerinden ayrılan en önemli özelliği nazım, nesir karıĢık olması ve bazılarının ilk söyleyenlerinin (musannifinin) belli olmasıdır.

ġimdi de halk hikâyesi ve destan anlatanlara ne gibi adlar verildiğini yukarıdaki Ģekle uydurarak vermek istiyoruz:

Azerbaycan'da: Dastancı, hekâtcı. Türkmenistan'da: Dessancçı, bahĢı.

Özbekistan'da: Dastançi (aĢulaçi), Ģair, cirav. Kazakistan'da:

cırav: Kahramanlık destanlarını araĢtırırlar. Kazak hanları yanlarında bu tür destancıları bulundurmuĢtur. Bunlar savaĢ sırasında askerin morallerini düzeltmektedirler.

cırĢı: Cıravlara ilk dönemlerde verilen addır. Ünlü Kazak araĢtırıcı Rahmangul Berdibayev'e göre bunlar usta malı söyleyen Ģairlerdir.

Kırgızistan'da: Comokçu, Manasçı, Irçı, Akın. Burada comokçunun destan anlatanlara verilen genel bir ad olduğunu bilhassa belirtmek isteriz.

Tataristan'da: Dastançi (Kahramanlık ve sevgi konulu hikâyeler) Irak Türklerinde: Destancı.

Kırım Tatarlarında: Destancı.

BaĢkurtlar'da: Kobayırcı, Sesen, Yırav. Uygur Türklerinde: Medda, dastançi, vaiz.

Balkan Türkleri'nde: Hikâye, masal (halk hikâyeleri masallaĢtığı için) Altay Türkleri'nde: Kayçı.

Tuva Türkleri'nde: Toolçu.

Hakas Türkleri'nde: Ulug hayçı (kahramanlık destanlarına kendi yorumlarını da katarak homus eĢliğinde Ģiir söyleyen kimse)

Kiçig hayçı (Ustamalı söyleyen hayçılara verilen ad)”19