• Sonuç bulunamadı

VARYANTLARININ MUKAYESESİ

2. Olağan Mekânlar: Kendi içinde Ģehir ve ülke adları, bina adları ve coğrafî yer adları olmak üzere üç baĢlık atında oağan mekânlar ele alındı

3.1.2. Yz1’de Yer Alan Motifler

3.1.2.19. Hayvan Motifi

“Türk‟ün hayat tarzı içinde hayvan çok önemli yer tutar, baĢta at olmak üzere evcil ve yabanî hayvanlarla bir müĢtereklik vardır.”109

Yz1‟de isimleri geçen hayvanlar Ģunlardır: Arı, eĢek (merkeb), kaplan, akrep, yılan, ejderha, deve, keklik, balık, at, maymun, yarasa, kuĢ, arslan, deniz aygırları, kısrak, su yarasaları, öküz, koyun, kartal, kurt, geyik, katır, köpek, güvercin, tavus, deve. Bu hayvanlardan bazıları olağandıĢı özelliklere sahiptir. Örneğin; balık ile kekliğin konuĢması, maymunların ülkelerinin baĢına Cihan ġah‟ı getirmeleri, dört kanatlı atlar,su yarasaları …

[4b] / (6) anası óayf idüb ayıtdı ey oàul bunca işe yapışdın olmadı dilersen (7) saña iki merkeb alalım var ùaàdan odun getür ãat aúçesiyle kifÀf idelim (8) didi CÀmesÀb siz bilürsiniz didi ãoñra iki merkeb aldılar ve eşekçilere úoşulub (9) ùaàa gidüb birúaç gün varub odun getürdiler nefèilendiler birgün yine ùaàa

[5a] /(9) vÀlidesine getürdiler zÀr u zÀr aàladılar ayıtdılar oàlun bizimle giderken merkebi (10) úaplan deresine úaçtı ol daòi merkebi getürmeye gitdi úaplanlar görüb kendüyi

[5a] / (18) çamur düşdi anıñ ardınca bir büyük èaúreb çıúub kendüne ùoàrı geldi (19) úalkub ol èakrebi ayaàıyla baãub öldürdi fikir itdi ki bunlar èalÀmetdir ki (20) bu úuyu aàzına kadar bal idi nereden geldi şÀyed ùaşradan geldi ola deyüb

[5b] / (7) gelüb uyudı vÀfir zamÀnda uyandı gördi kim ol kürsilerin beherinde birer (8) ejderhÀ oturur sükÿt gözlerin diküb CÀmesÀba baúarken CÀmesÀb úorkub

[5b] / (13) olduúda gördi ki bir èifrítiñ başında lèali ùabaú içinde bir küçük yılan ammÀ (14) başı Àdem başı gibi gövdesi yılan ammÀ beyÀø úar gibi taòta irdi ol ùabaàı bir

109

(15) ejderhÀ aàzıyla kenÀrından ùutub ol èifrítiñ başından alub taòta úodı ol (16) yılan …. gibi CÀmesÀb selÀm virdi çub ãadrında oturdı ol (17) ejderhÀlara óÀl diliyle selÀm virüb oturuñ didi cümlesi ÀdÀb ile oturdılar (18) cÀmesÀba ayıtdı ãafâ geldin ey èazíz müsÀfirim ãaúın úorúma bu taòtı óaú te´ÀlÀ

[6b]/ (11) èasel-i muãaffÀ arısı gibi neèam görevlisi geldi óaøret-i mÿsÀ işitdi benim ümmetim

[9a]/ (9) idüb cennetden dünyÀya geldi anıñ evlÀdlarınıñ mekr ü hílesinden emín olmazız (10) ZírÀ anlardan òavf olunur daòi úaçar óatta ol vaútÀ degin keklik ùaàından (11) inüb balıúlar ile söyleşürdi keklik balıàa dimiş ki bir melek nidÀ idüb Àdem (12) dünyÀya indi anıñ evlÀdınıñ hilesinden lâîn olmazsınız òavf üzre oluñ

[12b]/(1) bulunur hele ol meyvÀlardan yeyüb birÀz rÀóat ider bir zamÀn daòi oradan (2) gidüb yine deñize gelür ol gice anda úalur görür kim ol deñiz ayàırları ve úısraú (3) ları çıúub ol aàaclar arasında otlayub gezdiler ãabÀó olduúda deñize

[12b] / 9) dürlü çiçekler bulunur RÀyióalarından dimÀàlar mu èatùùar olur belúıyÀ ol gice anda (10) úalur görür kim deñizden küçük küçük ãu yarasaları çıúub geldiler baèøı

[13b] /(4) bunlarıñ cümlesi ata binmi kendüleriniñ ikişer kanÀdı var ve atlarınıñ dörder kanÀdı var (5) Yeşil ùonlar geymiş anlar BelúıyÀya ayıtdılar ne maòlÿúsıñ bize òaber vir didiler

[15b] / (1) ey burÀú bu Àdem server-i kÀinÀtıñ èÀşıúıdır yolda anı incitmeyesin ãaà ve (2) sÀlim èÀmire götür didi belúıyÀ seóer vaútinde ata bindi ôuhÿr vaútinde èÀmire irdi

[17a] / (19) cennetden çıúma bir öküz vardır anıñ dört bin ayaàı vardır iki boynuzınıñ (20) arası biñ yıllıú yoldur ol yÀkÿt iki boynuzı arasındadır anıñ ayaàı

(21) altında kemkem adlu bir gemi vardır yerlerden büyükdür anıñ altınıñ Nÿn adlu bir balıú

[21a]/ (18) TedÀrik görüb av itmege çıúdım av yerleriñ keşt-i güõÀr iderek bir geyige dÿş (19) oldum ol geyik kaçdı biz koàduk Ha bunda ha şunda diyerek bítÀb úaldın

[22b]/(8) ãofrayı úaldırdılar úarnımız ùoyub rÀóat olduú maymunlar büyük köpeklere ayrılub (9) at gibi suvÀr olub sarÀydan içerü gelüb aşaàıda inüb baña ùoàrı gelüb

[27b]/ (7) cümle eùrÀfın gezerdim gördüm ki hevÀdan üc èaded gügercin baña ùoàrı geldiler (8) ben köşkiñ bir tarafına gizlendim bunlar gelüb ol taòta úondılar gördüm ki

[37a] /(9) şükür şu görünen ãuya girdim yine çadıra geldim ãoñra Şemsa suyıñ kenÀrına varub(10) iõÀcÀe´l-úaøÀ èamiye´l-baãar fehevÀsınca Şemsa ãuya varınca arúadan bir úurt (11) gelüb şemsayı kapar görürem ki Şemsadan vÀy medet ãadÀsı didim èacÀba ne

[38a] / (9) ndanım eger cenneti ki gördüñ bu yer baña rezÀletdir ve ol ulu atañız ile cennetde(10) idim ismime ùÀvus dirler cennetde iken bundan müõeyyen idi bir vaúit cennet

3.1.2.20. Hızır Motifi

“Türk Destanları‟nda hakanların akıl danıĢtıkları görmüĢ-geçirmiĢ, bilgili, irfan sahibi yaĢlı kiĢiler vardır. Ġslamiyetten önceki destanlarda bu kiĢiler, olağanüstülük arz etmezler.

Ġslamiyet‟ten sonraki destanlarda “Hızır” adı verilen Pîr-i fâni yer almaktadır. Hz. Peygamberden sonra dini yönden en önemli mevkii iĢgal eder. YeĢil elbiseler giymiĢ olarak tasvir edilir. Zor anlarda, kahramanların en büyük yardımcısıdır”. 110

110

Yz1‟de hızır motifi bir yerde geçmektedir. Belkıya yolculuğu sırasında Hızır a. s. ile karĢılaĢır. Kendisinden yardım ister. Hızır da kendi iradesi ile hareket etmediğini, Hakka münacaat etmesini önerir. Allah duasını kabul eder. Belkıya da göz açıp kapayıncaya kadar kendini Mısır‟da bulur. Hızır‟ın zor zamanlarda imdada yetiĢen özelliğine burada da rastlıyoruz; fakat önemli bir husus onun yaptığı her Ģeyde Allah‟ın rızasının olmasıdır.

[39b] / (12) İşte òıøır geldi BelúıyÀ òıøırıñ elin öpüb yalvarır ve başına aóvÀli òıøıra (13) naúil ider òıøır a. s. ayder ve BelúıyÀ Mıãır ile buranıñ arası bir yıllıú yoldur ben (14) kendi re´yimle bir iş ùutamam tÀki òÀliúim buyurmayınca óaúúa münÀcÀt eyle eger (15) emr-i ilahi olursa bir laóôada seni Mıãıra getürem belúıyÀ ol úaldurub duèa (16) ve niyÀz ayıtdı ol vaúit òıøır a. s. ayıtdı yÀ BelúıyÀ elime yabış dir belúıyÀnıñ elin (17) òıøır a. s. aldı yum gözin dedi açınca hemÀn kendüsini sarÀyda buldu varır

3.1.2.21. Işık Motifi

“IĢık, destanlarda semavi-dinî bir motiftir. Türk boylarını yönetecek olan kahramanlar ve onların evlenecekleri kadınlar, çoğu defa kutsal bir ıĢıktan doğarlar. Ġslâmiyet‟ten sonraki destanlarda, kahramanlar daima yüzleri nurlu, aydan daha parlak olarak tasvir edilmektedir.”111

“ Mutlu gelecek anlamını ifade eder.”112

Yz1‟de etrafı aydınlatan parıltılı ıĢıklara rastlamaktayız. Bunun yanında “gar-ı münevver” yani “ıĢıklı mağara” önemlidir. Çünkü bu ıĢıklı mağara olağandıĢı bir mekândır.

[5b] /(1) Aydınlıúdan yaña giderken yürüdigi bir açıú temür úapu var andan içerü girdi gördi (2) bir èaôím óavø ãular çaàlayub gider ol óavøıñ ortasında yeşil zebercedden bir (3) taòt var anıñ øiyÀsı eùrÀfı rÿşen itmiş gündüz gibi ve ol òavøın eùrÀfı óisÀba

111 Köksal, a.g.e., s. 62.

112

[11b] / (4) elini yüregi üstüne úomuş ãarıça parmaàında úırmızı yÀkÿtdan bir òÀtem ùurur (5) øiyÀsı àÀr-ı münevvere bilmiş baúan gözler úamaşur bunı èİúÀb görünce dünyÀ