BEYAZ DOLUNAY
HAYAT ĠMLÂSI
Uçurumun kenarına gelirsin Ense köküne vurur rüzgâr Tarihin çığlıklarını duyarsın Yarlar arasından Yazmak istersin Yazamazsın, YaĢamak istersin Beceremezsin… Yazı,
Hayata dönüĢür neden sonra Noktalar, virgüller, soru iĢaretleri Ünlemler koyarsın
Tepkilerinin yerine ġaĢırır, kızarır, susarsın Kancaları arasında Lime lime eder seni Soru iĢaretleri
Parçalarını birleĢtirmeye Noktalar koyarsın Birden baĢlar gözyaĢın Dinmek bilmeden akmaya DeğiĢmek uğruna
Acı hıçkırıklarını Bırakırsın arkanda Yazı biter, üç noktayla…
II
Bir mavi çocuktur ardında kalan Bilmezsin
Yadsımaya gerek yok ġairsin
Hüzne banmıĢtır kader dividini Kaçsan da değiĢmez
Yoluna kazınan yazı Ağlasan
Rahmeti susturamazsın YaĢamak kuruntusu Nefes alır ensende O Ġlah ki koymuĢtur Ġki nokta üst üste Açtığı parantezi istesen Doldurmadan kapatamazsın Suya yazsan ömrünün talihini Dalgaları yarlardan gelen rüzgârla Kaldıramazsın…
HAZĠRAN ġĠĠRĠ
Haziran üstümüzde dal dal moda çevremizde renk renk Ġstanbul bin dokuz yüz elli beĢinde çimenler altımızda sık sık
bulutlar üstümüzde seyrek
eteklerin moda yelkenlerinde elin omzumda sıcak
belin kolumda ince gözün gözümde ürkek ıĢık gölge bir oyun
çiçek yaprak allı morlu haziran üstümüzde dal dal saçların yüzümde tek tek
bir kuĢ bir kanat tenimizde bir rüzgâr bir serinlik içimizde bir gök bir deniz mavi mavi Ģarkı bahçe düğün dernek
Ġstanbul bin dokuz yüz elli beĢinde etek yelken bir cümbüĢ
yanak yanağa sürtünüĢ elin omzumda sıcak belin kolumda ince dilim kulağında titrek.
HER ġEY SENDE GĠZLĠ Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif… Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü… Ne renk olursa olsun kaĢın gözün KarĢındakinin gördüğüdür rengin... YaĢadıklarını kâr sayma
YaĢadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaĢarsan yaĢa
Sevdiğin kadardır ömrün... Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her Ģeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
GüneĢin doğuĢundadır doğanın sana verdiği değer Ve karĢındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karĢındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ıĢığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın GüneĢin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü… Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin. ĠĢte budur hayat!
ĠĢte budur yaĢamak bunu hatırladığın kadar yaĢarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üĢürsün Ve karĢındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir
KuĢlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve her Ģeyi öğrendiğin kadar bilirsin
HÜZÜN ADRES DEĞĠġTĠRĠR
YakıĢmıyor cepheyi terk ediĢin, Mert dayanır, namert kaçar sevdiğim. Fazla sürmez hatanı fark ediĢin, Hasret eken, hüsran biçer sevdiğim.
Adet ettin aĢk dersini asmayı, Hüner saydın sırra kadem basmayı, Yetti artık çok denedim susmayı, Ġsyan eden bayrak açar sevdiğim.
Nice avcı bende silah sınadı, Geri tepti, sineleri kanadı, Kırılsa da yüreğimin kanadı, Yine açar, yine uçar sevdiğim.
Bir resmimiz bile yoksa baĢbaĢa, Revamıdır ben yanayım, sen yaĢa, AĢk sunacak sakimi yok sarhoĢa, Yine bulur, yine içer sevdiğim.
Aynaların farkı kalmaz düĢmanla, TanıĢırsın doğduğuna piĢmanla, Hüzün adres değiĢtirir zamanla, Benden geçer, sana göçer sevdiğim.
Üzerime yar sevdiğim sahi mi? Kalp çalmakta senin gibi dahi mi? Ağlama der dosta ÂĢık Daimi, Bu da gelir, bu da geçer sevdiğim.
ĠBRAHĠM
Ġbrâhîm
içimdeki putları devir elindeki baltayla kırılan putların yerine yenilerini koyan kim
güneĢ buzdan evimi yıktı koca buzlar düĢtü putların boyunları kırıldı ibrâhîm
güneĢi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaĢan güzelleri buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim
ĠSTĠYORUM
Bir çiçek istiyorum, ben bakmadan solacak; Bir kanat istiyorum, beni yerden alacak; Bir güneĢ istiyorum, gece bende kalacak...
Bir mermer istiyorum, arzumca oymak için; Bir kadın istiyorum, ruhunu soymak için; Bir çift diz istiyorum, baĢımı koymak için...
Bir zincir istiyorum, hırsımı bağlayacak; Bir yangın istiyorum, ruhumu dağlayacak; Bir ana istiyorum, baĢımda ağlayacak...
Bir bilinmez kaleyi fethetmek tek baĢına, Vurulup düĢmek birden son burcun son taĢına; Uzanan bir çift dudak gözlerimin yaĢına...
Bir ilham istiyorum, bir gün vahye erecek, Bir çift göz istiyorum, can evimi görecek; Bir sevgi istiyorum, ömürlerce sürecek...
Bir mihrap istiyorum, önünde diz çökmeğe; Biraz yer istiyorum yoldan, fidan dikmeğe; Ve tohum istiyorum, boĢ tarlamı ekmeğe...
Bir yapı, temeline elimle taĢ koyacak; Bir sevgili, her derdin gözüne yaĢ koyacak; Bir iman istiyorum uğruna baĢ koyacak.
KARMAKARIġIK
Yerlerden göklere ağlar germiĢim. ġu akan yıldızlar benim, benim, benim! Dizinin dibine postu sermiĢim.
Güler de güler canım, canım, canım!
Yapraklar, çiçekler, meyveler dalı, Gözlerin, dillerin müjdeler dolu. Ben de kendimi kapmıĢ koyvermiĢim, BaĢım duman duman, içim inim inim!
Yollara düĢmüĢüm, elsiz, ayaksız, Türküler düzmüĢüm, sözsüz, duraksız, Sesini almıĢım, sazımı kırmıĢım, Telden uçtu gider ünüm, ünüm, ünüm!
Selâm Ģu bağrıma çarpan yankıya, Elveda Neden'e, veda Çünkü'ye Bir masala giden yolda durmuĢum, Sana çevrilmiĢ yönüm, yönüm, yönüm!
AteĢe vermiĢim dört bir mevsimi, Tek yaprağa indirmiĢim takvimi, Gece olmuĢ seni düĢte görmüĢüm, Ġlle geçmiyor günüm, günüm, günüm!
Bahtım beni almıĢ, çekmiĢ götürmüĢ, Ceylânlar dolusu yere getirmiĢ, Sana niĢan almıĢım, beni vurmuĢum; Akar da akar kanım, kanım, kanım!
Sesler döner yoldan; dünüm, dünüm, dünüm! Sesler düĢer yollara, sonum, sonum, sonum: Zehir mi, bal mıdır, bir Ģey karmıĢım. Yemesi güç a benim, benim, benim! Orhan ġaik GÖKYAY