• Sonuç bulunamadı

Hava, Su, Toprak Kalitesi ve Kirlilik

3 Coğrafi Yapı ve Altyapı

3.2 Çevre ve Altyapı

3.2.5 Hava, Su, Toprak Kalitesi ve Kirlilik

3.2.5.1 Hava Kalitesi ve Kirliliği

Hava kirliliği genel anlamda, sanayi kuruluşlarında meydana gelen emisyonların yeteri kadar önlem alınmadan atmosfere bırakılması, ulaşım araçlarından kaynaklanan egzoz gazlarının atmosfere ve-rilmesi, çeşitli tesislerde ve konutlarda kullanılan özellikle fosil yakıtlarından ortaya çıkan partikül, duman, is, kükürt, azot oksitler ve hidrokarbonlardan oluşmaktadır.

İmalat sanayi ile çevre arasında çok yönlü ve birbirini etkileyen çok sıkı bir ilişki olup, bu etkileşimin yarattığı olumlu sonuçların yanında, çevre koruma açısından önlemler alınmadığı ve uygun teknolojiler kullanılmadığı takdirde çevre üzerinde olumsuz sonuçlar doğuran bir kirlilik sorunu ortaya çıkmakta, giderek kaynakların tahribine, çevrenin hızla kirlenmesine ve sanayi sektöründen beklenen yarar-ların giderek azalmasına neden olmaktadır. Sanayi tesisleri kurulur-ken yer seçiminde sadece ekonomik kolaylıklar açısından özendi-rici faktörlere ağırlık verilmesi de hava kirliliğinin olumsuz etkilerini

artırmaktadır. Bunun yanında sanayi tesislerinin yer seçiminin yanlış yapılması, çevre açısından uygun teknolojilerin kullanılmaması, sanayiden kaynaklanan atık gazların yeterli teknik tedbirler alın-madan atmosfere salınması, ekonomik ömrünü dolduran tesislerin çalıştırılmaya devam edilmesi de hava kirliliğini önemli derecede artırmaktadır.

Adana’da özellikle kış aylarında, ısınma amaçlı kömür kullanımı nedeniyle hava kirliliği ciddi oranda artış göstermektedir. Araçlardan kaynaklanan hava kirliği ise toplam kirliliğin büyük bir bölümünü teşkil etmektedir. Bazı kaynaklarda, Adana gibi büyük şehirlerdeki araçların meydana getirdiği kirli-liğin ısınmada kullanılan yakıttan meydana gelen kirlilikten daha fazla olduğu ifade edilmektedir. Bu nedenle, hava kirliliğinin azaltılması için egzozlardan çıkan kirliliğin azaltılması gereklidir.

Mevcut endüstrilerden kaynaklanan emisyonlar, kullanılan yakıt türüne bağlıdır. Buna bağlı olarak havaya atılan emisyonlar CO, SO2, N0x ve isliliktir. Endüstri tesislerinin hemen hepsinden kullanılan yakıta bağlı olarak belli oranda da olsa atmosfere bu emisyonlar bırakılmaktadır. Adana Hacı Saban-cı Organize Sanayi Bölgesi’nde yakıt olarak doğalgaz kullanılmakta olup, bunun sonucunda sanayi tesislerinden kaynaklanan hava kirliliği büyük ölçüde azalmıştır.

Mersin’de sadece sanayi tesislerinin kullanımını sağlayacak şekilde projelendirilen güney doğalgaz iletim hattı çalışmaları 2006 yılı içerisinde tamamlanmış ve doğalgaz sanayide kullanılmaya baş-lanmıştır. Sanayi tesislerinin bir kısmı doğalgaz bağlantılarını tamamlamış ve doğalgaz kullanmaya başlamış olup bir kısmı ise bağlantı aşamasındadır.

Sanayi tesislerinin yer seçiminin yanlış yapılması ve bu tesislerde çevre açısından uygun teknolojilerin kullanılmaması da hava kirliliğini önemli derecede artırmaktadır.

Coğrafi Yapı ve Altyapı

68

3.2.5.2 Su Kalitesi ve Kirliliği

Sosyal ve ekonomik gelişme ile birlikte yaşam standartlarının yükselmesi, kişi başına içme ve kullan-ma suyu ihtiyacını da artırkullan-maktadır. Yasal olkullan-mayan su tüketimi, tesislere verilen zararlar, kanalizas-yon şebeke bağlantılarında ve deşarjlarındaki tekniğine uygun olmayan uygulamalar içme suyu ve kanalizasyon tesislerinin etkin kullanımına engel olmaktadır.

Türkiye’de su kirliliğine etki eden unsurlar; sanayileşme, kentleşme, nüfus artışı, zirai mücadele ilaç-ları ve kimyasal gübreler olarak gruplandırılabilir. Sanayinin çevre üzerindeki olumsuz etkisi diğer faktörlerden çok daha fazladır. Sanayi kuruluşlarının sıvı atıkları ile su kirliliğine ve dolaylı olarak da yine su kirliliğine bağlı, toprak ve bitki örtüsü üzerinde aşırı kirlenmelere neden olduğu ve doğa tahribine yol açtığı bilinmektedir. Zirai mücadele için kullanılan ilaçlamalarda havadaki ilaç zerreleri-nin rüzgârla sulara taşınması veya pestisit üretimi yapan fabrika atıklarının durgun veya akarsulara boşaltılması sonucunda su kaynakları pestisitlerle kirlenmektedir. Diğer yandan, kimyasal gübrelerin bilinçsizce ve aşırı kullanımı da zaman içinde toprağı çoraklaştırmakta ve yine doğal çevrim ile gerek su kirlenmesi ve gerekse diğer etkileri ile olumsuzluklar yaratmaktadır.

Kıyılardaki kirlilik düzeyi Avrupa ülkelerine göre daha azdır. Ancak kirlilik düzeyinin daha yüksek ol-duğu bölgeler de bulunmaktadır. İstanbul Boğazı, İzmir, İzmit, Gemlik, Mudanya, Bandırma, Ayvalık, Marmaris Körfezleri, Marmara Denizi, Akdeniz Taşucu-İskenderun arasında kalan kıyı şeridi kirlilik yükü fazla olan bölgelerdir.

Adana şehrinin içme ve kullanma suyu Çatalan Baraj Gölü’nden sağlanmaktadır. 1998 yılında başla-nan Adana İçme Suyu Temin Projesi 2002 yılında tamamlanmış ve su şehre verilmeye başlanmıştır.

Şehrin Seyhan ve Yüreğir yerleşim birimleri ile Sofulu, Buruk, İncirlik, Kürkçüler, Suluca, Abdioğlu ve Küçükdikili beldeleri ile yakın köy ve mahallelerde Çatalan içme suyu kullanılmaktadır. Projenin kap-samında; su alma yapısı, arıtma tesisi, isale hatları, depolar ve ana dağıtımın hatları bulunmaktadır.

Proje 1.000.000 m3/gün kapasiteye uygun ve üç aşamalı olarak planlanmıştır. Projenin 1. ve 2. aşa-maları tamamlanmıştır. Bugün itibarıyla su arıtma kapasitesi 500.000 m3/gün’dür. İhtiyaç duyulması halinde kapasite artırılabilecektir.

Mersin kenti ve Tarsus ilçesinin içme suyu Berdan Nehri üzerindeki Berdan Barajı’ndan karşılanmak-tadır. Mersin iline bağlı diğer ilçe ve köylerin içme suyu temini İller Bankası ve Köy Hizmetleri’nce sağlanmakta ve çoğunlukla membalar ve kuyular kullanılmaktadır. Berdan Barajı Tarsus ilçesi sı-nırları içindedir. Berdan Barajı’nı besleyen su kaynağı Berdan Nehri’dir. 1984 yılında hizmete giren Berdan Barajı içme suyu, sulama, taşkın koruma ve enerji üretimi olarak çok amaçlı kullanılmaktadır.

İçme suyu olarak, 3. ünite arıtma tesisinin tamamlanmasıyla yıllık 142,5 hm3 su temin edebilecek kapasitededir.

Şekil 29 ve Şekil 30, Adana ve Mersin’de, 2001-2006 yılları arasında, içme suyu verilen belediye sayısı-nı göstermektedir. 2006 yılı itibari ile Adana’da 51, Mersin’de ise 70 belediyeye içme suyu verilmektedir .

a. Temiz Su Sistemi

69

Coğrafi Yapı ve Altyapı

Şekil 29: Adana’da içme suyu verilen belediye sayısı (2001-2006)

Kaynak:TÜİK, (2001-2006).

Şekil 30: Mersin’de içme suyu verilen belediye sayısı (2001-2006)

Kaynak:TÜİK, (2001-2006).

Adana şehir merkezinin evsel atık sularının çevre yapısını bozmadan şehirden uzaklaştırılması ve Seyhan Nehri ile Akdeniz kıyılarının doğal yapısını bozmaması için ASKİ Genel Müdürlüğü tarafın-dan Atarafın-dana kenti için 2 adet atık su arıtma tesisi yapılması planlanmış ve 1999 yılında Doğu (Yüreğir) ve Batı (Seyhan ) Adana atık su arıtma tesisleri projesi hayata geçirilmiştir.

Mersin’in sahil belediyelerinde yoğunlaşmış olan turizm tesisleri ve tatil siteleri atık suları için Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği gereğince yaptırılan müstakil atık su arıtma tesisleri, projelendirme ve özellikle işletme problemlerinden dolayı deniz kirliliğinin önlenmesinde soruna çözüm olamamıştır.

Tarsus ilçesi dışında kanalizasyon ve atık su arıtma tesisi sorununu tam olarak çözen belde ve bele-diye bulunmamakta olup başta sahil belebele-diyeleri olmak üzere alt yapı sorunlarını çözmek amacıyla belediyeler bir dizi çalışma içerisine girmişlerdir.

Mersin’ de evsel atıkların foseptiklerle doğrudan toprağa verilmesi ve kanalizasyon sistemi yetersiz-liği yer altı ve yüzey sularının kirlenmesine sebep olmaktadır. Evsel atık sularda bol miktarda bulu-nan mikroorganizmalar taşınma sırasında doğal olarak temizlenmeye uğrasa da bir miktar organik madde ve deterjan gibi parçalanmaya karşı dayanıklı bileşikler yer altı suyuna ulaşarak içme suyu açısından sorun yaratmaktadır.

Şekil 31 ve Şekil 32, 2001-2006 yılları arasında, arıtma tesisi olan belediye sayısını göstermektedir.

2006 yılı itibari ile Adana’da 10, Mersin’de ise 19 belediyenin arıtma tesisi bulunmaktadır.

50 40 30 20 10 Belediye Sayısı 0

2001 2002 2003 2004 2006

50 52 52 52 51

70 60 50 40 30 20 10 0

Belediye Sayısı

68 68 69 69 70

2001 2002 2003 2004 2006

b. Atık Su Sistemi, Kanalizasyon ve Arıtma Sistemi

Coğrafi Yapı ve Altyapı

70

Şekil 31: Adana ili arıtma tesisi olan belediye sayısı (2001-2006)

Kaynak:TÜİK, (2001-2006)

Şekil 32: Mersin ilinde arıtma tesisi olan belediye sayısı (2001-2006)

Kaynak:TÜİK, (2001-2006)

3.2.5.3 Toprak Kalitesi ve Kirliliği

Türkiye’nin yüzölçümü 783.562 km2 olup en önemli doğal kaynaklarından birisi de toprağıdır. Ülke topraklarının ekilebilen kullanılan arazisi ise 27,9 milyon hektardır ve yaklaşık 4 milyon hektarı sula-nabilmektedir.

Topraklar insan biyosferinin en önemli öğesidir. Topraklarda meydana gelebilecek tüm olumsuz de-ğişmeler, insan yaşamını önemli ölçüde etkileyecek güce sahiptir. Türkiye’deki tarım arazisi kullanımı tüm arazi varlığının yalnızca %24’ünün (19,3 milyon hektar) tarıma uygun olduğunu göstermektedir.

Ürün artışını amaçlayan tarım politikaları bir yandan tarımsal üretimin kompozisyonunu değiştirmiş, bir yandan da tarımsal girdi kullanımının genişlemesi ve yoğunlaşmasına neden olmuştur. Bu önemli değişikliklerin her ikisi de çevre sorunlarına yol açmıştır.

Tarımsal girdilerin bu etkilerine ek olarak, tarım arazilerinin tarım dışı amaçlarla kullanılması ve en-düstriyel kirliliğin artması vb. sorunlar tarım arazisi kullanım potansiyelini azaltırken tarım toprak-larının sorunlarını her geçen gün artırmaktadır. Amaç dışı arazi kullanımının önlenememesi tarım arazilerinin miras yoluyla aşırı bölünmesi, yanlış arazi kullanımı, hatalı toprak işleme, toprağı ve suyu yok edeceğinden açlık tehlikesini hızlandırması söz konusudur (Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye Çevre Atlası, 2004).

Toprak kirlenmesi; arazinin yanlış kullanılması, fazla gübre kullanımı, tarım koruma ilaç kalıntıları ile sanayi ve evsel katı atık ve artıkların doğrudan araziye dökülmesi, ayrıca hava kirlenmesine sebep olan kirleticilerin yağışlarla toprağa ulaşması sonucu meydana gelmektedir.

Aşağıdaki tabloda görülen Arazi Kullanma Kabiliyeti (AKK) sınıflaması, daha çok tarımsal amaçlı bir

12 10 8 6 4 2 0

Belediye Sayısı 3 4 5 4 10

2001 2002 2003 2004 2006

20 15 10 5

Belediye Sayısı 0 12 12 8 11 19

2001 2002 2003 2004 2006

71

Coğrafi Yapı ve Altyapı

yorumlama seklidir. İlk dört sınıf arazi iyi bir toprak idaresi altında, yöreye adapte olmuş tarla bitkileri ile orman, mera ve çayır bitkilerini iyi bir şekilde yetiştirme yeteneğine sahiptir. VI. ve VII. sınıflar bulundukları yöreye adapte olmuş yerli bitkilerin yetişmesine elverişlidir. VIII. sınıf arazi, çok etkin ve pahalı ıslah çalışmaları ile üretime alınabilirse de mevcut piyasa koşullarında, elde edilecek ürün yatırım harcamalarını karşılayamaz.

Tablo 12: Çukurova Bölgesindeki arazi kullanma kabiliyeti sınıflamasına göre topraklar

Kaynak: Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye Çevre Atlası, 2004.

Toprak yapısına göre arazi sınıfları incelendiğinde iki ilde özellikle VI. Ve VII. Sınıf arazilerin yoğun-laştığı görülmektedir. Bölgedeki toprak kirliliği ile ilgili detaylı araştırma ve bilgi eksikliği bulunmak-tadır. Bölgenin tarımsal karakteri göz önüne alındığında bu konudaki çalışmaların gerekliliği büyük önem taşımaktadır.

3.2.5.4 Hava Kalitesi ve Kirliliği

Adana ve Mersin, hava kalitesi açısından Akdeniz Bölgesi genel ortalamasının üstünde seyretmektedir.

SO2 ve PM10 değerleri bölge ortalamasından düşük sayılabilecek değerlerdedir (Şekil 33). Ancak sana-yide ve ısınma amaçlı kullanılan yakıtlardan kaynaklanan emisyon hava kalitesini olumsuz etkilemektedir.

Şekil 33: Akdeniz Bölgesi hava kalitesi değerleri, Aralık 2009 250

200 150 100 50 0 Hava kalitesi değerleri

SO2 PM10 Hava kalitesi indeksi

Kaynak: http://www.havaizleme.gov.tr

Coğrafi Yapı ve Altyapı

72