• Sonuç bulunamadı

5.3.8. Hz. Eyyûb Makamı

Şanlıurfa şehir merkezinin güneyinde yer alan Eyyûb Peygamber Mahallesi’nde, Eyyûb Peygamber Makamı olarak adlandırılan külliyede “Çile Mağarası” ve “Şifalı Kuyu” bulunmaktadır. Hz. Eyyûb ile ilgili hikâye Şanlıurfa’da halk arasında ve yazılı kaynaklardan aktarılan rivayetlere göre şu şekilde anlatılır: Allah, Hz. Eyyûb’u peygamberlikle görevlendirir. O’nu ve ailesini hem maddi hem de manevi açıdan öyle bir varlıklı hale getirir ki, O’na birçok evlât verir, malları ve davarları çoğaldıkça çoğalır. Allah O’nu bir imtihana tabi tutar ve önce malını, sonra da evlatlarını elinden alır. O ise, “Veren Allah, alan Allah” diyerek, hiçbir şekilde sitem etmeden, hüzne girmeden haline şükreder ve sabreder. Sonrasında ağır bir rahatsızlığa yakalanır ve her yeri yara içerisinde kalır. Kendisini köyden kovarlar. Eşi Rahime, kendisini köyden bayağı uzak bir mağaraya, yani şu an Eyyûb Peygamber Makamı olarak anılan ve yüzyıllardır ziyaret edilen “Çile Mağarası”na bırakıp köye geri gider. Sonrasında, eşi Rahime ara sıra kendini mağarada ziyaret eder. Hz. Eyyûb’un vücudunu kurtlar kaplar.

Tam kurtlar kalbine de siyaret etmeye başladığında, bu azîz Peygamber Allah’a iyileşmek için dua eder. Allah, O’nun bu duasını kabul buyurur ve topuğunu yere vurmasını, oradan çıkacak olan su ile yıkanmasını ve soğuk suyu içmesini emreder. Hz. Eyyûb bu emri yerine getirir ve o suyla bir güzel yıkanır ve sudan biraz içer. Böylece hastalıklardan kurtulmuş olur. Daha sonra buraya şifalı kuyu denmiştir. Bu kuyunun yaklaşık 150 metre kadar batısında yer alan kalıntıların alt kısmında kayaların oyularak oluşturulduğu bir hamamın var olduğu, burada cüzamlı hastaların ve romatizmal şikayetleri olan kişilerin tedavisinin yürütüldüğü yazılı ve sözlü kaynaklarda ifade edilmektedir (Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2018).

Fotoğraf 9. Hz. Eyyûb Makamı (Avcı İsot, 2018)

5.3.9. Karaali Kaplıcaları

Harran Ovası üzerinde olan, fakat Şanlıurfa İl Merkezine bağlı Karaali köyünde bulunan kaplıca, Şanlıurfa’ya 45 km. mesafededir. Valilik tarafından yaptırılan bazı jeolojik araştırmalarda, suyun sıcaklığının 41-49°C arasında değiştiği belirlenmiştir. 150.000 m3 saat sıcak su kapasitesine sahip kaplıca tesislerinin yanında bulunan seralar da bu su ile ısıtılmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda, 9.000 hektar sera alanının ısıtılabileceği tespit edilmiştir. Karaali Kaplıcalarının suyu başta romatizmal rahatsızlıklarda, deri ve zührevi hastalıklarında, böbrek taşı rahatsızlıklarında ve bazı iltihabi hastalıklarda fayda sağlamaktadır (Akbıyık, 2014).

Özel idare tarafından 1997 senesinde inşa edilen tesisler, toplam 34 oda ve 100 yatak kapasitelidir. Kaplıcalara gelen yoğun talep üzerine Özel İdare 54 daireden ve 300 yataktan oluşan bir apart da yaptırarak 2000 yılında hizmete açmıştır. Karaali

Kaplıcalarına çevre illerden gelenlerin yanı sıra, uzak yerlerden de ziyaretçiler gelmektedir. Bu talep yaz aylarında daha da artmaktadır. Kış aylarında ise kaplıca genelde hafta sonu ve tatil günlerinde rağbet görmektedir. Tesislerin yaz aylarındaki doluluk oranı % 70’lerde iken, bu oran kış aylarında % 30’lara kadar gerilemektedir (Akbıyık, 2014).

Fotoğraf 10. Karaali Kaplıcaları (Akbıyık, 2014)

5.3.10. Karacadağ Kayak Merkezi

Güneydoğu’nun ilk ve tek kayak merkezi olan, Siverek ilçesine ağlı Karacadağ Kayak Merkezi, kayağa ilgisi olan bireyleri cezbetmektedir. Özellikle hafta sonlarında ve tatil günlerinde birçok kişinin rağbet gösterdiği merkez, son zamanların en kalabalık dönemini yaşıyor. Şanlıurfa Merkez’e 150, Siverek’e ise 60 km uzaklıkta bulunan Karacadağ Kayak Merkezi, kasım ayından itibaren bölgede görülen kar yağışı ile beraber kayak severlerin bölgedeki ilk uğrak yeri haline gelmiştir ve Güneydoğu’da kış turizminin gözdesi olmuştur (Şanlıurfa Belediyesi, 2017).

Özellikle inanç ve kültür turizmi ile ön planda olan Şanlıurfa, bu kayak merkezi ile kış turizminde de var olduğunu kanıtlamıştır. Başta Şanlıurfa olmak üzere Diyarbakır, Adıyaman, Mardin ve Gaziantep’in yanında diğer şehirlerden de çok sayıda sporcu buraya akın etmektedir. İçerisinde kafeterya ve hizmet binalarının da bulunduğu Karacadağ Kayak Merkezi, 700 metrelik pisti ile de bu işi profesyonelce yapan bireylerin beklentilerini karşılamaya başlamıştır (Şanlıurfa Belediyesi, 2017).

Fotoğraf 11. Karacadağ Kayak Merkezi (Şanlıurfa Belediyesi, 2018)

5.3.11. Kazzaz Pazarı (Bedesten)

Gümrük Hanı’nın güneyinde bulunan Kazzaz Pazarı 1562 yılında yapılmıştır. 1740 tarihinde kurulan Rızvan Ahmet Paşa Vakfiyesi’nde ‘Bezzazistan’ diye anılan bu çarşının onarıldığı ifade edilmektedir. Kapalı çarşı biçimindeki bedesten düzgün kesme taşlardan meydana gelmiştir. Toplam 4 adet kapısı bulunmaktadır. Ana kapı doğuda Han Önü Çarşısı’na açılırken bir diğer kapı batıda Sipahi Pazarı’na açılmaktadır. Yine benzer şekilde Pamukçu Pazarı’na güney kapısı; Gümrük Hanı’na ise kuzey kapısı açılır. Sağlı sollu şekilde çarşıda yer alan ve iki sıra halinde devam eden dükkânlar bir metre yüksekteyken 1998 yılındaki Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV)’nın yaptığı yenileme esnasında zeminle aynı düzleme getirilmiştir (Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2018).

Bu çarşı, günümüzde yöresel kıyafet ve aksesuarların satıldığı bir yer olarak hizmet vermektedir. Şanlıurfa Bedesteni, Anadolu topraklarında otantik ortamını kaybetmeyen hatırı sayılır çarşılardan biridir (Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2018). Burada ziyaretçiler hemen her ölçüde yöreye özgü kıyafet bulabilmektedir ve çoğu kez özellikle hatıra olması veya özel günlerde giyebilmeleri bakımından satın alma yoluna gitmektedir.

Fotoğraf 12. Kazzaz Pazarı (Bedesten) (Portal Şanlıurfa, 2018)

5.3.12. Mevlid-i Halil (Dergâh) Camii ve Mağarası

Hz. İbrahim, Mevlid-i Halil Camisinin güney tarafında yer alan mağarada dünyaya gelmiştir. Nemrut ve adamları tarafından öldürülmesin diye 7 yaşına kadar bu mağarada yaşamını sürdürmüştür. Rivayete göre mağarada bulunan suyun şifalı ve birçok hastalığa derman olduğu söylenmektedir (Özükan, 2007; Göktaş, 2016). İnsanlar buraya gelip sık sık dualarını ederler ve sonrasında hemen yan tarafta bulunan Mevlid-i Halil Camisinde, diğer adıyla Dergâh Camisinde namazlarını kılarlar. Hz. İbrahim bu mağarada dünyaya geldiği için, hemen yanında inşa edilen camiye ‘Halil’in kutsal doğumu’ anlamına gelen “Mevlid-i Halil” adı verilmiştir.

Camii inanç ve dinler konusunda 5 farklı evre geçirmiştir. İlk başta, Seleukoslar Döneminde meydana bir putperest tapınağı inşa edilir, sonrasında ise aynı yerde Yahudiler bir Havra yaparlar. Akabinde buralara egemen olan Hristiyanlar, Hristiyan Kilisesi adında bir kilise inşa ederler. Bizanslılar Dönemimde ise bu alana Urfa Ayasofya’sı yapılır. Son olarak da bölgeye egemen olan Müslümanlar burayı kısmen kiliseden bozma bir camiye dönüştürürler (Süt, 2010; Göktaş, 2016).