• Sonuç bulunamadı

AB ülkeleri ilaçta yeniliklerin teşvik edilmesi adına pek çok politika izlemektedir. Politikalar, temel araştırmalara yönelik kamu teşvikleri, Ar-Ge harcamaları için vergi indirimi, yüksek kalifiye iş gücüne yönelik eğitimler, fikri mülkiyet haklarının korunması şeklinde sıralanabilir (OECD, 2010b: 156).

Avrupa her ne kadar Lizbon Ajandası’yla Ar-Ge harcamalarının GSMH’ya oranının 2010’a kadar % 3’e çıkarılması gibi iddialı hedefler ortaya koymuşsa da, henüz bu hedeflere ulaşmaktan uzaktır. ABD’nin GSMH’sına oranla Ar-Ge’ye ayırdığı kaynak (% 2,7), AB ortalamasının (% 1,84) üstündedir. Avrupa Komisyonu araştırmaları biyoteknoloji alanındaki patentlerin % 65’inin ABD’de, % 15’inin

Avrupa’da, %12’sinin Japonya’da kayıtlı olduğunu ortaya koymaktadır. Üniversite - Sanayi işbirliği ve etkileşiminin Ar-Ge’nin gelişmesinde rölü önemlidir. ABD, bu işbirliği ve etkileşimi başarıyla gerçekleştirmektedir (Deloitte, 2009; PWC 2012a: 57).

AB’de geri ödemeye yönelik uygulanan her politikanın ilaç firmalarının ciroları negatif yönde etkilediği ve bu durumun doğrudan Ar-Ge harcamaları üzerine etkisi olduğu söylenebilir. İlaç harcamalarının azaltılmasına yönelik uygulamalar, yenilikçi aktiviteyi kısıtlamaktadır Mossialos, Mrazek ve Walley’e (2004: 131, 132) göre yenilikçi ilacın yaratıcı etkisi, Ar-Ge harcama seviyeleri ie ilişkilendirilebilir. Yeni bir ilacın finanse edilebilmesi için firmanın sermayesini artırması gerekmektedir. Eğer bir ilacın geri ödemesi kısıtlanır ise firmanın marjinal kazanç oranı etkilenebilir. Riskli olan bu sektörde risk artışı, Ar-Ge çalışmalarını azaltmaktadır (Mossialos vd., 2004: 131,142).

İlaç sanayi, A-Ge’ye dayalı bir sektördür ve düzenleyici mekanizmalar tarafından kontrol edilmektedir. Patentler yenilikçi (inovatif) faaliyetleri koruması için önemlidir. Buluş yapan firmalar araştırma, geliştirme ve yeni ilaçlara yönelik gerçekleştirilen klinik çalışmaları, pazara giriş başvurularını yöneten bir yapıdadır. Orijinatör firmaların ilaçları patentler ile koruma altına alınmaktadır. Bakıldığı zaman patent koruması bir nevi orijinatör firmanın yeni ilacın tüm süreçleri esnasında harcanan yüksek maliyetli araştırma ve geliştirme masraflarını telafi etmek adına gereklidir. Nitekim masraflar, başarısız olup yarıda kesilen projelerin masraflarını da içermektedir, bir risk maliyeti söz konusudur. (OECD, 2009: 141). Avrupa’ da patent koruma süresi 20 yıldır. Diğer sektörlere kıyasla ilaç sektöründeki patent başvurusu ile ilacın pazara girişi arasındaki süre diğer sektörlere kıyasla daha uzundur. Bu amaçla ABD’de olduğu gibi ek koruma belgesinin alınması söz konusudur. Avrupa’da patent başvuruları Avrupa Patent Komitesi’ne yapılmaktadır (OECD, 2009: 143).

15 önemli OECD ülkesinde ilaçta Ar-Ge harcamaları, 1973’den 1990’ların sonuna 2 kat artış göstermiştir. 2007 yılı Avrupa’da reçeteli ilaçlarda pazarlama giderleri 15.697.745 Avro iken Ar-Ge masrafları 13.344.108 Avro olarak açıklanmıştır. Bu rakamlar, Ar-Ge masraflarının yüksek olduğunu göstermektedir. Orijinatör firmaların yıllık harcama verileri içerisinde Ar-Ge’ye ayrılan pay % 17- 18’ dir (En yüksek harcama kalemi % 21-23’lik pazar payı ile pazarlamanındır). Yıllık kazancın % 1,5’i preklinik çalışmalar için kullanılmaktadır. Jenerik/eşdeğer ilaçlarda ise harcama dengesi % 51 üretim, % 7’den az bir oranı ise Ar- Ge şeklindedir (European Commission, 2009: 30,32,40; OECD, 2009: 141,)

Son yıllarda pek çok Avrupa ülkesinde yaşanan kazanç düşüşlerinden ve patentli ilaçlara da yönelik uygulanan referanslama sistemlerinden dolayı ilaç firmalarının Ar-Ge yatırımlarına yönlendirebileceği fonlamalarda ve teşviklerde azalmalar olmuştur. Referans fiyatlama sistemlerinin kazançları doğrudan etkilediği görülmektedir. Özellikle dünyanın en büyük pazarlarında, örneğin Almanya’da bu etki daha fazla görülebilmektedir. Almanya’da dünya genelinde Ar-Ge’ye ayrılan oran 1978 yılında % 15 iken 1995 yılında % 5’e düşmüştür. (Nusser ve Tischendorf, 2006: 24, Petkantchin, 2006).

AB Endüstriyel Araştırma ve Geliştirme yatırımlarına yönelik (2013: 7,51,81) verilerine göre ilaç ve biyoteknoloji sektörü satışlarında küresel olarak değişim 1 yıllık % 4,1’e karşılık, Avrupa’da 1 yıldaki büyüme % 2,3 ve net satış üzerinden kazanç değişimi % 23,3’tür. ABD’de ise satışlarda 1 yıldaki büyüme % 6,3 iken net satış üzerinden net karlılık % 24,1’dir. Avrupa’da ilaç sektörüne yönelik, Ar-Ge faaliyetinin gerçekleştiği ülkelere bakıldığında İngiltere’nin sıralamada en üstte yer aldığını, ardından Fransa ve Almanya ve İsviçre’nin geldiği görülmektedir. Türkiye, Hırvatistan ve Kıbrıs’taki rakamlar ise sıralamada en sonda yer almaktadır (EFPIA, 2013: 7).

2012 yılı Avrupa Ar-Ge yatırımlarının 30 Milyar Avro olduğu tahmin edilmektedir. Rakamlara rağmen, Ar-Ge ek düzenlemeler ve Ar-Ge harcamaları dışında hükümetin mali yönde kemer sıkma politikalarından dolayı sektör zorluklar ile mücadele etmektedir. IMS’in verilerine bakıldığında 2007-2011 yılları arasında yeni molekül lansmanları yüzde oranları ABD % 62 Avrupa % 18, Japonya % 9 ve dünyadaki diğer ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler % 2 şeklinde pay almaktadır (EFPIA, 2013: 4,11,12). Avrupa’nın yeni ilaç lansmanlarında önceki yıllara göre yüzde oranının azalması (EFPIA, 2012: 4) uluslararası arenada Avrupa’nın rekabet gücünü, koşulların uygunluğunu tehdit etmektedir (Atzor, Gokhale ve Doherty, 2013).

Dünya genelinde ilaç sektöründe yenilikçi güçlerdeki azalmanın Avrupa’da daha fazla görülmesinden dolayı Avrupa’daki pek çok ilaç firması, son 10 yıl içerisinde ortaklık yolunu seçmişlerdir. Önde gelen ilaç firmaları teker teker araştırma bölümlerini kapatmışlardır (İngiltere, Hollanda, İsviçre). Amerika’daki yenilikçi alanında güçlü akademik araştırma merkezleri, Avrupa’ya kıyasla daha fazla yenilikçi araştırma işbirliği sağlamaktadır (Gaspar vd., 2012).

Horizon 2020: Atzor vd.’ne (2013) göre AB’nin büyüme stratejisi yenilikçiliğe dayanmaktadır. 2012 Temmuz ayında klinik çalışmalara yönelik yapılan düzenlemeler ile AB tüm paydaşlarına yönelik ‘yapılan klinik çalışmaların daha fazla uyumlaştırılması ve daha etkin şartların sağlanması’ yönünde bir çağrıda bulunmuştur. Direktife bağlı olarak oluşan bazı farklıklardan dolayı başlanması muhtemel Ar-Ge’de azalmalar ve harcamalarda artışlar olmuştur.

Son 15 yılda Avrupa, Çerçeve Programları (FP5, FP6, FP7)18 yolu ile bilimsel araştırmalara 80 Milyar Avro harcamıştır. Avrupa’da bilime yönelik finansman

18 FP5, FP6, FP7: Framework Programme: Temelde amacı sosyal ve ekonomik kalkınmayı sağlamak

üzere bilimsel ve teknolojik araştırma kapasitesini arttırmak olan AB Çerçeve Programlarıdır. Dünyanın en büyük sivil Ar-Ge programıdır.

bürokrasisi çok fazla eleştirilmiştir. En nihayetinde artık konuya ilişkin mesajın alındığı düşünülmektedir. 2014 yılında yeni bir program Horizon 2020 ile 6 yıllık bir sürede 70 Milyar dolarlık bir bütçe planlanmaktadır. Komisyon, işletme giderlerini % 15-20 arasında azaltmayı amaçlamaktadır. Avrupa 2020 stratejisinin kapsamı içerisinde yer alan Horizon 2020, Avrupa Komisyonu’nun Yenilik Birliği’ni kolaylaştıran finansal aracı olarak tanımlanmıştır. Horizon 2020’nin vaadlerinden birisi ülkelere finansman sağlamayı kolaylaştırmaktır. Program tasarımı basitleştirilmeye çalışılmış, tek dizi kurallar oluşturulmuş ve işlemler nispeten kolaylaştırılmıştır. Sunumları çok hızlı ve kısa olmak üzere tasarlanmıştır. AB ülkelerinin küresel ölçekte rekabet edebilirliğini arttırmayı hedefleyen, büyüme ve istihdama katkı odaklı bir programdır.

Horizon 2020, Batı Avrupa’ya araştırma için verilen ödeneğin aynısını, AB yeni

üye ülkelere de sunabilmektedir. Böylece Ar-Ge alanında eşit bir rekabet sağlanabilecektir. Horizon 2020, mükemmel bir bilime ulaşmayı hedeflemektedir. Uzun dönemde güçlü bir bakış oluşabilmesi adına yenilikçi araştırmaları üniversiteler ile birlikte yapmak gerekebilecektir. Horizon 2020 Avrupa’da bilime dayalı ekonominin oluşumunu desteklemek adına önemli fırsattır. Avrupa Komisyonu tarafından yürütülecek olan Horizon 2020 Araştırma Fonu Programı ile araştırmanın güçlendirilmesi, yenilikçiliğin teşvik edilmesi ve bilim insanları ile sanayi ve KOBİ’lerin AB destekli projeler için fon almasının kolaylaştırılması hedeflenmektedir. Birlik çerçevesinde yürütülen tüm araştırma ve yenilik

programlarını 2014-2020 yılları için bütüncül bir sistem altında toplamayı amaçlamaktadır. Horizon 2020 kapsamında en yüksek bütçe sağlık, aktif yaşlanma ve refah yönlü hedeflere ayrılmaktadır (Galsworthy ve Mckee, 2013; Gaspar vd., 2012; TÜBİTAK, 2012).

3.6. Üretimde önemli bazı ülkeler ve ülke ekonomileri üzerine