• Sonuç bulunamadı

3. ESERLERİ

1.1. Tek Zincirli Olay Örgüsü

1.1.2. Haney Yaşamalı

Haney Yaşamalı adlı öykü kitabında on öykü tek zincirli olay örgüsünde oluşmaktadır.

Yücelin “Büyük Sarhoşluk” adlı öyküsünde olay örgüsü mekân ve hatıralar eşliğin de gelişir. Çöpçünün biri sokak ortasında bir defter bulur. Çöpçünün defteri bulmasıyla çocukluk hatıraları gözünün önünde canlanır ve deftere karşısında bulunan caminin şeklini çizmeye başlar. Öyküdeki olay örgüsü:

Vaka halkası 1: Çöpçünün sokağı temizlemek için sokağa çıkması. Vaka halkası 2: Çöpçünün sokağı temizlerken defter bulması. Vaka halkası 3: Defterin çöpçüyü çocukluğuna Döndüresi.

Vaka halkası 4: Çöpçünün defterdeki önlüklü çocuklara özenmesi / geçmişe yaşanmışa özlem.

Vaka halkası 5: Çöpçü başının çöpçünün yanına gelerek işini yapmasının söylemesi.

Vaka halkası 6: Çöpçünün amirine karşı gelmesi: bir köşe başına oturması. Vaka halkası 7: Çöpçünün oturduğu yerden etrafının keşfi: çöpçü başının kadına bakışı.

Vaka halkası 8: Çöpçünün elindeki deftere karşısındaki camiyi çizme arzusu: İnat.

Vaka halkası 9: Çöpçünün kendi işini bırakarak resim çizmesine toplumun bakışı: Toplumsal tavır.

Vaka halkası 10: Çöpçü başı ile çöpçünün iş düzeni hakkında yargısı: Çöpçü başının camiyi çizmekte ısrarı.

Toplumun düzeni içerisin de bir yer edinmeye çalışan küçük bir çöpçünün bir günlük macerasının işlendiği bu öyküde (V1) çöpçü görevini yapak için sokağa çıkar. Etrafı temizlediği esnada (V2) bir not defteri bulur ve o gün yaşam değişir. (V3) Defterdeki çizimler resimler onu çocukluğuna geri götürür (V4) çünkü o resimlerde kendi çocukluğunu görür. Fakat insan ne kadar özlem dolu olsa da gerçek yaşam yakasını bırakmaz.(V5) çöpçünün bir işi bir de amiri vardır. Çöpçü başı çöpçüyü işini yapması hususunda uyarır. (V6) Düzenin devam etmesi için herkesin kendi görevini yapması gerekir. (V7) Çöpçü inat eder ve oturduğu yerden (V8) etrafındaki insanları seyreder ve çöpçü başının kızmalarına aldırış etmez. (V9) O, sadece karışışında duran camiyi her şeye inat elindeki deftere çizmek ister. Öyküdeki (V3-V4) vaka halkaları öyküdeki olay örgüsünün iç debisini oluşturur. Yazar, (V3-V4) vaka halkalarında çöpçüyü başka bir boyuta taşır. (V5-V6) Vaka halkalarında ise sokak ortasında insanların yaşam biçimi sunulur. Bu kısımda oluşan gerilimi azalır. Fakat her çıkışın bir inişi olduğu gibi (V7) öykünün tekrardan gerilimi yükselir ve çöpçünün hayat karısındaki direnci tepe noktaya ulaşır.

“Üşümek” adlı öyküde eşinden ayrılmak üzere olan bir kadının yanlılığı trajik durumu anlatılmaktadır. Trajik kökenli öykülerde gerilim devamlı tırmanıştadır. Vaka birbiri üzerine yükselir. Öyküdeki kadın kahraman trajik bir ayrılmanın arifesindedir. Öyküde olay örgüsünü oluşturan vakalar şöyle sıralanır:

Vaka Halkası 1: Kadının kocası Raşit ile olan ilişkisinin bozulma noktasına ulaşma: çözülme.

Vaka Halkası 2: Kadının Raşit i sevmesi buna rağmen Raşit in başka bir kadınla ilişkisi: kadının yalnızlığı.

Vaka Halkası 3: Yalnızlık içinde kadının korkularının büyümesi.

Vaka Halkası 4: Kadının evdeki bir nesneye yönelmesi nesneyi kişileştirme: Fatma abla (vazo)

Vaka Halkası 5: Kadınla Fatma abla (vazo) ilişki çemberi. Vaka Halkası 6: Fatma ablayla hatıraların geçmişin dirilmesi. Vaka Halkası 7: Kadının hayallerden çıkarak reel âleme geçmesi.

Vaka Halkası 8: Raşit in sevgilisinin kadını geceleri araması ona hakaretler etmesi: kadının kâbusu.

Vaka Halkası 9: Kadının bir gece boyu süren hayat girdabından sabaha doğru kurtulması: gece sabah psikolojisi.

Vaka Halkası 10: Kadının yere düşmesi ve yangının çıkışı

Öyküde tek bir madde etrafında döner. Bir gece boyunca bir evin içerisinde tek başıma yaşayan kadının yalnızlığı ortaya konur.

Yukarıdaki şekilde görüldüğü üzere entrik yapı kandın Raşit’ten altı ay boyu uzak yaşamasıyla başlar ve (V1-V2) vaka halkalarındaki metin halkacıklarının (V1-V2) tamamlaması ile kadının Raşit ile olan ilişkisini ortay koyar. (V3) Raşit in eve gelmemesi yazlık içinde kadının korkularının (V5-V6) büyümesi ve kadının evdeki yalnızlığını eski bir vazoya yansıtmasıyla yalnızlığı durulur. Bundan dolayı olayın hızlı bir şekilde eksterm notaya (V6-V7) ulaştığı görülür. Raşit in yeni sevgilisinin gece boyunca kadını araması olaydaki gerilimi (V9) tekrardan yükselişe geçmesini sağlar. (V10) Kadının bulunduğu durumdan dolayı kendini yere atması ve “ üşüyorum” diye haykırması tekrarda inişe geçer.

“Tanrı bile işitmedi belki. Yumruklarını sıktı “Donuyorum! Donuyorum!” diye

bağırdı. Sonra bir taş gibi yere düştü. Yerde alevler üzerine gelirken, bir kez daha “Üşüyorum” diye söylendi (Üşümek: 35) son vaka halkasında olay (V10) karmaşa

içerisinde kadının kendine dönmesiyle son bulur. Öyküdeki karakterin gelişim: değişim: Korkuları öykünün olay örgüsü çizgisi kullanılmasında önemli rol oynar.” Özellikle çeşitli sosyal, psikolojik olgulara ve durumlara göre değişen “ kadın kısa sürede olay örgüsünün komutanı konumuna geçer. (Arslan, 2005: 90) öykünün ana işleyişi kadının psikolojik olarak düğümlenip açılmasından oluşur.

Tahsin Yücel “Eski Öykü” adlı eserinde genç bir devlet memurunun teyzesinin evini ziyaret etmesiyle başlar. Ziyaret boyunca kahramanın teyzesinin evinde

gerçekleşen olaylar, öyküsünün ana yapısını oluşturur. Öyküde teyze kızı ile kahraman arasındaki sevgi bağı öykünün genişlemesini sağlar.

“Olmayacak bir şeydi sanki: kapıyı açıp içeriye girdiğim zaman öyle kala kaldılar oldukları yerde şaşkın şaşkın yüzüme baktılar.” “Hacer’e baktım. Hacer başını ön eğdi. Gözlerimi Hacer’den ayıramadım gerçekten çok güzeldi o akşam “ güle güle gene beklerim” dedi. “ ha bak be yakında evleniyorum.” (Eski Öykü: 36- 39- 43).

Vaka halkası 1: Kahramanın ziyaret için teyzesinin evine gelmesi ve teyzesinin ailesi kahramanı görünce şaşırılması: Eve giriş.

Vaka halkası 2: Kahramanın teyzesinin oğlu Osman’ın kendisine enişte diye hitap etmesi: Utangaçlık.

Vaka halkası 3: Kahramanın önceden de geldiği evdeki değişikliği fark etmesi: Keşif “Mincoz’un” yokluğu.

Vaka halkası 4: Kahramanın teyzesinin kocasının kahramana karşı aşağılayıcı tavrı, kahramanın vakurluğu: Küçümseme

Vaka halkası 5: Eniştenin yozlaşmışlığı ve hayatı algılayış biçimi: Körelen duygular.

Vaka halkası 6: Kahramanla teyzesinin kızının birbirlerine duydukları aşkın yavaş yavaş soluşu: Kahramanın evden çıkışı.

Öykü tek kişinin yani anlatı konumundaki kahramanın öyküsüdür. Kahramanın eski geleneksel yapının bozulmuşluğuna yaptığı giriş, bir boğumla sonuçlanır. Bozguna uğradığı bu ev de eskiden değeri olmasına rağmen, olayın geçtiği akşam saatlerin de evinin içindeki her şeyin herkesin değişimi öykünün dramatik aksiyonunun yükselmesine neden olmuştur. Öyküdeki değişim kahramanın sıradan yaşamını bıçak gibi parçalara bölmüştür. Öykü bölünen bu paçaların bir araya gelmesiyle entrik kurgusunu oluşturur.

Öyküdeki olay örgüsü bir basamak gibi sırasıyla üst üste sırayla ilerlemekte (V1- V2-V3) ve ilerledikçe (V4-V5) olayın dramatik eğrisi yükselmektedir. Öyküdeki “Micoz” adlı eski radyonun öyküdeki önemini unutmamak gerekir. Mincoz’un ortadan kaldırılması (V6) ve yerine yeni ve gelişmişinin konması kahramanla aynı kaderi paylaştığının bir göstergesidir. O da kahraman gibi bulunduğu yerdeki değişime metalaşmaya ayak uyduramamıştır. Bu yönüyle baktığımızda öyküdeki olaylar arasında küçük kesişimler görebiliriz. Eğer olay örgüsünde bir düzlem içinde bir kesişim olmasaydı öykünün dramatik aksiyonu bir eğrinin uzantısı olmak yerine kesik kesik noktacıklardan oluşurdu.”Eski Öykü” adlı eserinde “Mincoz” dramatik eğrinin içinde yükselen bir duruma sahiptir.

“Hayristan’ın Altın Çağı” adlı öykü Hayristan da meydana gelen olaylardan oluşur. Öykünün olay örgüsünün şekillenmesinde mekânın ve zamanın çok büyük bir önemi vardır. Öyküdeki olaylar, mekânla (Hayristan) koyun koyuna büyür. Mekân adeta olaylara şekil veren bir ressam niteliği kazanırken, zaman ise olayların bir periyot içinde ilerlemesini sağlar. Böylece öyküde “süreklilik tekrar ve gerilim unsurları” (Erden, 2002: 37) sağlanmış olur. “Hayristan’ın Altın Çağı” adlı öyküde olaylar oldukça dinamiktir. “Bunun başlıca nedeni her anlatının belirli bir zaman dilimi içinde bir “hareketi” anlatması”ndan (Erden, 2002: 66) kaynaklanır. Öyküde hareketlilik mekân ve kişilerin elinde büyür. Öykü, Hayristan’da devlet tarafından alınan yanlış bir kararla filizlenir. Bu karar, Hayristan’da yaşayan ressamlarının tablo yapmalarını engellemek, onları hayatın gerçeklerini işlememeleri konusunda koşulsuz baskı niteliği taşır. Ressamlar, bu duruma şaşırırken, Hayristan’daki radyolar ve gazeteler hükümeti destekler nitelikte yayınlar yapar. Baskılar sonucu ressamlar, gerçek yaşamın izlerini taşıyan tablolar yapmak yerine soyut resimlere yönelir. Ancak bazı ressamlar gizliden gizliye Hayristan’da bir dernek kurarlar ve başına Zübeyri’yi geçirirler. Kahramanımız

böylece olay örgüsüne dâhil edilir. Zübeyri dürüsttür. O geceleri durmaksızın resimler çizer, tablolar yapar ve bunları gizliden gizliye Hayristan’da satmak ister. Fakat kimse tablo almak istemez. Zübeyri resimleri sattığı esnada Hayristan polisine yakalanır. Ve son çizmiş olduğu resim “ortasında ak bir yuvarlak, onun çevresinde kara bir halka vardır kara halkanın çevresinde sarılı yeşille başlıyor buradan sonsuza doğru uzanıyordu.” (Hayristan’ın Altın Çağı: 56) ile polis onu karakola götürür. Oradan da hapishaneye atarlar. En sonunda hapishanede yaptığı resimden dolayı çok meşhur olur ve dış güçlerin yardımıyla Amerika’ya kaçar.

Öykünün olay örgüsünde vakalar dizilişi şu şekildedir:

Vaka Halkası 1: Hayristan’da resim yapma yasağı ve Hayristan’daki yayın organlarının umursamaz tavrı.

Vaka Halkası 2: Hayristan’daki ressamların, baskısı ve yasaklamalarından sonucunda gerçek yaşamdan uzaklaşması: Soyuta yönelme.

Vaka Halkası 3: Hayristan'daki ressamların gizli bir dernek kurması: Zübeyri’nin’in ortaya çıkma nedeni.

Vaka Halkası 4: Hayristan’da ressamların kurduğu bir dernek kurularak, Zübeyri’nin’in derneğin basına yönetici olarak seçilmesi.

Vaka Halkası 5: Zübeyri’nin yasağa rağmen resim yapması ve bunları sokakta satma isteği.

Vaka Halkası 6: Zübeyri’nin en son yaptığı tabloyla polise yakalanması: karakola götürülmesi: Sorgulanma.

Vaka Halkası 7: Zübeyri’nin’in Hayristan’da bir hapishaneye kapatılması ve hapishanede yaptığı tablodan dolayı meşhur olması.

Vaka Halkası 8: Zübeyri’nin’in Hayristan’daki hapishaneden mahkemeye giderken kaçması: Amerika’ya kaçış.

Vaka Halkası 9: Zübeyri’nin Amerika da çok zengin olması ve bir sürü halkalardan oluşan tablolar yapması.

Vaka halkalarından da anlaşıldığı üzere mekân, zaman ve insanlar arasındaki ilişki öyküyü keskin kırılmalar olmaksızın düzenli bir biçimde genişletmiştir. Öykünün entrik yapısı bu üç temel gücün sayesinde merkezden ileriye doğru hareket etmiştir. Öyküdeki hareketlilik “yakalanmayla” başlar. Daha sonra “çatışma” eşiğine çekilir. En sonunda “tutuklanma” ve “kaçma” olayları öykü ile zengin bir vaka denizine dönüşür.

Yazar, zaman, mekân ve kişiler arasındaki bağlantıyı sanki bir yapı ilişkisi gibi inceden inceye işler.

Yukarıda şekilde (V1-V2-V3-V4-V5-V6-V7-V8-V9) vaka halkaları, zaman, mekân ve Zübeyri’nin’in hareketliliğine göre yayılır. Zübeyri ve Hayristan’ın durumu ise öyküde olay örgüsüne canlılık kazandırmaktadır. Olayın bir düzen içerisinde dizilişi ise öyküye bir bütünlük ve işlevsellik kazandırmaktadır.

Tahsin Yücel’in “Haney Yaşamlı” adlı kitabındaki “Yeni Gelin, Haney Yaşamalı, Akça Gölge” gibi adlı öyküleri, aynı kurgu üzerine oturtturulur. Öykülerdeki olay/ olgu dizilimi “psikolojik ve ahlaki hususiyetleri karşı karşıya gelen şahıs kadrosundan” (Aktaş, 2000: 51) oluşur. Öyküdeki yaşlı kadının durumunun itibari metne yansıtılması olayın “merkezi fonksiyon” yüklenmiş çekirdeğini oluşturur. Tabiî ki yazarın anlatıcıyla olan münasebeti öykünün olay çizgisine yön vermesi bakımından önemlidir. Çünkü “anlatma esasına bağlı edebi metinlerde, müşterek olan vaka, mekân, şahıs kadrosu, zaman gibi değişmez. (Aktaş, 2000: 72) unsurlar anlatıcının olayı örgütlenmesini sağlar. Olay, bu fonksiyonel kaynaklar sayesinde yuvarlanır. “Yeni Gelin” adlı öyküdeki, yaşlı kadının içler acısı durumu, öyküye trajik bir olay atmosferi oluşturmaktadır. Anlatıcı, kadının ezilmişliğini ve çaresizliğini ortaya koymak için zamanı kurar, mekânı çölleştirir ve şahısları acımasız bir kimliğe büründürür. Öyküdeki başkahraman konumunda yaşlı kadın, büyük kardeşinin beş yaşındaki torunun sözüne kırılır ve kil satmak için köyünden ayrılır. Yolda, eşkıyalar tarafından tecavüze uğrar ve bitkin bir halde Hancı Dursun’un olan köyüne gelir. Hancı Dursun, kadının içler acısı durumuna üzülür. Onu hanına alır Böylece öykünün olay atmosferinin dış çerçevesi

oluşur. Hancı Dursun’un kadına tecavüz edelere karşı kini ve kadının içler acısı durumuna bakışı ise öykünün trajik derinlik eğrisini oluşturur.

Anlatıcı, köy insanın içinde bulunduğu kötü durumu öykünün içerisinde yeni vaka halkalarına gebe bırakır. Her vaka zinciri, öykünün içinde bulunduğu duruma eleştirişsel bir bakış niteliğindedir. 70 yaşındaki bir kadının yolda tecavüze uğraması gecikmiş bir gelin olan kadının yeni bir yaşama başlaması anlamına zıt bir durum yaratmaktadır. Bu yönüyle Tahsin Yücel, adeta köy kadının yaşamına bu öyküyle başka bir perspektif kazandırmıştır.

“Yeni Gelin” adlı öykünün olay örgüsü öykünün içinde yer alan dinamik güce ve kahramanların hallerine bakalım. Öykü, “şimdi akşam” “şimdi sabah” “şimdi öğle” “şimdi ikindi” “şimdi akşam” zamanın beş dilimi üzerine kurulmuştur. Zaman, öyküde entrik yapıyı peşi süre sürüklemektedir. Bu beş zaman periyodu için olaylar ve haller durmaksızın aksiyonel bir şekilde değişerek devam eder. Öyküdeki zaman dilimleri arasındaki bağ metin halkacıkları ile birbirine bağlanmıştır. Böylece öyküdeki iç çerçeve tamamlanmış vaka halkaları birbirini takip eden bir hal almıştır. Öykü aşağıdaki vaka halkalarından oluşmak tadır:

Vaka Halkası 1: Yaşlı kadının bir akşam köyünden ayrılarak, Hancı Dursun’un köyüne gelmesi: Hancı Dursun’un kadına acıması.

Vaka Halkası 2: Yaşlı kadının (Şimdi sabah) getirdiği killeri satmak için eşeğine binmesi ve köyün içine kil satmaya gitmesi: Kardeşinin oğlu ile Bacısını aramak için hancı dursunun köyüne gitmesi.

Vaka Halkası 3: Yaşlı kadının (şimdi öğle) kurşun gibi sıcak olan bir temmuz öğlesi köylü kadınlara kil satması. Trajedi.

Vaka Halkası 4: Ağabeyinin yaşlı kadının (Şimdi ikindi) üzerine saldırması: Kardeşinin tecavüz uğraması üzerine adamın onur mücadelesi.

Vaka Halkası 5: Yaşlı kadının (Şimdi akşam) bulut gibi toz çökmüş ovadan eşeğine binerek, tekrardan köyünün yolunu tutması: Ağabeyin namus davası yüzünden köyden ayrılması.

Yukarıdaki vaka halkalarının bir araya gelerek, oluşturduğu entrik yapının şemasını verelim.

Yukarıdaki şemada da görüldüğü üzere olay örgüsü bir daire biçimini almıştır. (V1-V2-V3-V4-V5) Öyküdeki olay örgüsünü oluşturan vaka halkalarını bir dairenin içine düz bir şekil yerleştirdiğimizde öyküdeki entrik yapıdaki başlangıç ve bitiş sonu olmayan bir evrene dönüşümü olarak ortaya çıktığını görürüz. Tahsin Yücel’in “Haney Yaşamlı” adlı kitabındaki zincir olay örgüsüyle oluşa diğer öyküleri beş tane öyküsünü inceledik. Bu öykülerdeki olay örgüsü yapısı zaman mekân ve şahısların birbirleri tamamlayıcı olarak bir merkeze doğru ilerlediği görülmektedir.