• Sonuç bulunamadı

Hakkın Niteliği: (Hakkın Medeni Hukuk Hakkı Olması)

1. AVRUPA ĠNSAN HAKLARI SÖZLEġMESĠNĠN 6 MADDESĠ VE MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKK

1.4. Medeni Hak ve Yükümlükler Kavramı

1.4.1. Hakkın Niteliği: (Hakkın Medeni Hukuk Hakkı Olması)

UyuĢmazlık konusu hakkın “makul sürede neticeye ulaĢtırılabilme” garantisinden faydalanabilmesi için öncelikle bu hakkın “medeni nitelikte bir hak” olması gereklidir.

Bir hakkın medeni bir hak olup olmadığının tespiti için iki farklı yaklaĢım tarzı geliĢtirilebilir. Birinci yol bu hakkın nitelendirilmesini devletlerin kendi iç hukuk düzenlemelerine havale etmek ikinci olaraksa devletlerin kendi sınıflandırmalarından bağımsız olarak SözleĢme kapsamında genel bir anlam vermek olacaktır. Birinci yolun seçilmesi halinde, devletlerarasındaki sınıflandırma farklılıkları dolayısıyla aynı mahiyetteki bir hakla ilgili olarak bir ülke için daha dar, diğer ülke için daha geniĢ bir koruma sağlanması tehlikesini doğuracaktır. Bu yüzden AĠHM, ikinci

23

yaklaĢım tarzını benimsemiĢ ve bir uyuĢmazlık konusu hakkın medeni bir hak olup olmadığını iç hukuk düzenlemelerinden bağımsız olarak kendisi açısından anlamlandırma yoluna gitmiĢtir (Harris vd, 2009. s.212; Altıparmak, 1998. s. 3; Farego, 2012. s.159). Buna göre iç hukuktaki yasal düzenleme az bir etkiye sahiptir.23 “Bir hakkın SözleĢme kapsamında medeni bir hak olarak kabul edilip edilemeyeceği ilgili devletin yasal düzenlemelerinde hakkın yasal sınıflandırılmasına değil, bu hakkın esaslı içeriğine ve etkilerine bakılarak belirlenmektedir (Mole ve Harby, 2006, s.11; Altıparmak, 1998. s. 5)..

Bu kıstas kiĢiler arasındaki uyuĢmazlıklarda çok öneme sahip olmasada kiĢi ile devlet arasındaki uyuĢmazlıklarda uyuĢmazlığın medeni hukuk uyuĢmazlığı olup olmadığının tespitinde kritik öneme sahiptir. Hukuk sistemlerinin geleneksel olarak kamu hukuku ve özel hukuk ayrımı yaparken, devletin egemenlik gücünü kullanarak hareket ettiği hukuki iĢlemler (örneğin bir kiĢinin yurtdıĢı edilmesi gibi) ve egemenlik gücünü kullanmaksızın hareket ettiği hukuki iĢlemler (örneğin bir resmi dairenin mefruĢatı için yapılan alım iĢlemleri gibi) ayrımını kullandıkları görülmektedir. Ġnsan Hakları Avrupa Komisyonu 16 Temmuz 1971 tarihli Ringeisen - Avusturya kararına kadar kamu hukuku- özel hukuk ayrımını çok sıkı bir Ģekilde uygulamıĢ ve kamu hukuku alanındaki hak ve yükümlülükleri 6. maddenin kapsamı dıĢında tutmuĢ ve bunun sonucunda idare mahkemeleri veya benzeri özel mahkemeler önündeki yargılamaların çoğunu ve idare tarafından yürütülen karar alma süreçlerinin tamamını maddenin koruması dıĢında tutmuĢtur. Ancak bahsi geçen Ringensin kararındaki yorumu neticesinde daha önceleri kapsam dıĢında kalan kamu hukuku alanındaki birçok konu maddenin koruma alanının içine sokulmasına neden olmuĢtur (Ġnceoğlu, 2002. s.19, 20). Artık 6. madde söz konusu olduğunda kamu hukuku- özel hukuk Ģeklinde bir ayrım dikkate alınmayacak ve sadece “hakkın niteliğini” dikkate alacaktır (Harris vd, 2009. s.212). Bu durumda karar alma sürecini makul bir zaman diliminde bitirme ödevi sadece klasik anlamada özel hukuk iliĢkilerinde değil, bunun yanında Ģahıslar arasında ve devletin özel hukuka tabi bir

23“Konunun nasıl belirleneceğini (medeni hukuk, ticaret hukuku, idare hukuk vb) ve bu belirlemekle yetkili organı (normal mahkeme, idari organ vs) tespit eden yasal düzenleme çok az bir etkiye sahiptir. 16.07.1971 tarihli Ringeisen - Avusturya kararı, par. 94.

24

Ģekilde özel bir Ģahıs gibi hareket edip egemenlik hakkı kapsamında hareket etmediği durumlarda da söz konusu olacaktır.24

Ayrıca belirtmek gerekir ki Mahkeme, medeni hak ve yükümlülüğün hangi hak ve yükümlülükleri kapsadığı konusunda kabaca kamu hukuku-özel hukuk ayrımı yapıyor gibi görünse de (Harris vd, 2009. s.211) birçok içtihat göstermiĢtir ki AĠHM‟e göre bir uyuĢmazlığın medeni hukuk uyuĢmazlığı olarak kabulü için sadece özel Ģahıslar arasında olması da gerekli değildir.25

Buna göre “özel nitelikteki hak ve vecibeleri etkileyen (tayin eden) her türlü yargılama (uyuĢmazlığı çözen organın niteliğine ve kuralları düzenleyen iç hukuk düzenlemesine bakılmaksızın) medeni hak ve zorunluluk meselesi sayılacaktır (Gölcüklü, 1995. s. 8). Bu yüzden SözleĢmenin 6. maddesindeki korumalardan faydalanabilmek için medeni hak ve yükümlülüklere iliĢkin kararların sadece klasik anlamdaki hukuk mahkemeleri tarafından verilmesi gerekmemektedir. Nitekim Mahkeme idari yargı kolunda görülmüĢ davalardaki uyuĢmazlıkları da medeni hukuk iliĢkisi olarak kabul edip 6. madde yönünden incelemektedir.26

Netice olarak belirtmeliyiz ki, medeni hukuk davası tabiri geniĢ bir Ģekilde yorumlanmaktadır. Bu davalar, davayı yöneten yasanın içeriğine (medeni, ticari, idari vb) veya uyuĢmazlığı çözen organın niteliğine (hukuk mahkemesi ya da ceza mahkemesi, idare mahkemesi, anayasa mahkemesi, meslek kurulları ve hatta idari organlar) bakmaksızın özel hak ve sorumluluklar üzerinde belirleyici olan tüm

24“6. madde sadece klasik anlamada özel hukuk ilişkilerini kapsamaz bunun yanında şahıslar arasında ve devletin özel hukuka tabi bir şekilde özel bir şahıs gibi hareket edip egemenlik hakkı kapsamında hareket etmediği durumlarda devletle özel şahıs arasındaki uyuşmazlıklar anlamına gelen özel hukuk uyuşmazlıklarını da kapsar” 29.05.1986 tarihli Deumeland – Almanya kararı, par.60. 25 16.07.1971 tarihli Ringeisen - Avusturya kararı, par. 94.

26“Bu şartlarda, davaların yetkili organlar tarafından kamu gücünün kullanımı esnasında alınan idari tedbirlerle ilgili olması çok az öneme sahiptir. Aynı şekilde, ilgili devletin hukuki düzenlemeleri gereğince bu davalarda idare mahkemelerinin karar veriyor olması ve bu sırada davanın esasını araştırması ve yargılamayı yürütmesi da çok ilgili görünmemektedir. Burada 6/1. madde açısından önemli olan, söz konusu davanın amacının, (kamusal karakter değil) özel bir karaktere sahip hakların belirleniyor olması gerçeğidir.

Mahkeme, mevcut davanın (doktor olarak çalışma izninin) geri alınmasından etkilenen haklarla ilgili olduğunu ve idare mahkemesi önündeki davanın konusunu kişisel (özel) hakların oluşturduğunu düşünerek, 6/1. maddenin uygulanabilir olduğuna karar vermiştir” 28.06.1978 König – Almanya

25

süreçleri ve kıta Avrupası hukuk sisteminin “özel hukuk olarak belirlediği her Ģeyi kapsar (Edel, 2007. s.8).

1.4.2. Bu Hak ya da Zorunluluğun Ġç Hukukta Bir Temeli Olması.