• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: KUVVETLER AYRILIĞI VE TÜRKİYE’DE YARGI

2.2. Türk Yargı Sistemi

2.2.1. Temel Kavramlar

2.2.1.5. Hakim

Sözlük anlamı; egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren kişi anlamına gelen hakim, millet adına yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse olarak tanımlanmaktadır. Adli ve idari yargı olmak üzere iki ana kola ayrılan hakimlik mesleği, adli yargı bakımından sadece 4 yıllık lisans eğitimi veren Hukuk Fakültesi mezunları arasından Adalet Bakanlığı'nca ihtiyaca göre açılan sınavlarla seçilirler. İdari yargı hakimleri ise, başta Hukuk Fakültesi olmak üzere programlarında hukuk bilgisine yeterince yer veren Siyasal Bilgiler, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunları arasından sınavla seçilmektedir.

Hakimler mahkemelerde asli olarak yargılama görevini yerine getiren unsurlardır. Hakimlik mesleğine ilişkin Anayasada;

Hâkimlerin azlolunamayacağı ve kendileri istemedikçe, Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamayacağı; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylıklarından ve özlük haklarından yoksun kılınamayacağı, Hâkimler altmış beş yaşını bitirinceye kadar hizmet görecekleri ve Hakimlerin özlük, atanmalarına ilişkin işlerinin, mahkemelerin bağımsızlığı esasına göre, kanunla düzenleneceği,

Hâkimler ve savcıların adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları olarak görev yapacakları ve bu görevlerin meslekten hâkim ve savcılar eliyle yürütüleceği,

30 Baro, avukatların kayıtlı olduğu kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşudur. Barolar, yasaların bir meslek kuruluşu olarak kendilerine yüklediği görevlerinin yanında, yargı sisteminin bir parçası olarak avukatların kurumsal örgütü niteliğindedir ve hukukun gelişmesine katkıda bulunurlar. Baro kelimesi dilimize Fransızca’dan geçmiş olup kelime anlamı “demir parmaklık”tır. Türkiye Barolar Birliği, bütün baroların katılımıyla oluşan, kamu kurumu niteliğinde, tüzel kişiliğe haiz bir üst meslek kuruluşudur (http://tr.wikipedia.org/wiki/Baro).

Hâkimlerin, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görevlerini ifa edecekleri,

Hâkimler ve savcıların idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlı olduğu ve kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev alamayacakları,

Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığı tarafından denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve soruşturma işlemlerinin ise adalet müfettişleri eliyle yapılacağı ve bunlara ilişkin usul ve esasların kanunla düzenleneceğini,

Hâkim ve savcıların özlük işleri hakkında mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulup ve görev yapan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun karar verebileceği,

şeklinde düzenlemeler yapılarak hakim ve savcıların anayasal güvencesi temin edilmiştir. Adli ve idari yargı hâkim ve savcılarının niteliklerini, atanmalarını, hak ve ödevlerini, aylık ve ödeneklerini, meslekte ilerlemelerini, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesini, haklarında disiplin kovuşturması açılmasını ve disiplin cezası verilmesini, görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri veya kişisel suçlarından dolayı soruşturma yapılmasını ve yargılamalarına karar verilmesini, meslekten çıkarılmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik hallerini, meslek içi eğitimlerini ve diğer özlük işleri ile Yargıtay ve Danıştay Başkan ve üyelerinin aylık ve ödenekleri ile diğer mali, sosyal hak ve yardımları 26/02/1983 tarih ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunuyla düzenlemiştir.

2802 numaralı kanuna göre; hâkimler, adli ve idari hâkimler olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Adli yargıda hâkimler, Mahkeme başkan ve üyelerini, hâkimleri, Yargıtay tetkik hâkimleri ile Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında idari görevlerde çalışan hâkimleri; İdari yargıda: Mahkeme başkan ve üyelerini, hâkimleri, Danıştay tetkik hâkimleri ile Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında idari görevlerde çalışan hâkimleri ifade etmektedir (Küçükyağcı, 2013: 144). Bu çalışmada ise hakim ifadesi kendi yargı kolundaki yüksek mahkemelerde görev yapan ya da bu görevlerden emekli olmuş kişiler kastedilmektedir. Yine aynı şekilde savcı

ifadesi de yüksek mahkemelerde görev yapan savcıları ifade etmek için kullanılmaktadır. Yüksek yargıdaki hakim ve savcıların kastedilmesinin sebebi ise, kararsal ve ünsel açıdan onların yargı seçkini olarak kabul edilmeleridir.

Hâkim olabilmek için temel şart 2802 sayılı Kanunun 8. maddesindeki şartları31 taşımaktır. Bu şartları taşıyan adaylar, Adalet Bakanlığı ile imzaladığı protokole göre Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan yazılı yarışma sınavına girerek mülakat hakkını elde etmeye çalışırlar. Mülakatı kazanalar hâkim ve savcı adayı olarak atanmaktadır. Hâkim ve savcı adayları belirli bir süre eğitim ve 17 ay staj görürler. Eğitim ve staj sonrasında yer alan yeterlilik sınavına alınırlar. Adaylar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun görüşü alınmak suretiyle, Adalet Bakanlığınca hâkimliğe veya Cumhuriyet savcılığına atanacak şekilde ayrılırlar. Eğitim sonunda yazılı sınavda başarılı olan ve herhangi bir engeli olmayan adayların mesleğe kabullerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu karar vermektedir.

Mesleğe kabul edilen adayların, adlî ve idarî yargı teşkilâtının ihtiyacı ile eş durumu ve diğer durumları göz önünde bulundurulmak suretiyle, adlî yargı adayları için görev

31

a) Türk vatandaşı olmak,

b) Adli yargı adayları için; hukuk fakültesinden mezun olmak veya yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye‘deki hukuk fakülteleri programlarına göre eksik kalan derslerden sınava girip başarı belgesi almış bulunmak, İdarî yargı adayları için; hukuk fakültesinden mezun olmak veya yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye'de hukuk fakülteleri programlarına göre eksik kalan derslerden sınava girip başarı belgesi almış bulunmak, hukuk fakültesinden mezun olanlar dışından alınacak adaylar bakımından, her dönemde alınacak aday sayısının yüzde yirmisini geçmemek üzere ihtiyaç oranında, hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idarî bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış veya bunlara denkliği kabul edilmiş yabancı öğretim kurumlarından mezun olmak,

c) Kamu haklarından yasaklı olmamak,

d) Askerlik durumu itibariyle askerlikle ilgisi bulunmamak veya muvazzaflık hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedeğe geçirilmiş olmak,

e) Hakimlik ve savcılık görevlerini sürekli olarak yurdun her yerinde yapmasına engel olabilecek vücut ve akıl hastalığı veya engelliliği, alışılmışın dışında çevrenin yadırgayacağı şekilde konuşma ve organlarının hareketini kontrol zorluğu çekmek gibi engeli bulunmamak,

f) Taksirli suçlar hariç olmak üzere, üç aydan fazla hapis veya affa uğramış olsa bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı bir suçtan veya kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak veya bu suçlardan veya taksirli suçlar hariç olmak üzere üç aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir fiilden dolayı soruşturma veya kovuşturma altında olmamak. g) Yazılı yarışma sınavı ile mülakatta başarı göstermek,

h) Hakimlik ve savcılık mesleğine yakışmayacak tutum ve davranışlarda bulunmamış olmak,

ı) Avukatlık mesleğinden adaylığa geçmek isteyenler için; yukarıdaki (g) bendi hariç diğer şartları taşımakla birlikte, mesleklerinde fiilen en az üç yıl çalışmış, giriş sınavının yapıldığı tarih itibariyle kırkbeş yaşını doldurmamış ve kendi aralarında yapılacak olan yazılı yarışma sınavında ve mülâkatta başarılı olmak, şarttır.

yerleri; idarî yargı adayları için görevleri ve görev yerleri Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yapılan kura ile belirlenmektedir. Atamalar, ilgililerin adaylığa giriş derece ve kademesine bir derece ilâve edilmek suretiyle bulunacak derece ve kademeler üzerinden Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yapılmakta ve atamaya ilişkin kararlar Resmî Gazetede yayımlanmaktadır.

Hakimlik mesleği kariyer esasına göre işleyen bir meslek olup, yükselmeye esas olan meslekte geçirilen süredir. Mesleğe girişi ile birlikte derecelendirmeye tabi olan hakimler, dereceleri yükseldikçe daha yüksek kademelerdeki mahkemelerde görev almaya başlayıp, üst derece mahkemelere doğru mesleki ilerlemelerini sağlamaktadırlar. Hâkimlik ve savcılık mesleği; üçüncü sınıf, ikinci sınıf, birinci sınıfa ayrılmış ve birinci sınıf olmak üzere dört sınıfa ayrılır. Birinci sınıfa ayrıldığı tarihten itibaren üç yıl süre ile başarılı görev yapmış ve birinci sınıfa ayrılma niteliklerini yitirmemiş hâkim ve savcılar birinci sınıf olurlar. Hâkim ve savcıların kıdemleri, bulundukları sınıf ve dereceye göre belirlenir ve o sınıf ve dereceye atandıkları tarihten itibaren hesaplanır. Bir üst sınıf veya derecede bulunanlar alt sınıf veya derecede bulunanlardan kıdemli sayılırlar. Bunun yanı sıra ilerleme için bir performans değerlendirme sistemi mevcut olup, hakim ve savcıların tamamladıkları dava sayısı ve iş birimine göre terfileri sağlanmaktadır.

Hakim ve savcıların mali hakları bulundukları dereceye göre belirlenmektedir. Hakim ve savcılara yapılacak ödemede temel ölçüt en yüksek memura ödenen ödemelerin tamamıdır. Bu çerçevede en yüksek devlet memuruna yapılan ödemenin % 41’inden başlayarak % 100’üne kadar bulundukları dereceye göre değişen oranlarda ödemeler yapılmaktadır. Hakim ve savcılara yapılan ödemeler yargı seçkinlerinin ekonomik anlamda toplumda işgal ettikleri sınıfın belirlenmesi açısından önemlidir. Dolayısıyla birinci sınıfta bulunan yargı seçkini olarak ifade ettiğimiz bu kişiler aynı zamanda Türkiye ortalamasının üzerinde bir gelire sahip olmaları nedeniyle de diğerlerinden farklılaşmaktadır. Bu husus üzerinde ileride durulacaktır.