• Sonuç bulunamadı

Hak ve Hürriyet Kavramları

KAMU GÖREVLİSİ VE SENDİKA KAVRAMI

A. Hak ve Hürriyet Kavramları

Hak ve hürriyet kavramlarına, tarihsel süreç içerisinde farklı anlamlar yüklenmiştir. Bu kavramların gerçek içeriğini ancak çağımızda kazanabildiği ifade edilmektedir406.

Hak, kişilere hukuk tarafından tanınan ve bu kapsamda birtakım eylem ve edimlerin yerine getirilmesini isteme yetkisi tanıyan menfaatler olarak tanımlanmaktadır407. Bu bakımdan soyut bir kavram olan hak, bir taraftan hukuk

403 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin orijinal metninde “right” yani hak kavramı kullanılmaktadır (m. 23/4: Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests.). Beyannamenin orijinal metni için bkz.

http://www.un.org/en/universal-declaration-human-rights/ (E.T. 19.12.2017). Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nde de “right” kavramı kullanılmaktadır (m. 11: Everyone has the right to freedom of peaceful assembly and to freedom of association with others, including the right to form and to join trade unions for the protection of his interests). Sözleşmenin orijinal metni için bkz. (Erişim) http://www.echr.coe.int/Documents/Convention_ENG.pdf, 19 Aralık 2017.

404 1947 tarihli İtalyan Anayasası orijinal metni için bkz. (Erişim)

https://archivio.camera.it/resources/pu01/allegati/Costituzione_copia_anastatica.pdf, 19 Aralık 2017.

405 İngilizcede sendikal hak için “union right”, sendikal hürriyet için “trade union freedom”

terimleri kullanılsa da yaygın kullanımda sendikal hak anlamına gelen “union right” tercih edilmektedir. Almancada sendikal hak için “gewerkschaftsrecht”, sendikal hürriyet için

“koalitionsfreiheit” terimleri kullanılmaktadır. Fransızcada ise sendikal hak için “droit syndical”, sendikal hürriyet için “liberté syndicale” terimleri tercih edilmektedir. Yelbaşı, s.

544-545.

406 Muzaffer Sencer, “Hak ve Özgürlük Kavramı”, İnsan Hakları Yıllığı, c.14, S.1, Ankara, 1992, s. 3.

407 Adnan Güriz, Hukuk Başlangıcı, 11. Baskı, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2006, s. 49-52; Deryal, s.

153; Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku, 16. Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa, 2014, s. 110;

Yavuz Atar, Türk Anayasa Hukuku, 8. Baskı, Mimoza Yayınları, Konya, 2013, s. 111.

84 tarafından korunan bir menfaat; diğer taraftan da sahibine bu korumadan faydalanma yetkisi tanımaktadır408. Mülkiyet hakkı, miras hakkı, eğitim ve öğrenim hakkı, sosyal güvenlik hakkı, bilgi edinme hakkı gibi tüm haklar kişilere hukuk düzeni tarafından tanınır ve kişilerin bu hakkı kullanmasında bir menfaati olur. Menfaatini gerçekleştirmek isteyen kişiler devletten bu hak kapsamında birtakım eylem ve edimlerin yerine getirilmesini ister. Örneğin Anayasa ile tanınan mülkiyet hakkı kapsamında (m. 35) kişilerin eşya üzerinde hakimiyet kurma gibi bir menfaati vardır409. Kişi, mülkiyet hakkının korunması kapsamında devletten koruma ve malik olduğu eşya üzerinde tasarrufunu tanıma gibi istemlerde bulunabilir410.

Doktrinde hak kavramını açıklamak için farklı kavramlardan faydalananlar vardır. Örneğin Sencer, hak kavramını, “hürriyet, yasaklar ve yararlanma istemi”

olarak açıklamaktadır411. Tunaya ise hak kavramını “yazılı hukuk belgeleriyle, kanunlarla, hürriyetleri sağlamak için kişiye tanınan yetkiler” şeklinde tanımlamaktadır412. Tunaya’nın tanımından, tüm haklar esasen birer hürriyetmiş gibi bir anlam çıkmaktadır. Zira, hak ve hürriyet kavramları eş anlamlı kullanıldığında;

hürriyetin de bir hak olduğu doktrinde sıklıkla ifade edilmektedir413. Ancak kanaatimizce bütün haklar, hürriyet değildir414. Bu görüşümüzün gerekçelerini açıklamadan önce hürriyet kavramına da açıklık getirmeliyiz.

Ünlü düşünür Montesquieu, hürriyet kelimesi kadar insan aklını yoran ve üzerine birçok farklı anlamlar yüklenen başka bir kavram olmadığını ifade etmektedir415. Yine ABD eski başkanlarından Abraham Lincoln hürriyet üzerine,

“dünya hiçbir zaman hürriyet kelimesinin iyi bir tarifine ulaşamamıştır” ifadelerini

408 Hak kavramı açıklanırken “irade” ve “çıkar” kuramlarından faydalanılır. Gözübüyük, 2013(b), s.

160.

409 Kürşat Akça, “Anayasa Mahkemesi Kararlarında Mülkiyet Hakkı”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, c. 1, 2015, s. 543.

410 Mülkiyet hakkının tarihçesi, günümüzde taşıdığı anlam ve kapsamı hakkında ayrıca bkz. Güriz, s. 176-184.

411 Sencer, 1992, s. 3.

412 Tarık Zafer Tunaya, Siyasî Kurumlar ve Anayasa Hukuku, 5. Baskı, Araştırma, Eğitim, Ekin Yayınları, İstanbul, 1982, s. 187.

413 Ahmet Mumcu ve Elif Küzeci, İnsan Hakları ve Kamu Özgürlükleri, 6. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2012, s. 10; Hasan Tahsin Fendoğlu, Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2015, s. 267-268; İbrahim Ö. Kaboğlu, Özgürlükler Hukuku 1 İnsan Hakları Genel Kuramına Giriş, 7. Baskı, İmge Kitabevi, Ankara, 2013, s. 14; Kapani, s. 6; Sencer, 1992, s. 3.

414 Aynı yönde görüş için bkz. Kaboğlu, s. 13.

415 Charles Louis de Secondat Baron de Montesquieu, Kanunların Ruhu Üzerine (De L’Esprit des Lois), Çev.: Fehmi Baldaş, Hiperlink Yayınları, İstanbul, 2014, s. 168.

85 kullanmıştır416. Montesquieu ve Lincoln’ün ifadelerine biz de katılıyoruz. Ancak hürriyet ya da özgürlük kavramı gündelik hayatta ve doktrinde sıklıkla kullanılan bir kavram olduğu için buralardan yola çıkarak bir tanım yapmaya çalışacağız.

Sözlük anlamıyla hürriyet “her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu”dur417. Doktrinde de sözlük anlamına benzer şekilde hürriyet, kişinin bir eylem veya edimi gerçekleştirmeye ya da gerçekleştirmemeye kendi hür iradesiyle karar vermesi ve kararın gereklerini yerine getirirken başka birilerince engellenmemesi olarak tarif edilmektedir418.

Daha kısa anlatımla hürriyet, insanın insan olduğu için serbestçe hareket edebilme kabiliyetidir419. Benzer şekilde Montesquieu da hürriyeti, kanunların izin verdiği her şeyi yapabilme hakkı olarak tanımlamaktadır420.

Hürriyet üzerine yaptığımız tüm bu açıklamalarda dikkat edilmesi gereken nokta, hürriyetin “insan eylemlerinin bir niteliği” olarak kullanılmasıdır. Yani hürriyet kavramından anlaşılması gereken “serbest insan fiili”dir421. Örneğin toplanma hürriyeti, seyahat hürriyeti, ifade hürriyeti gibi çeşitli hürriyetler vardır.

Bunların hepsi birer insan eylemidir. Kişi, bu hürriyetleri kullanmak için birtakım eylemlerde bulunur. Örneğin, seyahat hürriyeti için bir yerden başka bir yere gitmek gerekir. İfade hürriyeti için sözel veya yazılı olarak ya da başka bir araçla kişinin kendini ifade etmesi gerekir.

Daha önce de ifade ettiğimiz ve yukarıdaki açıklamalarımızdan da görüldüğü üzere hak ve hürriyet kavramları eş anlamda kullanılabilen iç içe geçmiş kavramlardır. İç içe geçmiş bu iki kavram arasında ayrım yapmak oldukça zordur.

416 Kapani, s. 4.

417 Atar, s. 111; Kaboğlu, 13. Sözlük anlamıyla hürriyet: “Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu”dur. Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük. (Erişim)

http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5a33fcc15c ff18.81051978, 15 Aralık 2017.

418 Atar, s. 111; Fendoğlu, 2015, s. 268; Gözler, 2014, s. 110; Gözübüyük, 2013(b), s. 97; Kaboğlu, 13; Kapani, s. 3-6; Mumcu ve Küzeci, s. 10-13.

419 Gözler, 2014, s.110; Gözübüyük, 2013(b), s. 97.

420 Montesquieu, s. 169.

421 Gözler, 2014, s. 109-110.

86 Bu ilişki çerçevesinde hürriyet yapabilmek, karar verebilmek veya tercih etmek; hak ise istemek olarak açıklanabilir422.

Hak ve hürriyet kavramları arasındaki teknik farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda, sendika hakkı ve sendika hürriyeti arasında önemli düzeyde bir farklılık olmadığı görülmektedir. Biz bu çalışmada sendika hakkı kavramını kullanmayı tercih ettik. Ancak söylemeliyiz ki, sendika hakkı olarak kullanacağımız kavramın hem bir hak hem de hürriyet boyutu vardır. Yani temel hak ve hürriyetlerin tamamı birer insan hakkıdır423.

Sendika hakkının insan hakları arasında yeri ve önemini daha iyi anlamak için insan haklarının, yani temel hak ve hürriyetlerin sınıflandırmasını da kısaca ele almakta fayda görüyoruz.