• Sonuç bulunamadı

Dünya’da Sendikacılık Hareketleri

KAMU GÖREVLİSİ VE SENDİKA KAVRAMI

A. Sendika Kavramı

1. Dünya’da Sendikacılık Hareketleri

Sendikacılığın temelinde yatan felsefe; birleşerek güçlü olma, dayanışma yoluyla ortak menfaatleri beraber koruma ve geliştirmedir327. Çalışanların işverene karşı bir araya gelerek toplu şekilde durmaları sendikal birliklerin oluşumuna zemin hazırlamıştır328.

Tarihte ilk işçi eylemleri M.Ö. eski Mısır ve Roma dönemlerinde görülmüştür329. Ancak işçi eylemlerinin, örgütlü bir şekilde yani sendikacılığı ortaya çıkaracak şekilde görülmesi 18’inci yüzyılda olmuştur. 1768’de James Watt tarafından buhar makinesinin icadıyla başlayan Sanayi Devrimi, sendikacılığın doğuşunu hazırlayan en önemli etkendir330.

18’inci yüzyılın sonlarında, Batı’da sanayileşme hareketlerinin hız kazanmasıyla birlikte ortaya çıkan iktisadi liberalizm akımı, üretimin arttırılması amacıyla çalışma koşullarının ağırlaşmasına sebep olmuştur. Uzun çalışma sürelerine karşılık ödenen ücretlerin çok düşük seviyede tutulması, iktisadi yönden işveren karşısında zaten güçsüz konumda olan çalışanların daha çok zararına sonuçlar doğurmuştur331. Bu durumun en temel sebebi, o yıllarda sanayileşmenin başladığı ve geliştiği ülkelerde (İngiltere başta olmak üzere Batı Avrupa ülkeleri) liberal ekonomik anlayış ve buna bağlı hukuk düzeninin hâkim oluşudur. Bu anlayış;

327 Tuncay ve Savaş Kutsal, s. 3.

328 A.S. Losovsky, Sendikalar Üzerine I-Muharebe Olarak Grev, Çev.: İsmail Yarkın, 2. Basım, İnter Yayınları, İstanbul, 1993, s. 14.

329 Son bulgulara göre, tarihte ilk işçi eyleminin M.Ö. 1949 yılında Mısır’da İbraniler tarafından yapılan tuğla işinde çalışanlar tarafından yapıldığı ifade edilmektedir. Demircioğlu ve Centel, s.

232. Eski Roma’da da işçilerden daha ziyade köleler çalıştırılmasına rağmen zaman zaman işçi eylemlerinin yaşandığı ifade edilmektedir. Demircioğlu ve Centel, s. 232-233.

330 Mahiroğulları, 2013, s. 5.

331 Çelik, Caniklioğlu ve Canbolat, s. 554.

72 çalışma şartlarının piyasa mekanizması içerisinde ve tarafların serbest iradeleri ile belirlenmesini, işveren ile çalışanlar arasındaki hukukî ilişkilerin tamamıyla özel hukukun konusu olduğunu kabul eder. Yani bu anlayışa göre devlet işveren ve çalışanlar arasındaki ilişkiye hiçbir şekilde müdahale etmemelidir332. Bu düzen altında çalışanların bir araya gelerek işveren karşısında örgütlenmeleri de yasaktır.

Öyle ki, İngiltere’de 1793-1800 yıllarında yürürlükte olan bir kanunla (General Combination Act) toplu işçi hareketleri yasaklanmış ve aksi eylemlerde bulunanlar için cezai hükümler konulmuştur333. Çalışanlar bu yasağı delebilmek için “dostluk ve kardeşlik” adı altında çeşitli birliktelikler oluşturup, amaçlarını gizli bir şekilde yürütmüşlerdir. Bu birliktelikler zamanla sendikaların oluşmasına zemin hazırlamıştır334.

Sendikacılık hareketleri, sanayileşmenin başladığı İngiltere’de doğan ve Dünya’ya buradan yayılan bir harekettir335. 1824 yılında İngiltere’de sendikal yasakların kalkmasıyla işçi hareketlerinin hızlandığı gözlemlenmiştir336. İngiltere’de337 işçi ve işverenler için sendika kurma hakkının 1871 yılında çıkarılan

“Trade Union Act” ile tamamen tanındığı ifade edilmektedir338. Bu ülkede asker, polis ve cezaevi personeli dışındaki diğer tüm kamu görevlilerine de sendikal haklar tanınmaktadır339. Fransa’da 1864 yılında çıkarılan kanunla grev yasakları kaldırılmış ve sendikaların kurulmasına kanunla izin verilmiştir340. Almanya’da ise ilk

332 Aktay, Arıcı ve Senyen-Kaplan, s. 291.

333 Demircioğlu ve Centel, s. 235.

334 Aktay, Arıcı ve Senyen-Kaplan, s. 291. İşveren karşısında çalışanların hakkını bu tür fiili birliklere göre sendikaların çok daha iyi ve etkili bir şekilde aradığı zamanla gözlemlenmiştir.

Zira sendikaların İş Hukukunu iyi bilen, işveren-çalışan ilişkilerinde deneyimli, eğitilmiş yönetici ve temsilcileri vardır. Çelik, Caniklioğlu ve Canbolat, s. 554-555.

335 Aktay, Arıcı ve Senyen-Kaplan, s. 291; Çelik, Caniklioğlu ve Canbolat, s. 554; Demircioğlu ve Centel, s. 234-235; Mahiroğulları, 2013, s. 5-8; Sarper Süzek, İş Hukuku, 13. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul, 2017, s. 965.

336 A.S. Losovsky, Sendikalar Üzerine II-Marx ve Sendikalar, Çev.: İsmail Yarkın, 2. Basım, İnter Yayınları, İstanbul, 1993, s. 67. Sendika hakkının işçiler için, ilk defa İngiltere’de 1824 yılında çıkarılan bir kanunla (Combination Laws Repeal Act) tanındığı ifade edilmektedir. Paul Smith,

“Labourunder the Law: a New Law of Combination, and Master and Servant, in 21st-Century Britain?”, Industrial Relations Journal, c. 46, S. 5–6, 2015, s. 346.

337 İngiltere’de sendikacılığın tarihsel gelişimi için ayrıca bkz. İbrahim Erol Kozak, “İşçi Sendikalarının Tarihi Gelişimi (İngiltere Örneği)”, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, S. 37-38, 1992, s. 63-81; Turgut Sengir, “İngiltere ve A.B.D.de Sendikalizm ve Bunların Mukayesesi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, c. 7, S. 3, 1950, s. 595 vd.

338 Çelik, Caniklioğlu ve Canbolat, s. 554 (dipnot 2).

339 Bu konu çalışmanın diğer bölümünde “Dünya’da Kamu Görevlileri Sendikacılığı, İngiltere”

başlığı altında detaylı bir şekilde ayrıca açıklanacaktır.

340 Tuncay ve Savaş Kutsal, s. 7. Bazı kaynaklarda ise Fransa’da 1884 yılında çıkarılan İmparatorluk Kanunu ile sendikaların kurulmasına izin verildiği ifade edilmektedir. Bkz. Güleda Yücedoğan, “Fransa’da Basın Sendikacılığı Olgusu”, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi

73 sendikalara 19’uncu yüzyılın ortalarından itibaren rastlanılmaktadır. Bu ülkede ilk sendika 1848 yılında kurulmuştur. Ancak bu sendikanın gelişim gösteremediği ifade edilmektedir341. Almanya’da sendikal hakların kanunen tanınması ise 1861’de Saksonya Eyaleti’nde olmuştur342. 1869 yılında çıkarılan kanunla sendikalaşma yasağı kaldırılınca işçi ve kamu görevlileri sendikaları da görülmeye başlanmıştır343. İsveç, Belçika gibi ülkelerde ise sendikal haklar kabul edilmiş olmakla beraber, grev gibi başka sendikal hareketlere başlangıçta izin verilmemiştir344. Aynı yıllarda Amerika Kıtası’nda da sendikal mücadeleler görülmektedir345. ABD’de hukukî bir engel bulunmamakla beraber mahkemeler uzun süre sendikal hareketleri yasaklamışlardır. Federal mahkemeler tarafından iptal edilen sendikal haklar daha sonraları çıkarılan kanunlarla tanınmıştır346.

Görülüyor ki, Avrupalı devletler ilk başlarda devletler sendikal hakları yasaklayıcı tutum içerisine girmişlerse de bu konuda süren uzun mücadeleler sonucu yasaklamalar kaldırılmış ve sendikal örgütlenme bir hak olarak tanınmıştır347. Bu hak sadece çalışanlara tanınmakla kalmamış, zamanla işverenlerin de bir araya gelerek kendi meslek örgütlerini ve ardından sendikalarını kurmalarına yol açmıştır348. Kamu görevlilerinin sendikalaşması ise işçi ve işverenlerden çok sonraları mümkün olabilmiştir.

Sendikacılığın gelişiminde, sendikalaşma hareketlerinin ilk başlarda sanayileşme hareketleriyle başladığını ve bununla beraber gelişim gösterdiğini yukarıda ifade etmiştik349. Sendikacılığın uluslararası boyuta ulaşması ise Birinci

Dergisi, S. 11, 2001, s. 185; Sur, 2015, s. 10. Fransa’da sendikacılığın gelişimiyle ilgili farklı kaynaklardan daha fazla bilgi için ayrıca bkz. Adnan Mahiroğulları, “Küreselleşme Sürecinde Sendikacılığın Gücündeki Değişim (Fransa Örneği)”, Çimento İşveren Dergisi, c. 16, S. 4, Temmuz 2002, s. 3-16; Adnan Mahiroğulları, “Emile Zola’nın ‘Germinal’i ve XIX. Yüzyılın Sonlarında Fransız Endüstri İlişkileri”, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, S. 43-44, 2000, s.

15-30.

341 Yelekçi, s. 192.

342 Yelekçi, s. 192.

343 Tuncay ve Savaş Kutsal, s. 6.

344 Esener ve Bozkurt Gümrükçüoğlu, s. 2.

345 Amerika Birleşik Devletleri, liberal ekonomi modeli denilince akla ilk gelen devlettir. Bu ülkede serbest piyasa ekonomisi, sermaye sahiplerini çok güçlü kılmıştır. Sendikal hareketlerin baskı altında tutulmasının en temel sebebi budur. Losovsky, Marx ve Sendikalar, s. 120, 129.

346 Esener ve Bozkurt Gümrükçüoğlu, s.6-8.

347 Aktay, Arıcı ve Senyen-Kaplan, s. 291; Çelik, Caniklioğlu ve Canbolat, s. 554; Tuncay ve Savaş Kutsal, s. 6-7.

348 Yelekçi, s. 7.

349 Sendikacılık hareketlerinin sanayileşmeden de önce başladığı yönünde görüş için ayrıca bkz.

Sur, 2015, s. 10.

74 Dünya Savaşı öncesi dönemde farklı uluslararası sendikal yapılanmalarla görülmüştür350. Daha sonraları, özellikle İkinci Dünya Savaşı’nın ardından insan hakları alanında yaşanan hızlı gelişmeler, sosyal ve ekonomik haklarla beraber sendikal hakların ulusal ve uluslararası alanlarda gelişimini de hızlandırmıştır.