• Sonuç bulunamadı

B) ez-Zemahşerî’nin İlmi Kişiliği

I. BÖLÜM

1.2. ZEMAHŞERÎ TEFSİRİ’NİN RİVAYETLERİNİN KAYNAKLARI VE

1.2.1. ez-Zemahşerî’nin Rivayetlerinin Kaynakları

1.2.1.1. Hadis Kaynakları

ez-Zemahşerî, tefsir kitabını Kâbe’nin komşusu olduğu yıllarda yazmış, kaynaklardan yararlanmayı da ihmal etmemiştir. Bu kaynaklara bazen atıfta bulunmuş, bazen de bulunmamıştır. Bu rivayetlerin varlığına ise yapılan araştırma sonucu rastlanılmaktadır. Bunlar, hadis kitapları ve tefsir kitapları olmak üzere iki grup kaynaktır.

Bu başlık altında kaynak olarak hadis kitaplarından söz edilecektir. Mümkün olduğu kadar tarih sırasına uygun olarak verilmeye çalışılacak, tespit edilen kaynakların ez-Zemahşerî tarafından belirtilip belirtilmediğine de değinilecektir.

1.2.1.1.1. Adından Söz Ettiği Hadis Kaynakları

ez-Zemahşerî, eserinde rivayet olarak yararlandığı kaynakların bazılarının yazarının, bazılarının da kitabının ismini vermektedir. Çoğu zaman ise isim vermekten alıntı yapmaktadır. İsminden söz ettiği kaynaklar, aşağıdaki gibi görülmektedir.

1.2.1.1.1.1. İmam Malik’in (ö. 179/795) el-Muvaṭṭa’sı

el-Keşşâf’ın rivayet kaynakları arasında hadis kitaplarından birisi İmam Malik’in (ö.

179/795) el-Muvaṭṭa’sıdir. Yaptığımız araştırmada görüldü ki ez-Zemahşerî yaklaşık beş

36

yerde İmam Malik’ten söz etmektedir. Ancak bunu bir rivayete kaynaklık amacıyla değil de fıkhi ihtilaflar söz edilince dile getirmektedir. Örneğin Bakara Sûresi’nin; “ٌ ْنَأٌيِيْحَتْسَيٌ َلاٌَ َّاللٌَّ َّنِإ

ٌَّمَأَوٌ ْمِهِّبَرٌ ْنِمٌ ُّقَحْلاٌُهَّنَأٌ َنوُمَلْعَيَفٌاوُنَمآٌ َنيِذَّلاٌاَّمَأَفٌاَهَقْوَفٌاَمَفٌ ةَضوُعَبٌاَمٌ لاَثَمٌ َبِرْضَي

ٌُ َّاللٌَّ َداَرَأٌاَذاَمٌ َنوُلوُقَيَفٌاوُرَفَكٌ َنيِذَّلاٌا

ٌ ريِثَكٌِهِبٌ ُّلِضُيٌ لاَثَمٌاَذَهِب

ٌَنيِقِساَفْلاٌ َّلاِإٌِهِبٌ ُّلِضُيٌاَمَوٌا ريِثَكٌِهِبٌيِدْهَيَوٌا ” “Allah, bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, Allah, örnek olarak bununla neyi kastetmiştir? derler. (Allah) onunla birçoklarını saptırır, birçoklarını da doğru yola iletir.

Onunla ancak fasıkları saptırır.”144 ayetinde geçen “fasık” kelimesini yorumlarken sözü fasıkın şehadetinin kabul edilemeyeceğine getirir ve daha sonra “ٌ نأٌ:ةيديزلاوٌسنأٌنبٌكلامٌبهذمو .هفلخٌئزجتٌلاٌةلاصلا” “Malik b. Enes’in mezhebine ve Zeydiyye’ye göre ise (fasıkın) arkasında namaz kılmak caiz olmaz.”145 diyerek atıfta bulunur. Bazen de fıkhi bir görüşü anlatırken İmam Malik’in görüşünü izah ederek şöyle der: “ٌقلاطٌفرعأٌلاٌ:هنعٌاللٌَّىضرٌسنأٌنبٌكلامٌلاقو .ةقرفتمٌوأٌتناكٌةعومجمٌثلاثلاٌهركيٌناكوٌ،ةدحاوٌلاإٌةنسلا” “Malik b. Enes (ra) “boşamanın ancak bir kez yapılanının sünnet olduğundan başka bir şey bilmiyorum.” dedi ve O, topluca olsun veya ayrı ayrı olsun üç boşama yapılmasından da hoşlanmazdı.”146 Ayrıca eserde yer alan bazı rivayetleri Muvaṭṭa’da bulmak mümkündür. Mesela, Mü'minûn Sûresi’nin ٌ ْنَاٌىٰلَعٌاَّنِاَو

ٌَنوُرِداَقَلٌ ْمُهُدِعَنٌاَمٌ َكَيِرُن “Bizim onlara yönelttiğimiz tehditleri sana göstermeye elbette gücümüz yeter”147 ayetinin tefsirinde şöyle bir soru yöneltir; “ٌعمٌموصعملاٌهيبنٌاللٌَّلعجيٌنأٌزوجيٌفيكٌ:تلقٌنإف

مهعمٌ هلعجيٌ لاٌ نأٌ بلطيٌ ىتحٌ ،نيملاظلا

؟ ” “Eğer sen dersen, ‘Yüce Allah masum (günahsız)

peygamberini zalimlerle nasıl bir tutar? Oysaki onlarla birlikte tutmayacağını

144 el-Bakara 2/26.

145 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 1/124; (diğerleri için bk. ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 1/155-382;

2/215; 3/276; 4/540.

146 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 4/540.

147 el-Mü'minûn 23/95.

37

istemekteydi.” Ardından Hz. peygamberin bir oturuşta kulluğunu izhar ve rabbine karşı alçak gönüllüğünü ifade etmek için yetmiş veya yüz kez bağışlanma dilediğini aktardıktan sonra sözü Hz. Ebubekir’in (ra) “ٌناكٌ:»مكريخبٌتسلوٌمكتيلو«ٌامهنعٌاللٌَّىضرٌقيدصلاٌركبٌىبأٌلوقٌيف .هسفنٌ مضهيٌ نمؤملاٌ نكلوٌ ،مهريخٌ هنأٌ ملعي” “Ben sizin hayırlınız olmadığım halde yöneticiniz yapıldım.” ifadesine getirir. Ve “Hâlbuki o, onların en hayırlısı olduğunu biliyordu. Fakat Mü’min nefsini alçaltır.”148 cümlesiyle bitirir. Hz. Ebubekir’in bu sözünü kaynaklarının arasında sadece el-Muvaṭṭa da bulmak mümkündür.149

Bu bilgiler ez-Zemahşerî’nin az da olsa el-Muvaṭṭa’dan150 yararlandığını ortaya koymaktadır.

1.2.1.1.1.2. İmam Müslim (ö. 261/875)

ez-Zemahşerî, hadis kaynakları arasında kitap olarak adından söz ettiği ilk ve tek kaynak “el-Câmiʿu’ṣ-Ṣaḥîḥ” hadis kitabıdır.151 Zira ez-Zemahşerî, Bakara Sûresi’ndeki “ ٌَّنٌ ِا اَهَق ْوَفٌاَمَفٌ ةَضوُعَبٌاَمٌ لاَثَمٌ َبِرْضَيٌ ْنَاٌىيْحَتْسَيٌ َلاٌَ ٰ اللَّ” “Allah, bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez.”152 ayetini tefsir ederken sözü اهَقْوَفٌ امَف kısmına

148 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 3/196.

149 مكريخبٌ تسلوٌ،مكرمأٌتيلُو Ebû Abdillâh Mâlik b. Enes b. Mâlik b. Ebî Âmir Asbahî el-Yemenî, el-Muvaṭṭa, thk. Muhammed Mustafa el-‘zamî (BAE: Ebû Zabî, 1425/2004),

“er-Ruvvât an Mâlik”, 631 (1/161). Bu ifade Ebû Dâvud’un “ez-Zühd” adlı kitabında da mevcuttur. Ancak Zemahşerî’nin bu kitabı gördüğüne dair bir kanıt bulunamamıştır. Ebû Dâvud, ez-Zühd, thk. Yasîr b. İbrahîm vd. (Hilvan: Dâru’l-Mişkât, 1414/1993), 1/56.

150 el-Muvaṭṭa, yaptığımız araştırmada 49 hadise kaynaklık etmiştir.

151 Ancak Müslim’in dışında kitap olarak değilde müsennif olarak zikrettiği muhaddisler de vardır.

152 el-Bakara 2/26.

38

getirerek bu kelimenin iki anlamda ifade edildiğini örneklerle izah eder. Bu her iki ihtimalin de var olduğuna bir rivayeti istişhad olarak gösterir: “ٌ نعٌ ملسمٌ حيحصٌ يفٌ هانعمسٌ ام

ٌامٌ :تلاقفٌ .نوكحضيٌ مهوٌ ىنمبٌ يهوٌ اهنعٌ َّاللٌَّ ىضرٌ ةشئاعٌ ىلعٌ شيرقٌ نمٌ بابشٌ لخدٌ :لاقٌ دوسلْاٌ نعٌ ميهاربإ

ٌ َّاللٌَّلوسرٌتعمسٌىنإٌ.اوكحضتٌلاٌ:تلاقفٌ.بهذتٌنأٌهنيعٌوأٌهقنعٌتداكفٌطاطسفٌبنطٌىلعٌ رخٌنلافٌ:اولاقٌ؟مككحضي

ٌلاقٌملسوٌهيلعٌ َّاللٌَّىلص

«

ةئيطخٌهنعٌاهبٌتيحموٌةجردٌاهبٌهلٌتبتكٌلاإٌاهقوفٌامفٌةكوشٌكاشيٌملسمٌنمٌام ”“Ṣaḥîḥ-i Müslim’den (ders görerek) işittik ki, İbrahim ve Esved’den rivayet ederek şöyle der:

“Kureyş’ten bir genç Mina’da iken Hz. Aişe’nin (ra) yanına gelerek topluluğun güldüğünü (söyledi). Hz. Aişe, sizi güldüren nedir, diye sordu? “Falan adam, çadırın ipine takılarak yüz üstü düştü, az kalsın boynunu kıracaktı/gözünü kör edecekti, dediler. Bunun üzerine Hz.

Aişe, “Gülmeyin!” dedi. Sözlerine ben Rasûlullah ’tan işittim ki, “her hangi bir Müslüman’a bir diken veya daha ötesi/küçüğü/büyüğü batsa onun bir hatası silinir, ona bir derece (yükselme sevabı) yazılır.” diyerek devam etti.”153

Görüldüğü gibi açıkça Ṣaḥîḥ-i Müslim’den bahsedilmektedir. Aynı zamanda bu rivayetin aynısını her ne kadar sayfa numarası belirtmemiş olsa da Ṣaḥîḥ-i Müslim’de de bizzat görmek mümkündür.154 Bunun yanında birçok rivayete adından bahsetmemiş de olsa ortak rivayet olarak kaynaklık etmektedir.155 Bu sebeple hadis kitapları içerisinde “el-Keşşâf”a en çok açıkça kaynaklık eden Ṣaḥîḥ-i Müslim’dir diyebiliriz.

153 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 1/120.

154 Müslim’in rivayeti şöyle: “ٌ،ى نِمِبٌ َيِهَوٌَةَشِئاَعٌىَلَعٌٍشْيَرُقٌ ْنِمٌ باَبَشٌ َلَخَدٌ:َلاَقٌ،ِدَوْسَ ْلْاٌ ِنَعٌ،َميِهاَرْبِإٌ ْنَع

ٌْيَعٌ ْوَأٌ،ُهُقُنُعٌ ْتَداَكَفٌ،ٍطاَطْسُفٌِبُنُطٌىَلَعٌَّرَخٌ ن َلاُفٌ:اوُلاَقٌ؟ْمُكُكِحْضُيٌاَمٌ: ْتَلاَقَفٌ، َنوُكَحْضَيٌْمُهَو

ٌ َلاٌ: ْتَلاَقَفٌ، َبَهْذَتٌ ْنَأٌُهُن

ٌُاللٌَّىَّلَصٌِاللٌَّ َلوُسَرٌ ُتْعِمَسٌيِّنِإَفٌ،اوُكَحْضَت

ٌاَهِبٌُهَلٌ ْتَبِتُكٌ َّلاِإٌاَهَقْوَفٌاَمَفٌ، ةَكْوَشٌ ُكاَشُيٌ ٍمِلْسُمٌ ْنِمٌاَمٌ:َلاَقٌ،َمَّلَسَوٌِهْيَلَعٌ

ٌ ةَئيِطَخٌاَهِبٌُهْنَعٌ ْتَيِحُمَوٌ، ةَجَرَد” Ebü’l-Hüseyn Müslim b. Haccâc b. Müslim Kuşeyrî, el-Câmiʿu’ṣ-Ṣaḥîḥ thk. Muhammed Fuâd b. Abdilbâkī (Beyrut: Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, 1431/2010), “el-Birr ve’s-Sıla ve’l-Edeb”, 2572 (4/1991).

155 Tespit edebildiğimiz kadarıyla 202 rivayete ortak rivayet olarak kaynaklık etmektedir.

39 1.2.1.1.1.3. İbn Raheveyh (ö. 238/853)

İshak b. Raheveyh156 (ö. 238/853), Müsned-i İshak b. Raheveyh kitabıyla meşhur muhaddis ve aynı zamanda ravidir. ez-Zemahşerî, bir yerde de olsa bu ravinin adından söz etmektedir. “ٌوأٌ،اهيكلامٌىلإٌرايدلاٌبسنأٌلاقوٌ ْمِهِرايِدٌ ْنِمٌاوُجِرْخُأٌ َنيِذَّلاٌهلوقبٌ جتحافٌهيوهارٌنبٌقاحسإٌرواحٌدقو

؟هيكلامٌ ريغٌ وأٌ هيكلامٌ نمٌ نجسلاٌ رادٌ هنعٌ ىلاعتٌ اللٌَّ ىضرٌ باطخلاٌ نبٌ رمعٌ ىرتشاوٌ ؟اهيكلامٌ ريغ” Mescid-i Haram civarı satılır mı, satılmaz mı tartışması konu edildikten sonra ez-Zemahşerî şöyle der: “Raheveyh’in oğlu İshak tartışarak; Onlar, haksız yere, sırf, ‘Rabbimiz Allah’tır’

demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir”157 ayetini delil getirerek diyarlar ya sahiplerine veya sahibi olmayana nispet edilirler? Hattab oğlu Ömer (ra) sahibinden veya sahibi olmayandan hapishane satın almıştır.”158 Görüldüğü gibi adından açıkça bahsettiği İbn Raheveyh, Birkaç rivayete de ortak kaynaklık159 ettiği görülmesine rağmen kaynaklık derecesine ulaşmış olduğunu söylememiz zordur. Ancak adından söz ettiği için kaynakları arasında gösterilmelidir. Fakat daha ziyade bu kaynağı ez-Zemahşerî görmemiş gibidir. Öyle anlaşılıyor ki, İbn Rehaveyh’in rivayetlerini ismiyle beraber diğer kaynaklarından almıştır.

156 Bazıları bu adı “Rahuye” olarak okumaktadır bu yanlış okumadır. Zira Buharide bu isim şu şekilde harekelendirilmiştir: “، ِهْيَوَهاَر ُنْب ُقاَحْسِإ اَنَ ثَّدَح” Buhari, “Ezan” 7 (No:613)

157 el-Hac 22/40.

158 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 4/148.

159 Tek kaynak rivayet sözkonusu olamamış ve yaklaşık olarak yakın anlamlı olmak suretiyle 18 rivayete ortak rivayet olarak bulunmuştur. Hala Müslim tek kaynak özelliğini korumaktadır.

40 1.2.1.1.1.4. et-Tahâvî (ö. 321/933)

Ebu Cafer Ahmed b. Muhammed b. Selâme et-Tahâvî (ö. 321/933), Hanefi fakih ve muhaddislerinden olup 853 yılında Mısır’da doğdu.160 ez-Zemahşerî tarafından iki yerde161 adından bahsedilen et-Tahâvî’nin hangi kitabından yararlanıldığına dair herhangi bir işaret ve isim el-Keşşâf’ta bulunmamaktadır. Yaptığımız araştırmada Tahâvî’nin Ahkamü’l-Kur’ân’il-Kerim adlı eserinde 35 ortak rivayet bulunurken Şerhu Müşkili’l-Âsâr adlı hadis kitabında da 150 rivayet ortak rivayet olarak bulunmuştur.162 Tek rivayete örnek olarak göstereceğimiz rivayet, ez-Zemahşerî’nin rivayetine tam olarak da benzememektedir. Şöyle ki ez-Zemahşerî bir ayeti “

” “Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin.

Allah’a ve Resulüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor”163 açıklarken “ /Önceki cahiliye dönemi” kavramına dikkat çekerek bunu “ ” “cahilliğin zirvesi eski dönem” diye tanımlar ve bunu, rivayet olduğunu belirtmeksizin bir rivayetle destekler.

“ ”

160 Dâvûd İltaş, “et-Tahavi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, TDV. Yay, Ankara, 2002, 39/385-389.

161 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 1/544; 4/317.

162 Adından bahsettiği et-Taha6/ 3 rivayete tek, 150 rivayete de ortak olarak kaynaklık etmektedir. Bundan dolayı en az üç rivayete sadece kendisi kaynaklık etmekte ve adından da söz edilmekte olması kaynak olarak gösterilmesine yeteri derecede kanıt oluşturmaktadır.

163 el-Ahzâb 33/33.

41

“O zaman İbrahim’in(as) doğduğu zamandır ki bu dönemde kadınlar incili kürkler/elbiseler giyer, yolun ortasından yürür, zaman zaman (ahlaksızlığı teklif için) kendilerini erkeklere sunarlardı.”164 Bunu et-Tahâvî; “

” şeklinde Ferrâ’dan aktarır.165 Her iki rivayette de benzerliklerinin altını çizerek belirtmiş bulunmaktayız. Bu rivayet tek rivayet kaynağı olarak Tahâvî’nin sadece Şerhu Müşkili’l-Âsâr adlı kitabında bulunmaktadır. Bütün bunlar bu kitabın ez-Zemahşerî’nin hadis kaynakları arasında bulunduğunu göstermektedir. Ayrıca bu rivayet Ferrâ’da da buna benzer bir şekilde bulunmaktadır.166

1.2.1.1.2. Adından Söz Etmediği Hadis Kaynakları

ez-Zemahşerî, bazı rivayetlerin alındığı kaynağın müellifinden ve eserinden hiçbir şekilde söz etmemektedir. Rivayet taramalarında çokça görülecek olan rivayet kaynaklarının ez-Zemahşerî’nin kaynakları arasında olup olmadığını daha önce bahsedilen metoda göre belirtilemeye çalışıkmaktadır.

164 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 44/521.

165 Bu rivayetin Hz. Aişe ’den gelen bir rivayet olduğunu anlamaktayız. “ ةشئاع نعو ...” Ebu’t-Tayyib Muhammed Sıddık Han b.

Hüseyin el-Hüseyni, Fethü’l-Beyan Fi Mekasidi’l-Kur’ân, (Beyrut: el-Mektebetü’l-Asriyye, 1413/1992), 11/84.

166 el-Ferra’daki rivayet şöyledir: “

. ” Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Ziyâd b. Abdillâh el-Absî el-Ferrâ’,

Meʿâni’l-Ḳurʾân, thk. Ahmed Yusuf en-Necatî, vd. (Mısır: Dâru’l-Mısriyye, t.y.), 2/342.

42

1.2.1.1.2.1. Ebû Dâvûd et-Tayâlisî (ö. 204/819)

İlk hadis kitapları yazarlarından olan Ebû Dâvûd et-Tayâlisî’yi ez-Zemahşerî’nin kaynak olarak kullandığına dair yeterli derecede elimizde delil bulunmamaktadır. Ancak yapılan araştırmalarda iki rivayetin kaynağı, sadece et-Tayâlisî 167 olarak görülmektedir.

Ortak kaynakları arasındaki rivayetler de sayılacak olursa bu rakam daha da artmaktadır.168 Ancak yine de bu bilgiler et-Tayâlisî’yi zemahşerinin kullandığı kaynaklar arasında göstermemiz yeterli değildir.

1.2.1.1.2.2. Abdürrezzâk es-San‘ânî (ö. 211/826)

Ebû Bekr Abdürrezzâk b. Hemmâm b. Nâfi‘ es-San‘ânî el-Himyerî (ö. 211/826-27), Tebe-i Tabiin âlimlerinden olup hem muhaddis, hem de müfessir bir zattır. Tefsir-i Abdürrezzâk eserinin sahibidir. Aynı zamanda hadis kaynakları arasında meşhur olan el-Muṣannef fi’l-Ḥadîs̱ isimli bir hadis kitabı da mevcuttur. Yapılan araştırmalar çerçevesinde bakıldığında tefsirinden ziyade bu hadis kitabı ez-Zemahşerî’nin kaynakları arasında görülmektedir. Örneğin, ez-Zemahşerî Al-i İmran Sûresi ... ... “Oraya kim

girerse, güven içinde olur”169 ayetinin “ ” “Kişi her

türlü suç işler ve Harem’e sığınırsa alınmaz/dokunulmaz.” şeklinde tefsirini yaparken Mescid-i Haram’ın dokunulmazlığını izah eder. Buna da Hz. Ömer’in; “

” “Orada (Mescid-i Haram’da) (babam) Hattab’ın

167 Ebû Dâvûd Süleymân b. Dâvûd b. el-Cârûd et-Tayâlisî, el-Müsned, thk. Muhammed b.

Abdulmuhsin et-Turkî (Mısır: Dâru Hicr, 1419/1999), 2/360-4/430.

168 Yaklaşık 111 rivayet görülmüştür.

169 Ali İmran 3/97.

43

katilini ele geçirsem oradan çıkana kadar ona dokunmam” sözünü istişhad olarak gösterir.

Bu rivayet her ne kadar İbn Manzur’un tefsirinde bulunsa da o da Abdurrazzak’tan aldığını senediyle aktarır. Az bir değişikle Müsannef’taki rivayet şöyle yer alır: “

” Bu170 ve

buna benzer rivayetler az da olsa bu eserde tek kaynak olarak bulunmaktadır.171 Rivayetin sadece bir kaynakta bulunması veya rivayetin tek bir kaynağın rivayetiyle anlamı veya lafzı birbirine yakın olanlar tek kaynak olarak tanımlandığı gibi birden fazla kaynakta yer alanlar da ortak kaynaklar olarak ifade edilmişti. Elde edilen bu bilgiler, gösteriyor ki her ne kadar ez-Zemahşerî adından söz etmese de Abdürrezzâk’ın Müsannef’inden yararlanmıştır. Yani Abdürrezzâk’ın Tefsiri’nin yerine Müsannef’inden yararlandığını gösteren deliller daha fazla kendini göstermektedir.

1.2.1.1.2.3. İbn Ebî Şeybe (ö. 235/849)

Ebû Bekr Abdullāh b. Muhammed b. Ebî Şeybe İbrâhîm el-Absî el-Kûfî (ö.

235/849) el-Muṣannef adlı eseriyle tanınan hadis hâfızı, müfessir ve tarihçi bir âlimdir.

170 Ebû Bekr Abdürrezzâk b. Hemmâm b. Nâfi‘ es-San‘ânî el-Himyerî, el-Muṣannef fi’l-ḥadîs̱, thk. Habiburrahman el-A‘zamî (Beyrut: el-Mektebetü’l-İslamî, 1403/1983), 5/152; Ebû Bekr Muhammed b. İbrâhîm b. el-Münzir en-Nîsâbûrî, Kitabu Tefsiri’l-Kur’an, thk. Sa‘d b. Muhammed es-Sa‘d (Medine: Dâru’l-Meâsir, 1423/2002), 1/ 304.

171 Müsannef, 16 rivayete tek kaynaklık etmekte (Abdürrezzâk es-San‘ânî, el-Muṣannef fi’l-Ḥadîs̱ , 1/19-22; 2/84; 4/108; 5/152; 5/232-490; 6/281; 6/498; 8/474; 9/62-9/114; 9/176; 10/326), ortak kaynakları da eklediğimizde 123 rivayete kadar ulaşmaktadır.

44

ez-Zemahşerî’nin Hadis kaynakları arasında elde edilen bilgilere dayanılarak bu alim de gösterilebilir. Zira az da olsa tek kaynak olduğu rivayetler mevcuttur. ez-Zemahşerî, “ٌاَمِبٌ ُراَبْحَ ْلاَوٌ َنوُّيِناَّبَّرلاَوٌاوُداَهٌ َنيذَّلِلٌاوُمَلْسَاٌ َنيذَّلاٌ َنوُّيِبَّنلاٌاَهِبٌُمُكْحَيٌ روُنَوٌى دُهٌاَهيفٌَةي ٰرْوَّتلاٌاَنْلَزْنَاٌاَّنِا اَيٰاِبٌاوُرَتْشَتٌ َلاَوٌِنْوَشْخاَوٌ َساَّنلاٌاُوَشْخَتٌ َلاَفٌَءاَدَهُشٌِهْيَلَعٌاوُناَكَوٌِ ٰ اللٌَِّباَتِكٌ ْنِمٌاوُظِفْحُتْسا

ٌَلَزْنَاٌاَمِبٌْمُكْحَيٌْمَلٌ ْنَمَوٌ لايلَقٌا نَمَثٌىت

ٌُ ٰ اللَّ

ٌَنوُرِفاَكْلاٌ ُمُهٌ َكِئٰلوُاَفٌ ” “Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nûr vardır.

(Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla Yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabbe adamış kimseler ile hahamlar da böylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve ayetlerimi az bir karşılığa satmayın.

Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir”172 ayetini tefsir ederken İbn Abbas’ın, Şa’bi’nin ve İbn Mesud’un (ra) görüşlerini aktardıktan hemen sonra Huzeyfe’den şöyle bir rivayette bulunur; “ٌلعنلابٌلعنلاٌوذحٌمهقيرطٌنبكرتلٌ:ليئارسإٌينببٌاتمسٌمملْاٌهبشأٌمتنأٌ:ةفيذحٌنعو

؟لاٌمأٌلجعلاٌنودبعتأٌىردأٌلاٌىنأٌريغٌ،ةذقلابٌةذقلاو” “İsrailoğulları’na ümmetler arasında tarz olarak en çok benzeyen siz/Müslümanlarsınız. Sizler ayakkabının ayakkabıya, okun oka tıpatıp uyduğu gibi(veya birbirlerini takip ettiği gibi) onların yolunu tutacaksınız. Şu var ki;

Onların boğaya/güce taptığı gibi sizlerde tapar mısınız bunu bilemem.”173 Bu rivayete aşağı yukarı benzeyen es-Sa’lebî ve el-Beğavî’de de bir rivayet bulunur. Fakat bunlar İbn Mesud’tan rivayet etmektedirler.174 İbn Ebî Şeybe ise Huzeyfe’den “ٌ،ٍلْيَفُطٌ ِنْبٌِدْيَبُعٌ ْنَعٌ، عيِكَو

ٌ َلاٌيِّنَأٌ َرْيَغٌِةَّذُقْلاِبٌِةَّذُقْلاَوٌِلْعَّنلاِبٌِلْعَّنلاٌَوْذَحٌَليِئاَرْسِإٌيِنَبٌَةَّنُسٌٌَّنُبَكْرَتَل«ٌ:ُةَفْيَذُحٌَلاَقٌ:َلاَقٌ،ٍشاَرِحٌِنْبٌِّيِعْبِرٌ ْنَعٌ، َناَذاَشٌ ْنَع

172 el-Mâide 5/44.

173 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 1/625.

174 ٌنودبعتأٌيردأٌلاٌينأٌريغٌة ذقلابٌة ذقلاٌوذحٌمهلمعٌنوعبتتٌ،ايدهوٌاتمسٌليئارسإٌينببٌمملْاٌهبشأٌمتنأٌ:دوعسمٌنباٌلاق لاٌمأٌلجعلا es-Sa‘lebî , el-Keşf ve’l-Beyân, 5/67; Muhyi’s-Sünne Ebu Muhammed Hüseyin b. Mesud el-Beğavî, Maâ’limü’t-Tenzil Fi Tefsiri’l-Kur’an (Beyrut: Dâru İhyai’t-Turasi’l-Arabî, 1420), 2/368.

45 يِرْدَأ

؟ َلاٌ ْمَأٌ َل ْجِعْلاٌ َنوُدُبْعَتٌ

» şeklinde rivayet etmektedir.175 Bir diğer rivayet de şöyledir: A’la Sûresi’ndeki ى ٰقْبَاَوٌ رْيَخٌ ُةَرِخٰ ْلااَو “Oysa ahiret, daha hayırlı ve kalıcıdır”176 ayeti tefsir edilirken Hz. Ömer’in (ra.) şu sözüne yer verilir: ٌةجفنكٌلاإٌةرخلآاٌيفٌايندلاٌامٌ:هنعٌاللٌَّىضرٌرمعٌنعو بنرأ “Dünya ahirete göre bir tavşanın sıçraması (kadar önemsiz) gibi kısadır.”177 Bu rivayet, İbn Ebî Şeybe’nin Müsannef’’inin rivayetiyle aynıdır.178

Bu ve buna benzer rivayetlere179 bakılarak ez-Zemahşerî’nin kaynakları arasında İbn Ebî Şeybe’nin Müsannef ’inin de sayılması isabetli olacaktır.180

1.2.1.1.2.4. Ahmed b. Hanbel (ö. 241/856)

Ebû Abdillâh Ahmed b. Muhammed b. Hanbel eş-Şeybânî el-Mervezî (ö. 241/855), Hanbelî mezhebinin imamı, muhaddis, fakih bir ilim adamıdır. en önemli eseri ise el-Müsned’dir.

Özellikle rivayetlerin sıhhatiyle ilgili yararlanılan el-Müsned, her ne kadar birçok rivayete ortak kaynaklık181 etse de ez-Zemahşerî tarafından görülüp yararlanıldığına dair

175 Ebû Bekr Abdullāh b. Muhammed b. Ebî Şeybe İbrâhîm el-Absî el-Kûfî, el-Muṣannef fi’l-Eḥâdîs̱ ve’l-Âs̱âr, thk. Kemâl Yûsuf el-Hût (Riyad: Mektebetü’r-Rüşd, 1409/1988), 7/481.

176 el-A’la 87/17.

177 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 4/728.

178»ٌٍبَنْرَأٌِةَجُفُنَكٌ َّلاِإٌِةَرِخ ْلآاٌيِفٌاَيْنُّدلاٌاَم«ٌ:ُرَمُعٌَلاَق İbn Ebî Şeybe, el-Muṣannef, 7/97.

179 İbn Ebî Şeybe, el-Muṣannef, 5/252; 5/460; 6/303;7/484.

180 Ortak kaynaklarla birlikte yaklaşık 270 rivayete kaynaklık etmektedir.

46

yeterince bir kanıt bulunmamaktadır. Zira ne adından bahsedilir, ne de elimizde şu; “ٌ ْنَع

ٌٍبِلاَطٌيِبَأٌ ُنْبٌ ُّيِلَعٌاَذِإٌى نِمِبٌ ُنْحَنٌاَمَنْيَبٌ: ْتَلاَقٌاَهَّنَأٌ،ِهِّمُأٌ ْنَعٌ،ِّيِقَرُّزلاٌ ٍمْيَلُسٌِنْبٌوِرْمَع

ٌِاللٌَّ َلوُسَرٌ َّنِإٌ:ُلوُقَيٌ َوُهَوٌ ٍلَمَجٌىَلَعٌ

ٌَساَّنلاٌ ٌ َعَمْسَأَفٌ دَحَأٌ َّنَموُصَيٌ َلاَفٌ ،ٍبْرُشَوٌ ٍمْعُطٌ ُماَّيَأٌ ِهِذَهٌ َّنِإٌ :ُلوُقَيٌ َمَّلَسَوٌ ِهْيَلَعٌ ُاللٌَّ ىَّلَص” “Amr b. Süleymi annesinden rivayet ederek annesinin şöyle dediğini rivayet eder: “Biz Mina’da iken devenin üzerinde Ali b. Ebi Talip şöyle diyordu: “Rasûlullah (sav) buyurdu ki: “bu günler yeme ve içme günleridir. İnsanlara işittirerek; kimse oruç tutmasın. diyordu”182 rivayetten başka bir rivayet, ne de tek kaynak olacak şekilde birkaç rivayet yer almaktadır. Bu rivayette ez-Zemahşerî’nin “ٌ لافٌ معنوٌ معطٌ مايأٌ اهنإ«:ىنمبٌ مسوملابٌ ملسوٌ هيلعٌ اللٌَّ ىلصٌ يبنلاٌ ىدانمٌ ىدانٌ .ثيدحلاٌ يفو

اوموصت

» ” rivayetine183 çok uymasa da yakın anlamlı olduğundan delil olarak alınabilirdi.

Ancak buna benzer rivayetler diğer kaynaklarda da mevcut olduğundan kesin olarak bir şey söyleyemeyiz.184

1.2.1.1.2.5. ed-Dârimî (ö. 255/869)

Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî (ö. 255/869) sünenlerin en eskisi olarak bilinen Dârimî adlı kitabın sahibidir. Yapılan araştırmalar sonucu Sünenü’d-Dârimî, çok fazla olmamakla birlikte bazı ortak rivayetlerin kaynağı durumundadır. Ancak ez-Zemahşerî’nin yararlandığını İspat etmek için çok zayıf olan şu delilden başka da

181 Yaklaşık olarak 397 rivayete ortak kaynaklık etmektedir. Bu rivayetlerin bulunduğu kaynaklar, tezimizin sonunda bulunan ek çizelgede gösterilmektedir.

182 Ebû Abdillâh Ahmed b. Muhammed b. Hanbel eş-Şeybânî el-Mervezî, el-Müsned, thk.

Şua‘yb el-Arnaûd, vd. (Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1421/2001), 2/104.

183 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 2/613.

184 Ebu Ubeyde Ma’mer b. el-Musenna, Mecazü’l-Kur’an (Kahire: Mketebetü’l-Hancî, 1381/1961), 1/369.

47

elimizde bir şey yoktur. Şöyle ki ez-Zemahşerî, Araf Sûresi’nin “ٌ اوُثِرَوٌ فْلَخٌ ْمِهِدْعَبٌ ْنِمٌ َفَلَخَف

ٌَاٌُهوُذُخْاَيٌُهُلْثِمٌ ضَرَعٌْمِهِتْاَيٌ ْنِاَوٌاَنَلٌُرَفْغُيَسٌ َنوُلوُقَيَوٌىٰنْدَ ْلااٌاَذـٰهٌ َضَرَعٌ َنوُذُخْاَيٌ َباَتِكْلا مٌْمِهْيَلَعٌْذَخْؤُيٌْمَل

ٌ َلاٌ ْنَاٌِباَتِكْلاٌُقاَثي

ٌِقْعَتٌ َلاَفَاٌ َنوُقَّتَيٌ َنيذَّلِلٌ رْيَخٌ ُةَرِخٰ ْلااٌ ُراَّدلاَوٌ ِهيفٌ اَمٌ اوُسَرَدَوٌ َّقَحْلاٌ َّلاِاٌ ِ ٰ اللٌَّ ىَلَعٌ اوُلوُقَي

ٌَنوُل ” “Derken, onların

ardından yerlerine Kitap’a (Tevrat’a) varis olan (kötü) bir nesil geldi. Şu geçici dünyanın değersiz malını alır ve (nasıl olsa) biz bağışlanacağız, derlerdi. Kendilerine benzeri bir mal gelse onu da alırlar. Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan kitap’ta söz alınmamış mıydı? Onun içindekileri okumamışlar mıydı? Hâlbuki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hiç düşünmüyor musunuz?”185 ayetini tefsir ederken şöyle bir rivayet aktarır; “ٌىتأيٌ،اللٌَّهمحرٌرانيدٌنبٌكلامٌنعو

ٌرفغيسٌ:اولاقٌ،هبٌاورمأٌامعٌاورصقٌنإٌنامزٌسانلاٌىلع

ٌمهيفٌمهرايخٌ،عمطلاٌىلإٌمهرمأٌلكٌ،ائيشٌللهابٌكرشنٌملٌانلٌْ،انل

.ةيلآاٌلاتوٌ ،اللٌَّمهركذٌنيذلاٌهابشأٌ ة ملْاٌهذهٌنمٌءلاؤهفٌ،ةنهادملا” “Malik b. Dinar’dan (ra): “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki; Şayet onlar emredilenlerin bir kısmını yapmazlarsa;

Allah’a ortak koşmuyoruz ya, (nasıl olsa) biz bağışlanacağız derler. Onların her işleri bir ummadır/af beklentisini ümit etmektedirler.” Bu ayeti okuyarak “Bunlar yüce Allah’ın bahsettiği ümmetlere benzeyen bu ümmetin yağcı seçkinleridir.”186 şekllinde bir ifadede bulunmaktadır. Bu rivayete yakın anlamlı olarak ed-Dârimî, Muâz b. Cebel’den şöyle rivayet eder: “ٌ َنوُدِجَيٌ َلاٌُهَنوٌُءَرْقَيٌ، ُتَفاَهَتَيَفٌ، ُب ْوَّثلاٌىَلْبَيٌاَمَكٌٍماَوْقَأٌِروُدُصٌيِفٌُنآْرُقْلاٌىَلْبَيَسٌ"ٌ:َلاَقٌ،ٍلَبَجٌِنْبٌِذاَعُمٌ ْنَع

ٌْوَخٌُهُطِلاَخُيٌ َلاٌ عَمَطٌْمُهُلاَمْعَأٌ،ِباَئِّذلاٌِبوُلُقٌىَلَعٌِنْأَّضلاٌَدوُلُجٌ َنوُسَبْلَيٌ، ةَّذَلٌ َلاَوٌ ةَوْهَشٌُهَل

ٌ ْنِإَوٌ،ُُُلْبَنَسٌ:اوُلاَقٌ،اوُرَّصَقٌ ْنِإٌ، ف

اَّنِإٌ،اَنَلٌُرَفْغُيَسٌ:اوُلاَقٌ،اوُءاَسَأ

ٌْيَشٌِ َّللهاِبٌُكِرْشُنٌ َلاٌ

ا ئ ” Muâz b. Cebel’den, şöyle dedi; “(zaman gelir) Kur’an

elbisenin eskidiği gibi toplumların sinelerinde yıpranarak uçup gider. Onlar toplanarak Onu okurlar ancak tat ve lezzet alamazlar. Koyun postunda kurt olan gibi giyinirler. Onların

185 A’raf 7/169

186 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 1/168.

48

amelleri içerisinde korku olmayan umma/ümit vardır.187 Şayet (emredilenlerin) bir kısmını yapmazlarsa yaparız derler. Eğer kötülük yaparlarsa Allah’a hiç bir şey ortak koşmuyoruz, (nasıl olsa) biz bağışlanacağız derler”188 Bu rivayet, kaynak olma bakımından tek başına delil olarak yeterli gözükmemektedir. Bu nedenle kaynaklar arasında sayılması doğru olmamaktadır.

1.2.1.1.2.6. el-Buhârî (ö. 256/870)

Ebû Abdillâh Muhammed b. İsmâîl b. İbrâhîm el-Cu‘fî el-Buhârî (ö. 256/870)’nin el-Câmiʿu’ṣ-Ṣaḥîḥ hadis kitabını ez-Zemahşerî’nin kaynakları arasında görebilmemiz ve kaynak olarak kabul edebilmemiz için ez-Zemahşerî’nin ya adından bahsetmesi veya birkaç rivayetine tek kaynaklık etemesi veya en azından birkaç rivayetinin lafzen aynısı olması gerekmektedir. Bütün bunlar olmayınca geriye mevcut ortak rivayetler kalıyor. Ortak rivayetler olarak bazı rivayetlerin el-Câmiʿu’ṣ-Ṣaḥîḥ’de bulunması mümkündür.189 Ancak ez-Zemahşerî’nin bu rivayetleri başka kaynaklardan190 almış olabileceği düşünüldüğünde es-Sahih-i Buhârî’yi kaynak olarak kullanmadığı ortaya çıkmaktadır.

187 Ümit ve Ümitsizlik konusu için bakınız: Zekariya EFE, Kur’an’da Ümit ve Ümitsizlik, (Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tez, 2013), 45-100.

188 Ebû Muhammed Abdullah b. Abdirrahmân b. el-Fazl ed-Dârimî, es-Sünen, thk. Hüsey Selim ed-Dârânî, (Suudi Arabistan: Dâru’l-Muğni 1412/2000), “Feazâilü’l-Kur’ân” 4 (No. 3389).

189 Yaklaşık olarak 157 rivayete ortak kaynaklık etmektedir.

190 Buhari’de var olan rivayetlerin ez-Zemahşerî’nin kesin olarak bilinen kaynakları olan Abdürrezzâk, Müslüm, İbn Ebî Şeybe ‘de de bulunmaktadır.

49 1.2.1.1.2.7. el-Bezzâr (ö. 292/905)

Ebû Bekr Ahmed b. Amr b. Abdilhâliḳ el-Bezzâr el-Basrî (ö. 292/905)’ın “el-Bahrü’z-Zihâr” adlı hadis kitabı ez-Zemahşerî’nin kaynakları arasında görülmektedir. Zira bazı rivayetlere tek kaynaklık ettiği görülürken, birçok rivayete de ortak kaynaklık etmektedir. “Bezzâr’ın Müsnedi191”nde tek kaynak olarak rivayetin varlığı az da olsa görülmektedir. ez-Zemahşerî, “ٌاَهُّيَأٌاي(ٌ:هيفٌلزنٌءيشٌلكٌ نأٌ:ةمقلعٌنعٌميهاربإٌنعٌحيحصٌدانسإبٌانغلبو

) ُساَّنلا

ىندمٌ وهفٌ )اوُنَمآٌ َنيِذَّلاٌ اَهُّيَأٌ اي(ٌ وٌ ،يكمٌ وهفٌ ” “İbrahim ve Alkame’den sahih bir isnatla bize ulaştı ki; içinde “Ey İnsanlar!” bulunan ayetler Mekkî’dir. Yine içerisinde “Ey İman edenler!” bulunan ayetler de Medeni’dir”192 şeklinde bir rivayet aktarımında bulunur. Bu rivayetin Bezzâr’daki benzeri ise şöyledir: “ٌ:َلَزَنٌ ٍءْيَشٌ ُّلُكٌ"ٌ:َلاَقٌ،ِ َّاللٌَِّدْبَعٌ ْنَعٌ،َةَمَقْلَعٌ ْنَعٌ،َميِهاَرْبِإٌ ْنَع

ٌٌٍسْيَقٌ ُرْيَغٌ ِهيِوْرَيٌ ُثيِدَحْلاٌ اَذَهَوٌ :ٌ ِةَنيِدَمْلاِبٌ َوُهَفٌ »اوُنَمآٌ َنيِذَّلاٌ اَهُّيَأٌ اَي«ٌ :َلَزَنٌ ٍءْيَشٌ ُّلُكَوٌ ،َةَّكَمِبٌ َوُهَفٌ »ٌُساَّنلاٌ اَهُّيَأٌ اَي«

ٌ لَس ْرُم”193 şeklindedir. Bu rivayeti başka yerde bulamadık. Ancak ez-Zemahşerî bu rivayete sahih derken Bezzâr ise Mürsel demektedir. Bu ve diğer rivayetler194 de dikkate alındığında ez-Zemahşerî’nin bu kitabı görmediği anlaşılmaktadır.

1.2.1.1.2.8. Ebu Nuaym (ö. 430/1039)

Ebû Nuaym Ahmed b. Abdillâh b. İshâk el-İsfahânî (ö. 430/1038)’in “Hilyetü’l-Evliya ve Tabakatü’l-Esfiya” adlı kitabı, el-Keşşâf‘ın önemli kaynaklarından biri olarak

191 “el-Bahrü’z-Zihâr”adlı kitabın bir diğer adı da Müsned-i Bezzâr'dir.

192 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 1/95.

193 Ebubekir, Ahmed, b. Amr el-Bezzâr, el-Baḥrü’z-Zeḫḫâr, (Medine: Mektebetü’l-Ulumi ve’l-Hikem, 2009), 4/336.birde şu yerlere bakılabilir; 1/185; 2/14; 7/298.

194 el-Bezzar, 4 rivayete tek kaynaklık, toplan 203 rivayete de ortak kaynaklık yaptığı görülmektedir.

50

araştırmalarımızın sonucunda karşımıza çıkmaktadır. Zira birçok rivayete tek kaynaklık etmekte ve bunun yanı sıra birçok rivayete de ortak kaynaklık etmektedir. Çalışmanın uzamaması için bir örnek verip tek rivayet kaynaklarını dipnotta göstermeye çalışacağız.

ez-Zemahşerî, Muhammed Sûresi’ndeki, “ٌُ ٰ اللََّوٌِتاَنِمْؤُمْلاَوٌ َنينِمْؤُمْلِلَوٌَكِبْنَذِلٌْرِفْغَتْساَوٌُ ٰ اللٌَّ َّلاِاٌَهٰلِاٌ َلاٌُهَّنَاٌْمَلْعاَف

ٌْمُكي ٰوْثَمَوٌْمُكَبَّلَقَتُمٌُمَلْعَي” “Bil ki Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Hem kendinin, hem de inanmış erkek ve kadınların günahlarının bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de, içinde kalacağınız yeri de bilir”195 ayetini tefsir ederken sözü en faziletli ilme getirerek şu rivayeti aktarır; “ٌلاٌُهَّنَأٌ ْمَلْعاَفٌلاقفٌهبٌأدبٌنيحٌهلوقٌعمستٌملأٌ:لاقفٌملعلاٌلضفٌنعٌلئسٌهنأٌ:ةنييعٌنبٌنايفسٌنعو

ٌَكِبْنَذِلٌ ْرِفْغَتْساَوٌ ُ َّاللٌَّ َّلاِإٌ َهلِإ” “En faziletli ilmi Süfyan b. Ûyeyne’ye sorduklarında o, “Bil ki Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur…” ayetiyle başlayan (yüce Allah’ın)sözünü işitmiyor musun?” demektedir.”196 Bu rivayet sadece Hilye’de “ٌانثٌ،يِبَأٌانثٌ،ٍرَفْعَجٌ ِنْبٌ ِدَّمَحُمٌ ُنْبٌِاللٌَُّدْبَعٌاَنَثَّدَح

ٌُنْبٌ ُناَيْفُسٌ َلِئُسٌ:َلاَقٌ،َةَبْوَتٌوُبَأٌانثٌ,ٌاَنِباَحْصَأٌ، ُضْعَبٌانثٌ،ِاللٌَِّدْبَعٌ ُنْبٌ ُلْهَس

ٌُهَل ْوَقٌ ْعَمْسَتٌ ْمَلَأٌ:َلاَقَفٌ،ِمْلِعْلاٌ ِلْضَفٌ ْنَعٌ،َةَنْيَيُعٌ

}ُاللٌَّ َّلاِإٌ َهَلِإٌ َلاٌ ُهَّنَأٌ ْمَلْعاَف{ٌ َلاَقَفٌ ِهِبٌ َأَدَبٌ َنيِح”197 şeklinde aynen geçer. Bunun gibi birçok rivayetin varlığı198 da gösterir ki, bu kitabın da ez-Zemahşerî’nin kaynakları arasında olduğu rahatlıkla söylenebilir.

195 Muhammed 47/19.

196 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 4/316.

197 Ahmed b. Abdullah b. Ahmed Ebu Nuaym, Hilyetü’l-Evliya ve Tabakatü’l-Esfiya (Beyrut: Dâru ’l-Kitabi’l-Arabî, 1409), 7/305.

198 Ebu Nuaym 8 rivayete tek, (1/234; 1/294; 4/314; 6/15; 7/81; 8/249. ) 135 rivayet ise ortak rivayet olarak kaynaklık etmiştir.

51 1.2.1.1.2.9. el-Beyhakî (ö. 458/1066)

Muhaddis ve fakih olan Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakî’nin kitaplarından bazıları öyle anlaşılıyor ki ez-Zemahşerî’nin eline geçmiş bulunmaktadır. Zira el-Keşşâf‘ta bu eserlerin birçok rivayetine rastlamak mümkündür.199 Ancak bunların arasında göze çarpan iki kitabı öne çıkmaktadır. Şimdi bunları sırasıyla en çok rivayet alınandan başlayarak teker teker ele alalım.

Şuabu’l-İman: ez-Zemahşerî, Fatiha Sûresi’ni tefsir ederken besmelenin ayet olup olmadığı konusunda şöyle bir rivayet aktarır; “ٌةرشعٌعبرأوٌةئامٌكرتٌدقفٌاهكرتٌنم«ٌ:سابعٌنباٌنعو ىلاعتٌ َّاللٌَّ باتكٌ نمٌ ةيآ” “İbn Abbas’tan; “Her kim besmeleyi terk ederse Yüce Allah’ın kitabından 114 ayet terk etmiş olur.”200 Bunu küçük bir farkla Beyhakî’nin bu kitabında şu şekilde rastlamış bulunuyoruz: “ٌٌَث َلاَثَوٌ ةَئاِمٌَكَرَتٌْدَقَفٌ}ِميِحَّرلاٌِنَمْحَّرلاٌِاللٌَِّمْسِب{ٌَكَرَتٌ ْنَمٌ"ٌ:ِكَراَبُمْلاٌُنْباٌَلاَقَو

ٌ ِاللٌَّ ِباَتِكٌ ْنِمٌ ةَيآٌ َةَرْشَع”201 öyle anlaşılıyor ki İbn Mübarek202 bunu İbn Abbas’tan rivayet etmiştir. Bu rivayete birçok tek rivayet kaynağının yanında diğer ortak rivayetleri de eklediğimizde203 “el-Keşşâf”ın kaynakları arasında bu kitabı da sayabiliriz.

199 el-Keşşaf’ta bulunan Beyhakî’nin tüm kitaplarındaki rivayetlerin sayısı 590 civarındadır.

Bunlardan yaklaşık 20’si tek kaynak rivayetlerdendir.

200 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 1/11.

201 Ahmed b. Hüseyin b. Ali el-Beyhakî, Şuabu’l-İmân, (Riyat: Mektebetü’r-Rüşt, 2003), 4/25.

202 Ebû Abdirrahmân Abdullāh b. el-Mübârek b. Vâzıh el-Hanzalî el-Mervezî (ö. 181/797), Tebeu’t-tâbiînin ileri gelenlerinden, muhaddis, zâhid ve fakih bir âlimdir. İbn Abbastan bu rivayeti direkt olarak alması mümkün değildir. Arada tabiin olmalıdır.

203 Yaklaşık 10 rivayete tek kaynaklık,(bazıları, el-Beyhakî, Şuabu’l-İmân, 4/180; 8/88;

9/64; 9/289; 10/559.) 160 rivayete de ortak kaynaklık etmektedir. Burada şunu belirtelim, bu sayı daha fazla olabilirdi eğer biz Sünenü’l-Kübra’da da var olanları

52

es-Sünenü’l-Kübrâ: el-Beyhakî’nin bu eseri ise, ez-Zemahşerî’nin kaynağı olarak daha çok dikkat çekmektedir. Kaynak olabilmesi açısından hem tek rivayet hem de çok sayıda ortak rivayete sahiplik etmektedir.204 Nitekim ez-Zemahşerî Hucurât Sûresi’ndeki;

“ٌَلُكْاَيٌ ْنَاٌْمُكُدَحَاٌ ُّبِحُيَاٌا ضْعَبٌْمُكُضْعَبٌ ْبَتْغَيٌ َلاَوٌاوُسَّسَجَتٌ َلاَوٌ مْثِاٌ ِّنَّظلاٌ َضْعَبٌ َّنِاٌ ِّنَّظلاٌ َنِمٌا ريثَكٌاوُبِنَت ْجاٌاوُنَمٰاٌ َنيذَّلاٌاَهُّيَاٌاَي

ٌ ميحَرٌ باَّوَتٌَ ٰ اللٌَّ َّنِاٌَ ٰ اللٌَّاوُقَّتاَوٌُهوُمُتْهِرَكَفٌا تْيَمٌِهيخَاٌَمْحَل” “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının.

Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın.

Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.”205 ayetini yorumlarken birkaç rivayet aktarır.

Onlardan bir tanesi şöyledir: هلٌةبيغٌلافٌءايحلاٌبابلجٌىقلأٌنمٌ:ىورٌدقو “Rivayet edilmiştir ki; “Her kim hayâ elbisesini/örtüsünü çıkartıp atarsa onun gıybet edilmesi(nde bir sakınca) yoktur.”206 Bu rivayeti Beyhakî; “ٌَباَبْلِجٌىَقْلَأٌ ْنَمٌ:َمَّلَسَوٌِهْيَلَعٌُاللٌَّىَّلَصٌِاللٌَُّلوُسَرٌَلاَقٌ:َلاَقٌٍكِلاَمٌِنْبٌِسَنَأٌ ْنَع

ٌُهَلٌ َةَبيِغٌ َلاَفٌ ِءاَيَحْلا

ٌ ”207 şeklinde aktarır. Bu ikisinin dışında es-Sünenü’s-Suğra ve Delailü’n-Nübüvvet gibi kitaplarında da bazı rivayetlere rastlanmış bulunmaktadır. Ancak kaynaklık etmeleri açısından yeteri kadar rivayet bulunmamıştır.

birlikte alsaydık. Ancak Sünen’de olanları alıp diğerlerini terk ettik. Yani hem Şuabu’l-İmân ’de ve hem de Sünenü’l Kübra’da birlikte olan rivayetlerin sadece birinde olanı aldık, diğerini terk ettik. Bu nedenle bu rakam Sünen’de olmayanların sayısını ifade etmektedir.

204 Tek kaynak rivayeti olarak ortaya 4 rivayet (2/398; 5/ 381; 6/7; 10/354.) çıkmaktadır.

Ortak rivayet olarak ise 303 rivayet civarındadır.

205 el-Hucurât 49/12.

206 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, 4/362.

207 el-Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübra, 10/354.