• Sonuç bulunamadı

1.5. Dil Öğretimi Yöntem ve YaklaĢımlarında Telaffuz

1.5.14. Grupla Dil Öğretimi Yöntemi (Community Language Learning Method) ve

―DanıĢmanlı Dil Öğretimi Yöntemi‖ adıyla da bilinen yöntem, öğrenci merkezli olup 1960‘lı yıllarda geliĢtirilmiĢtir.

Yabancı dil öğrenen kiĢilerin hata yapma korkusu ve kaygı sebebiyle kendilerini yeterince ifade edemedikleri gözleminden yola çıkan yöntemde, öğrencilerin bu iç kaygıdan ve hata yapma korkusundan sıyrılabilmeleri adına öğrenciyi ―danıĢan‖ ve

32

öğretmeni ―danıĢman‖ olarak ortak sorumlu görüldüğü belirtilmektedir (Demirel, 2012: 60).

Öğretmen, öğrencilerin oluĢturduğu yuvarlak biçimli oturma düzeninin dıĢında durur. Öğrenciler gruplara ayrılır ve her grubun içinden seçilen bir öğrenci, o grubun öğrenci danıĢmanı olur. Bu öğrenci bir anlamda öğretmen ve öğrenciler arasında bir aracıdır.

Bu yöntemde, dil öğretiminin ilk derslerinde kullanılan ses kayıt cihazları ile öğrenciler tarafından hedef dilde söylenilen cümleler kayıt altına alınır ve ders bitiminde tekrar dinlenir (Doğan, 2012: 294).

Bu yöntemde ―Telaffuz eğitimi çok önemlidir. Bunun için sınıf içi etkinliklerin yanı sıra, ses kayıt cihazları kullanılır. Ayrıca bilgisayar destekli alıĢtırmalardan da yararlanılır.‖ (MemiĢ ve Erdem, 2013: 310).

1.6. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programında Telaffuz9

Modern yabancı dil öğretimi programlarında kabul gören ve temel alınan ADOÇP‘de, iletiĢim yetisi yaklaĢımında ―2.2.4. Canale ve Swain‘in ĠletiĢimsel Yeti Modeli ve Dilsel Yeti‖ baĢlıklı bölümde ayrıntılı olarak ele alınan Canale ve Swain‘in ortaya koyduğu iletiĢim modeli esas alınmıĢtır.

Bu iletiĢim modelini esas alan ADOÇP‘de daha çok iletiĢimsel dil edinimi nihai hedef olarak kabul edilmiĢtir. ĠletiĢimsel dil edinimi kısaca yabancı dil öğrencisinin öğrendiği dili, dört temel beceriyi kullanarak toplum içerisinde sosyal hayatta kullanabilme yetisinin kazandırılması biçiminde tarif edilebilir.

Bu çerçeve metninde, dil becerileri ve bilgileri konusunda araba sürme örneği verilmektedir. ―Araba kullanmak, baĢlangıçta bilinçli ve sözle ifade edilebilir iĢlemlerin açık bir dökümü (Debriyaj pedalını yavaĢça bırak, üçüncü vitese tak! vb.) ile bazı

9

gerçeklerin (Otomatik olmayan arabalarda aĢağıdaki üç pedal bulunur, vb.) öğrenimini gerekli kılar. Bir kimse araba kullanmayı öğrendiği zaman artık bütün bu bilgileri bilinçli olarak düĢünmek zorunda değildir. Ġnsan araba kullanmayı öğrenirken, (baĢarısızlık ve yeteneksiz görünme riski ile) imajının etkilenmesi söz konusu olduğu için yüksek düzeyde dikkat yoğunlaĢtırmaya ve kendi düĢünce ve duygularına aĢırı dikkat etmeye baĢlar. Beceriler, bir kez öğrenilince sürücünün çok daha rahat ve kendinden emin olması beklenebilir; aksi hâlde durum yolcular ve diğer sürücüler için rahatsız edici olur. Görüldüğü gibi, dil öğreniminde de bazı noktalar (telaffuz ve çekim ekleri gibi) böylesine otomatik olarak yapılır.‖ (AKMDB, 2009: 8; AKMDB, 2013: 20).

Bu örnekten hareketle; telaffuz becerisi, doğrudan etkileĢimli iletiĢimin temelini oluĢturduğu ve öğrenilen yabancı dilin görünen yüzü olduğu için baĢlangıçta hata yapma ve baĢarısızlık korkusu ile dil öğrencisinin kendisiyle çokça meĢgul olduğunu ama bir kere telaffuz becerisini kazanan öğrencinin telaffuzu otomatik olarak yapacağı için konuĢmasını çok daha rahat sürdürebileceğini, dolayısıyla iletiĢimde pek fazla sorun yaĢamayacağını, aksi takdirde iletiĢimin sağlıklı yürütülemeyeceğini söylemek mümkündür.

Telaffuz öğrenimi ve önemi hakkında ADOÇP‘de Ģöyle denilmektedir: ―Birçok ses birim, birinci dilden ikinci dile sorunsuz bir Ģekilde aktarılabilir. Kimi durumlarda, belli bir bağlamda kullanılan sesler belirgin bir Ģekilde farklı olabilir. Ġkinci dildeki bazı ses birimleri ana dilinde bulunmayabilir. Eğer söz konusu ses birimleri edinilmez ya da öğrenilmezse, bazı bilgi kayıpları bunu izler ve yanlıĢ anlamalara neden olabilir. Burada öğrenme yaĢı sorunu ya da hangi öğrenme aĢamasında bunların en iyi Ģekilde öğrenileceği, öğrenmede alıĢkanlığın ses birimi düzeyinde en güçlü olduğu gerçeği ile daha da karmaĢık bir hâl almaktadır.‖ (AKMDB, 2009: 125).

Öğrencilerin ana dillerinde bulunmayan veya hedef dilden farklı olan ses birimlerinin öğretilmemesi durumunda bilgi kaybı ve yanlıĢ anlamaların olacağını, ayrıca telaffuz alıĢkanlığını sağlamada en önemli seviyenin ses birimi seviyesi olduğunu

34

özellikle belirten metin, bu görüĢüyle deneysel gruba uygulanan ―Görsel-ĠĢitsel ÖzdeĢliğe Dayalı ÇağrıĢım Tekniği‖nin teorik dayanaklarından birisidir.

―Dil öğrenenler telaffuz hataları hakkında sonradan bilinçlendirilirse ve alıĢılmıĢ davranıĢları ancak o zaman bırakmaya baĢlarsa; ana dilindeki normlara yakınlaĢmak gerektiğinde -genelde genç yaĢta dil öğrenen bireylerde olabileceği gibi- zaman ve uğraĢı açısından hataların dil öğreniminin ilk aĢamasında düzeltilmesinden daha zor bir durum ortaya çıkabilir.‖ (AKMDB, 2013: 135).

ÇalıĢmanın deneysel kısmında uygulanan ―Görsel-ĠĢitsel ÖzdeĢliğe Dayalı ÇağrıĢım Tekniği‖ tam olarak bu bakıĢ açısına uygun bir Ģekilde, telaffuz sorunlarını henüz oluĢmadan, dil öğreniminin ilk haftasında ve ses birimi temelinde engellemeyi amaçlamaktadır.

Bununla birlikte, çerçeve metindeki ―6.4.7.9. Telaffuz‖ bölümünde ele alınan telaffuz becerilerinin nasıl öğrenilebileceği ve geliĢtirilebileceği konusundaki aĢağıdaki öneriler de ―Görsel-ĠĢitsel ÖzdeĢliğe Dayalı ÇağrıĢım Tekniği‖nin esas aldığı yaklaĢımlardandır.

―Öğrencilerden bir dilin telaffuz özellikleri konusundaki becerilerini nasıl geliĢtirmeleri beklenmelidir? Dil öğrenenler doğru telaffuz edebilmek için;

a) sadece doğal anlatımlarla doğrudan karĢılaĢarak; b) koro hâlinde

i) öğretmeni taklit ederek;

ii) hedef dilin kullanıcılarının iĢitsel kayıtlarını taklit ederek; iii) hedef dilin kullanıcılarının video kayıtlarını taklit ederek; c) dil laboratuvarında bireysel çalıĢmayla;

d) özel ses birimi özellikleri içeren bir metni yüksek sesle okuyarak;

f) d ve e Ģıkkında olduğu gibi, fonetik alfabe ile yazılmıĢ metinleri kullanarak; g) bilinçli telaffuz öğretimiyle (bk. 5.2.1.4.);

h) yazılı formların telaffuzunu öğrenmeye çalıĢarak;

i) yukarıda verilen yöntemlerin birleĢimleriyle yeteneklerini düzeltebilirler ya da düzeltmelidirler.‖ (AKMDB, 2009: 143-144; AKMDB, 2013: 152-153).

Yukarıda bahsedilen maddelerden özellikle koro hâlinde öğretmeni veya iĢitsel- görsel kaynakları taklit etme, dinleme (kulak) eğitimi ile telaffuz alıĢtırmaları yapma ve bilinçli telaffuz öğretimi maddeleri, deney grubuna uygulanan ―Görsel-ĠĢitsel ÖzdeĢliğe Dayalı ÇağrıĢım Tekniği‖ne temel oluĢturmuĢtur.

ADOÇP‘de, telaffuzun nasıl öğretileceği ve geliĢtirileceğiyle birlikte, bilinçli telaffuz öğretiminden kastın ne olduğu da açıklanmaktadır. ―Ses Bilimsel Yeterlik (Phonological Competence)‖ baĢlığında incelenen ses bilimsel yetenek, ―Ģu bilgi ve becerilerin algılanması ve üretimini içerir:

 Dilin ses birimlerini ve bunların belirli bağlamlarda gerçekleĢtirilmesini (ses birimsel değiĢke),

 Ses birimlerini birbirinden ayıran sessel/ses bilgisel özelliklerini (ayırt edici özellikler),

 Sözcüklerin ses bilimsel oluĢumunu/düzenleniĢini (hece yapısı, ses birimlerinin diziliĢi, sözcük vurgusu ve tonu),

 Cümle ses bilimi (bürün) o Cümle vurgusu ve ritmi o Tonlama

 Ses bilgisel indirgeme/eksiltme o Ünlü daralması/ünlü eksiltme

o Vurgulu/kuvvetli ve vurgusuz/zayıf biçimler o BenzeĢim

36

o Ses düĢmesi/son ünlü silinmesi‖ (AKMDB, 2009: 110-111; AKMDB, 2013: 118-119).

ADOÇP‘de, ses bilimsel yeterliğin neleri içerdiği ile birlikte bu yeterliğin kontrol ölçeği (Tablo-3) de verilmiĢtir. (AKMDB, 2009: 111; AKMDB, 2013: 119).

Tablo-3: ADOÇP‟de Telaffuz ve Tonlama Hâkimiyeti (Ses Bilgisel Kontrol) Tablosu

Düzey Telaffuz ve Tonlama Hâkimiyeti (Ses Bilgisel Kontrol)

C2 C1 düzeyindeki gibi.

C1 Anlam farklılıklarını ifade edebilecek kadar çeĢitli vurgu ve tonlama kullanabilir.

B2 AnlaĢılır, doğal bir telaffuz ve tonlamaya sahiptir.

B1 Zaman zaman yabancı bir vurgu ve nadiren de olsa yanlıĢ telaffuz görülse bile telaffuz oldukça anlaĢılırdır.

A2 Fark edilen yabancı aksana rağmen, genelde anlaĢılır bir telaffuza sahiptir ama iletiĢimde bulunduğu kiĢiler zaman zaman söylenenin tekrarını rica edebilir.

A1

Kendisiyle konuĢan ana dili konuĢurları, onun konuĢtuğu dil ailesine mensup olan yabancılarla konuĢmaya alıĢıksa çok kısıtlı, ezberlenmiĢ sözcük ve deyimlerden oluĢan bir dağarcığı telaffuz ettiğinde, biraz çaba göstererek söylediklerini anlayabilirler.

ADOÇP‘de ayrıca ―5.1.4.2. Genel Ses Bilgisel Farkındalık (Bilinç) ve Ses Bilgisel Beceriler‖ alt baĢlığında ses bilgisi eğitiminin telaffuza yardımcı olacağı da belirtilmektedir. Söz konusu ses bilgisi eğitimine iliĢkin aĢağıdaki maddeler, araĢtırmanın deneysel kısmında kullanılan tekniğin kuramsal alt yapısını oluĢturan unsurlardandır:

―Dil öğrenenlere (özellikle yetiĢkinlere) yeni bir dilin telaffuzu açısından yardımcı olacak unsurlar:

 AlıĢık olunmayan sesleri ve bürünsel Ģekillendirmeleri ayırt edebilme ve sesleri üretebilme yeteneği;

 AlıĢık olunmayan ses dizilerini tanıyabilme ve birbiriyle birleĢtirebilme yeteneği;

 Dinleyici olarak ses birimsel unsurları anlamlı yapılandırarak (farklı ve anlamlı parçalara ayırarak) ses akıĢının sürekliliğini sağlayabilme;

 Yeni bir yabancı dil öğrenirken kullanılabilecek ses üretimi ve duyduğunu algılama süreçlerini anlayabilme/hâkim olabilme.‖ (AKMDB, 2009: 102; AKMDB, 2013: 108).