• Sonuç bulunamadı

2. KENDİNİ AYARLAMA

3.2. Dini Grup Dindarlığı

3.2.1. Dini Grup

gözetildiğini hissetmesi nasıl açıklanabilir? Kısaca, bireyin dine bağlılığı dolayısıyla elde ettiği psikolojik iyi olma halinde toplumun dine verdiği değerle birlikte bir artış gözlenebileceğini, ancak dinin toplum nazarında değer görmediği durumlarda ise dindar bireylerin inançlarından aldıkları psikolojik desteğin azalmayacağını ifade etmek gerekmektedir.

Özetle söylemek gerekirse, dindarlığın diğergamlıktan, intihar girişimine, benlik saygısından öz-kontrole ve hatta şiddet eğilimine kadar geniş bir çerçevede bireyin gelişimsel kazanımlar edinmesini desteklediğini323, bireyi uyumsuzluktan koruduğunu324 ve genel olarak benlik gelişimi üzerinde olumlu etki bırakan en önemli faktörlerden biri olduğunu ifade etmek mümkündür.

3.2.Dini Grup Dindarlığı

mümkündür.327 Araştırmalar bireyin bir grup tarafından kabul görmesinin, yani sosyal onay ihtiyacının karşılanmasının özsaygı düzeyi üzerinde doğrudan etkili olduğunu göstermektedir.328 Bu da bireylerin doğası gereği bir gruba dahil olma eğiliminde olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Bu görüşle bağlantılı olarak gruba katılımı evrimci bir yaklaşımla bireyin yalnızken başaramayacaklarının toplulukla hareket ettiğinde üstesinden gelebilmesine bağlayan araştırmacılar söz konusudur329. Bireylerin içerisinde yaşadıkları dünya ve bu dünyadaki konumları hakkındaki fikirleri, yani kendi kimliklerine dair algıları üyesi oldukları grup tarafından şekillendirilmektedir.330 Dolayısıyla bireyler, hem hayata hem kendilerine dair kesin bilgi edinebilmenin bir yolu olarak bir gruba dahil olma ihtiyacı da hissedebilmektedir.331

Her din bir toplumda doğup yayıldığı için ve din bütünleştirici etkisi dolayısıyla insanları bir araya getirerek topluluklar oluşturduğu için dini grup bahsi sosyal grubun bir alt başlığı olarak değerlendirilmektedir.332 Dini gruplar, neşet ettikleri toplumun ambiyansından türemiş bir tepki şeklinde değerlendirildikleri için bu grupların tarihi ve toplumsal şartların yansımalarını taşıdıkları iddia edilmektedir.333 Bu sebeple Batı toplumları ve Müslüman toplumların dini grup anlayışlarında farklılıklar bulunmakta ve bu da farklı dini grup tasniflerine yol açmaktadır. Bu çalışmanın benimsediği tasnif dönemsel bir bakış açısını esas almaktadır. Buna göre dini grupları modern dönem öncesi klasik dini gruplar ve modern dönem sonrası dini gruplar olarak iki başlıkta ele almak mümkündür.

Modern dönem öncesi dini gruplar daha çok geleneksel dini yapılanmaları ifade

327 Roy F. Baumeister, Mark R. Leary, “The Need to Belong: Desire for Interpersonal Attachments as a Fundamental Human Motivation”, Psychological Bulletin, C. 117, S. 3, 1995, s. 499.

328 Mark R. Leary v.d., “Self-Esteem as an Interpersonal Monitor: The Sociometer Hypothesis”, Journal of Personality and Social Psychology, C. 68, S. 3, 1995, ss. 527-528.

329 Marilynn B. Brewer, “The Social Psychology of Intergroup Relations Social Categorization, Ingroup Bias, and Outgroup Prejudice”, Social Psychology: Handbook of Basic Principles, (ed.) Arie W. Kruglanski- E. Tory Higgins, 2. B., New York, Guilford Press, 2007, ss. 699-700.

330 Hayati Hökelekli, “Müslüman ve Öteki: Farklı Dini Grupların Birbirini Algılama Biçimi”, İslam Psikolojisi Yazıları, İstanbul, Dem Yayınları, 2009, s. 221.

331 Michael A. Hogg, Zachary P. Hohman, Jason E. Rivera, “Why Do People Join Groups? Three Motivational Accounts from Social Psychology”, Social and Personality Psychology Compass, C.

2, S. 3, 2008, s. 1270.

332 Ünver Günay, Din Sosyolojisi Dersleri, Kayseri, Erciyes Üniversitesi Yayınları, 1993, s. 190.

333 Ahmet Faruk Kılıç, “Din Sosyolojisinde Dini Grup Tipolojileri”, Değerler Eğitimi Dergisi, C. 5, S.

13, 2007, s. 55.

etmektedir ve bu da İslam özelinden bakıldığında tarikat olgusuna karşılık gelmektedir. Modern dini gruplar olarak ise cemaatler ve modern dönemin yol açtığı anlam boşluğunu telafi etmek üzere sayıları gün geçtikçe artan yeni dini hareketlerden bahsedilebilir. Modern dönemde trend dışı bırakılarak insanların hayatlarındaki belirleyici etkisini kaybeden dinden doğan boşluğu, yine din kaynaklı olan ancak postmodern dönemin mottosuna uygun şekilde form değiştirerek eskisinden daha zararsız, uysal ve cazip bir şekilde geri dönen yeni dini hareketlerin doldurması334 dikkat çekici olmakla birlikte bu çalışma yalnızca, modern dönem öncesi dini yapılara tekabül eden ancak günümüzde hala aktif olarak hem birey hem toplum bazında varlığını devam ettiren tarikatları ve modern dönemle birlikte geleneksel tarikattan farklı bir yapılanmayla ortaya çıkan cemaatleri kapsamaktadır.

Kelime anlamı olarak gidilecek yol, izlenecek usül anlamına gelen tarikat, terim olarak Allah’a ulaşmak isteyenlere mahsus adet, hal ve davranış demektir.335 Genel olarak tarikatların dini daha içten yaşama arzusundan kaynaklandıkları ve ana akıma karşı uyarı, itiraz ve protesto ile ortaya çıktıkları söylenmektedir. Aslında bu, ana akımdan bir ayrılmaya değil, ana akım sınırlarında yaşanacak olan yoğun bir dindarlığa işaret etmektedir.336 Bu açıdan bakıldığında tarikat, ortak bir takva hayatı yaşamaya karar veren kişiler tarafından kurulmuş ve tasarlanmış nispeten kapalı bir grup şeklinde tanımlanabilir.337 İslam coğrafyası özelinden bakıldığında ise tarikat kavramının geleneksel olarak tasavvufun müesseseleşmiş haline işaret etmek için kullanıldığı iddia edilebilir.338 Bu minvalde tarikatlar, İslam medeniyetindeki ahlak, terbiye ve felsefi derinliği yansıtan tasavvufi hayat tarzının öğretildiği mektepler olarak değerlendirilebilir.

Cemaat kavramı, Ferdinand Tönnies’in meşhur cemaat-cemiyet ayrımıyla literatürde yer edinmiştir. Kavramsal olarak cemaat, üyelerinin ortaklaşa

334 Mehmet Ali Büyükkara, “Dinî Grup Yapılarında Dine İlişkin Muhtemel Anlama ve Temsil Sorunları”, Usûl: İslam Araştırmaları, C. 7, 2007, s. 135.

335 Reşat Öngören, “Tarikat”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 40, s. 95.

336 Günay, a.g.e., s. 229.

337 Joachim Wach, Din Sosyolojisi, (çev.) Ünver Günay, İstanbul, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 1995, ss. 232-233.

338 Hilmi Ziya Ülken, “Tasavvuf”, Sosyoloji Sözlüğü, İstanbul, Milli Eğitim Basımevi, 1969.

Bu ayrımı yaparken Tönnies’in cemaatten kastı bugünkü manada dini amaçlı gruplar olmamıştır.

Tönnies, modern öncesi toplumu cemaat, modern toplumu ise cemiyet olarak nitelendirerek aslında

paylaştıkları bir değere dayanan, özel olarak oluşturulmuş bir toplumsal ilişkiler bütünü şeklinde tanımlanabilir.339 İçerisinde yakın ilişkilerin hakim olması, üye sayısının az olması, diğer kesimlerle ilişkisiz nazaran küçük gruplara tekabül etmesi, kader ve kültür birliği ile birbirine bağlanması ve içerisinde egemenlik unsuru taşımayan bir toplum yapısı olması cemaatin temel özellikleri arasında yer almaktadır.340 Cemaatlerin, modernleşme süreciyle birlikte yapısal farklılıklar göstererek tarikatlardan koptuğu da iddia edilmektedir.341

Tarikat ve cemaat arasındaki temel farklılık cemaatlerin yalnızca dini tebliğ ve irşatla uğraşmakla yetinmemesi, modern toplumda bireyin eğitim-öğretim, ekonomi, sanat ve spor gibi pek çok farklı alandaki ihtiyaçlarını karşılama gayretinde olmasıdır.342 Bunun yanında terminoloji kullanımında ve şeyh-mürit ilişkilerinin şekli açısından bazı farklılıklar da söz konusu olmakla birlikte, esas ayrım noktasını salt dini alanla meşgul olup olmama hususu oluşturmaktadır.