• Sonuç bulunamadı

2) Dil Meselesi

B) YUNANSTAN’IN DI POLTKASI 1) Makedonya Sorunu

2) Girit Meselesi

Bulgar, Ulah ve Türk provokatörleri Yunanlılara saldırıyor, barısever ve kendi halinde yaayan Yunanlıları öldürüyorlar... Demekki çok vahim bir durum karısındayız ve bu vaziyetin olumasında Türkiye’nin sorumluluu büyüktür...40”. Üstelik 19. yüzyılın son yıllarından itibaren Yunanistan’ın politikasına balanmı Patrikhane, Makedonya’da cereyan edenlerden bahsederek, Osmanlı yetkili makamlarını yermekten çekinmiyordu. Büyük Kilise’nin yayın organı olan “Eklisiastiki Alithia” (Kilise Gerçei) dergisinde a aıdaki gibi yazılar çıkıyordu: “Daima Yunanlılar (Rumlar) ile Bulgarlar ihtilafa dütükleri vakit Osmanlı Hükümetinin jüri kararı Bulgarların lehinde oluyor... Osmanlı Devleti Bulgaristan’daki Müslümanları savunduu halde orada bulunan Rumların haklarına destek vermeyi ihmal etti”41.

Makedonya Sorunu, görüldüü gibi, 20. asrın ba larında Yunanistan’ı çok ura tıran bir konu mahiyetindeydi. Kesin bir çözüm bulunamadıı için hem politikacılar hem de kamuoyu tedirgin oluyordu. Bunda, basında yayımlanan tahrik edici makalelerin payı da vardı. Ayrıca, ülkenin askerî zaafını iyi bilen subaylar memnuniyetsizliini açıkça belirtiyorlardı çünkü ne Bulgaristan’a ne de Osmanlı Devleti’ne kar ısına çıkılabilinirdi.

2) Girit Meselesi

1897 Osmanlı-Yunan Sava ı’nın sonuçlanmasından sonra stanbul’da sulh artlarını tartı mak amacıyla milletlerarası bir konferans toplandı. Görü meler esnasında ngiltere, Fransa, Rusya ve talya, Girit’in Osmanlı hakimiyetinde muhtar ve tarafsız bir hale getirildiini bildirdiler. Avrupa Kuvvetleri’nin bu beyanı Giritli Rumları cesaretlendirdi ve Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında çarpı malar oldu. Olaylar sırasında ngiltere Vis-Konsülü öldürüldü. Böylece dört büyük devlet Babıâli’ye ortak bir ültimatom vererek Girit’in bir ay içinde Türk birliklerinden tahliyesini istediler. Osmanlı Devleti öneriyi reddetmi se de 5 Kasım 1898’de adadan askerlerini ve memurlarını geri çekmeye mecbur kalmı tır42.

40 Akropolis, nr. 6379; 5 Ocak 1909, s. 1.

41

Eklisiastiki Alithia (Kilise Gerçei), nr. 33, 19 Austos 1909, s. 1.

30 Avrupa Devletleri adayı kendi aralarında taksim edemezlerdi. Ancak adanın 1897 Harbi’nde malup olmu Yunanistan’a da balanması mümkün deildi. Bu nedenle, Girit Osmanlı egemenliinde kalmasına, ancak Yunan Prensi Yorgo’nun umumî vali olarak tâyin edilmesine karar verdiler. Bu suretle, Almanya, Avusturya ve Osmanlı mparatorluu’nun itirazlarına ramen, 21 Aralık 1898’de Prens Yorgo Girit’e giderek adanın yönetimi üzerine aldı. Büyük Devletler gemilerini geri çektiler, ancak asayi sizliin önlemesi için askerî birlikler bıraktılar.

1899 bir kurucu meclis toplanmı ve Venizelos tarafından yeni bir anayasa hazırlanmı tı. Buna göre bir Mebuslar Meclisi, bir de prense yardımcı olmak üzere dördü Hıristiyan biri Müslüman olan, be ki ilik bir mü avere heyeti kurulmu oluyordu. Bundan ba ka Girit için bir bayrak, posta pulu ve talyan subayları nezaretinde polis te kilâtı düzenlendi. Böylelikle ada, sözde Osmanlı egemenliinde kalmaya devam etmi se de fiili olarak bu hâkimiyetten ayrılmı oluyordu43. Bu geli melerin neticesinde adada Yunanistan etkisi altında âdeta baımsız bir devlet kuruldu. Fakat bununla yetinmeyen Rumlar Girit’te kurulan bu yeni rejimi geçici kabul ettiler ve daima adanın Yunanistan’a ilhak edilmesini arzuladılar.

Girit’teki yeni düzenin karı ıklıı ve idare edenlerin yetkilerindeki görece belirsizlik, adanın iç te kilâtlandırılmasına ve iktisadî geli mesine temel bir engel te kil etmekteydi. Üretim kaynaklarının eksiklii ve ekonomik darlık, Rumların Yunanistan’la birle mek isteini kuvvetlendirirdi. Venizelos bütün bu öeleri göz önünde bulundurarak 1900 yılında umumî valiye, adanın Yunanistan’la dorudan birle mesini olanaksız olduu, kademeli olarak elveri li artların olu masına katkıda bulunulup, sadece mevcut rejimin uzatılması yoluyla Girit’in Yunanistan’a ilhak olunabilecei görü ünü bildirdi. Buna mukabil Yunan Devleti’nin tembihlerine uyarak Prens Yorgo, 1901 yılında oldu-bitti politikasını uygulayıp Girit’i resmen Yunanistan’a balamak istedi. Böylece Venizelos ile Prens Yorgo arasında görü ayrılıı ba göstermi oluyordu. 6 Mart 1901’de Venizelos istifa etti. Venizelos’un istifası kabul edilmedi, fakat iki hafta sonra kendisi prens tarafından azledildi44.

43 Enver Ziya Karal, Osmanlı..., s. 125.

44 Konstantinos Svolopulos, “ Kritiki Politia apo to 1899 eos to 1909 (1899-1909 yıllarda Girit Yönetim Biçimi), storia tu Elliniku Ethnus, Neoteros Ellinismos, 1881-1913 ( Yunan Ulusun Tarihi, Modern Yunan Tarihi, 1881-1913), C. 14, Ekdotiki Athinon yayınları, Atina 1977, s. 199-201.

31 1905 yılında, mecliste Prens Yorgo’ya kar ı var olan güçlü muhalefet hareketini koordine etmek dorultusunda harcanan bütün çabalar ba arısızlıkla sonuçlandıktan sonra, Venizelos 600 taraftarı ile birlikte “Therisos” adlı bölgeye çekilerek, isyan etti. Venizelos’un fikriyatında önemli bir dei iklik vardı. Bu kez Girit’in dorudan Yunanistan’a ilhak edilmesini talep ediyordu. Bu ortam içerisinde Girit Meclisi “enosis”i (Yunanistan’la birle me) ilân etti, fakat Avrupa Devletleri, Dou Akdeniz’deki denge bozulmaması için, bunu reddettiler. Bununla birlikte, genel vali ile isyancılar arasında arabuluculuk yapmayı kabul ederek adaya bir heyet yolladılar. Yapılan müzakereler sonunda Venizelos yana maya razı oldu45.

Bu noktada “Therisos isyanında” ngiliz parmaının da mevcut olduunu söylemek olanaksız deildir. ngiltere, Girit’in önemli jeopolitik ve stratejik konumunun farkında idi; bu yüzden Malta ve Kıbrıs gibi Girit’i de ele geçirmek isterdi. Fakat dier Avrupa Devletleri’nin tepkisinden ötürü bunu yapamıyordu. Böylece, bir yandan Yunanistan’la birle mesiyle ilgili projelere muhalefet etmekte öte yandan da Rum asileri ile temasa geçmekteydi. Zira enosis ilân edilmi olursa adadaki nüfuzu artmı olacaktı. Örnein, 1905 yılında Filaretos ile mahrem bir sohbetinde Venizelos, Girit’in Yunanistan’la birle tii takdirde Suda Körfezi’nin ngiltere’ye verilmesi gerektiini ileri sürdü46

.

Girit üzerine younla an ngiliz ihtirasları ve faaliyetleri, Rusya ba ta olmak üzere dier Avrupa kuvvetlerinin itirazlarına neden olmu tu. Bu ortam içerisinde 1906 yılında yeni ıslahat tedbirleri alındı. Bunlara göre: a) polis te kilâtı ve sivil müdafaa kuvvetlerinin Yunan subayların nezaretinde yeniden düzenlenmesi, b) Uluslararası askerî birliklerin çekilmesi, c) Adaya yeni bir borcun verilmesi (9.300.000 Fransız Frangı), d) Yunan ekonomisini kendi denetimi altında tutan Devletlerarası Mali Komisyonun yetkilerini Girit’e de uzatması, e) Anayasanın revizyonu f) Avrupa Devletleri’nin onayı saladıktan sonra Yunan Kralı’na, adanın genel valisini tayin hakkının tanınması. Bu cihetle, Prens Yorgo, yönetiminden memnun olmayan Girit’teki burjuva unsurların baskısı üzerine, valilikten çekilmek

45 Douglas Dakin,  Enopoisi tis Elladas 1770-1923 (Yunanistan’ın Birle mesi 1770-1923),

Morfotiko druma Ethnikis Trapezis yayınları, Atina 2001 (5. baskı), s. 260-261.

46

Giannis Kordatos,  Epemvaseis ton Aglon stin Ellada (Yunanistan’daki ngiliz Müdahaleleri), Ta Nea Vivlia yayınları, Atina 1946, s. 51-52.

32 zorunda kaldı. Yunan Kralı göreve eski ba bakanlardan Aleksandros Zaimis’i tâyin etti47.

Bu geli melerin sonunda, tamamen bir Yunan adası haline gelmi bulunan Girit, görünü te de olsa Osmanlı mparatorluu’nun hakimiyetine balı kalmaya devam etti. Fakat ıslahatlar ne derece iyi olursa olsun, Rumları ve Yunanistan’ı tatmin etme imkânı yoktu. Hem Rumlar hem de Yunanlar, Girit’i Yunan Krallıı ile birle meye götürecek yeni imtiyazlar pe ine dü üyorlardı. Böylece, Jön Türk Devrimi’nin yarattıı çetrefilli ortamdan yararlanarak Avusturya ve Bulgaristan’ı taklit eden Girit Meclisi, adayı Yunanistan’a balattıını ilân etti. Girit Meclis Ba kanı Papamastorakis, enosis’i u sözlerle beyan etti: “Müzmin programın gerçekle mesi için daima çabalayan halkımız, Girit’in baımsızlıını ve adanın Yunan Krallıı’nın bölünemez bir kısmı olması için Yunanistan’la birle mesini ilân ediyor ve Yunan Kralı’na adanın yönetimini kendi eline almasını rica ediyor. O zamana dek Yunan Devleti’ndeki mevcut yasalara uygun bir biçimde ve Helenlerin Kralı adına, Girit Meclisi adayı yönetmeye devam edecek...48”.

Theotokis Hükümetinin destei ile yapılan bu keyfi eylem ba arılı olamadı. Osmanlı Devleti ilhaka kesin olarak kar ı çıktı. Keza Avrupa Kuvvetleri, Bosna-Hersek ve Bulgaristan bunalımlarının sürmekte olduu esnada, yeni bir krizin zuhur etmesine izin veremezlerdi ve Giritli Rumların beyan ettikleri enosisi tanımadılar. Böylece ba ta saray olmak üzere Yunan hükümeti de ülkenin askerî zaafını göz önüne alarak Yunanistan’la birle me kararını kabul edememi ti49. Konu hakkında, “stanbul Örgütü”nün kurucusu Suliotis, Yunan hükümetine Giritli Rumları kı kırtmaması, hatta özerk statüsünün korunmasına çalı ması gerektiini tavsiye etti; çünkü Osmanlı Devleti’nin varlıını muhafaza etmek ve bu devlet içinde zamanla Rumları egemen haline getirmek üzerine çalı maktaydı50. Bununla beraber, enosisin

47

Konstadinos Svolopulos, Eliniki Eksoteriki..., s. 36-37.

48 Tasos Vurnas, Gudi, To Kinima tu 1909, To Hroniko mias Prospathias gia Astiko-dimokratiko

Metashimatismo stin Ellada (Gudi, 1909 Darbesi, Yunanistan’daki burjuva-demokratik bir

transformasyon hareketinin ruznamesi), Tehni-Epistimi yayınları, Atina 1957, s. 18.

49

Miltiadis Malainos,  Epanastasis tou 1909, (1909 Devrimi), Atina 1965, s. 18-19.

50 Thanos Veremis, “The Hellenic Kingdom and the Ottoman Greeks: The experiment of the Society of Constantinople, Ottoman Greeks in the Age of Nationalism: Politiks, Economy and Society in

the 19th Century, (Haz: D. Gondikas, Ch. ssawi), The Darwin Press yayınları, Princeton, New

33 tanınmaması Yunan politikacılar ve kamuoyunu büyük bir hayal kırıklıına urattı. Ortaya çıkan bu son durum Yunan silahlı kuvvetlerince utanç verici bir olay olarak deerlendirilmi ve genç subayların memnuniyetsizliini had safhaya ula tırmı tır. Üstelik, basında yayımlanan tahrikkâr ve fırtınalı makaleler ho nutsuzluun artmasına neden olmaktaydı. Bu suretle ”beceriksiz” politikacılara kar ı kınamalar ve öfke dalgası gittikçe büyüyordu; zira Megali dea’nin gerçekle mesi yakın istikbâlde olanaklı görünmüyordu.

Bütün bunlara ramen ngiltere, Fransa, Rusya ve talya Girit Adası’nda bulunan askerlerini 27 Temmuz 1909 tarihine kadar geri çekmeye karar verdiler. Osmanlı Devleti, birliklerin tahliyesini geri bırakmalarını istemi se de söz konusu Avrupa Kuvvetleri bu istee yana mamı , sadece Suda Limanı’nda Osmanlı bayraının bulunması ve Müslüman halkın korunması için bu limana dört sava gemisinin gönderilmesini kabul etmi tir51. Böylelikle, 1909 yılında Girit Meselesi yeni boyutlar kazanarak, Yunanistan ile Osmanlı mparatorluu arasında ortaya çıkan sürtü melerin kaynaı oluyordu.