• Sonuç bulunamadı

Atina’daki Osmanlı sefiri Tarafından Gudi Darbesi’nin Deerlendirilmesi Deerlendirilmesi

GOUD HTLAL’NN YUNAN ve OSMANLI BASININDA YANSINMASI

C) GUD DARBES’NN OSMANLI DEVLET’NE YANSINMASI

1) Atina’daki Osmanlı sefiri Tarafından Gudi Darbesi’nin Deerlendirilmesi Deerlendirilmesi

Jön Türk hükümeti, Yunanistan’da cereyan eden devrimci hadiselere yakından ilgileniyordu. Bu nedenle Atina’daki Osmanlı Devleti’nin elçisi olan Nabi Bey, Yunanistan’daki ahval hakkında Hariciye Nezaretine, detaylı rapor göndermekle görevlendirilmiti. Bunun üzerine, adı geçen Osmanlı sefiri, subayların hareketine ait ilginç yorumlar yapmaktaydı.

Gudi Darbesi’nin patlak vermeden az önce Nabi Bey, edindii malumata göre, eer prensler ordudan uzaklatırılacaksa, Kral Yorgo bütün hanedan-ı kraliyye ile birlikte Yunanistan’ı terk edecei kanısındaydı55. Osmanlı sefiri, hareketin bir gün evvel, üç komplocu subayın yakalanması olayın üzerine durmakta ve hatta daha çok kiilerin tevkif edilmesini öngörmekteydi. Ona göre, jandarma, kara ve deniz kuvvetleri ortaklaa bir ekilde hareket ediyorlardı ve diplomatlarca vaziyetin kritik olduunu yazmaktaydı56. Bir sonraki gün, subayların yayımlattıkları muhtıradan haberdar oldu. Söz konusu olan bildiriye göre, Yunanistan’ın rezil olup haklarını koruyamadıını ve hatta istikbalde millî meselelerde karııklıkların zuhur edeceini zikretmekteydi. Bütün bunları göz önünde bulundurarak Osmanlı elçisi, ordunun Atina’ya girecei tekdirde, vaziyetin pek ziyade kritik olacaına inanıyordu57. Anlaıldıı üzere, Nabi Bey, olayların inkiafını takip edip isabetli yorumlar yapabildi. Ayrıca, Osmanlı sefiri, muhtıranın, Yunanistan’ın dıilerine ve millî konulara ait kısmına aırlık verip darbenin her eyden önce milliyetçi bir eylem

54 Vicktor Papacosmas, The Millitary..., s. 75.

55 BOA, HR. SYS, nr. 1698-2; 22 Austos 1909.

56

BOA, HR. SYS, nr. 1698-2; 27 Austos 1909.

124 olduu farkındaydı. Ancak, Kralın istifası hususunda, dola an ayialardan etkilenip aceleci bir sonuç çıkardıını varsaymak mümkündür.

Sonraki günlerde, Atina’daki sefir, Osmanlı mparatorluu’nun Hariciye Nazırı olan Rifat Pa a’ya, Yunan subayların hareketi hakkında ayrıntılı raporlar gönderdi. Nabi Bey, Kiklad ahalisi ve özellikle Rallis ve Theotokis Partisi’nin taraftarlarının, subaylara kar ı dü manca bir tavır takındıklarını vurguladıktan sonra58, Askerî ttifak’ın bildiriyi yorumlarken, bunun, vuru kan ve me ruti monar i rejiminin aleyhinde olan zabıtanın isteklerine göre yazıldıı ve Yunanistan’ı büyük tehlikelerle kar ı kar ıya bırakabilecei kanaatindeydi. Bunun dı ında, Nabi Bey, ttifakçıların ıslahat programının gerçekle tirilmesi için, Yunan hükümetinin, yurtdı ından bir borç alması gerektiini biliyordu. Kendisine göre, eer Yunanistan, ordunun ba tan te kilâtlandırılması için gerekli sava malzemelerini Fransa’dan alırsa, Fransız hükümeti, Yunan Krallıı’na 100 milyonluk bir borç vermeye razıdır. Bütün bunlardan dolayı Osmanlı elçisi, Mavromihalis kabinesinin ve ya onun yerine geçecek herhangi bir hükümetin, Askerî ttifak’ın ısrarları üzerine geni çaplı tedafüi tedbirler alacaını i aret etmekteydi59.

Genç subaylar, önceki bölümde de zikredildii üzere, yayımlattıkları muhtırayla, ordudan Veliaht Prens Konstantin’in uzakla tırılmasını istediler. Ancak bu istek, Gudi’deki vakalara katılmayan subaylar arasında büyük bir ho nutsuzluk yaratmı tı. Atina’daki Osmanlı sefirinin fikri, ılımlı subayların faaliyetlerinin saray tarafından koordine ediliyor ve Askerî ttifak’ın itibarını azaltmak için kendi taraftarlarının sayısını çoaltmaya çalı ıyordu. Aynı telgrafın devamında Nabi Bey unları eklemekteydi: “... Bu gelimelerin neticesinde, subayların sunduu ıslahat programın gerçekletirilmesi hakkında mevcut iyimserlik kaybolmaya balamıtı. Balangıçta, subayların reform hareketini memnuniyetle karılamı olduu (Yunan) efkâr-i umumiyesi de, bugün durumu sükunetle tetkik edip, hükümetin, istenilen askeri programı hayata geçirmek zor olduunu ve gerekli askeri tedbirleri uygulamak için yeni vergiler yürürlüe koyacaını ileri sürüyor... Mevcut ayialarca

58

BOA, HR. SYS, nr.1698-2; 30 Austos 1909.

125 da, bazı milletvekilleri, Askerî ttifak’a karı koyabilmek için, parlamentoya kendi silahlı seçmenleriyle gelmek niyetindedir...” 60.

Bunların dı ında, Nabi Bey, Askerî ttifak’ın, meclise baskı uygulayacaı takdirde, Kral Yorgo’nun istifa edeceini tahmin etmekteydi. Buna ramen, subaylar ılımlı bir tutum takınmayacakları kanısındaydı ve bu yüzden siyasiler ile ttifak mensupları arasında bir tenakuzun ba göstereceini öngörüyordu61. Birkaç gün sonra Osmanlı sefiri aynı tespitleri tekrarlamaktaydı. Üstelik Yunanistan’daki kamuoyunun yeni rüsumatın yürürlüe konmasına iddetle kar ı çıktıını, ancak lonca esnaflarının ba kanlarının, Gudi Darbesi’ni tasvip edip, subayların lehine muazzam bir yürüyü düzenlemeye karar verdiklerini zikrediyordu. Bunların tersine, Veliaht Prens Konstantin, Almanya’ya giderken Patra ve Egio ehirlerinden geçti ve oradaki halk tarafından co ku ile kar ılanmı tı. Osmanlı sefirine göre, bu tezahürat, Yunan ahalisinin bir kısmının Askerî ttıfak’a kar ı, dü manca bir tavır takınıldıının belirtisi niteliindeydi62.

9 Eylül 1909 (27 Austos 1909) tarihli raporda, Veliaht Prens Konstantin’in lehine yapılan tezahürat, Theotokis Partisi’nin taraftarları tarafından düzenlendii ve bundan dolayı Askerî ttıfak’ın rahatsız edildii zikredilmektedir. Theotokis’in bu eylemlerle, ordudan veliaht prensin uzakla tırılmasını engellemeye ve kamuoyunun subayların hareketine kar ı çıktıını göstermeye çalı tıı belirtiliyordu. Yunanistan’da bulunan dier diplomatlar ise, bu yöntemlerin, ülkeyi iç sava a sürükleyeceine ve krallıın, Avrupa Kuvvetleri’nin destei ve yardımından mahrum olacaına inanılmaktaydılar63.

Bunlardan sonra, Yunanistan’daki Osmanlı sefiri ve konsolosları, subayların hareketine kar ı, Yunan kamuoyunun yoklamasını yapmaya çalı maktaydılar. Böylece, Larisa’nin (Yeni ehir) halkının, Gudi Darbesi’ni tasvip etmesine ramen, zabıtan tarafından, Konstantin’in aleyhine alınan tedbirleri onaylamadıı belirtiliyordu. Subaylara gelince, onların, Askerî ttifak’a mensup olmayan bazı

60 BOA, HR. SYS, nr. 1698-2; 3 Eylül 1909.

61 BOA, HR. SYS, nr. 1698-2; 4 Eylül 1909.

62

BOA, HR. SYS, nr. 1698-2; 8 Eylül 1909.

126 zabitan hariç, Gudi Darbesi’ne kar ı olumlu bir tutum benimsedikleri bildirilmekteydi64.

Golos ehrinde Osmanlı Konsolosu olan Cemil Bey, askerî darbenin, bölgedeki efkâr-ı umumiyede iki farklı fikir akımın ortaya çıkmasına sebep olduunu dü ünmekteydi. öyle ki: “... ehrin üst zümresini olu an ve ülkenin (Yunanistan’ın) manevi terakkisini arzulayan münevverler ve tüccarlar, subayların programını sempati ile kar ıladılar; çünkü bu programın esası Megali dea’nın gerçekle mesidir. Ancak, bu unsurlar, ordudan veliaht prensin uzakla tırılmasını istemiyor... Bunların tersine, “Panthessaliki” Gazetesi’nin editörü S. Triadafillidis lideri olan ve i çi sınıfının ve maceraperest ki ilerin desteini alan dier grup, askerlerin projesini tamamen destekleyip, ordudan prenslerin ve Konstantin’in uzakla tırılmasını tasvip ediyor...65”.

Korfu Ceziresi’nde ise de, halk, subayların hareketine kar ı olumsuz bir tavır takınmaktaydı. Adadaki Osmanlı konsolosu, veliaht prensin erefine düzenlenen nümayi i deerlendirirken unları yazmaktaydı: “...Hakikaten a ırtıcı bir ey idi. Burjuvazi, alt düzeydeki memurlar, küçük burjuva ve çok sayıda askerler astsubaylarla i birliinde bulunup, askerî hareketin, uluslararası bir müdahaleye yol açabilecei iddiasıyla, Gudi Darbesi’ni yerdi. Ayrıca, Korfu ahalisi, yon Adaları’nın, “Helenlerin Kralı” sıfatına sahip olan Yorgo’nun sayesinde Yunanistan’a devredildii kanısındadır ve bu yüzden kendilerinin hanedan-ı kraliye balı olduunu hissediyor...”. 15 Austos 1909 Devrimi’ne kar ı ordunun tepkisi de, Osmanlı konsolosuna göre, ihtiyatlı ve kayıtsızdı ve sadece 30 küçük rütbeli subay ttifak’ın lehindeydi. Bunun dı ında Osmanlı konsolosu, ttifakçıların, loncaların yardımından mahrum olduklarından, adada karı ıklıkların zuhur etmeyecei kanısındaydı66.

Osmanlı yetkililerce, Patra halkının saraya balı olduu halde subayların uygulamak istedikleri ıslah programını benimsiyordu ve ülkeyi ke meke e doru götüren politikacılardan ikayetçiydi67. Yine Osmanlı konsolosuna göre, Türk-Yunan

64 BOA, HR. SYS, nr. 1698–2; 9 Eylül 1909.

65 BOA, HR. SYS, nr. 1698–2; 9 Eylül 1909.

66

BOA, HR. SYS, nr. 1698–2; 10 Eylül 1909.

127 hududunda bulunan Arta ehrinin ahalisi, tereddüt etmeden askerlerin lehinde oldu68. Bu noktada zikredilmeli ki, bütün bu raporlarda, Yunan subayları tarafından askeri hazırlıkların yapılıp yapılmadıı ve ya tedafüi tedbirlerin alınıp alınmadıı bildirilmektedir.

 te, anla ıldıı üzere, kâh Atina’daki Osmanlı sefiri kâh dier Yunan ehirlerinde bulunan Osmanlı konsolosları, cereyan eden vakaları yakından takip ettiler. Ortaya çıkan vaziyet ve inki af eden olaylar hakkında çe itli deerlendirmeler yapıp Hariciye Nezareti’ne ayrıntılı raporlar sunmaktaydılar. Bu rapolarda, Yunan politikacıların zabitana kar ı dü manca bir tutum takındıkları, efkâr-i umumıyesi ise de, genel olarak subayların programını destekledii bildirilmektedir. Bunun dı ında, Askeri ttifak’ın ıslah programının, hanedana balı olan topluluun bir kısmı hariç Yunan ahalisi tarafından kabül gördüü ve subaylara kar ı mühim bir mukavemetin söz konusu olmadıı zikredilmektedir. Yunanistan’daki Osmanlı diplomatları, meydana genel durum üzerine isabetli mü ahede ve yorumlar yapmaktaydılar ve hatta Gudi htilali, esasen milliyetçi bir hareketin olduu kanısındaydılar. Ayrıca Yunanistan’da askeri tedbirlerin alınıp alınmadıını bildirdiklerinden anla ılıyor ki, istikbalde Balkan Yarımadası’nda karı ıklıkların zuhur edilmesini bekliyorlardı.

Fakat anlattıımız üzere, zaman geçtikçe Askeri ttifak, çe itli mü külattan ötürü itibarini yitirip çıkmaza girmeye ba lamı tı ve ihtiraslı programının gerçekle tirilmesi pek mümkün görünmüyordu. Atina’daki Osmanlı sefiri, bunu farketmi ti ve Askeri ttifak’ın, ülkeyi anar iye sürüklediine inanmaktaydı: “Yunanistan’ın dı politikasında Askerî ttifak’ın müdahalesi, krallıı tam bir ke meke e doru sürükledi ve bundan dolayı Yunanistan, Avrupa Devletleri’nin sempatisini yitirmi ti. Kabine ise subayların baskısı altında bulunup ttifak’ın telkinlerine uymak mecburiyetindedir ve bu yüzden ciddi hatalar i liyor. En büyük hata, orduya tahsisatın ayırabilmesi için Yunanistan’da hayati menfaatlere sahip olan yabancı denizcilik ve sigorta irketlerinin vergilere tabi tutulmasıdır. Bu tedbir, diplomatların tepkisine yol açacak... Ve istenilen dı borcun alınmasında bir türlü

128 sorunlara neden olacaktır... (Yunan) Topluluunun bütün unsurları, Askeri ttifak’a kar ı dü manlık besliyorlar...” 69.

Kara ve Deniz Kuvvetleri arasındaki anla mazlık, subayların ihtiraslı programının pek kısa bir zaman içerisinde gerçekle mesinin imkansızlıı ve kamuoyunun gittikçe artan tedirginlii ve memnuniyetsizlii, Atina’daki Osmanlı sefirinin raporlarında aksettiriliyor. Mesela, 11 Aralık 1909 tarihli raporda unlar yer almaktadır: “Yunan yöneticilerin iyimserliine ramen vaziyet pek kritiktir... Hükümet sadece sözde mevcuttur ve onun rolü, ttifak’ın verdii emirleri yerine getirmektir. Siyasilerin en önemlileri, ordu tarafından üstlenen “ayaa kaldırma” mücadelesinin gerçekle tirilmez hale geldiine inanmaktadırlar. Ancak bunlar, korku içinde bulundukları için, görü lerini söyleyemiyorlar ve ttifak’ı, Yunanistan’ı abise sürükleyen politikasını uygulamayı te vik ediyorlar. Halk ise de, Askeri ttifak tarafından çe itli vaatlerle kandırılmı olduu ve durumun devam ettirilmesi kendisi için tehlikeli olduu farkındadır. Böylece, bir haftadan beri yeni uygulamalara kar ı harekete geçiyor... Bütün bunlardan anla ılıyor ki, Yunanistan ıslah programını tamamlamayacak ve 14 Austos 1909 askeri hareketten ötürü ülke Avrupa'nın gözlerinden dü ecektir. Gelecek Ekim ayında Yunanistan’dan, Giritli Rum vükelayı kendi parlamentosuna kabul etmemesini isteyeceiz ve bundan dolayı krallıın tepkisi dinamik bir biçimde olup olamayacaı tespit etmemiz elzemdir” 70.

Bu ortam içerisinde Nabi Bey, subaylar ile meclis arasında yeni olayların meydana geleceini tahmin ediyor ancak, ona göre Askeri ttifak artık yeni bir ihtilâl yapamıyor. Kralın tutumuna gelince, Osmanlı sefiri övücü ifadeler kullanıyor. Bu kritik ko ullarda kralın basiretli, mütevazi ve faal olması istikrar salayıcı bir unsur olarak algılanmaktadır71.

Aynı dönemde, Yunanistan’da politik dengesinin salanması amacıyla Askeri ttifak ile Venizelos arasında görü meler yapılıyordu ve bunun neticesinde Milli Meclis’in içtimasına dek Dragumis’in ba bakanlılıına getirilmesine karar verilmi ti. Nabi Bey, bu dei iklie ramen Yunanistan’daki vaziyet gittikçe pek ziyade feci

69 BOA, HR. SYS, nr. 1698–2; 27 Kasım 1909.

70

BOA, HR. SYS, nr. 1698–2; 11 Aralık 1909.

129 olduu ve subaylara balı olan yeni kabine üyeleri dı borcu meselesini çözemeyecei kanısındadır. Bunun dı ında Osmanlı elçisi, Yunan hükümetinin, Giritli Rum milletvekilleri Milli Meclisi’ne kabul etmemesi mümkün olmadıına inanıyor72.

Yunan politikacıları, Osmanlı mparatorluu ile Yunanistan arasında harbin ba göstermesi olasılıı Milli Meclis’in toplanmasıyla ortadan kaldırılmı olacaını beyan ettiler. Ancak bu açıklama Nabi Bey tarafından ku ku ile kar ılanmı tı; zira ona göre, Yunan siyasileri, Giritli Rum milletvekillerini Yunan Milli Meclisi’ne kabul etmek fikrinden vazgeçmemi ler73.

Sonraki telgraf namelerde Osmanlı sefiri, Dragumis hükümetinin faaliyetlerinden bahsederek Yunanistan’daki durumun kritik olmasının altını çizmekteydi. Milli Meclis’in toplanmasına kar ı gittikçe büyüyen bir muhalefet havası söz konusuydu. Üstelik mevcut anayasada reformlar yapılması te ebbüsü karma ık görünüyordu. Bütün bunlardan dolayı Askeri ttifak, varlıını Milli Meclis’in içtimasına dek muhafaza etmeye karar veriyordu. Dier taraftan Theotokis ile Rallis, ttifak’ın ortadan kaldırılmasını iddetle arzuluyorlardı; çünkü yapılacak seçimlerde ttifak’ın te vikiyle subaylardan olu an güçlü bir parti ortaya çıkabilirdi ve bu durumda parlamentonun çounluuna sahip olup ülkenin idaresini orduya teslim edecekti. Böylece ülkenin tümü olaan üstü bir haldedir. Bunun dı ında, Düvel-i Muazzam tarafından Girit’in idari kuruluna teslim edilen nota, Rum milletvekillerinin Yunan meclisine katılmamaları gerektiini tavsiye ediyordu. Bu nota Yunanistan’da büyük bir endi e yaratmı tı74.

Kara ve Deniz Kuvvetleri’nin ba tan örgütlenmesi meselesine deinerek Nabi Bey inanıyor ki, ordunun ıslah programı dı kredisine balıdır. Ancak, Fransızlar ba ta olmak üzere yabancı alacaklılar, Yunanistan’ın dâhilinde mevcut istikrarsızlıktan ötürü kredi vermeye razı deillerdi75.

te, anla ıldıı üzere, Yunanistan’daki Osmanlı Hariciye Nezareti’nin temsilcileri durumun kritik olduunu tespit etmi lerdi. Askeri ttifak’ın kar ıla tıı

72 BOA, HR. SYS, nr. 1698–2; 3 ubat 1910.

73 BOA, HR. SYS, nr. 1698–2; 7 ubat 1910.

74

BOA, HR. SYS, nr.1698–2; 17 ubat 1910.

130 mü külattan dolayı çıkmaza girmi ti ve istenilen reform programın hayata geçirilmesi pek olanaklı görünmüyordu. Bu yüzden Nabi Bey, istikbalde krallıktaki olayların inki afı tahmin edilemeyen bir ekilde cereyan edebilecei kanısındadır. Ancak, gördüümüz gibi, Askeri ttifak’ın uyguladıı baskı sayesinde Yunanistan’ın Silahlı Kuvvetleri’nin düzeltmesine ili kin olarak önemli tedbirler alındı. Ayrıca subaylar, eski zihniyetli politikacıların faaliyetlerinin sahasını kısıtlayabilmi ve Yunanistan’da devrimci ve daha milliyetçi bir havanın egemen olmasını salayabilmi lerdi. Üstelik Gudi Darbesi Venizelos’u Yunanistan’ın politik sahneye çıkarıyordu ve böylece gerek sosyal alanda gerekse politik ve askeri alanda köklü yenilikler meydana gelmeye ba ladı. Osmanlı sefiri bütün bu geli melerin ve askeri hazırlıkların önemini deerlendiremedi ancak Yunanistan topraklarını kuzeye doru ve Osmanlı aleyhine geni letme youn çabası içindeydi.