• Sonuç bulunamadı

2) Dil Meselesi

4) Askerî Durum

1897 Harbi’ni takip eden yıllarda ülkenin bütün askerî kuvvetlerinin ıslahı için bazı çabalar gerçekle tirildi. lk önce 1899’da askerin reorganizasyonu hakkında iki ayrı taslak hazırlandı; birincisi Ordu Bakanı K. Kumunduros, ikincisi ise Genelkurmay tarafından sunuldu. Theotokis’in Ba bakanlıı sırasında ikinci taslaın kabul edilmesiyle Genel Ordu Komutanlıı ve Ordunun Genel Müfetti lii veliaht

20 Prens Konstantin’e verildi16. Bu taslaın kanunla ması, ordudaki dier subayları da ıslahata katkıda bulunmak üzere harekete geçirdi. Ancak Theotokis buna yeltenen subayları ordudan uzakla tırdı. Bu hareket, hatta ordunun sarayın etki alanına girmesi, uzakla tırılan subayları rahatsız edecekti17. 1903’te Deliyannis kabinesi ordudaki veliaht prensin yetkilerini azaltmaya çalı mı sa da krallın ısrarı üzerine bundan vazgeçmek zorunda kaldı. 1899’da Theotokis kabinesi bütçeden 90.000 drahmi ayırarak, Yunan ordusunun yeniden düzenlenmesi için yabancı uzmanların çaırılmasını hedefliyordu. Veliaht Prens Konstantin kayınbiraderi olan Alman mparatoru . Wilhelm’i ziyaret edip, ondan askeri bir heyeti Yunanistan’a göndermesini rica etti. Ancak . Abdülhamit itirazları üzerine, Alman mparatoru bu istei reddetti18.

1904 yılında, gene Theotokis hükümeti ordunun yeniden te kilâtlandırılması için bir dizi yasa çıkarttı. lk önce, bütün Yunan topraklarının üç büyük askerî bölgeye bölünmesi öngörülüyordu. Merkezleri Atina, Larisa ve Mesolongi’de olmak üzere, sava durumunda bütün ordu hareketinin e güdümü amaçlanmaktaydı. Ba ka bir yasal düzenleme askerlik hizmetinin süresini 24’ten 18 aya indiriyordu. Böylelikle her sene 7.000-13.000 iyi eitim görmü asker sava a hazır olacaktı. Eer bu plan düzenli uygulanabilseydi on sene içinde Yunan ordusu 120.000 iyi eitimli ve teçhizatlı askerden ibaret olacaktı. 1904’te “Milli Müdafaa Ödenei” kuruldu. Uygulanacak yeni vergilerle devletin gelirlerinde bir artı öngörülüyordu. Bu gelirin büyük bir kısmı dorudan doruya sözü geçen müesseseye verilecekti. Onun asli görevi, köhnemi Yunan ordusunun teçhizatını yenilemekti. Bu cihetle Kasım 1905’te Yunan devleti ile Avusturya’daki Steyr Arms Factory arasında bir antla ma imzalandı. Buna göre Yunan ordusu 60.000 Mannlicher-Schönauer tüfekle donatılacaktı. Hatta bununla yetinmeyen Theotokis hükümeti ertesi yıl (1906’da) aynı türden 40.000 tüfek daha istemi ti. Bütün bu ihtiraslı taslaklar hiçbir zaman

16 Thanos Veremis, O Stratos stin Elliniki Politiki, Apo tin Aneksartisia eos ti Dimokratia (Yunan Politikasında Asker, Baımsızlıktan Cumhuriyete Kadar), (Çev: Silia Papathanasiou), Kourier yayınları, Atina 2000, s. 80.

17

Murat Hatipolu, “1909 Gudi Darbesi’nin Yunan Siyasi ve Askerî Hayatındaki Yeri ve Türk-Yunan li kileri Üzerine Oynadıı Rol”, Hacitepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, C. 3, Sa. 2, Ankara 1985, s. 67.

18

Victor Papacosmas, The Millitary in Greek Politiks, The 1909 Coup d’ Etat, The Kent State University Press, Ohaio 1977, s. 22.

21 vücut bulmamı tı, çünkü Yunanistan’ın ekonomisi gereken harcamaları ödeyecek halde deildi19.

Aynı ekilde, 1906’da Theotokis hükümetinin inisiyatifi ile Bahriyenin yeniden düzenlenmesi için Fransa’dan askerî bir heyetin gönderilmesi istendi. Yunanistan’a Alman sermayesinin sızmasından rahatsız olan Fransız hükümeti, Theotokis’in yaptıı teklifi iyi bir fırsat olarak algılayarak, Atina’ya amiral Fournier’yi gönderip, durumu deerlendirmesini istedi. Fransa ayrıca, Yunanistan’a 20 milyon frank borç vermeyi taahhüt etti. Adı geçen amiral, ülkenin jeo-stratejik konumunu göz önüne alarak Yunan filosunun küçük kruvazör ve hücumbotlarla desteklenecek torpidobot ve deniz altı gemilerden olu ması gerektiini savundu. Böylece bir taraftan, tilaf Devletleri Yunanistan’ı güçlü ve deerli bir müttefik haline getirecek, dier taraftan da Yunanistan Girit ve Makedonya’da kendi yayılmacı politikasını daha etkili bir biçimde uygulayabilecekti. Amiralin öngördüü taslak hem Atina, hem de Paris’te olumlu kar ılandı. Fakat ngiltere’nin itirazları ve Makedonya’daki tedhi eylemlerinin devam etmesi nedeniyle kara kuvvetlerinin düzenlenmesine daha çok önem verilmesi üzerine, Yunan Hükümeti Fransız tekliflerine olumsuz bir yanıt verdi20.

Ba arısızlıkla sonuçlanan bu giri imden sonra Teotokis kabinesi Almanya’ya ba vurmayı uygun gördü. Çünkü Yunan politikacıların büyük bir kısmı, Rusya’nın benimsemi olduu Panslavizm ideolojisine kar ı Berlin’in yürüttüü Pangermanizm politikasında dü manlık belirtileri tespit etti. Üstelik Almanya’ya yakınla ması Türk-Yunan ili kilerinin yumu amasına yol açacak dü üncesiyle Kerkira’daki . Wilhelm’in yazlık sarayında görü meler gerçekle ti. Daha evvel Fransa’ya yapılan teklifler tekrarlandı, ama yine de bu diplomatik pazarlıın sonucunda Yunanistan önemli bir ey elde edemedi21.

Görüldüü gibi askerî reorganizasyon için Thetokis ba ta olmak üzere Yunan hükümetleri bazı giri imlerde bulunmu sa da bütün çabalar suya dü mü tü. Bu

19 Victor Papacosmas, The Millitary..., 23-24.

20

Konstantinos Svolopoulos,  Elliniki..., s. 24-26.

22 noktada askerî vaziyete dair Nikolaos Zorbas’ın te hislerini aktarmanın faydalı olacaı kanısındayız:

“...1897 Harbi’nde alınan utanç verici yenilginin ardından Genel Ordu Komutanlıı müessesinin kurulması subaylar tarafından coku ile karılandı. Fakat kısa zamanda tamamen baarısız bir kurulu olduu kanıtlandı... Acemi erler basit bir askerî eitim aldıktan sonra polis, çeitli ofisler ve bakanların muhafız birliklerine tâyin edilirlerdi. Bu suretle kılalar tenha ve bo bir alan gibi görünmekteydi. Askerlerin eksikliinden dolayı subaylar durgunlaıp vakitlerini atalet içinde geçiriyorlardı... Tatbikat ayaküstü bir biçimde yapıldıından hiçbir faydası olmayıp, bir güruh içtiması haline geldi...”

“...Bahriyede de aynı, umut kırıcı durum hüküm sürüyordu. Deryada tatbikat nadiren yapılıyordu, yapıldıında ise subayların elenme seyahati niteliinde idi. Destroyer gemilerinin kazanları berbat durumda, büyük çaplı ateli silahların atıı ise aırı derecede yava idi... Deniz üssünde çalıanlar sava gemileriyle deil, yatların tamiri ve mobilyanın yapısı ile uramaktaydı. Filonun ıslahı için konulan programlar subaylar arasında tartıma ve uyumazlıın nedeni haline gelmekteydi...”

“...Kara ve deniz kuvvetlerine ait depolarda giysi, mühimmat ve gereken askerî malzeme de bulunmuyordu... Cephane, makineli tüfekler, toplar, atlar, katırlar, arabalar, telefonlar, telgraf, vb gerekli malzemenin salanması için hükümet hiçbir eylemde bulunmadı... Kıladaki yeni depoların inası yetkin bir ekilde yapılmaktansa, veliaht Prens Konstantin’i talebi üzerine, lüks bir biçimde inaat edilmekteydi22...”

Zorbas Ordonat Sınıfının müdürü olduu esnada, 1907 yılında askerî depolarda 60.000.000 fi ein mevcut olması gerekirken sadece 1.837.000, 1908 yılında ise 1.000.000’dan daha az fi ek bulunuyordu.  te ecnebi bir devlet Yunanistan’a harp ilan etseydi, Yunan ordusu kelimenin gerçek manasıyla ona silahsız kar ı çıkacaktı. Buna ramen Genelkurmay subayları, harp durumunda Yunan ordusunun kuvveti

22 Nikolaos Zorbas, Apomnimoneumata ’ Pliroforiai Peri ton Sumvadon Kata tin Diarkeia tis

Epanastaseos tis 15is Augoustou 1909 (15 Austos 1909 Devrim’in Sırasında Meydana Gelen

23 60.000 tüfek, 1.200 kılıç ve 120 toptan ibaret olacaını ileri sürüyorlardı. Üstemen Metksas ise “Eer Türk-Bulgar çatıması meydana gelirse” adlı risalesinde sava durumunda “... Seferberlik ilan edildikten sonra 15-20 gün içinde sadece 15-20 bin askerin toplanması mümkün olacak; yani 22 bin tüfek, 700 kılıç ve 48 top... 23 diyordu.

Yunanistan’ın 1897 Harbi’nde hezimete uratılması, ülkenin aırı derecede askerî zaafı, veliaht Prens Konstantin’in istibdatçı tutumu, istikrarlı ve düzenli bir çalıma içine giremeyen parlamento, saray ve hükümet-muhalefet ilikileri, askerleri tedirgin etmekteydi. Bunların ekseriyeti Makedonya çatımalarına ya çeteci, ya da ajan olarak katıldıı için Bulgar yayılmacılıı karısında ülkenin tehdit altında olduunu düünmekteydiler.

1882 yılında Askerî Akademi (Sholi ton Evelpidon) yeniden tekilâtlandırıldı. Yıllık okul ücreti 2.500 drahmiydi ki, bir devlet memurunun yıllık maaına eit olduu için sadece üst tabakalar evlatlarını bu akademide okutabilirdi. Aynı yıl astsubay yetitirmek amacıyla yeni bir Harp Okulu (Sholi ton paksiomatikon) kuruldu. Bu okula kaydolmak isteyenlerden ücret alınmaması fakir adaylara askerî kariyer yapmak olanaını salıyordu. Ayrıca bunlar kısa zaman içinde subay rütbesine terfi edebilecekti24. Böylece küçük ve orta burjuva aileleri, çocuklarını askerlik mesleine yönlendiriyordu. Ancak burada zikredilmeli ki, en üst rütbelere sadece Askerî Akademi mezunları sahip olabilirdi. 20. yüzyılın balarında Yunan ordusunda bulunan subayların çounun, bu iki okuldan geldikleri görülmektedir. Subaylar geldikleri sınıfların (orta ve üst tabakaların) fikir, duygu ve belirsiz ideolojilerini benimseyip temsil etmekteydiler. 3 Eylül 1843 tarihli devrime ve Otto’nun hal’ olunmasına yol açan isyana katıldıkları halde askerlerin siyasal ileyile ciddi bir ekilde uramadıklarını savunmak yanlı deildir. Hatta 20.

23

Nikolaos Zorbas, Apomnimoneumata..., s. 8-9.

24 Tanos Veremis, O Stratos..., s. 67.

 Baımsız Yunan devletinin kuruluu ardından ülke kral Otto’nun istibdatçı yönetim altında girmi oluyordu. Yerli üst tabakalar ve gaziler politik mirasın daılımında hak ettiklerini alamadıklarını düünenlerdendi. Ayrıca baımsızlık uruna Düvel-i Muazzama’dan alınan borçların ödenmesi için Otto yönetimi aır bir vergi sistemi uygulamak zorunda kaldı. Bunlar halkın ve askerlerin memnuniyetsizliini had safhaya ulatırdı ve 3 Eylül 1843’te ordu tarafından askeri bir darbe yapıldı. Kral Otto bu gelimeler karısında anayasa taslaını oluturacak bir kurulu göreve çaırdı. Bu anayasa 1844’te Mart ayında yürürlüe girmitir.

24 yüzyılın ilk senelerine kadar subayların özel bir sınıfsal bilinç geli tiremedikleri açık idi. Üstelik Yunan toplumunda mesleklerinin ta ıdıı aırlıın önemine i aret edemediklerini savunabiliriz. Fakat tam o sırada, 1897 Harbi’nde Yunanistan’ın yedii tokat, ülkenin içteki çetrefilli ortamı, dı tehditler, hanedanın askerî konulara karı ması ve “Büyük Ülkü”yü gerçekle tirme arzusu, askerlerde önemli bir etki yaratmı oluyordu. Bu suretle subaylar yava yava örgütlenip geni bir muhalefet zemini olu turmaya ba ladılar. 1906 Eylülü’nde “Namus ve Vatan” (Timi kai Patrida) ve “Yunan Subayları ttifakı” (Sindesmos Ellinon Aksiomatikon) ba lıklı bildirilerin yayımlanması25, kanımızca askerlerin benimsedikleri yeni zihniyetin önemli bir belirtisiydi.

B) YUNANSTAN’IN DI POLTKASI