• Sonuç bulunamadı

Venizelos’un ktidara Gelii

A) 1909’UN LK AYLARINDA HO NUTSUZLUUN ARTMASI VE “ASKERÎ TTFAK”IN TE EKKÜLÜ

D) GUD HTLÂL’NDEN SONRA CEREYAN EDEN OLAYLAR

5) Venizelos’un ktidara Gelii

Subaylar, naho durumun farkına varıp yeni bir çare için aramaya ba ladılar. ttifak’ın, eski siyaset adamlarına ayıracak pek zamanı yoktu; onun yerine umudunu Girit Ceziresi’nde politik bir zat olarak ün yapmı ve Megali dea’nın en hararetli taraftarlarından biri olan Eleftherios Venizelos’a balamı tı. Onun siyasetteki çarpıcı yeteneinin yanı sıra, Yunanistan’ın siyasî cihanında gözden dü mü hiçbir dernee balı olmayı ı, subayların gözünde e i bulunmaz bir nimet idi. Venizelos zaten, 1909 Austos’unda, kendisinin yayın organı olan “Kiriks” gazetesinde Askerî ttifak’ın lehine makaleler yazmaktaydı. öyle ki: “ Aırbalılıkla düzenlenen, kararlılıkla ve kansız bir ekilde meydana gelen Yunanistan’daki askerî hareketin ba göstermesi, onun hakkında kuku duyanların güvenini bile kazanmıtı. Bu devrimci hareket, ordu

65 Thanos Veremis, “To Stratiotiko..., s. 264.

66

Thanos Veremis, a. m, s. 262.

92 tarafından geçekletirdii için bazı kimseleri endielendirmi olabilir. Ancak, hareketin mahiyetini ve askerlerin niyetlerini göz önünde bulundurursak anlaılır ki, Jön Türk rejiminin takındıı tutumundan dolayı Yunan halkının tümünde devrimci fikirler olgunlamı oldu.

Yunanistan’daki politik sistemin saptırması, kral ya varlıklı bir oligari ya da siyasal bir partinin çıkarlarının salanmasına katkıda bulunuyordu. Bununla birlikte, umumî menfaatlerin ilerletilmesi için hiçbir eylem yapılmamıtı. Bu koullar altında, ihtilâl yetki olmaktan çok, ahalinin farzı haline gelmektedir... Devrimci hareketin, askerin inisiyatifiyle meydana geldii için, yurtta anari çıkmaksızın baarıyla sonuçlanması mümkündür...” 68.

Böylece, Askerî ttifak’ın yeni idarî komisyonu,16 Aralık 1909’da ttifakçı subayı . Kodaratos’un aracılııyla iktidara Venizelos’u çaırmaktaydı. Giritli siyasî adam, böyle bir görev üstlenmeye hazır olmadıını söyledi; çünkü “Yunan uyrukluuna geçmemi olduumdan ve benim devrimci bir politik simanın olduum söylentilerden dolayı hem yabancı devletler hem saray hem de Yunanistan’daki partiler buna iddetle karı çıkacakmı” diye fikirlerini açıkladı. Ancak, bu konu üzerine subaylarla görü mek için Atina’ya geleceini söz verdi.

Filvaki 28 Aralık 1909’da Venizelos Yunanistan’ın ba kentine varmı oluyordu. Askerî ttifak’ın toplantısına katılıp görü lerini açıkladı: eski zihniyetli politikacılar tarafından reformist programın yürütülmesinin büyük bir hata olduunu vurguladıktan sonra, idarî mekanizma ve orduda bir takım düzenlemeler yapılması için Askerî ttifak’ın, bir senelik cunta rejimi kurması ve ondan sonra Millî Meclisi toplaması gerektiini söyledi. Ancak, edindii bilgilere göre, subayların etkisi ve itibarı yıpranmı olduundan, mevcut ko ullar altında Askerî ttifak’ın böyle bir eyleme giri mesinin mümkün olmadıını ifade etti. Bunun dı ında, kralın istifa edip etmeyecei konusu tartı ılırken Venizelos, böyle bir vakanın meydana gelmesinin mümkün olmadıını söyledi. Fakat kralın, ülkeyi terk etmek istedii takdirde, veliaht

68  storiki Logi tu Eleftheriu Venizelu, Apo to 1909 Mehri tu Thanatu tu ( Eleftherios

Venizelos’un Tarihî Nutukları, 1909’dan Ölümüne Kadar), C. 1, “Neos Kosmos” Gazetesi’nin yayınları, Atina 1936, s. 11.

93 prens ya da dier prenslerden uygun birinin tahta geçmesi gerektii telkininde bulundu69.

Sonraki günlerde, Venizelos ile Askerî ttifak arasında uzun müzakereler devam etmekteydi. Giritli siyasî adam, ilk i olarak o sırada iktidarda bulunan Mavromihalis hükümetinin dei tirilmesi gerektiini ifade ettikten sonra, eski ba bakanlardan Theotokis ve Rallis ile anla arak subayların ba tan beri öne sürdüü artları da kabul edip ortak bir plan hazırladı. Buna göre, Mavromihalis’in, ordunun te viki ve desteiyle ba lattıı ıslahat çabaları sürdürülecek, Askerî ttifak politik arenadan çekilecek ve anayasada reformist dei iklikler yapmak üzere bir Millî Meclis toplanacaktı. Venizelos, Millî Meclis’in kurucu olmaması gerektiini söylemekte ısrar ediyordu; zira kurucu bir parlamentonun, anayasanın temel hükümlerinde köklü dei ikliklere karar vermesi hayli mümkündü. Buna saray razı olamazdı. Ancak revizyonist bir meclis, böyle bir tehlikeyi ortadan kaldırıyordu70.

14 Ocak 1910’da yapılan toplantıda ttifak’ın idarî komisyonu, Venizelos’un tekliflerini kabul etti. Ancak, revizyonist Millî Meclis’in toplanmasını öngören kararname kral tarafından tasdik edilinceye kadar, Askerî ttifak’ın daıtılmayıp, Yunanistan siyasî dünyasında varlıını muhafaza edecei açıklandı71.

Bundan sonra, subayların ricası üzerine Venizelos, dönemin önde gelen siyasileri ve sarayın onayını elde etmek için onlarla bizzat müzakerelere ba ladı. Parti liderleri, Venizelos’un planını kabul ettikten sonra, Kral Yorgo’yu, Millî Meclis’in toplanmasını emreden kararnameyi imzalamaya ikna etmek için saraya gittiler. Kral, cevap vermeden önce bu konu hakkında ngiltere’ye danı mı tı. Zorbas ise eer kral bunları kabul etmezse, Askeri ttifak’ın, sarayı i gal edecei tehdidinde bulundu. Bu arada Mavromihalis, iktidardan dü mek istemedii için, Askerî ttifak’ın baskısına kar ı koyabilmek üzere, kendine balı birlikleri silahlandırmaya ba lamı tı. Böylece, bir iç sava çıkma ihtimali domu tu. Ancak krizin büyümesini istemeyen Kral, Theotokis ve Rallis ile anla arak Millî Meclisi toplatmaya yana tı72.

69 Theodoros Pagalos, Ta Apomnimoneumata..., s. 108-112.

70 Theodoros Pagalos, a. e, s. 113.

71

Tasos Vurnas, storia tis..., s. 30.

94 Bu geli meler kar ısında Mavromihalis, bîçare kalıp 16 Ocak 1910’da istifa etmek zorunda kaldı.

Bu geli meler sonucunda Askerî ttifak’ın darî Komisyonunun gizli bir oylamasıyla, 18 Ocak 1910’da Ba bakanlıa Stefanos Dragumis’i getirildi. ttifak’ın lideri olan N. Zorbas’a Kara Ordu Bakanlıı verildi; Bahriye Bakanlıına ise subayların taraftarı olarak nitelendiren A. Miaulis atandı73.

Dragumis hükümeti, görevlerini etkili bir ekilde yerine getirmedikleri iddiasıyla yurtdı ında bulunan sefirlerin geri çarılmasına karar verdi. stisna olarak, subayların güvenini kazanmı stanbul’daki sefiri . Griparis ile Amerika’daki elçi yerlerinde bırakılıyordu. Bunun dı ında, Askerî ttifak’ın kararıyla, Ocak ayının sonlarından itibaren, Millî Meclis’in toplanmasına muhalefet eden günlük gazeteler sansürden geçirilecekti. Bu tedbirlerle subaylar, kamuoyunun tahrik edilmesini önlemek istemi lerdi.

ubat 1910’da, Ba bakan Dragumis, önceki hükümetin ba lattıı reform programını devam ettirmekteydi. Bununla birlikte, 5 ubat’ta mecliste yaptıı bir konu ma ile, içte ve dı taki olaanüstü ko ullardan dolayı, vakit kaybolmaksızın Milli Meclis’in toplanması gerektiini savunup, ülkedeki istikrarın sadece revizyonist meclisin içtiması yoluyla salanabileceini söyledi. Ayrıca, anayasanın temel maddelerinde dei iklikler yapılmayacaını ve kralın imtiyazlarına dokunmayacaı beyânda bulunmu tu. Böylece, Dragumis’in, mevcut anayasada reformlar yapılması için bir Millî Meclis’in toplanması teklifi 18 ubat 1909’da parlamentoda, 11’e kar ı 150 oyla kabul edilmekteydi74.

Dei iklie uratılacak maddeler arasında, Yunan tabiiyetli olmayanların kamu sektöründe memur olarak atanmalarını yasaklayan 3. madde yer almaktaydı. Bu kısıtlayıcı maddenin ortadan kaldırılması, Yunan ordusunun yeniden te kilâtlandırılması üzerine çalı acak yabancı uzman heyetlerin i ini kolayla tırıyordu. Üstelik Osmanlı uyruu Rumların Yunanistan’daki kamu

73

Tasos Vurnas, a. e, s. 31.

95 mevkilerine atanmaları olanaı tanınıyordu. Bu suretle, Girit Ceziresi’nde ya ayan ve Osmanlı vatanda ı olan Venizelos, Yunanistan’ın içi lerine karı abilecekti75.

Bu ortam içerisinde Kral Yorgo, bir yandan 17 Mart’ta Millî Meclis’i resmen toplantıya çaırırken öte yandan da 8 Austos 1910 tarihinde yapılacak seçimler ilân etti. Askerî ttifak ise, daha evvel söz ettii üzere, Atina gazetelerinde bir açıklamada bulunarak kendi kendini lavettii beyânında bulundu. Söz konusu bildiri u biçimde idi: “15 Austos Devrimi’nin ba lattıı reformları yürütmeye devam eden mevcut hükümet ile Askerî ttifak arasında yapılan anla mayı göz önünde alarak ve Millî Meclis’i toplantıya çaıran kral kararnamesinin yayımlanması vesilesiyle, ttifak’ın özel görevinin bitmi olduu algılanmaktadır. Revizyonist meclisin toplanmasına dek yed-i emin hükümetinin daıtılmamasına inandıımız için, ttifak, kendi kendini feshetmeye karar vermektedir. ttifak üyeleri aldıkları mesuliyetten azat edilmektedir76.

Böylelikle, 15 Austos 1909 Gudi Darbesi’nin yarattıı galeyan sona ermi gibi görünüyordu (Mart 1910). Ülkenin reform edilmesi ve Megali dea’nın gerçekle mesi yolunda atılacak adımlar subayların inisiyatifiyle hızlandırılmı oldu. Bundan sonra, gerekli tedbirlerin alınmasıyla Yunanistan’daki toplumsal uyumluluun salanması, malî durumun peki tirilmesi ve özellikle krallıın yayılmacı planlarının gerçekle mesi eseri politikacıların ellerine emanet olarak veriliyordu. Buna ramen olası bir askerî müdahale her zaman mümkün görünmekteydi; çünkü istenilen reformlar yapılmazsa subaylar yeniden harekete geçeceklerini ima etmekteydiler. Ancak, 8 Austos 1910’da yapılan seçimlerle Yunanistan siyasî arenasında, daha aktif bir biçimde Venizelos’un ortaya çıkması yeni bir çıır açmaktaydı.

8 Austos 1910’da yapılan seçimler eski partilerin hezimete uratılmasıyla sonuçlanmı tı. Baımsız, genç ve köklü reform taraftarları olan yeni milletvekillerinin ekseriyeti, Venizelos’u önder olarak kabul ediyor ve toplantı halindeki 362 üyeli Milli Meclis’in 165 üyesi Giritli siyasî adamı destekliyordu. 5 Eylül 1910’da Venizelos, Atina’ya vardıı vakit Yunan halkı tarafından co ku ile

75

Victor Papacosmas, The Millitary..., s. 138.

96 karılanmıtı. Ancak, aynı günkü tarihî nutkunda, kalabalıın ısrarına ramen, yeni meclisin kurucu deil revizyonist mahiyetinde olması gerektiini savundu. Bunun dıında, merutî monari rejimine karı dümanca bir tutum takınmayacaını ve hatta Yunanistan’ın maddî ve manevî olarak güçlendirilmesi için çalıacaını söyledi77.

Venizelos’un takındıı bu ılımlı tavır, kendisinin iç politikadaki dengeleri salayabileceinin bir belirtisi idi. Ordunun ihtiyaç duyduu reformları gerçekletirmek için çaba sarf edeceinden söz ederek, subayların siyaset üzerindeki nüfuzunu ortadan kaldırmı ve sarayın gönlünü kazanmayı baarmıtı. Bundan sonra, Yunanistan’ın yeni bir bunalıma girmemesini arzulayan Kral Yorgo, Giritli siyasî adama her türlü yardım ve kolaylıı esirgemeden salamaya çalımıtı78.

Yunan toplumunun her terakkiperver kesiminden destek gören Venizelos, esas itibariyle büyük burjuva (banker, müteebbis, büyük tüccar, ve sanayiciler) ve orta katmanlara dayanmaktaydı. Eski zihniyetli politikacılara ve partilere balı olan Yunanistan’ın toplumsal unsurları (büyük toprak sahipleri, yerel parti bakanları vb) ise Venizelos’un kurduu Liberal Parti (Komma ton Filelefhron)’ye karı muhalefete geçmekteydiler. Konu hakkında Atina’daki Avusturya sefiri unları yazmaktaydı: “Venizelos, adeta Yunanistan’ın en yüksek konsülü, diktatörüdür. Halk tarafından gördüü destek hakikaten aırtıcıdır. Hanedan üyelerinden bazılarının sempatisini bile kazanmı oldu. Ancak, eski parti taraftarları ondan nefret ediyorlar” 79.

Bu ortam içerisinde, 6 Ekim 1910’da Venizelos babakanlıına getirildi. Meclisin karakteri ve yetkileri konusu tartıılırken, Babakan güvenoyu istemiti. Arzuladıı sonucu elde etti. Buna ramen, partisine karı, eski siyasilerin ibirliiyle güçlü bir muhalefet zemini meydana gelmi olduu için, Theotokis Partisi’nin 51 üyesinin Liberalleri desteklemedii olayını bahane olarak kullanarak istifa etti. Venizelos, yapılacak yeni seçimlerde ezici bir zafer kazanıp, muhafazakâr politikacıların tepkisiyle karı karıya gelmeksizin istedii ıslahatı daha kolay yürütebilecei düüncesindeydi. Gerçekten de 1910 Kasım ayında yapılan seçimlerin sonucunda, içtima halindeki 362 üyeli parlamentonun 260 üyesi Liberal Partiyi

77  storiki Logi tu Eleftheriu Venizelu..., s. 23-25.

78

Dakin Douglas,  Enopoisi..., s. 278.

97 desteklemi ti80. Bu seçimleri eski partiler boykot etti. Böylece, Venizelos Partisi’nin mecliste ezici çounlua sahip olması, buhran yıllardan sonra siyasal istikrar salarken, gerek sosyal alanda gerekse politik ve askerî alanda Yunan Krallıı’nda yenilikler meydana gelmeye ba ladı.

1911’de Venizelos hükümeti, ılımlı reformist politikasını uygulamaya ba ladı. Anayasal dei ikliklerle elli kadar yeni yasayı yürürlüe koydu. Ortaya çıkabilecek engellemeleri azaltmak amacıyla, yeterlilik sayısı meclisin toplam üyelerinin yarısını gerektirirken bu oran üçte bire indirildi. Sonradan yapılan toprak reformunun yasal dayanaı, topraın ve mal varlıklarının ulusal çıkarlar uruna kamula tırılması için çıkartılan yasalarla salandı. Ancak istenilen topraın yeniden daıtmasına giri meyi cesaret edemedi. Rü vetçilii azaltmayı hedefleyerek, kamu mevkilerine atanacakların umumi bir imtihandan geçmeleri ko ulu getirildi. Bunların dı ında, kadınlar ve çocuklar için asgari ücret, i çi sendikalarının yasalla ması ve kanundı ı i veren organizasyonlarının yasaklanması da vardı. Üstelik dolaylı vergi yüklerinin azaltmasıyla orta ve alt tabakaların hayat ko ulları peki tirmeye çalı ıldı. Venizelos, burjuvanın desteini saladıktan sonra, bu gibi önlemlerle 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın ba ları arasında az çok ortaya çıkan sanayile me sürecinin yanı sıra olu an i çi sınıfının desteini kazanarak seçmen tabanını geni letmeye amaçlıyordu81. Bu vecihle Venizelos, bazı Balkan ülkelerinde geli en sosyalist, anar ist ve köylü hareketlerini etkisiz hale getirmeyi ba armı tı.

Megali dea uruna askerî sahada birçok dei iklikler meydana gelmekteydi. Silahlı kuvvetlerinin siyasetten uzak tutulması temel prensip olarak uygulanırken, Liberal hükümet Yunan Ordusu’nun tedrisi, te kilâtlandırılması ve silahlandırılması için bir Fransız uzman heyetinin i ba ına getirilmesine karar verdi. Ayrıca, askerlik hizmeti mevzusunun anayasada açıklıa kavu turulmasını teklif etmekteydi ve bunun üzerine “eli silah tutabilen her Yunan vatanda ı, yurdun savunmasına katkıda bulunmakla yükümlüdür” ifadesi, dönemin anayasasın 106. maddesi olarak kabul edilmi ti82. Bu reformun neticesinde Yunan ordusu 1912 yılında 148.000 ki ilik bir

80 Thanos Veremis, storia..., s. 274.

81

Richard Clogg, Modern..., s. 98.

98 kuvvetle birinci Balkan Sava ı’na girecekti. Bir sonraki sene ise de Yunan ordusu 200.000 ki ilik bir kuvvetten ibaret olacaktı83.

1911 yılında da yapılan askerî düzenlemeler arasında, Kara Ordu ve Bahriye Bakanlıı’nın Venizelos’a verilmesi de vardı. Bu suretle, ba bakan ordu alanında gerçekle en reformları bizzat kontrol edebilirdi. Fakat en ilgi çekici olan yasa, Veliaht Prens Konstantin’in ve dier prenslerin orduda yeniden görevlendirilmesi idi. Zaten Dragumis hükümeti, kral ile subaylar arasında gerginliin yatı tırılması için, Yunan Silahlı Kuvvetleri’nde prenslerin yeniden vazifelendirilme imkânını salayabilen bir yasa taslaı kanunla tırmaya te ebbüs etti84. Ancak ttifak’ın itirazları üzerine bunu yapamadı. Bununla yetinmeyen Venizelos, Gudi darbesine kar ı çıkan subayları askerdeki görevlerine geri çaırmaktaydı. Bu tedbirler, Askerî ttifak’a mensup olan subayların büyük tepkisine yol açmı sa da, ba bakan söz konusu konuyu parlamentoya getirdi. Sonuçta, Venizelos’un teklifi kabul edildi ve Konstantin, Ordu Ba müfetti i olarak görevlendirildi.

Liberal Parti Hükümeti, 1910 ile 1912 yılları arasında milyonlarca Drahmi harcayarak, Kara ve Deniz Kuvvetleri’nin silah ve dier gereçlerini temine çalı mı tı. Örnein, 1912 Ekim ayında Yunan Ordusu, 115.000 Mannlicher tüfek ile 112.000 eski türde tüfekle donatılmı tı. Bunun dı ında 171.000 top mermi, 110 milyon fi ek ve 125.000 tek tip elbise salandı. Bahriye de, bir denizaltı gemisi, altı destroyer ve kruvazör “Averof”un satın alınması ile pek ziyade kuvvetlendirildi85.

Dı politikada ise de, Venizelos, Megali dea’nin gerçekle mesi dorultusunda çalı maya ba ladı. O sırada talya, uzun bir sömürge politikasının sonucunda, Trablusgarp’ı i gal etmek için Osmanlı Devleti’ne harp ilan etmekteydi. Böylece, imparatorluun içine dü mü olduu bu zorluklardan yararlanmak isteyen ve daima dü manca bir siyaset izleyen Balkan devletleri, Osmanlılara kar ı harekete geçmeye hazırlanıyordu. Ne var ki, Balkan ülkelerinin hepsinin, ayrıca kendilerine göre hesapları da vardı. Bunların çou da Makedonya üzerinde çatı ıyordu. Bu nedenle

83

Thanos Veremis, O Stratos stin Elliniki Politiki, Apo tin Aneksartisia eos ti Dimokratia (Yunan Politikasında Asker, Baımsızlıktan Cumhuriyete Kadar), (Çev: Silia Papathanasiou), Kourier yayınları, Atina 2000, s. 90.

84

BOA, HR. SYS, nr. 1698–2; 7 ubat 1910.

99 aralarında Osmanlı mparatorluu’na kar ı etkili bir biçimde harekete geçebilmek için, birlik kurmakta zorluk çekiyorlardı. Ancak, Rusya’nın kı kırtmaları, Balkanlar’da ittifak kurma i ini kolayla tırdı. Nitekim Rusya’nın baskısı sonucunda 13 Mart 1912’de Bulgaristan ile Sırbistan arasında bir “Dostluk ve ttifak Antla ması” imzalandı86. Bu geli melerin ı ıında Venizelos’un bütün çabaları Balkan ttifakı’na katılmaktı.

1912’de Venizelos, Yunanistan’ın yayılmacı planlarını çizerken unları söylüyordu:”Türkiye’nin aleyhinde yapılacak hareket büyük bir ihtimalle öyle bir biçimde meydana gelecek: Bulgarlar, Edirne ve Meriç nehrinin olduu tarafa taarruz edecekler. Sırplar, Üsküp tarafına yönlendirilecekler. Biz ise de Selanik ve Serez’e doru yürüyeceiz. Orada zamanında olmamız gerekiyor. Osmanlı topraklarının paylatırması, Balkan ülkelerinin her birisinin istila ettii bölgelere göre yapılacaktır87”.

Bu noktada, Liberal Parti hükümetinin, Osmanlı Devleti’nde ya ayan Rumları, daha sistemli bir ekilde Jön Türk rejimine kar ı kı kırtmaya çalı tıını varsaymak asılsız deildir. Bilindii gibi 21 Kasım 1911’de Hürriyet ve tilaf Fırkası’nın kurulması vuku bulmu tu. Bu parti, ttihat ve Terakki’ye dü manlık besleyen adamların himayesinde kurulmu tu ve gücünü, uzun süredir birbirine dü man unsurları (Rumlar, Bulgarlar, Ermeniler, Araplar, Türkler) bir araya getirmesinden alıyordu88. O dönemde Rum Me rutiyet Kulübünün, Hürriyet ve tilaf Fırka ile münasebetleri Serfiçe mebusu Yorgo Bo o Efendi ile stanbul mebusu Kozmidi tarafından yürütülmeye ba landı89. Ancak ikisi de “stanbul Örgütü”nün üyesiydi ve bu cemiyetin verdii direktiflerine göre hareket etmi lerdi. stanbul Örgütü sırasıyla Yunan hükümetiyle temasta bulunmaktaydı. Böylece, ttihat ve Terakki Cemiyeti’ni yıkmak için Rumların, Yunanistan’daki Liberal hükümetinin verdii belli talimatlara göre hareket ettiini varsaymanın olanaksız olmadıı dü üncesindeyiz.

86

Rifat Uçarol, Siyasi..., s. 430-434.

87 Dimitris Kitsikis, storia tis Othomanikis Aftokratorias, 1280-1924 (Osmanlı mparatorluu’nun Tarihi, 1280-1924), Vivliopolion tis Estias yayınları, Atina 1996 (3. baskı), s. 262.

88

Feroz Ahmad, ttihat..., s. 127.

100 Böylece, 1909 Austos’unda ba gösteren Gudi Darbesi’nin siyasî meyvelerini toplamaya balayan ve geni çapta askerî hazırlıklara girien Venizelos, Yunanistan’ı 1912’de Balkan Harpları ile balayan ve 1922’de Türk Millî Mücadelesi’nin kazanılmasına kadar süren bir serüvene atacaktı.

101

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

GOUD HTLAL’NN YUNAN ve OSMANLI BASININDA