• Sonuç bulunamadı

Genel Olarak Bağımsız İdari Otoriteleri Ortaya Çıkaran Nedenler 30

Öncelikle bağımsız idari otoritelerin toplumsal yaşam için çok vazgeçilmez özel öneme sahip olan alanlarda birtakım duyarlı alanlarda, regüle etme ihtiyacından ortaya çıktığı ileri sürülmektedir (Cansızlar, 2002: 137). Söz konusu kurumlar özellikle iktisadi alanda meydana gelen hızlı gelişmeler karsısında ortaya çıkan sorunlara etkin çözüm arayışları sonucunda ortaya çıkmıştır. Özelleştirme uygulamalarıyla devletçi politikaların yerini "düzenlenmiş piyasa ekonomisinin" almasıyla, devletin birincil görevleri arasına giren regülasyon görevinin, klasik bürokratik yapılanma dışında, hızlı ve etkin karar alabilen ve bu kararları uygulayabilen uzman kurumlar eliyle yürütülmesi gereksinimi üst kurulların temel varlık sebebidir (Abaroa, 1999).

10 Bu kurumun adı 05.11.2008 tarih ve 5809 sayılı Kanun ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim

Kurulların ortaya çıkmasının altında çoğu kez de siyasi konjönktöre dayalı istikrarsızlık etkili olmuştur. Bu, bütün dünyadaki örneklerinde vardır. Bir diğer neden ise klasik devlet örgütü içinde üretilmesi zor olan bir kısım hizmetlerin daha tarafsız, daha saydam ve hizmet kalitesinin yükseltilebileceği ortamlarda üretilmesi amacıdır. Mali piyasaların ve de bazı özellik arz eden piyasaların (enerji, iletişim gibi), kamu yönetiminin iktidar politikaları paralelinde de olsa, etkin işlemesi zaman zaman politik müdahaleler ve baskılarla engellendiğinden, siyasi iktidarın bu alandaki etkilerinin azaltılması amacıyla bu yapılara yönelinmiştir (Akkaynak, 2002:147).

Paulıat’a göre, yönetilenlerin haklarını idare karşısında korumak düşüncesi bağımsız idari otoriteleri ortaya çıkarmıştır. Bu kurumlar ile önce bireyi idareye, idarenin sahip olduğu şahsi olmayan (kişilik dışı) her şeye karşı korumak, yurttaşın özgürlüklerini devlet karsısında veya yetkilerini kötüye kullanabilecek güç merkezleri karşısında korumak, daha sonra çok ağır bir bürokrasinin kaçınılmaz işleyiş bozukluklarını önlemek söz konusudur (Paulıat, 1998: 6).

Özelleştirme uygulamalarının yaygın bir şekilde ortaya çıkması ile özelleştirilen piyasalardaki rekabet ortamını sağlamak ve tüketicilerin bu uygulamalardan görebileceği zararları minimize etme düşüncesi de bağımsız idari otoritelere başvurulmasını doğurmuştur.

Bu genel açıklamalardan sonra bağımsız idari otoriteleri ortaya çıkaran nedenleri şu ana başlıklar altında toparlayabiliriz.

I. Toplumsal yaşamda özel bir öneme sahip olmaları, teknolojik gelişmelere son derece açık olmaları ve temel hak ve özgürlüklerle ilgili olmaları nedeniyle hassas sektörler ve alanlar olarak nitelenen iletişim, enerji, ekonomik rekabet, bankacılık ve finans sektörü gibi alanları politikacıların ve bu sektörlerde faaliyet gösteren aktörlerin etki ve baskılarından arındırma ihtiyacı ve amacı (Ulusoy, 2003: 5), II. Özelleştirilen bazı sektörlerde özelleştirme sonrası beliren düzenleme

ve denetim gereksinimi,

III. Hızla gelişen teknoloji karşısında, bu teknolojiyi ve yeni mali yapıyı klasik kurumlara göre daha rahat yönetebilecek, hızlı hareket etme

yeteneğine sahip ve geniş imkanlarla donatılmış yapılara duyulan ihtiyaç (Günaydın, 2002: 24).

IV. Klasik idari yapılanma içerisinde siyaset kurumunun etkisi ile ortaya çıkan yolsuzluklarla mücadele edebilme ve yabancı sermayeyi ve uluslararası yatırımları ülkeye çekme gayretleri (Ulusoy, 2003: 7). V. Doğal tekel niteliği taşıyan alanların rasyonel bir denetim, düzenleme

ve yönlendirmeye tabi kılınması amacı (Ulusoy, 2003: 8).

VI. Gelişmekte olan ülkelerde bu kurumların IMF ve DB başta olmak üzere uluslararası örgütler tarafından doğrudan desteklenmeleri (Çolak, 2003: 84).

İKİNCİ BÖLÜM

2 BAĞIMSIZ İDARİ OTORİTELERİN TÜRLERİ, ÖZELLİKLERİ VE

YETKİLERİ

Bağımsız idari otoritelerin türleri, özellikler ve yetkileri incelenmeden önce bu yapıların genel niteliklerine değinmek faydalı olacaktır.

Bağımsız İdari Otoritelerin Genel Nitelikleri

Siyasi iktidar ve ekonomik güç odaklarından gelebilecek tehlikelere, teknolojilerin ve mali araçların olası tehditlerine karşı birey özgürlüklerini ve ekonomik düzeni korumak amacıyla ortaya çıkan ve sermaye piyasası, rekabet piyasası, radyo ve televizyon yayıncılığı, bankacılık, enerji, iletişim gibi toplumsal yasam için özel bir önem ve duyarlılık taşıyan ve temel hak ve özgürlükler ile ekonomik ve sosyal alanlarda düzenleme, denetleme ve yönlendirme faaliyetinde bulunan; yetkilerini kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak kullanan ve bu faaliyetlerine ilişkin olarak yapacakları iş ve işlemleri merkezi idare makamlarının denetimine tabi tutulmamış ve dolayısıyla işlevsel olarak bağımsızlıkları sağlanmış bir biçimde idari ve mali özerkliğe sahip olan yapılar olarak tanımladığımız bağımsız idari otoriteler; özel kanunlarında yazılı esaslar çerçevesinde kendilerine ait etkili ve önemli yetkiler kullanarak kamusal ve özel faaliyetleri düzenlemekte, izlemekte, denetlemekte, düzenledikleri alanlarda ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözmekte ve gerektiğinde yaptırım uygulamak suretiyle bazı temel hak ve özgürlükleri ve ekonomik düzeni korumaktadırlar (Bahran, 2002: 114).

Bu yapıların böyle bir işlev ve amacı gerçekleştirebilmesi için kamusal ve özel güçlerden gelebilecek söz konusu tehlike ve zararları önleme ile görevlendirilmesinin gereği açık ve kesindir. Siyasi iktidar ve ekonomik güç odakları karşısında ancak bağımsız ve güvenceli otoriteler, temel hak ve özgürlükler ile piyasa mekanizmalarının düz gün işleyişini, bunların müdahale, baskı ve etkileri olmadan sağlayabilecek ve güvence altına alabilecektir (Duran: 1998: 24-25).

BİO’ların ortaya çıkış nedenlerini esas alarak hangi yapıların bağımsız idari otorite olarak kabul edileceği sorusuna cevap ararken; bu yapılar için iki kriterin varlığı kabul edilmekte ve bunlar regülasyon işlevi yerine getirme kriteri ve

bağımsızlık kriteri olarak ifade edilmekte (Ulusoy, 2002:89-90) ve ortak özellikleri yedi ana başlıkta sıralanmaktadır (Akıncı, 1999: 119);

I. Genel yönetim dizgesi içinde yer alırlar,

II. Kurumsal oluşum ve işleyiş, yasa ile belirlenmiştir. III. Özerk ve bağımsız statülü yapılardır,

IV. Fransız hukuk dizgesinde tüzel kişilikleri olmamasına karsın, genel olarak kamu tüzelkişiliğine sahiptirler

V. Kamusal yasamın duyarlı alanlarında, denetim ve düzenleme esasına dayalı güçlü kamusal yetkileri vardır. Dolayısıyla bu türden yapılar, daha çok bir hizmet sunma değil, bir faaliyetin organizasyonu, düzenlenmesi ve denetimi seklinde kendini gösterir.

VI. Eylem ve işlemleri yargısal denetime açıktır.

VII. Hepsinden önemlisi, kamusal yasamın bazı duyarlı alanlarındaki etkinliklerden yararlananların hak ve özgürlüklerini koruma amacına yönelik olarak iş görürler .

Bu özellikler dikkate alındığında bağımsız idari otoriteler, devlet örgütlenmesinde yer alan idari kuruluşlar olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak bu yapıları, klasik devlet örgütlenmesinde yer alan kurum ve kuruluşlardan ayıran bazı özellikleri mevcuttur ki bunlardan en önemlisi bağımsızlık vurgusudur. Bu yapılar için önemli olan bir diğer özellik ise bağımsız idari otoritelerin faaliyet gösterdikleri alanda bir otorite olarak regülasyon yetkilerine sahip olmasıdır.

Birinci bölümde temelleri ve ortaya çıkışından günümüze kadar ki gelişimi ortaya konulan bağımsız idari otoritelerin türleri, bir idari yapıyı bağımsız idari otorite kılan özellikleri ve bağımsız idari otoritelerin iş ve işlemlerini yürütürken sahip oldukları yetkileri açısından incelenmesi mutlak bir zorunluluktur. Öncelikle, “Bağımsız İdari Otoritelerin Türleri” başlığı altında bu yapılar belirli kıstaslar altında sınıflandırmaya tabi tutularak, “Bağımsız İdari Otoritelerin Özellikleri” başlığı altında; bu yapıların idari yapı olup olmadıkları ve idari teşkilatlanma içerisindeki yerleri ortaya konularak, bu yapılar, klasik idari kuruluşlardan ayırt edici özellikleri olan bağımsız olma özelliği açısından incelenerek ve son olarak faaliyet alanlarında

bir otorite olarak kabul edilip edilmeyecekleri tartışmalarıyla birlikte, faaliyet alanlarına ilişkin yetkileri detaylı olarak ortaya konulmaktadır.