• Sonuç bulunamadı

Gençlik Çağında Dini Gelişim:

C. DİN VE BENLİK SAYGISI

2. Gençlik Çağında Dini Gelişim:

kendi kendisiyle ve çevresiyle olan çatışmaları da sona erer. Ayrıca söz konusu gencin cinsel kimliği de oturmuştur.

Böylece yetişkinler seviyesinde bir düşünce kapasitesine ulaşan ergen, bir taraftan içinde yaşadığı çevre ve dünyanın problemleri ile diğer taraftan da dini ve metafizik konularla ilgilenmeye başlar.600

Din psikolojisi açısından bakıldığında ergenlik dönemi bir taraftan ‘dini uyanış’

ve ‘dine dönüş’ün ortaya çıktığı bir dönem, diğer taraftan da ‘dini şüphe ve kararsızlık’ların son derece yoğun olduğu, çelişki ve çatışmaların giderek artış gösterdiği bir hayat evresidir. Dini gelişim açısından ergeni (adolescent), çocuktan ayıran en önemli özellik, çocukta henüz tam anlamıyla oluşmamış olan ‘dini şuur’un uyanmasıdır. 11-12 yaşlarından itibaren gelişmeye başlayan ‘soyut düşünme kabiliyeti’nden dini inanç ve yaşantı da etkilenir. Bu sebeple 12-14 yaşları ‘dini uyanış, dini gelişim’ dönemi olarak bilinir. Başka bir deyişle çocuklukta temeli atılan dini kişiliğin şuurlu bir şekilde gelişmesi ilk olarak ergenlikte ortaya çıkar. Daha önce otorite etkisiyle şekillenmiş olan dini hayat, bu dönemde bağımsızlığa kavuşur, çocukluk inançları bir kontrol ve değerlendirmeden geçirilerek ya olduğu gibi benimsenir ya da kısmen veya tamamen değiştirilerek kişiliğe mal edilir.601

Ergenlik çağının asıl bunalımlı safhasına girmeden önceki bir-iki yıl içerisinde dine ilgi yüksek seviyededir. İbadetleri yerine getirme, camiye ve cemaate katılma, helâl-haram, günah-sevap gibi konulara karşı ilgi ve duyarlılıkta belirgin bir artış görü- lürken bu durum ergenliğin kendisine has bunalımlarının baş göstermesiyle çok fazla sürmez.602 Dini değişme ve gelişme açısından ilk ergenlik çağının başlıca özellikleri şunlardır:

a. Bu dönemde soyut düşünme yeteneği gelişmiştir. İlk ergenlik dönemi ile birlikte genç, çocukluk dönemindeki insana benzeyen Allah düşüncesinden tamamen kurtularak, eşi benzeri olmayan her yerde hazır, canlı ve ölümsüz bir yaratıcı fikrine ulaşır. Gencin içinde bulunduğu aile ve arkadaş çevresi, tabiat olayları, okuduğu kitaplar, öğretmenleri, dua ve musiki parçaları, topluca yapılan ibadetler vs. dini düşüncelerin uyanması ve gelişmesinde etkili olur.603

______________________________

600Hökelekli, Hayati, a.g.e., ss. 266-267

601Hökelekli, a.g.m., ss. 26-27

602Hökelekli, a.g.e., ss. 269

603 Peker, a.g.e., ss. 106

b. Tatmin edici bir dünya görüşü geliştirme, bir kimlik oluşturma, kutsala bağlanma ihtiyacı ile dine ilgi duyan ergen, yaşanan hayat ile dini-ahlâki değerler arasındaki derin farklılığı algılamaya başlayınca, olgun ve istikrarlı bir benlik bütünlüğüne kavuşmak için din-çevre çatışmasını çözümleme ihtiyacını hisseder. Bu ihtiyaç ergende daha ziyade metafizik bir alanda gerçekliğini sürdüren, dine karşı tenkitçi ve şüpheci tutumların gelişmesine sebep olur.604 Başka bir deyişle bu dönemde genç insan, kendisini ilgilendiren tüm konularda olduğu gibi dini konular üzerinde de düşünür, inançlarını gözden geçirir. Dini emirler karşısında kendi durumunu tayin eder. Bu dönemde, genç insan, dinin bazı noktalarına sıkı bir şekilde sarılırken bazı noktalar hakkında şüphe etmeye başlar. Kısacası dini konulardaki şüphe ve kararsızlık da bu dönemin ana problemlerinden birisidir. Zekânın gelişmesi ve muhakeme kabiliyetinin artması, ergeni dini inançlar üzerinde yeniden düşünmeye sevk eder. Dini konulardaki şüphe ve kararsızlıklar daha ziyade ibadet şekilleri üzerinde yoğunlaşır. Ancak, dini konulardaki bu şüphe kararsızlıklar, gençte ruhi gerginlik, suçluluk ve günahkârlık duygularına sebep olur. Bu durum, genç insanda ‘acaba dini inançları olduğu gibi mi kabul etmeli, yoksa bazılarını mı kabul etmeli ya da hepsini mi reddetmeli’ şeklinde bir.

iç çatışmaya yol açar.605 Dolayısıyla gençlik döneminin dini gelişim özelliklerinden birisi de yoğun bir şekilde yaşanan suçluluk ve günahkârlık duygularıdır. Suçluluk duygusunun en önemli kaynağı cinsi güdülerin uyanışıyla birlikte ortaya çıkan ahlâki sorunlardır. Zira ergenlikte cinsi olgunluğa ulaşılmış olmakla birlikte hayatın sosyal ve ekonomik zaruretleri, bu ihtiyacın meşru tatminini engellemekte ve ertelemektedir.

Cinsi faaliyet toplumda yasaklarla kuşatılmış olup, bu yasaklarda çoğu zaman din tarafından desteklendiği için, din ile cinselliğin gencin zihninde çatışmaya yol açması kaçınılmaz olmaktadır.606

c. İnsanın gerek kendisinin, gerekse başkalarının davranışlarını iyi ve kötü açısından değerlendiren bir iç kontrol gücü olan vicdan, çocuklukta çok az gelişmiş olmasına rağmen ilk ergenlik döneminde hızla gelişir ve son derece hassas bir hal alır. Özellikle

_______________________________

604 Bahadır, Abdülkerim,”Ergenlik Döneminde Dini Şüphe ve Tereddütler”,Gençlik ,Din ve Değerler Psikolojisi (içinde),Ed.Hayati Hökeleklli,Ankara Okulu Yay.,Ankara,2002, s. 255

605Peker, a.g.e., s. 107

606Hökelekli, a.g.e., s. 274

adalet duygusu bu dönemde bir hayli gelişmiş durumdadır. Bu dönemde, genç anne-baba ve çevresindeki kişilerin ahlâki davranışlarını eleştirel bir gözle incelemeye başlar.

Özellikle dindar kişilerin söz ve hareketlerindeki tutarsızlık onun ruhunda dine karşı bir şüphe uyandırır.607

Orta ergenlik ya da gençlik dönemi (14-18 yaşları), her yönden geçici bir bunalım dönemidir. İnsanla ilgili şüphe, kararsızlık ve çatışmalar, insan hayatında en çok bu dönemde görülür. Geleneksel dini kalıpların tenkit ve değerlendirmeye tabi tutulup, şahsi bir din anlayışına ulaşma bu bunalım safhasından sonra gerçekleşmektedir.608 Ergenlik döneminde genç insan bir taraftan yaşadığı derin ruhi bunalımların, diğer taraftan kendisini içten ve dıştan çepeçevre kuşatmış olan karmaşık etkilerin tesiriyle dini gelenek ortasında belli bir yönde tercih yapmaya ve kesin bir tutuma bağlanmaya adeta zorlanır. Başka bir deyişle ergenlik döneminde duygu ve heyecan hayatının olgunlaşmaya başlaması ve ergenlik bunalımının yatışmasına bağlı olarak 17-18 yaşlarına doğru dini inançlarla ilgili şüphelerin yavaş yavaş sona erdiği gözlenmektedir. Bununla birlikte ergenlik çağındaki dini şüpheler, her zaman ergenlerin ya da gençlerin imanları üzerinde olumsuz etki meydana getirmez. Uygun şartlar altında bu şüpheler dini saflaştırıcı ve şuurlu bir dindarlığa sahip olmada önemli fonksiyona sahiptirler.609

Ergenlik döneminde kendisini gösteren bağımsızlık, cinsellik güdülerinin yanı sıra ‘katı akılcılık’ ve ‘iradecilik’, kendi benliğini üstün tutma eğilimleri tam bir dini bağlanmaya engel olabilmekte ise de şüphe, kararsızlık ve hatta geçici inkâr durumlarının yaşandığı geçici evreden sonra gencin yeniden dine dönüşünü hazırlamaları bakımından da olumlu bir etkiye sahiptirler. Özellikle çocukluk döneminde sağlıklı bir dini gelişim gösteren gençlerin geçici bir kararsızlık ve bunalım evresinden sonra dini inanç ve değerleri şuurlu bir şekilde yeniden keşfettikleri ve onlara bağlandıkları çoğu zaman gözlenmektedir.610

Son ergenlik döneminde genç insan, din konusunda gittikçe şüphecilikten sıyrılarak dini inançlarında kararlılık göstermeye başlar. Ancak yine de din konusundaki

_________________________________

607Peker,a.g.e.,s.108

608Hökelekli, a.g.e., s. 270

609Hökelekli, a.g.e., ss. 272-273

610Hökelekli,a.g.e.,s.278

problemleri tam olarak çözüme kavuşmamıştır. Bu noktaya gelinirken arkadaşlar arasın-daki dini tartışmaların, arkadaş çevresinin dini tutum ve davranışlarının, zihni yönden olgunlaşmış olmanın, dindarların ve din adamlarının tutumlarının ders dışı okunan kitapların vs. çok büyük etkisi vardır.611 Ergenlik döneminin sonlarına doğru genç insan, çocukluktan beri kendisi için huzur kaynağı olmuş dini inançlara yeniden sarılır, derin bir sezişle varlığını hissettiği Allah, gencin iç fırtınalarını dindirir. Böylece dini değerler çerçevesinde hayatını yönlendirmeye çalışan ergende, bir rahatlama, yatışma, sevinç ve güven duygusu gelişir. Ruhi güç ve fonksiyonları uyumlu bir şekilde bütünleşme imkânı bulur. Ergenlik ya da gençlik çağının son döneminde özellikle de 18-21 yaşlarından itibaren gençler din ile ilgili kesin tercih ve kararlarını yapmışlardır.

Gençlerden bir bölümü, bu dönemde dini bütünüyle reddederek, ilgisiz, dinsiz ya da agnostik olurken, büyük çoğunluğu ise dine olumlu bir ilgi duymakta, yaşantılarında az ya da çok dinin etkisini hissetmektedirler.612

Özetle söylemek gerekirse, gençlik döneminde dini gelişim üç aşmada gerçek-leşmektedir. Ergenlikte dini gelişimin ilk aşamasında dini şuurun uyanmasıyla Allah’a ve dini değerlere sarılmanın doyumsuz zevkini yaşayan genç için bu aşamada din, kişiliğini şekillendirebilecek en güçlü güdülerden birisi haline gelir.

Ergenlik dönemi, dini gelişiminin ikinci aşamasında genç teslimiyetçi anlayışını hemen hemen tümüyle terk eder ve bütün dünyasını soru süzgecinden geçirmeye başlar.

Doğal olarak dini kabulleri de bu durumdan büyük ölçüde etkilenen ergenin şüphelerinin ardında reddetme niyetinden çok hakikate ulaşma arzusu ve ihtiyacı yatar.

Dinin gelişimin de üçüncü aşaması kabul edilen bu son ergenlik döneminde her alanda olduğu gibi ruhsal alandaki dengelenmeye paralel olarak dini tutum ve davranışlarda da belirgin bir yapılanma görülür.

Bu dönemde ergen, dini gelişim açısından ya çocukluğun geleneksel inançlarına geri döner, ya bu inançlarını yeniden düzenleyerek şuurlu yeni bir dini yaşayışa bürünür, ya da din ile ilgili her şeye sırt çevirerek ateist veya agnostik bir kişilik geliştirir.

_____________________________

611Peker, a.g.e., s. 109

612Hökelekli, a.g.e., ss. 280-281