• Sonuç bulunamadı

A) ÖLÜM OLGUSU VE DĐNĐ HAYAT

E) ÖLÜM OLGUSUNUN EKONOMĐK BOYUTU

1. GAZETE ĐLANLAR

Ölüm olgusunun ekonomik boyutu içerisinde yer alan gazete ilanları konusunu, yerel ve ulusal gazeteler ele alınarak açıklanmaya çalışılacaktır. Yerel∗ ve ulusal∗∗ gazetelere verilen ölüm ilanlarını, iki açıdan değerlendirmek mümkün olmaktadır. Birincisi: Ölüm olayı üzerine, ölen kişiyi tanıyan insanların taziye şeklindeki ilanları. Đkincisi: Ölen kişinin ailesi tarafından, cenaze törenine iştirak eden, telefon, faks ve e-mail’le taziyede bulunan, çelenk gönderen, hayır kurumlarına bağışta bulunan, cenaze evine giderek cenaze sahiplerinin zor günlerinde acılarını paylaşan tüm akraba, dost ve arkadaşlara yönelik olarak gazetelere vermiş oldukları teşekkür ilanlarıdır. Bu ilanlar gazetelerde Başsağlığı, Taziye, Vefat, Acı Kayıp vb. başlıklar altında yer almaktadır. (Bk: Ek-14)

Vefat ve taziye ilanları yerel gazetelerde az olmakla birlikte bu ilanlar, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, meslek odaları, belediyeler, kurumlar vb. tarafından verilmektedir. Toplum tarafından tanınan iş adamı, yazar, araştırmacı, öğretmen, hoca vb. kişilerin vefatı üzerine gazetelerde vefat, başsağlığı ve teşekkür ilanları yer alabilmektedir. Ağırlıklı olarak siyaset ve iş dünyası gazetelere bu tür ilanlar vermektedir. Bu konuda ailelerin vermiş oldukları ilanlar yok denecek kadar azdır.

Memleket ve Merhaba Gazeteleri.

∗∗ Hürriyet, Sabah, Vatan ve Zaman Gazeteleri.

Đlanların içerikleri genel anlamda standart olmakla birlikte, ilan veren kişilerin veya kurumların isteğine bağlı olarak farklı bir içerikte yer alabilmektedir. Đlanlarda cenazenin hangi gün kalkacağı, cenaze töreninin nerede gerçekleşeceği ve cenazenin nereye defnedileceği, akraba ve dostlarına duyurulur. Taziye ilanlarında da, vefat eden kişi için Yaratandan rahmet ve merhamet birlikte, ailesine ve dostlarına sabırlar dilenmektedir. Vefat ilanlarının bazılarında not şeklinde, çiçek(çelenk) göndermek isteyenlerin vakıflara veya hayır kurumlarına bağışta bulunmaları rica edilmektedir. Gazetelerde, genelde vefat ilanlarının hemen altında çelenk ve bağışlar için vakıfların telefon numaraları ve internet adresleri yer almaktadır. (Lösemili Çocuklar Vakfı, Eğitim ve Araştırma Vakfı, Türk Eğitim Vakfı, Çağdaş Eğitim Vakfı, Mehmetçik Vakfı, Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı…)

Ölüm olayına bağlı olarak verilen ilanlar gazetelerin orta sayfalarında, siyah beyaz

şekilde yer almaktadır. Đlanların boyutu, vefat eden kişinin statüsüne ve çevresine bağlı olarak değişebilmektedir. Tüm sayfa, yarım sayfa veya daha da küçük bir şekilde ilanlar gazetelerde yer alabilmektedir. Nadir olmakla birlikte, bazı ilanlarda vefat eden kişinin fotoğrafı da bulunmaktadır. Bu ilanların dışında, vefat eden kişinin senesinde de anma toplantıları yapılarak, mevlid ilanları verilmekte ve vefat edenin nerede, nasıl anılacağı bildirilmektedir. Böylelikle anma toplantılarına katılımı artırma amaçlanmaktadır. Bu tür ilanlarda daha çok, siyasi partiler tarafından, siyasi liderlere yönelik olarak verilmektedir. (Çetin Oranlı, Merhaba Gazetesi Yazı Đşleri Müdürü, 34; Hakkı Biçer, Memleket Gazetesi Yazı Đşleri Müdürü, 37; Kocaoğlu Atilla, Bugün Gazetesi Konya Muhabiri, 39).

Gazetelere ilan vermek yoluyla ölüm olayını duyurma daha çok büyük kentlerde görülmektedir. Gerek büyük kentlerdeki nüfus yoğunluğu, gerekse ölüm ilanı vermenin giderek bir çeşit “moda olması” bu tür ilanlara ilgiyi artırmıştır. Ölenin zenginliği, toplum içindeki yeri vb. gazetelere verilen ilanların büyüklüğünü, küçüklüğünü, göze batarlığını belirlemektedir. Bu ilanlar ölenin yakınları tarafından verildiği gibi, ölenin çalıştığı kurumlar tarafından da verilmektedir. (Örnek, 1979: 42).

2. KEFEN

Kefen, cenazenin yıkanıp kurulandıktan sonra gömülmek üzere sarıldığı bez olarak tanımlanmakta ve sözlükte “örtmek” anlamına gelen kefn mastarından gelmektedir. Cenazenin kefenlenmesi işlemine de tekvin denilir. Ölen kimsenin yıkanıp genelde beyaz olan temiz bir beze sarılarak gömülmesi çevre temizliği, sağlık, insan sağlığının korunması, ölünün yakınlarının hatıralarına saygı, ölümün hatırlanması gibi hikmetler taşıdığından hemen bütün din ve medeniyetlerde cenaze kültünün önemli bir öğesini teşkil eder. (Đslam Ansiklopedisi, “Kefen”, c.25: 184).

Erkeğin kefeni kamis, izar ve lifâfe adı verilen üç parça bezden oluşur. Kamîs, boyun kısmından ayaklara kadar uzanan ve gömlek yerine geçen, izâr da don veya eteklik yerini tutan ve baştan ayağa kadar uzanan bir bezdir. Lifâfe ise, sargı yerinde olup baştan ayağa kadar uzanarak baş ve ayak taraflarından düğümlenir. Bu bakımdan izardan biraz daha uzundur. Her üçü de yensiz ve yakasız, etrafları dikişsiz olur. Kadının kefeni, bu üç parçaya ilave olarak yüzü de kapatacak bir başörtüsü ile göbekle göğüs arasını kapatacak genişlikte bir göğüs örtüsünden ibaret beş parça bezden meydana gelir. Bu, sünnete uygun kefenleme için gereken parça sayısı olup buna imkân bulunamadığında erkek için izâr ve lifâfe, kadın için bu ikisine ilaveten başörtüsü yeterli olur. Bu da mümkün olmadığı takdir de cenazenin bedenini kaplayan tek parça bezle yetinilir. (Đslam Ansiklopedisi, “Kefen”, c.25: 184).

Cenazenin yıkanıp, kurulanmasının ardından kefenlenmeye geçilir. “Sünnete uygun kefenlenme usulünde, kefen ve cenazeye güzel kokular sürüldükten sonra lifâfe tabut içine veya düz bir yere, onun üzerine de izâr serilir. Ardından cenaze kefin gömleği giydirilerek ve elleri iki yana bırakılarak izârın üstüne konur. Erkek ölüde izâr önce soluna, sonra sağına getirilerek sarılır. Açılmasından korkulursa kefen bir kuşakla bağlanabilir. Kadın ölüde ise, saçları ikiye ayrılarak kefen gömleği üzerinden göğsü üstüne konulur ve üzerine yüzünü de örtecek şekilde başörtüsü yerleştirilir. Ardından üstüne izâr sarılır ve izârın üstünden göğüs örtüsü bağlanır, daha sonra lifâfe sarılır. Göğüs örtüsü lifafeden sonra da bağlanabilir. Kefen kural olarak ölen kişinin malından karşılanır. Kefen harcamaları ölenin borcundan, vasiyetinden ve varislerin haklarından önce gelir. Ölünün tekfin masraflarını varislerinden biri karşılamışsa bu masrafları ölünün terekesinden alabilir. Geriye mal bırakmamış

kimselerin kefen masrafı, hayattayken nafakasını vermekle yükümlü bulunduğu kimselere aittir.” (Đslam Ansiklopedisi, c.25: 185).

“Yensiz ve yakasız, dikişsiz sade birkaç parça bezden ibaret olan kefen, bir yönüyle ölünün bedenini örtme görevini yerine getirdiği gibi bir yönüyle de insanın bu dünyadan bir

şey götüremeyeceğini, doğduğu gibi çıplak gideceğini ve dünyanın faniliğini temsil eder. Temiz bir bezden olması, güzel kokular sürülmesi ve kefenlenmenin özenle yapılması ise, insan saygınlığının ve geride kalanlara hürmetin bir gereğidir.” (Đslam Ansiklopedisi, c.25: 185).