• Sonuç bulunamadı

Güneydoğu Anadolu Bölgesi‟nde Neolitik Dönem Kamu / Kült Mimarisinin Bölgesel

5. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESĠ‟NDE NEOLĠTĠK DÖNEM MĠMARĠSĠNĠN

5.2. Güneydoğu Anadolu Bölgesi‟nde Neolitik Dönem Kamu / Kült Mimarisinin Bölgesel

Tarihin her döneminde insanoğlu kendilerini güvende hissedebilecekleri birtakım kavramlara inanma ihtiyacı hissetmiĢlerdir. Dolayısıyla yerleĢik alanlarda konut mimarisi dıĢında özel yapılar olarak da adlandırabileceğimiz dini yapılar da karĢımıza çıkmaktadır. Genel olarak Yukarı Dicle Havzası‟nda kamu yapıları yer alırken, Orta Fırat ve çevresi bölümünde ise kült yapılar karĢımıza çıkmaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi‟nde yer alan yerleĢmelerden Hallan Çemi, Çayönü, Hasankeyf Höyük, Göbekli Tepe, Gusir Höyük ve Nevali Çori yerleĢimlerindeki arkeolojik kanıtlara göre Neolitik Dönem‟in en baĢından beri açık bir biçimde sivil ve kült amaçlı kamusal yapılar ayrımının olduğu gözlenmektedir (Özdöl 2011: 173).

Genel olarak anıtsal kült binalarının ortaya çıkmasındaki nedenlerden bir tanesi, kabile toplumlarında kaynak bölüĢümün bozulması sonucunda ekonomik eĢitsizliğin arttığı ve toplum içinde bunu kendi lehine çeviren birey ya da bireylerin nüfuzunun artmasından dolayı olarak düĢünülmektedir. Birey ya da bireylerin otoritesinin devamlılığı için, özellikle belirli atalara dayanan bir inanç sistemi üzerinden tanrısal bir meĢrutiyet kazandırma yoluna gittikleri söylenebilir. BaĢka bir neden ise, toplumun ve otoritenin geliĢim sürecinde, kuralları olan, simgecilikle desteklenen, ayin gibi tapınım uygulamaları olan inancın, sistemli bir hal almasıdır. Böylelikle tapınım iĢlevi daha kapalı ve özelleĢen alanlarda yapılmıĢtır. BaĢka bir deyiĢle söylemek gerekirse özelleĢen kült etkinlikleri, aile merkezli tapınımın yerine, anıtsallaĢan boyutlara ulaĢabilen kamusal yapılarda uygulanmaya baĢlandığını söylemek mümkündür (Ülger 2007: 60).

Güneydoğu Anadolu coğrafyasında yaĢayan halkların sosyal yapılarının oluĢum ve geliĢimleri üzerinde etkili olan unsurları sorgulamak gereklidir. Sorgulanacak unsurlar arasında ekoloji, ekonomi vb. gibi konuların arasında sivrilen dinsel ideolojinin yeri birincil

olarak sorgulanmalı ve bunun materyal kültür üzerindeki izdüĢümü anlaĢılmaya çalıĢılmalıdır (Özdöl 2011: 176).

Neolitik Dönem‟in en erken evrelerinde (ÇÇNA) Hallan Çemi ve Göbekli Tepe gibi merkezlerde kült yapılar dairesel ya da oval plana sahiptir. Ġlerleyen zaman sürecinde Nevali Çori‟deki kült yapısı ve Çayönü‟ndeki SaltaĢlı Yapı, Kafataslı Yapı ve Terazzo Yapı gibi tek bir geniĢ avlu Ģeklinde ve genellikle dikdörtgen ya da kareye yakın bir planda inĢa edildikleri görülmektedir. Kült yapılarında taban nadiren üzeri düzeltilmiĢ ve sonrasında cilalanmıĢ saltaĢlarından (Örn; SaltaĢlı Yapı), çoğunlukla ise üzeri cilalanmıĢ ve boyanmıĢ, söndürülmüĢ kireçten beton sertliğindeki „Terazzo‟ tekniğinde yapıldıkları saptanmıĢtır. Yapıların mimarisindeki bu gösteriĢli ve büyük iĢ gücü gerektiren teknikler yalnızca kültsel mekanlara özgü niteliktedir (Özdöl 2011: 180). ÇÇNB döneminde Çayönü ve Nevali Çori'nin terazzo zeminleri, kireç yakma ve döĢeme olarak kullanımının sadece kült yapılarına özgü bir uygulamadır (Özdoğan-A.Özdoğan 1998: 585).

Güneydoğu Anadolu Bölgesi‟nde ise 1960‟lı yıllarda baĢlayan Çayönü kazı çalıĢmalarıyla ve ilerleyen zamanda 1980 ve 1990‟lı yıllarda Göbekli Tepe ve Nevali Çori yerleĢimlerinde ortaya çıkarılan kült yapıları, bölgedeki kült etkinliklerini yorumlamamıza vesile olmuĢtur. Yakındoğu coğrafyasıyla karĢılıklı etkileĢim içinde olduğundan, Güneydoğu Anadolu Bölgesi‟nde ki Neolitik Dönem köy modelleri ve kült yapılarında önemli benzerlikler gözlenmektedir (Ülger 2007: 59-60).

Yukarı Dicle Havzası‟nda yer alan Hallan Çemi yerleĢiminde bulunan ve „Kamu

Yapıları‟ olarak adlandırılan daha özenli bir iĢçilik gösteren yuvarlak planlı yapılar ortaya

çıkarılmıĢtır. ÇÇNA dönemine ait Hallan Çemi yerleĢimindeki kamu yapılarını incelediğimiz zaman dairesel planlı yapıların, çapları yaklaĢık olarak 5 – 6 m civarı olduğu ve zemine yarı olarak inĢa edildikleri görülmektedir. Kült yapıların konut yapılarına oranla 3 kat daha büyük boyutlu Ģekilde inĢa edilmiĢlerdir. Hallan Çemi yerleĢmesinde ortaya çıkarılan ve kamu yapıları oldukları düĢünülen yapıların konutlardan farklı olarak meydanın diğer ucuna, yerleĢmenin güneyine inĢa edilmiĢtir. YerleĢimde özel yapı olduğu düĢünülen 2 büyük yapı bulunmaktadır. Çıkarılan yapılar A yapısı ve B yapısı olarak adlandırılmıĢtır. Yapılar yuvarlak planlı olup zemine yarı gömülü bir Ģekilde yaptıkları tespit edilmiĢtir. Yapılarda bulunan taĢ sekiler muhtemelen yapılarda bir toplanma yeri olduğunu göstermektedir (Türkcan 2006: 149-156).

Hallan Çemi‟de bulunan toprağa yarı gömülü olan yapılardan olan A yapısında giriĢ kapısında yer alan ve kuzey duvara bakan cephede yabani sığır kafatası bulunmuĢtur. Bulunan bu kafatasının sadece bu yapıyla iliĢkili grubu mu simgelediği yoksa daha farklı karıĢık simgesel anlamlar taĢıdığı hakkında net bilgiler bulunmamaktadır (Levha 12) (Rosenberg 2007b: 3).

Güneydoğu Anadolu Bölgesi‟nin önemli bir Neolitik merkezi olan Çayönü yerleĢmesinin ilk dönemlerinden itibaren, höyüğün güneydoğu kesiminin özel bir öneme sahip olduğunu söylemek mümkündür. Sonraki zamanlarda ise Kanallı Yapılar Evresi ve Çanak Çömlekli Neolitik Dönem‟e kadar bu özel alan, yerleĢmenin tüm doğu alanını kaplamaktadır. YerleĢimin bu kesiminde, hemen hemen her evrede bir kült yapısına rastlamak mümkündür (Ülger 2007: 59-60).

Çayönü yerleĢmesinde ortaya çıkarılan ilk özel yapı SaltaĢlı Yapıdır. SaltaĢlı Yapı, Izgara Planlı Yapılar Evresi‟nin sonlarına Kanallı Yapılar Evresi‟nin baĢlarına tarihlenmektedir. Adını taban döĢemesindeki büyük yassı taĢlardan alan SaltaĢlı Yapı dikdörtgen bir plana sahiptir. Yapının güney kısımlarında ise iki tane paye bulunmaktadır. Bu payelerin destek görevi gördükleri düĢünülmektedir. Yapının tabanı iĢlenmemiĢtir ve çevresinde bol miktarda bulunan kalker taĢlarından yapılmıĢ ve taĢların aralarını killi toprak ile doldurdukları görülmektedir. Yapının orta kısmında payelerin sırasına gelecek Ģekilde arka duvara koĢut iki tane dikilitaĢta yer almaktadır. Yapıda bulunan bu dikilitaĢların Çayönü yerleĢmesinin en eski dikilitaĢları olduğu düĢünülmektedir (A.Özdoğan 1994: 45-46).

Çayönü yerleĢiminde ortaya çıkarılan ikinci özel yapı da Terazzo Yapısı‟dır. 1970 yılında ortaya çıkarılan bu yapı da ismini taban döĢemesinden almaktadır. Yapının döĢemesi yaklaĢık 12 cm civarı kalınlığa sahiptir. DöĢemesi söndürülmüĢ kireç ile birbirine bağlanmıĢ beyaz kireçtaĢı bir dolgunun üzerine aynı cins kırmızı taĢın dökülüp bastırılması ile döĢenmiĢtir (Levha 35-36) (A.Özdoğan 2007a: 425). Yapıda sadece dekoratif anlamda kullanıldığı düĢünülen küçük payelerde bulunmaktadır. Yapıda yer alan bu payelerde yapının özel bir yapı olduğunu düĢündürmektedir. Yapılan çalıĢmalarda bulunan tek parça insan yüzü kabartmalı bir teknenin çeyrek parçası ele geçmiĢtir. Ġnsan yüzünü anımsatan bu parçanın benzer örnekleri Nevali Çori yerleĢmesinde de ele geçmiĢtir. Terazzo Yapısı‟nın ortasına derin bir çukur açılarak tahrip edilmiĢtir daha sonra ise yapının üstü kapatılarak terk edilmiĢtir (Türkcan 2006: 55-56).

Çayönü yerleĢmesinin bir baĢka özel ve önemli yapısı Kafataslı Yapı‟dır. Yapı ismini içinde bol miktarda bulunan kafataslarından almıĢtır ve iĢlevsel bakımından ise türünün Ön Asya‟daki tek örneğidir (Türkcan 2006: 46). Yapı 1987 yılı çalıĢmalarına kadar yaklaĢık 450 iskelet ve 90 kafatası ortaya çıkarılmıĢtır (Atakuman 2014a: 203). Bu kemiklerin kadın ve erkek karıĢık ve her yaĢ düzeyindeki bireylere ait olduğu saptanmıĢtır. Kafataslı Yapı‟nın Yakındoğu coğrafyasının hiç Ģüphesiz en önemli ve en ilginç yapısı olduğunu söyleyebiliriz (Levha 37) (Çambel vd. 1990: 61-64).

Çayönü yerleĢmesinde yer alan bir diğer özel yapı ise Sekili Yapı olarak adlandırılan yapıdır. Sekili Yapı Çayönü yerleĢmesinin boyut olarak en küçük yapısıdır. Sekili Yapı tek odalı, duvarlar boyunca giden geniĢ taĢ sekili olan bir yapıdır. Yapının tabanı çakıl taĢları ve karıĢık kumdan özenle serilerek itina ile yapılmıĢtır (A.Özdoğan 1994: 48).

Nevali Çori yerleĢim alanından ayrılmıĢ olan kült yapıların Çayönü yerleĢiminde de ayrıldığı gözlemlenmektedir. Ġki yerleĢim alanında yer alan anıtsal kült yapılarda, planlarındaki belirgin benzerliklere ve iç kısımlarında sekiler ile stellerin kullanılmasına karĢın, Çayönü‟ndekilerin kabartmalarla kaplandığı görülmemektedir. Çayönü yerleĢimindeki toplumsal yapılaĢma, büyük bir meydan ile biri doğuda ve biri batıda bulunan iki yerleĢim bölgesine ayrılması ile belirgin olduğu görülmektedir (Türkcan 2006: 190).

Yukarı Dicle Havzası‟nda yer alan ÇÇNA dönemine ait olan Körtik Tepe yerleĢmesinde de “Kamu Yapılarına” rastlanmaktadır. Az sayıda rastlanmıĢ olan bu kamu yapıların boyutları ve zeminleri diğer yapılara göre farklılık gösterir. YerleĢimde bulunan bu yapıların (Y3, Y11 ve Y44) çapları yaklaĢık olarak 3.40 – 3.80 metre çaplarına sahiptirler ve diğer yapılara göre büyüktür. (Özkaya-CoĢkun 2013b: 93).

Y44 yapısı 1.35 metre derinliğinde bulunmuĢ ve 3.80 metre çapındadır. Bu yapıda sıkıĢtırılmıĢ toprak altında iskelet olduğu tespit edilmiĢtir. Ayrıca belirli bir düzen içerisinde yerleĢtirilmiĢ yaban keçisi boynuzu da bulunması bu mezarı diğerlerinden hem farklı kılmaktadır hem de Körtik Tepe‟de bulunan tek örnek olması açısından da önemlidir (Levha 49). YerleĢmede yer alan bir baĢka özel yapı da Y11 yapısıdır. Y 11 yapısı 1.80 metre derinlikte bulunmuĢ ve 3.42 m çapına sahiptir. Y11 yapısı da Y44 yapısına benzer bir Ģekilde temeli balçık harçla kaynaĢtırılmıĢ orta büyüklükte olan iĢlenmemiĢ taĢlarla yapılmıĢtır (Özkaya vd. 2010: 518).

Yukarı Dicle Havzası‟nda bulunan Gusir Höyük yerleĢiminin üst kesiminde ve 1. tabaka mimarisinde yer alan mimari katmanda merkezi bir yapı ve ona eklemlenmiĢ mekanlar

görülmektedir. YerleĢimin 1. tabaka mimarisine ait olan bu yapının çapı yaklaĢık 10 metredir. Yapının tabanı dıĢ düzlemden 1 metre kadar derin ve dörtgene yakın yuvarlak bir plan göstermektedir. Yapıya duvar dönüĢüne uygun bir koridor ile inilmektedir. Bu yapıya eklenen mekanlar da köĢeleri yuvarlatılmıĢ dikdörtgen plan halini almaktadır. KöĢeleri yuvarlatılmıĢ yapılar Hasankeyf Höyük ve Boncuklu Tarla yerleĢimlerinde de görülmektedir. Gusir Höyük yerleĢmesinde çapları 5 metreye ulaĢan çukur tabanlı ve içlerinde dikilitaĢların olduğu yapılarda saptanmıĢtır. DikilitaĢların etrafında ve duvar önlerinde muhtemelen yabani koyunlara ait olduğu düĢünülen kafatasları da bulunmuĢtur. Bulunan bu buluntular ritüel iĢlemlerin yapıldığını göstermektedir. Bunun yanı sıra yapıların iĢlevi tamamlandıktan sonra bilinçli olarak bu yapıların gömüldüğüne dair izler bulunmaktadır. Gusir Höyük‟te bulunan bu dikilitaĢlar, yerleĢimi kazan arkeolog tarafından Neolitik Dönem‟in ilerleyen zamanlarında Göbekli Tepe ve Nevali Çori yerleĢmelerinde bilinen dikilitaĢların ilk örneklerini de oluĢturmuĢ oldukları düĢünülmektedir (Karul 2013: 91-92).

Yukarı Dicle Havzası ÇÇNA dönemine ait olan Hasankeyf Höyük yerleĢiminde de kült amaçlı olarak kullanılmıĢ olabilecek yapı örnekleri de mevcuttur. YerleĢim alanında bazı yapıların bitiĢik düzende inĢa edildiği anlaĢılmıĢtır. Hasankeyf Höyük‟te bulunan bir yapıda ise taban üzerine yan yana koyulmuĢ iki adet yabani koyuna ait olduğu düĢünülen boynuz dikkat çekicidir. Bu boynuzların duvara asıldığı veya buraya bilinçli bir Ģekilde koyulduğu düĢünülebilir. Bu sebepten ötürü yerleĢimde tespit edilen bu yapının ritüel amaçlı olarak inĢa edildiği düĢünülebilir. Bu yapının dıĢında Hasankeyf Höyük yerleĢiminin zirve kesimlerinde ÇÇNA döneminin daha geç bir aĢamasını yansıtan köĢeleri hafifçe yuvarlatılmıĢ dörtgen plana yakın bir yapı yer almaktadır. Yüksek kesimde ortaya çıkarılan bu yapının yerleĢimdeki diğer yuvarlak planlı yapılara oranla daha büyük bir boyuta sahiptir. Yapılan çalıĢmalarda bu yapının gerek taban altında gerekse çevresinde çok sayıda iskelet ve mezar hediyeleri de bulunmuĢtur. Ayrıca bu yapıya ait olan ve uzunluğu 1.5 metreyi aĢan büyük yassı taĢ levhalarında bulunması bu yapının özel iĢlevli bir yapı olduğu düĢünülmektedir (Miyake 2013a: 47).

Boncuklu Tarla yerleĢmesinde gerçekleĢtirilen kazı çalıĢmalarında Çayönü Terazzo Yapısı‟na benzer özellikler gösteren bir kamu yapısı tespit edilmiĢtir. Boncuklu Tarla yerleĢiminde yer alan Terazzo yapısının ilk kez Orta ÇÇNB döneminde inĢa edilmiĢtir (Levha 74). Terazzo yapısı 15 x 13 m boyutlara sahip ve batısında ile kuzeyinde farklı boyutlarda hücrelere sahip olduğu görülmektedir. Yapının güney kesiminde yapıya bağlı olarak inĢa edilen doğu – batı yönünde uzanan bir mekan bulunmaktadır. Muhtemelen yapıya giriĢin

doğu kesiminde yer alan basamaklarla sağlanmaktadır. Terazzo yapısının çatısını taĢıdığı düĢünülen 4 adet dikmenin de tarımsal tahribattan dolayı sadece dikme yuvaları saptanmıĢtır (KodaĢ 2018: 10).

Orta Fırat ve çevresi bölümünde yer alan yerleĢmelerde ise bezemeli dikilitaĢlara sahip kült yapılar karĢımıza çıkmaktadır. Göbekli Tepe ve Nevali Çori yerleĢimlerinde bulunan yapıların iç kısımlarında payelerde simgelerin olduğu görülmektedir (Türkcan 2006: 191). Ayrıca son yıllarda yapılan çalıĢmalarda Sefer Tepe, Kocanizam Tepesi ve Karahan Tepe yerleĢimlerinde de T Ģeklinde dikilitaĢlar tespit edilmiĢtir (Çelik, Güler ve M. Güler 2012: 162).

Orta Fırat Bölümü‟nde yer alan Göbekli Tepe yerleĢiminde yapılan kazı çalıĢmaları neticesinde ortaya çıkarılan anıtsal mimari, T biçimli dikilitaĢlardan oluĢan yuvarlaktan ovale doğru geçen mimari plan izleyen anıtsal yapılar ile bunların çevresindeki kısmen çağdaĢ ve daha geç tarihli dikdörtgen planlı ve daha küçük yapıların inĢa edildiği görülmektedir (Notroff vd. 2019: 6). YerleĢimin karakteristik özelliği yapılarda bulunan T Ģeklindeki dikilitaĢların bulunmasıdır. Bu dikilitaĢlar üzerinde zengin bir motif söz konusudur. Ortaya çıkarılan bu yuvarlak ya da oval yapıların çaplarının 10 – 30 m arasında değiĢtiği görülmektedir. Bunların her biri iç içe dairelerden ve aralarındaki dar koridorlardan oluĢan yapılar duvarlarına bitiĢik ortalama 12 adet ve ortada iki adet daha olmak üzere 13 – 14 arası dikilitaĢlarla donatılmıĢtır (Özdöl 2011: 178-179).

Göbekli Tepe yerleĢiminde yapılan çalıĢmalar neticesinde II. tabaka mimarisinin III. tabaka mimarisinden ayrıldığı saptanmıĢtır. YerleĢimin II. tabaka mimarisinde dairesel plan anlayıĢı terk edilmiĢ ve onun yerine dörtgen plan anlayıĢına geçilmiĢ, yuvarlak yapılara nazaran yapı boyutları küçülmüĢ ve son olarak ise birbirinden bağımsız olarak görülen dairesel planların aksine benzer boyutlara sahip kare mekanların oluĢturduğu bitiĢik bir mimari anlayıĢın olduğu kült yapılar kompleksi olarak tasarlandıkları görülmektedir. Eski kült yapılarının toprak serilerek gizlendiği ve korundukları görülmektedir. Özellikle aynı plan Ģemasında birbirini takip eden Göbekli Tepe ve Nevali Çori gibi yerleĢimlerde kült yapıları bu duruma en iyi örnek gösterilecek yapılardır. Yapıların terk edilmesine karĢın plan Ģemalarının çoğunlukla korunarak ve böylelikle benzer yapı anlayıĢının çeĢitli tabakalar boyunca uygulandığı bilinmektedir (Türkcan 2006: 159).

Orta Fırat ve çevresi bölümünde yapılan yüzey araĢtırmalarında Göbekli Tepe yerleĢimine benzeyen diğer bazı merkezler arasında ġanlıurfa – Yeni Mahalle ve yine

ġanlıurfa – ViranĢehir Bölgesi‟nde yer alan Karahan Tepe, Sefer Tepe ve Hamzan Tepe yerleĢimleri tespit edilmiĢtir. ViranĢehir Bölgesi‟nde bulunan yerleĢimlerde herhangi bir kazı çalıĢması yapılmamıĢtır ve daha çok yüzey buluntularından tanınmaktadırlar. Söz konusu yerleĢmelerde T biçimli dikilitaĢları ile dinsel bir öneme sahip ve dinsel bir amaca hizmet ediyor görünümü vardır. Lakin hem merkezler hem de buralarda ele geçen 1.5 – 2 m boyutlarındaki dikilitaĢlar Göbekli Tepe‟ye göre daha küçük boyutlara sahiptirler. Ortaya çıkarılan bu dikilitaĢlar Göbekli Tepe‟nin geç tabakalarında ortaya çıkarılan dikilitaĢlarına benzemektedirler ve bundan dolayı da bu merkezlerin Göbekli Tepe kadar erken olmadıkları düĢünülmektedir (Özdöl 2011: 179).

Orta Fırat Bölümü‟nde kült yapıların yer aldığı bir baĢka merkez de Nevali Çori yerleĢimidir. Kare plana sahip olan Kült Yapısı 2 olarak adlandırılan yapının diğer yapılardan daha uzak bir yere inĢa edildiği görülmektedir. Ortaya çıkarılan bu yapının özel anlamı oluĢturan unsurlardan biri yapının terazzo tabana sahip olmasıdır. Bu tabanın 15 cm kalınlığa varan alçı harcı, kireç taĢından serilmiĢ bir dolgu içine yerleĢtirildiği görülmektedir. Yapının terazzo tabanı sıkı, sert ve gri ile beyazdan oluĢan parlak bir zemine sahiptir. Yapıda beyaz kireç sıvanın bazı yerlerde kırmızı veya siyah boya taĢıması iç duvarlarının bazı yerlerinin boyandığı olabileceğini akıllara getirmektedir (Türkcan 2006: 71-73).

Nevali Çori yerleĢmesinde ortaya çıkarılan bir baĢka kült yapısı ise Kült Yapı 3‟dür. Çatı yapısının saz ve kille sıvanmıĢ düz bir çatıyla kapatıldığı düĢünülmektedir. Yapının güneydoğu kesiminde yer alan yeni dıĢ duvar önceki yapı olan Kült Yapısı 2‟nin korunmuĢ olan duvarı karĢısında paralel olarak yapıldığı saptanmıĢtır. Burada eski evrede yer alan niĢ kapatılmıĢ ve değiĢik bir plan Ģeması göstermektedir. Böylelikle mekanın iç yüzünü oluĢturan yaklaĢık 1 metre geniĢliğindeki yeni duvarın arka kısmı ve eski yapıdan kalan duvarın arasında 2.50 metre geniĢliğinde koridor Ģeklinde bir ara mekan oluĢturulduğu görülmektedir. Mekanın kırık taĢ parçaları ile molozla doldurulduğu saptanmıĢtır (Türkcan 2006: 74).

Orta Fırat Bölümün‟de yer alan Mezraa Teleilat yerleĢmesindeki AB yapısı önce steril bir toprak ve ardından ise taĢ yığınlarıyla gömülmüĢ olduğu saptanmıĢtır. Bundan dolayı AB yapısının özel bir yapı olduğu düĢünülmektedir. Yapıdaki bu taĢ dolguyu zeminde bulunan düzensiz bir taĢ döĢeme ile karıĢtırma ihtimali bulunmakla birlikte yapının zemine kadar taĢ ile doldurulduğu saptanmıĢtır. TaĢ dolgunun 15 cm kalınlığında steril bir toprak dolgu olduğu tespit edilmiĢtir. Ayrıca dolgu içerisinde ise mermer kaplara ve mermer kap parçaları

saptanmıĢtır. Bu kapların herhangi bir Ģekilde devrilmedikleri ve zemine bilinçli bir Ģekilde bırakıldıkları düĢünülmektedir (Karul 2003: 531).

Mezraa Teleilat yerleĢmesindeki bir baĢka özel yapı da AY yapısıdır ve bu yapının üzerindeki taĢ dolgunun bilinçli bir Ģekilde doldurulduğu saptanmıĢtır. Yapının kuzeydoğu ve güneybatı yönünde uzanan dikdörtgen biçimli tek bir mekandan oluĢtuğu görülmektedir ve yapılan çalıĢmalarda AY yapısının Ģiddetli bir yangın geçirdiği anlaĢılmıĢtır. Mekan dolgusunun içinde yapının yangın geçirmesinden etkilendikleri tespit edilmiĢ 5 adet domuz iskeleti tespit edilmiĢtir. AraĢtırmalar sonucunda kemiklerin mekan içindeki durumlarına bakılarak yangın öncesi bu domuzların düzgün sıralar halinde yatırıldıkları anlaĢılmıĢtır. Dolayısıyla yapının törensel nedenlerden dolayı bilinçli bir Ģekilde yakıldığı ve bu domuzların yapı armağanı olarak bırakıldıkları düĢünülmektedir (Özdoğan, E.Özdoğan ve Karul 2011: 41-42).

Sonuç olarak kült yapıları mekansal özellikleriyle konut mimarisinden ayrılmaktadır. Kült yapıları konut yapılarına oranla daha büyük ve tek mekan Ģeklinde inĢa edilmiĢlerdir (Örn; Çayönü, Gusir Höyük, Göbekli Tepe). Kült yapıların içinde mekanların içerisinde küçük payandaların yer alması (Örn; Çayönü, Nevali Çori) ve kült yapılarının duvar yapılarını incelediğimizde taĢla inĢa edilen yapıların duvarlarının konut duvarlarına oranla kalın bir duvar örgüsü göstermektedir. Hatta bazılarında kütlesel boyutta denilebilecek kadar anıtsal karakter göstermesi (Örn; Çayönü‟nde Kafataslı Yapı, SaltaĢlı Yapı ve Terazzo Yapı, Nevali Çori). Ayrıca duvarlarla iliĢkili olarak bazı anıtsal yapıların yere gömülü bir biçimde inĢa edildikleri görülmektedir (Örn; Hallan Çemi, Göbekli Tepe II. ve III. katmanları, Gusir Höyük) ya da arka duvarın bir istinat duvarı gibi yamaca yaslanan gömük bir Ģekilde inĢa edildikleri saptanmıĢtır (Örn; Nevali Çori, Çayönü‟nde Kafataslı Yapı, SaltaĢlı Yapı) (Türkcan 2006: 167-168).

Kült yapıları konut yapılarından ayıran diğer unsurda mekan içinde ocak gibi evsel etkinliklere iliĢkin ögeler yer almaz ve mekan içlerinin genellikle alçı terazzo tabanla döĢenmektedir (Örn; Çayönü, Boncuklu Tarla, Nevali Çori). Ayrıca Çayönü‟ndeki Kafataslı Yapı, SaltaĢlı Yapı ve Terazzo Yapı dıĢında hemen hemen tüm dini yapılarda mekan içlerini çeviren geniĢ sekilerin yer aldığı görülmektedir (Türkcan 2006: 167-168).

Kült yapıların içlerinde bulunan ritüel ile iliĢkilendirebileceğimiz ögeler ve yapılarla ilgili ritüel uygulamalarını kapsayan ögeler olmak üzere birtakım özellikler de yer almaktadır. Kült yapılarda mekan içlerinin simetrik olarak düzenlemesi yapılmıĢ üstü bezemeli veya