• Sonuç bulunamadı

5. KARAR PROBLEMĐ ÇÖZÜM AŞAMALARI

5.1. Problem Çözümüne Yönelik Kavramsal Model Önerisi

5.2.1. Otomotiv endüstrisine genel bakış

5.2.1.2. Günümüz rekabetçi pazar koşullarında otomotiv endüstrisi

Otomotiv sanayisi, sanayileşmiş ülkelerde ekonominin lokomotifi olarak kabul edilmektedir. Sektörün ekonomideki sürükleyici etkisi diğer sanayi dalları ve ekonominin diğer sektörleri ile olan çok yakın ilişkisinden kaynaklanmaktadır.

Otomotiv sanayisi demir-çelik, petro-kimya, lastik gibi temel sanayi dallarında başlıca alıcı ve bu sektörlerdeki teknolojik gelişmenin de sürükleyicisidir. Turizm, altyapı ve inşaat ile ulaştırma ve tarım sektörlerinin gerek duyduğu her çeşit motorlu araçlar sektör ürünleri ile sağlanmaktadır. Öte yandan otomotiv sektörü otomotiv ürünlerinin tüketiciye ulaşmasını sağlayan ve bunu destekleyen pazarlama, bayii, servis, akaryakıt, finans ve sigorta sektörlerinde geniş iş hacmi ve istihdam yaratan bir sektördür. Dolayısıyla bu sektördeki değişimler, ekonominin tümünü yakından etkilemektedir.

Dünya otomotiv sektöründe son yıllarda, yüksek teknolojik gelişmeye bağlı olarak birleşme, satın alma veya ortaklık yolu ile şirket sayısının azalması sonucu yoğunlaşma giderek artmış ve böylece sektörde aşırı bir kapasite ve rekabet ortaya çıkmıştır [60].

Günümüz rekabet koşulları, otomotiv endüstrisini stratejik bir dönüşüm geçirmeye zorlamaktadır. Pazar içindeki stok seviyelerinin artışından kaynaklanan maliyet baskısı ve bu araçları satmak için ihtiyaç duyulan teşviklerdeki artış, otomobil üreticilerini, kendi mevcut stok-itme yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmeye, pazar araştırması yapmadan araç imal etme ve stoktan satış yerine minimum stokla siparişe göre imalat yaparak sipariş tamamlama stratejisi lehine hareket etmeye zorlamaktadır.

Siparişe göre araba üretme yeni bir düşünce değildir. Yalın felsefenin atası olan Toyota Üretim Sistemi, aşırı üretimin doğasında olan sürekli atık veya israftan kaçınmaya yardımcı olan müşteri itişli ürün üretme amacının önderliğini üstlenmiştir. Otomotiv endüstrisinde yalın çabalar, üretkenlik ve kalitede yadsınamaz

görmeyen odaklanmaları yüzünden başarısız görülmektedirler. Araç üreticilerinin fabrika üretkenliğini belirli bir düzeyde korumak için dikkate aldıkları en önemli ölçüt, pazarın yani müşterilerin çok fazla beklentisi olmasına karşın, ağırlıkla üretim hacmi ve karması tahminlerine bel bağlamasıdır. Şimdiye kadar siparişe dayalı üretilen araçlar, yapılan tahminlerin aksine, hem araç üreticileri hem de müşteriler için belli bir mantığa sahiptir. Müşteriler, teknik özellikler, renkler veya diğer belirleyici özellikler üzerinde ödünleşme olmaksızın tüm beklentilerini elde eder. Diğer yandan üretici, maliyet getiren stoklar ve teşvikler olmaksızın rekabet farklılığı yaratan sürdürülebilir seçim yoluyla çalışabilmektedir.

Siparişe dayalı üretim stratejilerinin rekabet gücü yüksek olmasına rağmen, müşterilerin kabul edebilecekleri bir teslim süresi içinde araç temin edebilmek için, siparişten teslimata kadar yeterince kısa bir teslim süresine ihtiyaç duyarlar. Teslim sürelerinin kısaltılması sadece montaj hatlarının esneklik ve kapasite problemlerinin çözümüne bağlı olmamaktadır. Geniş bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde bu sorun, bileşen tedarikçileri, araç üreticileri ve lojistik şirketlerinden oluşan tüm alt sistemler tarafından etkilenmektedir. Dolayısıyla, siparişe dayalı imalata yönelik bir dönüşüm, sadece kendi süreçlerini köklü bir şekilde değiştiren imalatçıları değil, tedarik zinciri içinde rol alan tüm birimler, özellikle tedarikçiler ve lojistik firmaları için eşit şekilde etkili bölümlenmeyi gerektirmektedir.

Tüketici elektronikleri sektöründe, özellikle kavramı oldukça başarılı bir şekilde uygulayan Dell Bilgisayarlarında, siparişe dayalı üretimin ilgi çekici paralellikteki bir uygulaması yer almaktadır. Dell, aslında siparişe yönelik montaj stratejisi kullanıyor olmakla birlikte, bunu, sipariş gelir gelmez siparişe göre bilgisayar üretmek için yeterli miktarda bileşen stokunu elde bulundurmak yoluyla gerçekleştirmektedir. Bu stok, tedarik zinciri içerisinde, bileşen tedarik zincirini talep çeşitliliği ve teslimat süresi azaltma gerekliliklerinden büyük oranda koruyan bir bağlaşım önleme noktası teşkil eder. Bu durum, otomotiv endüstrisi ile Dell arasındaki kritik farklılık olarak gösterilebilir. Otomotiv endüstrisi ile karşılaştırıldığında, bu sektörde ortalama bir araç, renk, motor hacmi, ince işçilik seviyesi ve araç gövde biçimi yoluyla pek çoğu bireyselleştirilmiş olan 2000-4000 adet bileşen içerirken, Dell, bilgisayar başına sadece 15-50 anahtar bileşeni elde

bulundurmaktadır. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere etkili tedarik zinciri ve lojistik yönetimi kavramları otomotiv endüstrisi için mutlak biçimde önem arz etmektedir. Renault’un mevcut deneyimleri bu noktadaki bir durumu işaret etmektedir. 2002 yılında, imalat içindeki herhangi bir esneksizlikten dolayı değil ama kendi dağıtım lojistik işlemlerinin teslim süresi daralmasıyla baş edemiyor olması yüzünden firma, kendi siparişten teslimata kadar olan teslim süresi hedefini 14 günden 21 güne olacak şekilde değiştirmek zorunda kalmıştır [61].

Son birkaç yıldan bu yana otomobil imalatında kullanılan teknolojiler ve süreçler endüstri genelinde göreceli olarak standartlaşmaktadır. Buna ek olarak, pazar bu konuda doygunluğa ulaşmakta, iç-pazar aşamasına önderlik etmektedir. Bazı ürün çeşitlerinde belirgin olan bu aşamada talepteki büyüme, maliyetleri denetim altında tutmaya çalışırken ayırt edici özellikleri temin eden yenilikler yoluyla sağlanmaktadır. Otomobil firmaları bu soruna, kendi ürünleri ve süreçleri içindeki sürekli yenilikler yoluyla yanıt vermektedirler. Endüstri içinde çoğunlukla hissedilen rekabetçi kıyaslamalar nedeniyle kendilerini bunun dışında bırakan diğer firmalar oldukça kısa ömürlü olma eğilimi göstermekte ve bundan dolayı sürdürülebilir yenilikler ve gelişimlere önderlik etmek bir mecburiyet olmaktadır. Meselenin bu boyutu ürün geliştirme için önemli boyuttaki yatırımları gerekli kılmaktadır. Otomotiv endüstrisindeki firmalar aynı zamanda diğer endüstrilerde başarılı olan bazı stratejileri de benimsemektedirler [59].