• Sonuç bulunamadı

2.5 Kamu Diplomasisi ve İlişkili Kavramlar

2.5.3 Güç Kavramı

Milletlerarası siyasetin analiz çalışmalarında ve milletlerarası bağlantı teorilerinde açıklayıcı en önemli kavram olarak üzerinde en çok durulan, güçtür. Oldukça geniş bir alanda hakim olan teorik yaklaşımlar bulunduğundan başlı başına bir tez konusu olduğu söylenebilir. Bu bölümde güç kavramına dair tanım ve genel yaklaşımlara kısaca değinilecektir.

Milletlerarası bağlantılarınnet olarak ortaya konan hukuk kuralları ve bu kuralları birtakım yaptırımla sağlamlaştıracak merkezi bir güç bulunmadığından, devletler varlıklarını korumak, devam ettirebilmek ve küresel düzlemde kendine iyi bir yer sağlayabilmek için güç ve güvenlik arayışlarında bulunmaktadırlar.Elde edilecek gücün özelliklerinin neler olması konusunda değişik görüşler mevcuttur. Nye, gücü hava durumuna benzetmektedir; yani güçle ilgili herkesin kendine göre bir tanımlamasının bulunduğu fakat çok az insanın işleyiş hakkında bilgi sahibi olduğu bir kavramdır. (Berktaş, 2014)

Güç, ünlü siyaset bilimci Robert Dahl' ın klasik tanımlaması temel alınarak en basit biçimde, “A” adlı bir aktörün, diğer bir “B” aktörüne kendi liğinden yapmayacağı bir şeyi yaptırma yetisi olarak tanımlanabilir. Bu “A” ve “B” aktörleri; birey, grup yada uluslararası ilişkiler açısından bakıldığında devletler olabilir. A’nın B üzerinde güç kullanımı ise ancak B'nin tercihlerinde A’nın isteği doğrultusunda bir değişiklik yapmadığı takdirde söz konusu olacaktır. Uluslararası İlişkiler disiplininin önemli isimlerinden ve kavramın şekillendiricilerinden Hans J. Morgenthau gücü bireyin diğer bir bireyin zihinsel ve fiziksel eylemlerine yönelik kontrol yetisi şeklinde tanımlamaktadır. Morgenthau için bu kontrol ilişkisini siyasal kılan bunun kamusal otorite sahipleri, devletler veya bunlarla halk arasında gerçekleşmesidir. Siyasal güç uygulayıcı ileuygulanan arasındaki psikolojik bir ilişkidir. Kari Deutsch gücü çatışmalara hâkim olabilme ve engellerin üstesinden gelebilme yeteneği şeklinde tanımlarken, Frederick Frey, taraflardan birinin davranışının diğerinin davranışını kısmen de olsa dönüştürdüğü ilişki şekli olarak açıklamaktadır (Çakmak, 2007).

Özetlersek, uluslararası ilişkilerde güç, bir devletin başka bir devlete karşı uyguladığı ve normal şartlar altında o devletin yapmak istemeyeceği bir şeyi yapmasını sağlamaya yönelik etkidir (Tezkan, 2005; aktaran Tanrıverdi, 2014).

Morgenthau’nun güç tanımlaması; bir ilişki çeşidi,milletlerarası yürütülen siyasetin en belirginmaksadı ve ulaşılmak istenen amacı elde etmek için kullanılan bir araç şeklindedir. Holsti,bir devletin elinde bulundurduğuolanak ve eylem becerisinizorlama, ikna, ceza ve ödül gibi tekniklerden yararlanarak karşı tarafın tutumlarını kendi menfaatlerini ön planda tutarak değiştirebilmesi şeklinde açıklamıştır. (Berktaş, 2014)

Hans Morgenthau ve Niccolò Machiavelli gibi siyaset teorisyenleri,milletlerarası bağlantılarda gücün bir amaç şeklindeöncelik olarak tercih edilmesi üzerinde durmuşlardır.Bu konu hakkında klasik realistçiler, gücündevletlerin ve insanlığın doğal amacı olarak ifade etmektedirler. Milletlerarası gücün asıl amacı doğrultusunda,ekonomik sıçrama, askeri alandailerleme, kültürel yayılma gibiçalışmalarsürdürülmektedir. (aktaran Tanrıverdi, 2014).

Askeri güç ve kabiliyetler,soğuk savaş dönemi süresince en etkin güç açıklaması şeklinde karşımıza çıkarken, soğuk savaş sona erdiğinde de bilgi çağının getirdiği yenilikler“kamuoyuoluşturabilme”, “ikna ve pazarlama” kabiliyeti şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Joseph Nye 1990’da yayımladığı “Bound to Lead” başlıklı eseri, literatüre “yumuşak güç” ifadesini kazandırmışve bu sayede kaba kuvvet vezorbalık yerine iş birliği tercih edilerek “yumuşak güç” kavramını; eğer yapılmakistenen hakkında karşıtarafın daistekli olunması sağlanabiliyorsa o zaman yapmak istenilenle ilgilikarşı tarafı zorlamaya gerek kalmamaktadır(Nye, 2005) ifadesiyle açıklamaktadır.Nye “Soft Power” başlıklı eseriyle “yumuşak güç”tanımlamasınıdaha da genişleterek en genel manada, bir devletin dünya siyaset arenasındaarzu ettiği neticeleri,kendisiyle alakalı güzel gelişmeleri diğerülkelerin yakından takip etmesiyle elde etmesi olarak belirtmektedir.(Aktaran; Şener, 2014)

Bu bağlamda, gücü tanımlarken,arzu edilene ulaşmanın yolunu başkalarını etkileyebilmekabiliyetiyle açıklayan Nye’a göre, bu kabiliyetiyalnızca fiziki güç kullanımı,

zorlama ve yaptırım benzeri faktörlerle açıklamak, gücün boyutlarını kavramaya yardımcı olmaz. Gücü kavramanın en doğru yolu, gücün “yumuşak güç” ve “sert” şeklinde iki zıt uçta yer aldığını görebilmek ve bununla birlikte bu iki gücün birbirini aşan yakın teması ve birbirini devamlı olaraktetikler özellikte bir ilişki içinde bulunduğunu belirlemekten geçmektedir. (Nye, 2005; Aktaran; Şener, 2014)

Tablo 2.6 Joseph S. Nye’ın Güç Tipolojisi (Nye, 2005:37)

Aralarında sıkı bir ilişki bulunan sert güç ile yumuşak güç özellik itibariyleçoklu davranışıortaya çıkarmaktadır. Yumuşak güç kaynakları, davranış yönlendirme yönüyle “kendine çekme” tekniğiyle ilerken, sert güç kaynaklarında çoğunlukla “emir” davranışları yönüyle biçimlendirme söz konusudur(Şener, 2014)(Bkz. Tablo 2.7).

Tablo 2.7Sert Güç-Yumuşak Güç Davranış Spektrumu

Günümüzde çok hızlı değişimlerin yaşandığı internet ve iletişim teknolojisinde yalnızca sosyal yaşantıdeğil, milletlerarası ilişkiler,savunma ve güvenlik konuları da önemli

oranda değişmiştir. Güç kavramı da bu anlamda dönüşmektedir. Sert ve yumuşak güç kavramlarına eklenen “akıllı güç” kavramı son dönemin popüler kavramlarından biri olarak tartışılmaktadır. Amerika’da oluşturulan Akıllı Güç Komisyonu kapsamında, Joseph Nye ile L. Armitage,devletlerarası ilişkiler konusunda uzmanlaşmış kişiler olarak yarattıkları “akıllı güç” yaklaşımının; yalnızca yumuşak ve sert gücün biraraya gelmesinden oluşmadığını, gücüyönlendirecek olan uygulayıcının davranışlarına uyum gösterecek biçimde daha önce düzenlenmiş olanbir platformdadengeli bir tepki şeklinde tasarlandığını ifade etmektedirler. Komisyon tarafından hazırlanan rapor, sert güceyönelik bir gereklilik ortaya koyarken, bu durumun aslında bir ülkenin kullanacağı yumuşak gücünün de teminatı anlamına geleceğini; ancakyalnız ele alındığında bir ülkenin menfaatlerinikorumada yeterli olmayacağını, bundan dolayı ‘korku’ uygulamasının bir kenara bırakılarak, ‘iyimser’liğin reklamının yapılmasını ve yeni ittifaklarla ortaklıkların sağlanması gerektiğini açıklamaktadır (Doğan, 2016).

Milli ya damilletlerarası, toplumsal, politik ve ekonomik alanda meydana gelen gelişmeleri gözden geçirirken en önemli etken olan bu kavramın bütünüyle kavranabilmesi için özel bir gayret gerektirmektedir. Bu şekilde bir uğraş içerisine girilmediğinde ve kavramın taşıdığı anlam derinliği göz önünealınmadığında varılan sonuçlar sağlıklı olmayabilir.