• Sonuç bulunamadı

Surre Emini Teşrifâtçı

Kaftan Ağası Sâhib-i Derek

Müjdecilik Delîl

Müjdeci Ferâşet-i Şerife Vekîli

Müjdeci Başı Mutavvif

Müjdeci-i Sânî Mukavvim

Surre Alayı Tabibi Mücâvir

Sakabaşı Buhurcu Başı

Emîrü’l Hac Berber Başı

Mısır Hac Emiri Haremeyn Müfettişi

Meş’aleci Haremeyn Nâzırı

Curde Askeri Şeyhü’l Harem

Curde Başbuğu Şerbetçi

Curdeci Kahveciler

Akkâm Başı Tahtırevancı

Surre Tercümanı Surre Kâtibi

Sonuç

Osmanlı,Hicâz,Surre,Hac anahtar kelimelerinin oluşturduğu konular ekseninde bilgilendirme yoluna gittiğimizi söyleyebiliriz.Birbirini ilgilendiren bu konuları, Mehmet Emîn el Mekkî’nin, Hulefâ-yı ‘İzâm-ı ‘Osmâniyye Hazarâtının Haremeyn-i Şerîfeyndeki Âsâr-ı Mebrûre ve Meşkûre-i Hümâyûnları adlı eseri ışığında aydınlatmaya çalıştık.

Osmanlı Devleti’nin Hicâz’ın yönetimini devralmasından sonra,buralarda yapmış olduğu hizmetler,bu vesileyle yollamış olduğu surre-i hümâyûnlar hakkında bilgiler sunmaya çalıştık.

Hac vazifesi ve hac organizasyonunun İslam alemindeki önemi ve Osmanlı Devleti’nin kutsal toprakları egemenliğe almasıyla beraber oynamış olduğu rol üzerinde durulmuştur.Mehmet Emin el Mekkî’nin eseri etrafında konulara işik tuttmaya çalıştık. Surre’nin tarihi gelişimi ve Osmanlı Devleti’nde surrenin yerini izah etmeye çalıştık.Osmanlı’nın buraya verdiği ehemmiyete dikkat çekmeye çalıştık.Çünkü Osmanlı hazinesinden büyük meblağlar sarf edildiğini görmekteyiz.Ayrıca Osmanlı Devleti’nin Hicâz bölgesine sağladığı kolaylıklar ve getirdiği hoşgörü ile dikkatimizi çekmektedir.Buralarda herhangi bir sömürü aracı taşımadığını göstermiştir.

Osmanlı’nın yapmış olduğu bu gayretlerle İslâm dünyasında büyük bir teveccüh kazandığını görmekteyiz.Bu noktada Osmanlı’nın iyi bir güney siyaseti izlediğine şahit olmaktayız.Taaki İngilizler Hicâz bölgesine müdahale edinceye kadar.

Hicâz bölgesinin sancaklar,kazaları,nahiyeleri hakkında o zamanki bilgilerine ulaşmaktayız ve başka kaynaklarla karşılaştırma imkanına sahip olmaktayız.Bu sayede o bölgenin demografik özellikleri,halkın ekonomik durumu,kültürel yaşam kısacası tüm yaşayışı hakkında fikir sahibi olabilmekteyiz.Bu veriler ışığında bilimsel sonuçlara sahip olabiliyoruz.

Osmanlı tarafında gönderilen surre miktarları,surre alayının hazırlanması,yapılan törenler,gönderilen hediyeler,surre alayının güzergahı ve yol güvenliği,Osmanlı sultanının göndermiş olduğu nameler,Mekke emirinin bilmukâbil gönderdiği nameler üzerinde durularak konunun aydınlatılmasına çalışılmıştır.

Devlet memurluğu yapması hasebiyle el Mekki istatistiksel veriler sunarak konulara net bir açıklık getirmeye çalışmıştır.İklim,ulaşım,devlet görevlileri tablolar halinde belirtilerek esere başka bir hava verilmiştir.

1517 senesinden itibaren Hicâz’da önemli bir rol oynayan Osmanlı Devleti’nin tarihine ışık tutmak,Hicâz bölgesini tanımak,İslâm toplumlarında hacın yeri ve önemi açısından bu eser çok önemli bir yer arz etmektedir.

II. Bölüm (Transkripsiyon)

Hulefâ-yı ‘İzâm-ı ‘Osmâniyye Hazarâtının Harameyn-i Şerîfeyn’deki

Âsâr-ı Mebrûre ve Meşkûre-i HümâyûnlarÂsâr-ı

“Menâsik-i Hacc-ı Şerîf”

1

Bismillahirrahmânirrahîm

[2]Mefhar-ı mevcûdât Hazret-i Resûli Rabbi’l-‘Âlemîn (salla’llâhu ‘aleyhi ve sellem) ve Hulefâ-yı Râşidîn’den Emîrü’l- Mü’minîn “Ebû Bekri’s-Sıddîk, ‘Ömerü’l-Fârûk, ‘Osmân bin ‘Affân ve ‘Aliyyü’l-Murtazâ” (Rıdvânu’llâhî te‘âlâ ‘aleyhim ecma‘în) Efendilerimiz hazarâtından sonra zuhûr iden mülûk-ı devlet-i İslâmiyyenin ser-firâzları selâtîn-i diyânet-âyîn-i “Osmâniyye” dir ki hâiz oldukları sıfât-ı celîle ve mezâyâ-i “hamîde” nâm-ı ma‘âlî ittisâmlarını Cenâb-ı Allah ilâ-kıyâmi’s-sâ‘ah takdîs itdirecek hadsiz hesâbsız fütûhât-ı ‘azîmeye nâil itdirmişdir.

Fütûhât-ı kesîre ve gazâvât-ı şehîreyi bilâd-ı ba‘îdede icrâ ve bu fütûhât ile nitâk-ı İslâmı tevsî‘ iderek ‘ulûm u ‘adâlet ve âsâyiş ü emniyyetin intişârına sarf-ı himmet-i vefîre buyuran “Hülefâ-yı ‘izâm-ı ‘Osmâniyye” hazarâtıdır.

Hülefâ-yı ‘izâm-ı ‘Osmâniyye hazarâtı ‘akāid-i dîniyye cihetinden dahi ehl-i sünnet ve cemâ‘atin ‘akāidine mülâzım ü hâmî bulunmuşlardır.

Bi’l-cümle Bilâd-ı İslâmiyye ve bi’l-husûs menba‘-ı dîn-i mübîn, ve mişkât-ı nûr-ı bihîn olan “Haremeyn-i Muhteremeyn”de şe‘âir-i dîniyye ile kāim ve müstakîmdirler. Ahâlî-i Haremeyn-i Şerîfeyn kıvâm-ı dîn olan vezâif ile tavzîf ve umûr-ı dinîyye ile me’mûr olan “mefâtî” vü ‘ulemâ vü hutebâ vü eimmeye mürettebât-ı cesîme tertîb ile ma‘îşetlerini te’mîn ve eşrâf ü sâdât ü sulehâ ü ahyâr ü zühhâdı dahi anlar misillü ikdâr ü tesrîr buyuran Hulefâ-yı ‘izâm-ı ‘Osmâniyye hazarâtıdır.[3]Hulefâ-yı ‘Osmâniyye hazarâtının hayrât ü hasenâtı ‘avâmm ü havâss, zükûr ü ünâs, kibâr ü sığārâ şâmil olmakla bu cihetle kâffe-i enâm ‘ibâdet vu itâ‘at-ı rabbâniyye ve tahsîl-i ‘ulûm-ı ‘âliye

1 Bkz. Ahmet Özel, “Hac, Literatür” DİA, XIV, İstanbul, 1996,412(Kutsal hac vazifesi Hac maddesi adı

ile iştigāl ve ilâ yevminâ hâzâ deymûmiyyet-i eyyâm-ı devlet-i ebed-müddet zımnında ref‘ ekeff-i ibtihâl itmekdedir.

Hulefâ-yı müşârun-ileyhim hazarâtının fazâil-i haseneleri cümlesinden biri de ashâb-ı kirâm ve âl-i beyt-i cenâb-ı nübüvvet-penâhî vu ‘ulemâ vu sulehâyâ fart-ı mahabbetlerî ve dâimâ bunlar haklarında icrâ-yı levâzım-ı ihtirâm ve Âl-i Resûl-i Mustafâ’ya esbâğ-ı efdâl vu in‘âm’den bir an hâlî kalmayub bîzâ-i beyzâ-yı İslâmın ilâ-yevminâ hâzâ her dürlü ta‘arruzâtdan masûniyyetde mâddî ve ma‘nevî her dürlü himmetler sarfıyla muhâfaza-i şân ü şeref-i dîn-i mübîne hıdmet ve muvaffakiyyetleri ve Haremeyn-i Şerîfeyn ve bâ-husûs âl-i beyt-i hazret-i Peygamberî’ye hurmet ü ri‘âyetleridir.

Hulefâ-yı ‘izâm-ı ‘Osmâniyye hazarâtı’nın fazâil-i memdûhalarından biri de huccâc-ı Beytu’l-lâhi’l-Harâm ve züvvâr-ı hazret-i Resûlü’s-Sakaleyn ve sâir ebnâ-yı sebîlin istirâhatleri zımnında te’mîn-i turuk kazıyyesine ve ‘ale’d-devâm sıyânet-i dîn-i mübîn ile şa‘âir-i İslâmiyyenin ikāmesine sarf-ı cidd ü ictihâd buyurdukları gibi beher sene külliyetlü masârif-i ihtiyârî ve terfîk-i ‘asâkir-i şâhâne ile İstânbul’dan Mısır’dan Surre-i Hümâyûn irsâl ve bunlarla Harameyn-i Şerîfeyn şürefâ vü sâdât vü ‘ulemâ vü ahâlî vü mücâvirîn ve Hademe-i Harem-i Şerîf içün mebâliğ-i cesîme dahi isbâl buyurulmakda ve huccâc-ı müslimînin istihsâl-i esbâb–ı istirâhat ü emniyyetleri zımnında Haremeyn-i Muhteremeyn beyninde meskûn kabâil-i ‘Urbâna dahi mürettebât-ı ‘azîme i‘tâ buyurulmakdadır.2

Hâsılı teşyîd-i Erkân-ı Devlet ve temhîd-i Kavâ‘id-i Saltanat-ı Seniyyeleriyçün halîfetün bi’l-hakk Emîrü’l-Mü’minîn Hâdimü’l-Harameyni’ş-Şerîfeyn es-Sultân ibnü’s-Sultân el-Gāzî ‘Abdülhamîd Hân-ı Sânî Efendimiz Hazretlerinin tevfîkāt-ı ilâhiyyeye mazhariyyet ü muvaffakıyyetleri da‘avât-ı mefrûzâsıyla iştigāl itmek kalbinde zerre

2

İsmail Hakkı Uzunçarşılı,Mekke-i Mükerreme Emirleri,TTK,Ankara,1972,13-15(El-Mekki’nin eseriyle karşılaştırılmak üzere dipnot gösterilmiştir)

kadar îmânı bulunan bir mü’min-i muvahhid içün vâcibâtdandır.

Selâtîn-i diyânet âyîn-i ‘Osmâniyye Hazarâtının kâffe-i medâin-i İslâmiyyede ta‘dâdı gayr-ı kābil olan hadsiz hesâbsız cevâmi‘ vü mesâcid vü medâris vü tekâyâ vü ‘imârât vü mekâtib vü çeşme vü köprü ve ebniye-i ‘azîme ve pîrân ve ehlullâh darâyıhı gibi[4] meâsir-i şehîre ve müberrât-ı celîleleri cümleye ma‘lûm oldığından fakîr yalnız Haremeyn-i Şerîfeyndeki bi’l-cümle meâsir ü mebânî-i seniyyelerini enzâr-ı ‘Âlem-i İslâmiyyete vaz‘ itmek emel ü arzûsiyle şu küçük târîhçeyi ma‘a’l-‘acz (Fezâil-i

Hulefâ-yı ‘Osmâniyye) ser-levhâsı altında yazdım. İfâdede kusûrum görüleceği

tabî‘idir. Lâkin hüsn-i niyyet-i dâ‘iyâneme bahş olunması kāriîn-i kirâm hazarâtından ricâ eylerim. Emel-i kemterânem hulefâ-yı müşârun ileyhim hazarâtının kudsiyyet ve büyüklüklerini Âyât-ı Kur’âniyye ve Ahâdis-i Nebeviyye ile mübeccel olan Âl-i ‘Osmân Pâdişâhlarının âsâr vü hıdemât-ı mebrûrelerini gösterüb ervâh-ı tayyibelerini ‘acizâne du‘â-yı hayrâ mazhar itmek ve hem de şu mu‘azzam ve muhterem Hulefâ-yı ‘izâm-ı ‘Osmâniyye hazarâtının fezâil-i memdûhalarıyla şu Dîn-i Celîl-i Muhammediyye ve ‘ale’l-husûs ‘Âlem-i İslâmiyyet ve medeniyyete ibrâz buyurdukları hıdemât-ı mebrûre ve hayrât vü hasenât-ı hümâyûnlarını ananesiyle ve Allâhu Te‘âlâ ve Resûlünü son bütün kâinât üzerindeki dîn kardeşlerimin nazar-ı muhâkeme ve temyîzlerine havâle eylemekdir. (Ve mina’l-lâhi’t-tevfîk)

Bin üçyüz kusûr senedenberu Hulefâ-yı Râşidîn ve ‘Ömer bin ‘Abdülazîz Hazarâtı istisnâ idildikden sonra Mülûk ü Hükümdarân-ı Sâlife-i İslâmiyye içinde Âl-i ‘Osmân Pâdişâhlarından başka Haremeyn-i Şerîfeyn de bi-hakkın meâsir-i celîleler bırakmış Âl-i Resûl Hazarâtına Âl-ihtÂl-irâmât-ı fevka’l-‘âde de bulunmuş bÂl-ir İslâm Hükümdârı görülmüş ise gösterülsün, Emevîlerle ‘Âbbâsîlerin Hânedân-ı Celîl-i Peygamberîye revâ

gördükleri mu‘âmele ma‘lûmdur.3

Bu muvaffakıyyet vü mazhariyyet ve bu ‘atiyye-i sübhâniyye taraf-ı bârîden (ve legad ketebnâ fi’z-zebûri min ba‘di’z-zikri enne’l-arza yerisuhâ ‘ıbâdiye’s-sâlihûn) fermân-ı ilâhiyyesine mazhar (feleni‘me’l-emîru emîruhâ) hadîs-i nübüvvetpenâhîsiyle mübeccel Hulefâ-yı ‘İzâm-ı ‘Osmâniyye Hazarâtına ihsân ve ‘inâyet-i ilâhiyye olan fazâil-i celîle’den başka bir şey değildir. Güneş meydân da anı inkâr kābil midir?

Bu gün nazar-gâh-ı rabbi’l-‘âlemîn ve mahbit-i vahy-i mekîn olan Belde-i Bathâ, ve Yesrib’de ‘ulûm ve fünûnun neşrî ve kavâ‘id-i dîn-i kavîmin te’yîd ve teşhîri maksad-ı hayr mersadına mebnîdir ki zilli zalîl-i yezdânî ve dürre-i eklîl-i ‘Osmânî Halîfe-i Rûy-ı Zemîn Nâsıru’s-Sünneh[5] ve’d-Dîn Emîru’l-Mü’minîn Şevketlü Gāzî Sultân Abdülhamîd Hân-ı Sânî Efendimiz Hazretleri peder vü ecdâd-ı ‘izâm hilâfet-penâhîleri eserîne iktifâen zamân-ı sa‘d ve iktirân-ı şâhânelerinde ve geçen 1290 sene-i hicriyyesinden i‘tibâren Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevvere de vücûd bulan meâsir-i celîle ve mebâni-i muhteşeme-i mülûkânelerî sahâyif-i târîhi İslâmî bi-hakkın tezyîn iden meâsir-i hayriyye-i mebrûreden olmağla hayrât vü müberrât-ı seniyye-i hümâyûnlarını teyemmünen ber-vech-i zîr işbu târîhçeye derc eyledik.

Bundan sonrası da sırasıyla ecdâd-ı ‘izâm-ı şehriyâr-i a‘zamîlerî âsâr vü müberrât-ı seniyyelerî derc-i sütûn-u iftihâr olunacaktır.

[6]

1290 Senesinden 1319 Sene-i Hicriyyesine Kadar Emîru’l-Mü’minîn

Halîfe-i Resûl-ü Rabbi’l-‘Âlemîn Şevketlü Gāzî Sultân Abdülhamîd

3Özel,a.g.m,400;Menderes Coşkun, “Osmanlı Edebiyatındaki Hac Seyahatnamelerinin Tipleri”

Osmanlı Dünyasında Bilim ve Eğitim Milletlerarası Kongresi, İstanbul,

2001;Uzunçarşılı,a.g.e,13(Osmanlı öncesi Mekke ve Medine’de verilen önem ve Osmanlı ile birlikte Kutsal topraklara verilen önem açısından karşılaştırma yapılmıştır)

Hân-ı Sânî Efendimiz Hazretlerinin Haremeyn-i Şerîfeynde