• Sonuç bulunamadı

3.6. Kurumsal Spor İletişiminde Sosyal Medya Kullanımı

3.6.2. Futbol Taraftarlığı ve E-Taraftar/E-Fan

Futbol, spor branşları içeresinde izleyici, takipçi kitlesi ve çekim gücü en yüksek olan branştır. Bugün dünyada üzerinde en çok durulan ve kitleleri harekete geçirerek büyük bir enstitü haline gelen futbol, sadece kulüp, antrenör ve futbolcular için değil, onlara sımsıkı bağlı olan ve her koşulda desteklemeye çalışan taraftarlar için de büyük bir değerdir. Bu değerin günümüzdeki karşılığı aslında taraftarın ona yüklediği anlamla ilişkilidir ve taraftarsız hiçbir futbol organizasyonu düşünülemez.

Bakıldığında, herhangi bir spor dalının özellikle de futbolun heyecanına ortak olmak için stadyumlara giderek ya da oyunu radyo, televizyon ve internet araç- gereçlerinden takip ederek veya sadece maç sonucuyla ilgilenerek kulübünü destekleyen kitleye kabaca ‘seyirci’ denilebilir (İnan, 2007: 28). Aslında seyirciler motivasyon olarak taraftarlar kadar kulüplerine bağlı kitleler değillerdir. Müsabakaları

takip ederler ve maç bittiğinde normal hayatlarına kaldığı yerlerden devam ederler. Bu noktadan hareketle, spor söz konusu olduğunda, spor ürününün tüketicisi konumuna ‘taraftar’ olarak isimlendirilebilen, belli başlı takımlara karşı duygusal bağlılık hissi taşıyan insanlar akla gelmektedir. TDK (2006)’ya göre taraftar; “sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlı kimse, yandaş” olarak tanımlanmaktadır. Taraftar “kendini belirli bir spor tüketim nesnesine (kulüp, sporcu, lig vb.) adamış olan heyecanlı fanatik kişi” (Hunt vd., 1999: 440) olarak da açıklanabilir. Spor taraftarlığı denildiğinde şüphesiz ilk akla gelen futbol taraftarlığı kavramıdır. Futbol, sahip olduğu potansiyel ile insanların çocukluktan yaşlılığa kadar hayatlarında var olan, belirli bir takıma karşı aidiyet hissi oluşturan ve içten gelen gönüllü katılımların sağlandığı bir spor dalı olarak karşımıza çıkmaktadır (Orçun ve Demirtaş, 2015: 116). Futbol taraftarlığı, diğer takımın taraftarlarından stadyumlara, marş ve şarkılardan tribün gruplarına ve liderlerine, kıyafetlerden tezahürat ve sloganlara kadar birçok alandaki toplumsal algıları gösterecek derecede büyük bir alanı kapsamaktadır (Sağır, 2016: 217). Katırcı’ya (2007: 37) göre futbol taraftarı; “futbol ile ilişkili bir unsura (takım, sporcu, lig ya da futbolun kendisi) duygusal yönden bağlı olan kimse olarak ifade edilebilir. Futbol taraftarlığı genelde belirli bir futbol kulübünü destekleme şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bir bireyin kulüp taraftarı olması, taraftarı olunan kulüp ile geçmişten gelen ve artık duygusal bağ oluşturmuş ilişki yapısı ile açıklanabilir”.

Taraftar organize olmuş sporların tüketicisidir. Dahası, taraftarın bağımlı bir tüketici olması, sporlarla ilgili davranışla ilgilenmek adına ortaya çıkan bir güdülenme şeklidir. Bunun yanı sıra taraftarlık, yönetici, antrenör, futbolcu gibi takımlarla güçlü bir şekilde özdeşlesen kişilere yönelik de olabilir. Galatasaray taraftarlarının antrenör Fatih Terim'e olan bağlılıklarının ayrı bir düzeyde olması veya Fenerbahçe'nin eski futbolcusu olan Alex de Souza’nın önemli bir taraftar desteğine sahip olması ilk akla gelen örneklerdendir (İnan, 2007: 29-30). Bakıldığında kulüp ve taraftar arasındaki ilişkinin zeminini oluşturan iki taraf arasındaki iletişimdir. Söz konusu bu iletişimin niteliği ve düzeyi taraftar davranışını doğrudan etkilemektedir (Katırcı ve Uztuğ, 2009: 163).

Futbol takımları; taraftarlara fayda sağlama, onları tatmin etme, güven verme ve sadık taraftarlar yaratma, kaynaklarını doğru kullanma ve yeni gelir kaynakları yaratma yetenekleri ölçüsünde başarılı olmaktadır (Yıldız vd., 2012: 1). Taraftarın takımlar için büyük önemi vardır. Hunt ve arkadaşları (1999: 442-447) taraftarları; “geçici, yerel, sadık, fanatik ve sert taraftar” olmak üzere beşe ayırmaktadırlar.

Geçici Taraftar: Geçici taraftarlık tamamen zamanla ilgili bir taraftarlık türüdür.

İlgi konusu olan olay bittikten sonra taraftar spor nesnesi ile ilgili davranışı sergilemekten ziyade normal davranış kalıplarına geri döner. Bu tanınan zaman sınırı, geçici taraftarları diğer spor taraftarlarından ayıran temel faktördür. Zaman sınırı, birkaç saat ya da birkaç yıl gibi kısa bir süre kadar sürebilir ve bu süre sonunda spor taraftarı, taraftar olmayan birey haline gelir. Bu taraftarlık belli bir maça, belli bir turnuvaya ya da sezona göre oluşabilmektedir.

Yerel Taraftar: Geçici taraftarlar zaman ile kısıtlı iken, yerel taraftarlar ise

coğrafik olarak sınırlanmıştır. Bu taraftarlar türü doğduğu veya yaşadığı yerin takımını desteklemektedirler. Yerel taraftarlıkta, kişi taraftarı olduğu takımın bulunduğu bölgeden taşınırsa, takıma karşı özdeşleşme ve bağlılık düzeyinde bir azalma meydana gelebilir.

Sadık Taraftar: Sadık taraftarda herhangi bir zaman veya bölge sınırlaması

yoktur. Sadık taraftar ya geçici zamanını sona erdiren ya da orijinal coğrafi konumundan uzaklaşmışsa, kısa süreli olay bile olsa, takımlarına ya da oyuncularına sadık kalır. Sadık taraftarın tüketilecek spor nesnesine (sporcu kişiliği, takım, lig ya da spor) yönelik ilgisi ve motivasyonu zaman ve bölge sınırlamasını ortadan kaldırmaktadır. Sadık taraftarlar, takımı takip etmekte ve ürünlerini satın alabilmektedirler. Bu taraftarlar ayrıca, takım sahada başarılı olmadığı zaman, geçmişe yönelik uzun süreli bir değerlendirme yaparak tatmin ve bağlılıklarını hemen değiştirmezler (Yıldız vd., 2012: 7) ve takıma karşı olan bağlılıklarını uzun süre devam ettirmektedirler.

Fanatik Taraftar: Bu taraftar tipi, taraftar olmayı kimliklerinin önemli bir

bölümlerinden biri olarak kabul edilir. Fanatik taraftarlar, sadık taraftarlardan farklı olarak vücudunu, kıyafetlerini boyatarak çeşitli davranışlar sergileyebilirler. Ayrıca fanatik taraftarlar takım ya da oyuncu ile özdeşleşen unsurları kendi özel yaşamında da kullanabilirler. Örneğin, kendi odalarını takımlarının bayrakları ile süsleyebilir, yıldız sporcuların resimlerini biriktirebilir (Katırcı, 2007: 48) veya takımın ürünlerini sürekli olarak günlük hayatlarında tüketebilirler.

Sert Taraftar: Sert taraftar, kendi kimliğinin temel yöntemi olarak taraftarlığı

kullanır. Fanatik taraftar ile sert taraftar arasındaki temel fark kişinin kendi kimliğinin bir parçası olarak taraftarlığı kullanma biçimidir. Fanatik taraftar taraftarlığı kendi kimliğinin önemli bir parçası olarak görürken, sert taraftar taraftarlığı kendi kimliğinin en önemli temel parçası olarak görür. Başka bir ifadeyle sert taraftarlık fanatik taraftarlığın bir üst evresidir. Hayatının temelinde her şeyden (aile, iş, inanç vb.) önce taraftarlık kimliği vardır. Sert taraftar, takımını desteklemekten ziyade olayı ve olayı çevreleyen sosyal değişimleri bozan davranışlarda bulunur. Bu taraftarlara en güzel örnek, takımlarını milliyetçi bir anlayış ile destekledikleri ve anti-sosyal davranışlar sergiledikleri için ‘holigan’ olarak adlandırılan İngiliz futbol taraftarlarıdır. Şiddet ve holiganlık bu taraftar türü için kaçınılmaz bir durumdur.

Ağırlıklı olarak takımına karşı özdeşleşmiş olan söz konusu bu taraftarlar, kendi takımlarının kesinlikle paydaşlarıdır ve takımın itibarını korumaya yönelik doğal olarak çıkarları vardır (Brown ve Billings, 2013: 76). Yukarıda belirtilen taraftar türlerine, internet ve sosyal medyanın gelişimiyle birlikte bir de e-taraftar/e-fan kavramını ekleyebiliriz. Aslında bu yeni taraftar türü, diğer beş taraftar türünün içinde sosyal medya platformları ile beraber var olmaya başlamıştır. E-fan; spor kulüplerinin sosyal medya platformlarında yer alan, kulüpleri ile sevinip üzülen, kulübüne bağlı olan, kulübünün maçlarını sosyal medya yoluyla da takip eden ve kulübüne yönelik ürünleri tüketebilen bir taraftar kitlesidir. Özellikle futbol kulüpleri için bu yeni taraftarlık türü büyük önem arz etmektedir. “Hedef kitlen neredeyse sen de orada olmalısın” anlayışından hareketle kulüpler, taraftarlarına erişebilmek için sosyal medya platformlarını kullanmalı ve e-fanlarıyla iki yönlü etkili bir iletişim ve ilişki süreci geliştirmelidirler.

Taraftarlar genellikle fikir ve düşüncelerini dile getirmek ve sevdikleri takımlar ve oyuncular hakkında diğer taraftarlarla konuşmak istemektedirler. Bazı taraftarlar karşılaşmalarda, bazıları televizyon karşısında, bazıları da radyo yoluyla etkileşime girmektedirler. Bu noktada internet ve sosyal medya, taraftar etkileşimi açısından farklı bir boyut kazandırmıştır (Seo ve Green, 2008: 83). Bu boyut ile birlikte spor medyası tüketicisi, belirli bir spor olayını nasıl tükettiğini seçme ve izleme durumunda olduğu gibi yeni bir içerik yaratma becerisine de sahiptir. Örneğin, bir tüketici televizyonda bir spor müsabakası izleyebilir, canlı yayınları internet yoluyla takip edebilir ve aynı anda diğer taraftarlarla ve/veya kulüplerle Twitter, Instagram veya Facebook üzerinden etkileşimde bulunabilirler (Armstrong vd., 2016: 148).

Son zamanlarda, futbolun artan sermaye piyasası, futbol kulüplerinin ana akım medyanın yanında kendi bağımsız iletişim biçimlerini geliştirmelerine ve daha doğrudan büyüyen bir küresel taraftar tabanına yönelmelerine neden olmuştur. Bunun nedeni, kısmen internetin teknolojik ilerlemesine ve çoğunlukla salt okunur biçimin (Web 2.0 olarak nitelendirilen) okuma-yazma modeline geçişinden kaynaklanmaktadır (Dart, 2009: 107-108). Futbolun doğasından dolayı tarih boyunca tüketilemeyen yönlerinin başında, taraftarlar üzerinde bıraktığı etki gelmektedir. Bu etki bazen dış mekânlarda ve stadyumlarda, bazen bir gazete sayfasında veya radyo frekansında, 20.yy’ın sonlarına doğru bazen bir televizyon karşısında, şimdilerde ise daha çok sosyal medyada sürdürülmekte, yeniden üretilmekte ve küresel taraftar tabanına ulaşılabilmektedir (Sağır, 2016: 251-252). Tüm bunlardan hareketle, yeni medya teknolojilerinin, profesyonel sporların üretimini, dağıtımını ve tüketimini değiştirdiği ve taraftarlar, sporcular, kulüpler, yönetim organları ve ana akım medya arasında yeni bir dinamik yarattığı söylenebilir (Dart, 2014: 528).

Görüldüğü gibi sosyal medya, sporcu-taraftar etkileşimini yeniden şekillendirmiştir. Eşi görülmemiş bir erişim sağlama ve taraftarlar ile kulüp arasındaki geleneksel iletişim engellerini aşma potansiyelinden dolayı sosyal medya hem taraftarlar hem de kulüp açısından isabetli bir alan olduğu söylenebilir (Frederick vd., 2014: 98). Futbol kulüpleri açısından bakıldığında sosyal medya, marka bilinirliklerini artırma, daha fazla taraftar ve paydaşlara ulaşma ve bu kuruluşların geleneksel medya

kapsamı en düşük seviyede olduğunda kamuoyunun ilgisini daha fazla çekmek için yeni ve ucuz bir yöntem sunmaktadır (Eagleman, 2013: 489). Bu yeni medya türü sayesinde kulüpler, kendi markalarını yaratmaya ve taraftar sadakatini artıracak ilişkiler kurmaya çalışmaktadırlar. Bu durumda taraftarlar, kalıcı ilişkilerin sürdürülebileceği uzun vadeli ve hevesli savunucular haline gelebilir (Williams ve Chinn, 2010: 431). Amerikan Ulusal Futbol Ligi (NFL)'nin kurumsal spor iletişim birimi başkan yardımcısı olan Brian McCarthy sosyal medyanın; “taraftarlarla içerik merkezli daha fazla tüketim ve sohbet ortamı oluşmasına, taraftarların web sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında daha uzun süre kalmasına, daha fazla ürün satın almasına ve daha fazla karşılaşma izlemesine” neden olduğunu söylemektedir (Broughton, 2010).

Futbol kulüplerinin yanı sıra taraftarlar da “topluluk oluşturmak, kendileri için medya kanalı meydana getirmek, diğer taraftarlarla bağlantı kurmak ve sporcular ile spor organizasyonlarını harekete geçirmek” için sosyal medya kullanmaktadır (Sanderson, 2013: 490-491). Bunun yanı sıra, sosyal medyada yer alan ve e-taraftar olarak nitelendirilebilen taraftarlar; düşüncelerini dile getirmek, bir kitlenin parçası olduğunu hissetmek ve başka yerde bulamadıkları bilgileri sosyal medyada bulma arzusunda oldukları açıkça söylenebilir. Bu nedenle, bu sadık taraftar kitlesini korumak için, kulüplerin tüm bu ihtiyaçları, beklentileri ve arzuları karşılamaya istekli olması gerekmektedir (Frederick vd., 2012: 122).

Sonuç olarak, çoğu futbolu kulübü, zaten resmi olarak tanımlanmış ve kulübe sadık taraftarlarla olan ilişkilerini güçlendirmek için sosyal medya hesaplarını iki yönlü bir iletişim aracı olarak kullanmayı benimsemeye başlamıştır. Kulüpler, ürünlerin ve biletlerin satışı, örgütsel mesajlar üretmek ve kamuoyuyla iletişim kurmak için sosyal medyayı etkili bir şekilde kullandıkları söylenebilir. Söz konusu olan bu sosyal medya platformlarını ziyaret eden e-taraftarlar, kulübün yüksek derecede tanımlanmış ve sadık müşterileri olma eğilimindedir (Dittmore vd., 2008: 385). E- taraftarlar açısından sosyal medya, kendi seslerini duyurmak için yorumlarını, yenilikçi fikirlerini ve görüşlerini açıklamalarına olanak tanıması önemli bir etken olarak düşünülmektedir. Ayrıca, e-taraftarlar sosyal medya araçları içinde kendilerine

ek bilgi sağlayabilecek verilere de maruz kalırlar. Böylece sosyal medya, e-taraftarlar üzerinde güçlenme hissi geliştirerek kulüp ile taraftar arasındaki ilişkiye değer katmaktadır (Williams ve Chinn, 2010: 429). Bunun yanı sıra, futbol kulüplerinin resmi sosyal medya hesaplarındaki takipçilerin sayısı ve bu hesaplarda ne kadar süre boyunca kaldıkları, kulüp tarafından paylaşılan içerikleri beğenme, paylaşma, yorumlama, cevap verme gibi eylemler e-taraftar ile kulüp arasındaki değerin ve etkileşimin oranını artırmaktadır (Göksel ve Serarslan, 2016: 612). Son olarak e- taraftarlar, genellikle bağımsız blog gönderileri, viral videolar ve benzeri normal tüketici kanallarının (örneğin, kurumsal web günlüğü) dışında iletişim teknolojileri kullanır ve diğer tüketici ve taraftarla doğrudan iletişim kurma özgürlüğüne sahiptirler (Williams ve Chinn, 2010: 429).

3.7. Sporda Sosyal Medyanın Kullanımı Üzerine Yapılan Araştırmalar