• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3:ĠTĠLAF KUVVETLERĠ TARAFINDAN GERÇEKLEġTĠRĠLEN

3.4. Fransız Casusluk Faaliyetleri

Osmanlı-Fransız iliĢkileri, Napolyon Bonopart‟ın Doğu siyaseti nedeniyle farklı bir seyir izlemiĢtir. Fransa özellikle XIX. yüzyıl baĢlarından itibaren emperyalist politaları peĢinde Kuzey Afrika ve Ortadoğu‟da ciddi faaliyetler gerçekleĢtirmekteydiler. Bu faaliyetler kapsamında 1830‟da Cezayir‟i ve 1881‟de Tunus‟u iĢgal ettiler497. I. Dünya SavaĢı döneminde de Rusya ve Ġngiltere‟ye oranla daha dar bir sahada casusluk faaliyetlerine giriĢen Fransa, Osmanlı topraklarında birtakım casusluk faaliyetlerinde bulunmuĢlardır. Ancak her ne kadar geniĢ bir yelpazede casusluk faaliyetlerinde bulunmamıĢlarsa da ortak amaç olan Osmanlı Devleti‟ni parçalamak adına ciddi anlamda ayrılıkçı faaliyetlere giriĢtiler. Bu adımların atılmasında deniz nakliyat kumpanyalarının acente ve görevlilerinin önemli bir fonksiyonu vardı. Nitekim daha I. Dünya SavaĢı baĢlamadan önce Dedeağaç Ġngiliz fahri Ģehbender vekili olan Badetti, düĢman konsolosluklarına ve özellikle bir Fransız zırhlısına casusluk hizmetinde bulunmuĢtur. Aynı zamanda Dedeağaç‟ta bulunan Masejeri Maritim, Hidiviyal (Hidiviye) ve Ġspanya vapur kumpanyalarının acenteliğini yapan Badetti‟nin Bulgaristan Devleti için de tehlike arz edebileceğinden acenteden kovulması için Bulgar Hükümeti nezdinde gerekli teĢebbüsün yapılması konusunda Sofya Sefareti bilgilendirilmiĢtir498.

Yine kıyı bölgelerindeki Fransız casuslukları ile ilgili olarak, Maltepe Karargâhından çıkan 15 Mart 1915 tarihli bir Ģifre telgrafta, bir Fransız denizaltısı tarafından 16. Fırka Karargâhına bağlı vapurun yakalandığı ve düĢman denizaltıların Marmara Adaları havalisinde bulunduğu, civar gayrimüslim ahalinin de kendilerine yardımda bulundukları yazmaktaydı499

.

497

ġerife Yorulmaz, Osmanlı Fransız ĠliĢkileri Çerçevesinde Osmanlı Topraklarında Açılan Fransız Kültür Kurumları ve Bunların MeĢruiyet Kazanması (19. Yüzyıl-20. Yüzyıl baĢları), Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü, OTAM Dergisi, sayı.11, Ankara 2000, s.699-701.

498 BOA. HR. SYS. 2167/54. 499

170

Fransız casusluk faaliyetleri, Çanakkale SavaĢları‟nın yaĢandığı sırada Rum gönüllülerin desteği ile farklı boyut kazandı. Yunanistan‟ın savaĢa katılmadığı sırada Fransız ordusuna casusluk hizmetinde bulunan Rum gönüllüleri, Osmanlı Devleti‟ne karĢı yapılan her türlü saldırı ve birlikteliğe katkıda bulunmuĢlardır500

.

Fransızlar, Osmanlı topraklarındaki casusluk faaliyetlerinde bir rahip olan Anatole Mezeray‟dan yararlanmayı ihmal etmemiĢlerdir. I. Dünya SavaĢı‟nın patlak verdiği dönemden itibaren TrablusĢam Rum Katolik Kilisesi‟nde gizlenen ve elinde bir çeĢit Ģifre ile yazılmıĢ mektup ve farklı evraklar bulunan Mezeray, 1915 senesi Eylül baĢlarında TrablusĢam‟da yakalanmıĢ ve Divan-ı Harbe gönderilmiĢtir. Üzerinde çıkan evraklar arasında Ģifre ile yazılmıĢ ve Fransızların Suriye‟yi istila etmelerini temenni eder mektuplar vardı. Ayrıca kendi el yazısı ile Fransa‟ya gönderdiği bir mektupta Osmanlı askerî harekâtları hakkında bilgiler bulunuyordu. Yine kendi el yazısı ile yazılmıĢ Ģifreli bir varaka bulunduğu ve bu gibi mektupların Fransa‟ya ailesine ve birkaç kiĢiye gönderilmek üzere hazırlandığı anlaĢılmıĢtır. Bu mektupların yazılmasında Fransız donanmasının Trablus ve Suriye Sahili‟ne taarruz edeceği haberi etkili olmuĢtur. Kendisinin düĢman çıkarları için malumat verme gayretinde olduğu anlaĢılan Mezeray‟ın, casus olduğuna kanaat getirilerek ġam Divan-ı Harbi Örfisince idamına karar verilmiĢtir501.

Lozan‟da mühendis mektebinde talebe olan Ġstanbullu on sekiz yaĢında Mark Belifanti adında bir Ģahsın da Fransızlar lehine casusluk faaliyetlerinde bulunmak üzere Almanya‟ya geçtiği bildiriliyordu. Ancak Mark Belifanti‟nin Ġstanbul‟dan Almanya‟ya hareket ettiğine dair hiçbir kayda tesadüf edilemediği gibi hakkında da herhangi bir malumata ulaĢılamadığı Ġstanbul Polis Müdüriyetinden beyan edilmiĢtir502

.

Fransız casusları arasında adı geçenlerden bir diğeri Trablusgarplı Ahmet oğlu Akil‟di. Ġfadesinde Fransız cephesinde Almanlara esir düĢtüğünü ve yüz on beĢ nefer arasında Berlin‟den Ġstanbul‟a gönderildiğini, Ġstanbul‟dan da AkbaĢ‟a sevk edildiğini söylüyordu. Ancak elinde bir vesika bulunmayan Ahmet oğlu Akil‟in AkbaĢ sevkiyatı

500

İstiklal Harbi‟mizde PTT, Yayınlayan PTT Genel Müdürlüğü, Ankara 2009, s. 37. 501 BOA. HR. SYS. 2265/7.

502

171

ile ilgili herhangi bir kaydına rastlanılmamıĢtır. Dolayısıyla bu soruĢturma sonunda Ahmet oğlu Akil, Merkez Kumandanlığı Ġnzibat Zabitliğine teslim edilmiĢtir503.

Fransız tebaasından ġam‟dan Ġzmir‟e gitmek niyetinde olan Tunuslu Yusuf da casusluk Ģüphesiyle UlukıĢla Ġstasyonu civarında yakalanmıĢtır. UlukıĢla Kaymakamlığının casus olduğuna dair beyanı üzerine Konya Divan-ı Harbi Örfisine gönderilmiĢtir. Üzerinde iki farklı fotoğrafı bulunan Tunuslu Yusuf, Amerika ve Hollanda konsoloslarının mürur tezkiresine sahipti504.

Bunlara ek olarak, Cezayirli Ġbrahim oğlu Mehmet, Amalie de Paluliny (Amali Dopuluti) ve Matin Gazetesi Muhabiri M. George Casella Fransızlara hizmet eden casusluktan Ģüpheli kiĢilerdi. Bunlardan Cezayirli Ġbrahim oğlu Mehmet, Fransız ordusu efradından olup Belçika cephesinde yaralı olarak Almanlara esir düĢmüĢtür. Hastaneden Lukas namında bir marangozun yardımıyla firar ederek önce Bulgaristan‟a ardından yaya olarak Türkiye‟ye geldiği bildirilen Ģahıs, Ġstanbul‟da yirmi iki gün kaldıktan sonra yakalanmıĢtır. Daha sonra tekrar firar giriĢiminde baĢarılı olan Ġbrahim oğlu Mehmet, Anadolu ve Halep‟te dolaĢmıĢ, kırk beĢ gün Halep‟te kalma baĢarısı gösterdikten sonra hapsedilmiĢtir. Ancak firar eylemlerinde oldukça etkili olan Ġbrahim oğlu Mehmet son firar giriĢiminden de galip ayrıldıktan sonra Mardin‟de dolaĢtığı esnada yakalanarak Diyarbakır Casus Heyet-i Tahkikiyesince sorgulanmıĢtır. XIX. Fransız Kolordusu 3. Piyade Alayı 4. Taburunun 15. Bölüğü efradından olan Cezayirli Ġbrahim oğlu Mehmet‟in hareket sahası ve firar etme baĢarısı Ģüpheli olarak görülmesine neden olmuĢtur. Amalie de Paluliny ise Alman Askeri Temsilciliğinin beyanı üzerine Ġstanbul‟da Arabacı Sokağı‟nda on sekiz numarada oturan casusluktan Ģüpheli bir Ģahıstı. Amalie de Paluliny, Fransa hesabına casusluk eden ve Beyoğlu Cadde-i Kebir‟de oturan Mebruk ile görüĢmekteydi. Ancak Polis Müdüriyet-i Umumiyesi yapmıĢ olduğu soruĢturma kapsamında gerek casusluktan Ģüpheli Arabacı Sokağı‟nda on sekiz numaralı hanede ikamet eylediği bildirilen Amali Dopuliti gerekse Beyoğlu‟nda Cadde-i Kebir‟de oturan Ģahıs hakkında herhangi bir bilgiye

503 ATASE, BDH. 3462/112/2-1; BDH. 3462/112/2-10; BDH. 3462/112/2-12; BDH. 3462/112/2. 504

172

ulaĢamamıĢtır. M. George Casella da Fransızlar lehine casusluk yapmaktaydı. Kendisi bir dönem Fransa‟nın Bern Sefaretinde görevliydi505

.

Fransızlar, diğer Ġtilaf Devletleri gibi Osmanlı coğrafyasının muhtelif kesimlerinde casusluk faaliyetlerinde etkili olmuĢlardır. Hatta bu faaliyetlerinde daha önce Osmanlı Devleti‟nden koparılan bölgelerdeki unsurlardan yararlanmıĢlardır.