• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: I. DÜNYA SAVAġI YILLARINDA OSMANLI DEVLETĠ

1.1. I. Dünya SavaĢı‟nın Cereyan Ettiği Sahada Osmanlı Devleti‟ne KarĢı OluĢturulan

1.1.5. Ġzmir Casus TeĢkilatı

Osmanlı-Rus iliĢkilerinin baĢladığı dönemden itibaren Osmanlı topraklarında gözü olan Rusya, I. Dünya SavaĢı‟nı hedeflerine ulaĢmak için en ciddi fırsat olarak görmüĢ ve bunun için Osmanlı coğrafyasında casusluk faaliyetlerini teĢkilatlı bir Ģekilde yürütmeye çalıĢmıĢtır. Hatta casuslarını eğiterek Anadolu‟ya gönderen Ruslar, elde ettikleri malumatı değerlendirip yeni stratejiler belirleme imkânı bulmuĢtur. SavaĢ esirlerinden de büyük ölçüde yararlanan Rusya, savaĢ boyunca Osmanlı Devleti için ciddi bir problem haline gelmiĢtir.

1.1.5. Ġzmir Casus TeĢkilatı

Osmanlı Devleti‟nde daha çok gayrimüslim tebaaya yönelik olarak çıkarılan 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat Fermanı, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Rum

71 ATASE, BDH. 4397/183/009-001. 72 ATASE, BDH. 4397/183/009-002. 73 ATASE, BDH. 4397/183/004.

25

nüfusunun bazı bölgelerde belirgin bir Ģekilde artmasına ve hatta bazı dönemler Türk nüfusundan daha fazla sayıya ulaĢmasına neden olmuĢtur. Ayrıca bu iki sürecin getirdiği olumlu koĢullar, Ege adalarındaki nüfusun artmasını sağlamıĢtır. Aynı zamanda zorunlu askerlik ve bazı ağır vergilerden kurtulan Rumlar, ekonomik anlamda oldukça güçlü bir konuma gelmiĢlerdir74

.

Rumların gerek nüfus gerekse ekonomik anlamda güçlenmeleri onların daha fazla talepte bulunmalarına neden olmuĢtur. Zira I. Dünya SavaĢı‟nın baĢlaması düĢman kuvvetler için kaçırılmayacak bir fırsattı. Bu fırsatı iyi değerlendiren Ġtilaf Devletleri Anadolu‟nun batı sahillerinde yaĢayan Rumlardan kurulu bir casusluk teĢkilatını Ġzmir‟de meydana getirdiler75

.

Ġzmir‟de düĢman ile haberleĢtikleri anlaĢılan bu casus teĢkilatı mensupları, Fethiye mıntıkasından Adalar tarafına kaçmakta iken yakalanmıĢlardı. Rum ve altı kiĢi oldukları bildirilen bu casus komitesi üyelerinin üzerlerinden Osmanlı askeri durumuna dair biri Tersane Adası Kumandanlığına diğeri ise Rodos Ġngiliz Konsolosuna yazılmıĢ iki mektup bulunmuĢtur.

Fethiye Jandarma Bölük Kumandanı tarafından yakalanan bu kiĢiler üzerinde mektupların bulunmasının ardından haklarında sorgulamaların devam edeceği beyan edilmiĢtir76

. Ġlerleyen dönemlerde ise Muğla ve Antalya Havalisi Kumandanlığından V. Ordu Kumandanlığına gelen Ģifreli telgrafta mektuplardan birinin içeriğinden Ġzmir ve havalisinde bir casus teĢkilatının ortaya çıkarıldığı yazmaktaydı. Bu casus teĢkilatının ortaya çıkarılması gerek Ġzmir‟de gerekse sahillerde bulunan Rum ahalinin iç kısımlara sevklerini zorunlu hale getirmiĢtir. Ancak bununla birlikte Rumların sevklerine meydan bırakmamak için acilen tedbir alınması gerektiği ve bunun için Aydın Vilayetince araĢtırma yapılması hususu Muğla ve Antalya Havalisi Kumandanlığına yazılmıĢtır77

. Muğla-Antalya Havalisi Kumandanı Nureddin Bey de bölgedeki casusluk faaliyetleri ve casusların üzerlerinde çıkan mektuplar ile ilgili bazı Ģu beyanatlarda bulunmuĢtur:

74

Kemal H. Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Ġstanbul 2003, s. 86. 75

ATASE, BDH. 403/1588/31.

76 ATASE, BDH. 3450/68/10; BDH. 3450/68/9-2; BDH. 3450/68/9. 77

26

1-Fethiye‟de ele geçirilen iki mektuptan birinin adresi Tersane Adası Çeteler Kuvvesi Kumandanlığına idi. Bu mektup Rodop Ġngiliz Konsolosuna yazılmıĢtır.

2-Ġngiliz Konsolosuna yazılan mektupta, Osmanlı ordusuna ait cephanelerin mevkiisi ve sahillerdeki bazı kuvvetlerin yerlerinin değiĢtirildiği hakkında bilgiler mevcuttu. Yine Ġzmir‟de dört tabur askerin kaldığı ve karakolların isim ve mevkilerine dair önemli bilgileri içeriyordu.

Aynı belgede Nurettin Bey, casusluk faaliyetleri hakkında alınması gerekli Ģu hususlara yer vermekteydi:

1-Sahillerde ve sahil civarında yaĢayan ahalinin aralarında bulunan casusları ihbar etmeleri gerektiği ve aksi takdirde hangi mevkiiden zararlı bir adam çıkarsa bu bölgede bulunan herkesin sürgün edileceği.

2-DüĢmanların Ġzmir‟de Müslümanlardan oluĢan bir casus teĢkilatının bulunma ihtimaline karĢı, kilise ve mektepler cemiyeti hakkında kumandanların dikkatini çekmek ve cemiyetler ile Rum ahalisinin kötülüklerine karĢı hükümetçe askerî tedbirleri almak78.

Karargâh-ı Umumi tarafından Ġzmir‟de varlığı anlaĢılan casus teĢkilatının tamamen ortadan kaldırılması için Karargâh-ı Umumi Ġstihbarat ġubesi Müdürü Erkan-ı Harp Kaymakamı Seyfi Bey‟in makamına Emniyet-i Umumiye Birinci ġube Müdürü Mehmet Bey ile Komiser Mustafa Efendi ve birkaç polis memuru gönderilmiĢtir. Bu komitenin hızlı ve emniyetli bir Ģekilde ortadan kaldırılması hususunda Seyfi Bey tarafından belirtilen hususların hemen yerine getirilmesi ve gerekli kolaylığın sağlanması için memurların tam bir gizlilik içersinde emirleri yerine getirmesi istenmiĢtir79

.

SavaĢ ortamında casusluk faaliyetlerinin önünün alınması, savaĢın seyrini değiĢtirecek önemli bir etken olarak görülmekteydi. Bu açıdan Ġzmir‟de casus teĢkilatının ortaya çıkarılması konusunda hizmetleri görülenler farklı Ģekillerde ödüllendirilmiĢtir. Bu maksatla Ġzmir‟de bulunan bir casus komitesini haber veren ve teslim alınmasında baĢarıları bulunan Ankara Vilayeti BaĢkomiseri Cemil Efendi‟ye iki aylık maaĢın

78 ATASE, BDH. 3450/68/9-1. 79

27

mükâfat olarak verilmesi ve bir derece de terfi edilmesinin uygun olacağı, maaĢ havalenamesinin de gönderilmesi gerektiği Ankara Valiliği tarafından 26 Temmuz 1917 tarihinde Dâhiliye Nezaretine iletilmiĢtir. Dâhiliye Nezareti tarafından verilen 26 Ağustos 1917 tarihli cevabi yazıda ise casus komitesinin yakalanmasında yararlılığı görülmesinden dolayı Cemil Efendi‟ye iki aylık maaĢ nispetinde mükâfat verilmesinin kararlaĢtırıldığı ve iki bin kuruĢu ihtiva eden bu mükâfatın, havalename ile Ankara Vilayetine gönderildiği bildirilmiĢtir80.

Diğer taraftan, 1918 yılının ikinci yarısında Ayvalıklı Padas ismindeki Rum‟un önderliğinde bir casus komitesinin Gülbahçe taraflarında faaliyet gösterdiği haber alınmıĢtır. Bunun üzerine Sadrazam ve aynı zamanda Dâhiliye Nazırı olan Talat PaĢa, casus komitesi hakkında gerekli araĢtırmaların yapılması ve sonuçlarının bir an evvel bildirilmesi konusunda Aydın Vilayetinin dikkatini çekmiĢtir81

.

Rum unsurlarca oluĢturulan Ġzmir Casus TeĢkilatı, bilhassa Anadolu‟nun batı kıyılarında casusluk faaliyetlerinin yürütüldüğü önemli bir idare merkeziydi. DüĢman ülkelerin Ġzmir‟e olan bu ilgisine karĢın Osmanlı Devleti de bu bölge casusluklarına karĢı ayrı bir ciddiyet göstermiĢtir. Bu havalide birbirinden bağımsız iki casus teĢkilatının oluĢturulması ve bunların deĢifre olmasını sağlayan görevli memurların ödüllendirilmesi bunun açık kanıtıdır.