• Sonuç bulunamadı

3. FRANSA VE ERMENİLER

3.3. Fransız Arşivlerinde Ermeni Osmanlı Meselesi

Fransa’nın İstanbul elçisi M.Bompard, kendisi, İngiliz elçisi ve Rus büyükelçisinin 1 Kasım 1914’te İstanbul’u terk edeceğini Fransa Dışişleri bakanlığına bildirmesiyle Osmanlı’nın savaşa katılması neredeyse resmileşmişti.224

Ardından, 21 Aralık 1914’de Fransa Mısır elçisi M.Defrance, Dışişleri bakanı M.Delcassé’ye gönderdiği mesajda Boğos Nubar Paşa’nın Adana ve Mersin nüfusunun %40’nın Ermenilerden oluştuğunu, herhangi bir eylemde, Ermenilerin İtilaf kuvvetlerine yardımcı olabileceklerini bildirmiştir.225Bu dönem arşivlerinde, Fransız dışişleriyle görüşen ve adeta Ermeni gölge kabinesi gibi çalışan, tüm yazışmaları koordine eden iki Ermeniden biri, Ermeni Patriği Kevork tarafından tam

222 Mehmet Saray, a.g.e., s.98.

223 Gürbüz Evren, Uluslararası Ermeni Sempozyumu,İstanbul Uni. Rektörlüğü, İstanbul 2001,s.281.

224 Hasan Dilan, Fransız Diplomatik Belgelerinde Ermeni Olayları,TTK, Ankara 2005,Cilt I,s.1.

225 Hasan Dilan,a,g,e., s.244.

66

yetkili vekil tayin edilen Ermeni Milli delegasyonu başkanı Boğos Nubar Paşa, diğeri Paris Ermeni Komitesi sekreteri Arşag Çobanyan’dır.

1915 yılı başında, 2 hafta kadar süren Sarıkamış harbinde, ağır kış şartlarının etkisiyle Türk ordusunun 60.000 üzerinde kayıp vermesi, Rus tarafına dolayısiyle Ermenilere büyük moral vermiştir. Bu kayıplar, Kilikya bölgesindeki Ermenileri de cesaretlendirmiştir. 23 Şubat 1915 de Paris’teki Rus Büyükelçisi, Fransız Dışişleri bakanlığına 15.000 Ermeni’nin Türklere saldırmak için beklediğini ancak yeterli silah ve cephanelerinin olmadığını, Rusya’dan silah getirtilmesinin de imkansız olduğunu, Fransız ve İngilizlere bu silah ve cephaneleri İskenderiye limanından sokulabileceğini sormuştur.226Tehcir haberlerinin duyulması üzerine Ermeni aydınlarının Fransız hükümetiyle görüşmeleri yoğunlaşmış, Fransızlarla Kilikya’nın Suriye’nin bir parçası olarak Fransa’nın koruması altında olmasından ve Küçük Ermenistan adının verilmesinden onur duyacaklarını bildirmişlerdir.

10 Eylül’den 21 Eylül 1915’e kadar olan yazışmalarda, Mısır elçisi M.

Defrance, İskenderun körfezine bakan Musa Dağı’nda Türkler tarafından kuşatılan 6.000 Ermeni’nin Fransız gemilerinden savaşmak için silah ve cephane istediklerini, burada bulunan 3000’den fazla çocuk ve kadının Mısır’a nakledilmeleri için İngilizlerle anlaştıklarını, kendi savaş gemileri Jeanne D’Arc’la taşıyacaklarını, Süveyş kanalı kıyısındaki Port Said’e yerleştireceklerini bildirir.227

Port Said’e yerleştirilen 3450 Ermeni‘nin, Mondros’da liman yapımında çalıştırılabileceğini, Kilikya’da Ermeni isyanı çıkartmak için, gerekirse bu kişilere silah ve cephane verilebileceğini, savaş gemisi komutanı, Fransa denizcilik bakanına bildirmiştir.228Fransız yetkililer, Kilikya’da oluşturulacak bu Ermeni birlikleri, gerektiğinde olası bir Arap ayaklanmasında, Osmanlı’ya karşı kullanılabileceğini de planlıyorlardı.

226 Hasan Dilan,a,g,e., s.49.

227 Hasan Dilan,a,g,e., s.276.

228 Hasan Dilan,a,g,e., C.II, s.252.

67

1916 yılı başlarında, her biri yaklaşık 4000 kişiden oluşan 6 Ermeni lejyonlarının desteğindeki 180.000 kişilik Rus Kafkas kolordusunun taarruzları sonucunda Erzurum, Bitlis, Muş, Rize, Trabzon, Bayburt, Gümüşhane ve Van kaybedilmişti.229

1916 yılında Fransa, İngiltere, Rusya ve İtalya aralarında Anadolu‘yu paylaşma konusunda anlaşmışlar; buna göre Ermenistan, Rusya ve Fransa arasında paylaşılacaktı. Boğos Nubar Paşa, Türkiye’deki tüm Ermeni topraklarının yani Kilikya ve altı vilayetin birleştirilmesi ve hamisinin Fransa olması arzusundaydı.230 Anadolu parçalanmaktaydı. Devlet erkanı dahil, Osmanlı’da herkes toprak kayıplarının telafisinin artık mümkün olamıyacağına inanıyordu. Ancak diğer yandan Osmanlı ile Arap topraklarında yapılan savaş İngilizler açısından pek iç açıcı değildi.

İngiliz ordusu Kut-el Amara’da sıkışmıştı. Osmanlı’ya karşı Mısır’da yeni bir cephe açmak isteyen İngiltere, batı cephesindeki kuvvetlerini çekmek için Fransızlarla anlaşmak zorundaydı. Fransızları ikna edebilmek için, Osmanlının topraklarını aralarında nasıl pay edebilecekleri konusunda görüşme sağlanabilmesi önemliydi.

Görüşmeleri Fransa’dan bölgeyi iyi bilen diplomat Georges Picot, İngiltere’den aristokrat Sir Mark Sykes yaptı. Mayıs 1916’da yapılan anlaşmaya göre, Suriye kıyıları Fransa’ya, Orta Mezopotamya, Bağdat bölgesi ve Basra İngilizlere, Filistin uluslararası bir yönetime bırakılıyordu. Bu anlaşma Suriye’de bir hayli yatırımları olan Fransa’yı tatmin etmişti231.Fransızlar bu anlaşmanın neticesinde, Port Said’e sığınan Ermenileri, İngilizlerin kontrolünde olan Kıbrıs’a göndererek orada bir doğu lejyonunun kurulmasını talep ediyor, ayrıca Fransa ve Güney Amerika’dan gelecek Suriyeli ve Ermeni gönüllülerin de bu birliğe katılabileceğini öngörüyordu.232

1916 yılı Osmanlı için kabus gibi geçerken, 1917 yılı Şubatında Rusya’da, daha önceden beklenilen ancak zamanı kestirilemiyen ihtilal patlak vermiş, üçyüz yıllık Çarlık rejimi sona ermişti. 15 Mart 1917’de Geçici Hükümet adıyla tanınacak, Kerenski başkanlığında yeni Rus hükümeti oluşmuştu.233 Bu tarihe kadar Çarlık

229 Enis Şahin, Kafkas Dosyası, Tarih Tabiat Vakfı,2006, s.38.

230 Hasan Dilan,a,g,e., C.III, s.99.

231 Margaret Macmillan, Paris 1919,ODTÜ Yayıncılık, Ankara 2004, s.377.

232 Hasan Dilan,a,g,e., C.IV, s.265.

233 Enis Şahin,a.g.e., s.39.

68

Rusya’sı altında ezilen Kafkas toplulukları için bir umut belirmişti. Kafkasya öteden beri Rusya’dan ayrılma faaliyetlerinin olduğu, halkların bağımsızlık aramak için fırsat aradıkları bölgeydi234.Bu vesileyi fırsat bilerek bu bölgede yaşayan Azeri, Gürcü ve Ermeniler Mavera-i Kafkas (Kafkas Ötesi) oluşumunu kurarak ve Ruslardan muhtariyet talep ettiler.235 Bu zamanda, Rusya’da karışıklıkların devam etmesi neticesinde, Bolşevikler, Kasım 1917’de Lenin’in önderliğinde darbeyle yönetimi ele geçirdiler.

İktidar boşluğu, Rusların kayıtsız şartsız barış talepleri Türk tarafını oldukça memnun etmiş; Ermeniler ise Rusların çekilmesi durumunda Fransızların himayesi altına girmeyi, Fransız subaylarının örgütlemesiyle Ermeni birlikleri oluşturulması yönünde talepte bulundular.236Bolşevik hükümeti savaş sırasında işgal ettikleri toprakları terk edeceklerdi. Türkiye’nin endişesi Rusların boşalttığı yerlere Ermeni çetelerinin doldurmasıydı. Nitekim 11 Ocak 1918’de Ruslar yayınladıkları 13.nolu deklerasyonda ‘’Türk Ermenistanı’’denilen bölgede, halkların can ve mal emniyetinin korunması için Ermeni halk milislerinin kurulmasını, Türk düşmanı olarak bilinen Stephan Şaumyan’ın bölgeye komiser olarak atanmasına karar verilen bildiriyi yayınladılar.237

Boğos Nubar Paşa’nın Eçmiyadzin Gatoğigoslu’ğuna 5 Aralık 1917’de çektiği telgrafta, Antranik komutasında asker sayısının artırılmasını, Gürcülerle işbirliğine gidilerek Müslümanlara karşı ortak bir örgüt kurulmasını, Rusya’nın para yardımını durdurduğunu, Fransa’dan maddi yardım talep edilmesini istemiştir.238

Bu dönemdeki yazışmalarda dikkat çeken başka önemli bir husus, Ermenilerin Kürtlerden de medet umulmasıdır. Berlin konferansında, Kürt’lerden korunmayı Osmanlı’dan talep eden Ermeniler, bu sefer Kürtlerin desteğini alarak Osmanlı’yı zor durumda bırakmak istemektedir.239Türkiye’nin amacı ise

234 Enis Şahin,a.g.e.,s.40.

235 Mufassal Osmanlı Tarihi, C.VI, Güven Basımevi, İstanbul 1963, s.3567.

236 Hasan Dilan, a,g,e., C.V, s.15.

237 Enis Şahin, a.g.e., s.45.

238 Hasan Dilan, a.g.e.,C.V, s.44.

239 Hasan Dilan, a.g.e.,C.V, s.80.

69

Osmanlı’nın himayesinde, Ruslardan bağımsız, Müslüman, Gürcü ve Ermenilerden oluşan bir Kafkas Federasyonu kurulmasıydı.240

Bu şartlar içerisinde,10 Ağustos 1920’de Sevr Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmanın 88.ve 89. maddelerine göre Osmanlı Devleti, Ermenistan’ın bağımsız bir devlet olarak kurulmasını kabul ediyor; sınırlarının belirlenmesini A.B.D. başkanının hakemliğine bırakıyordu. Eylül 1920’de Doğu cephesinde Kazım Karabekir kuvvetlerine yenilen Ermeniler, 18 Kasım’da Gümrü’de imzalanan antlaşmayla, Sevr antlaşmasının hükümsüz olduğunu kabul ederek 1877-78 yıllarından beri kazanılan yerleri terkederek, bağımsızlıklık hayallerini sona erdirdiler. Ancak Taşnaklar tarafından imzalanan bu antlaşmadan 2 gün sonra Sovyet ordusu tarafından işgal edilen Ermenistan‘da muhatap Ermeniler yerine Sovyetler oldu.241

16 Mart 1921’de savaşlardan yorulmuş Türk ve Sovyet tarafı, artık yeni bir meselenin ortaya çıkmaması için Kars, Ardahan ve Artvin Türk tarafına; Batum, Ahıska ve Ahılkelek Rus tarafına bırakılarak, Sovyet hükümeti de, Çarlık Rusya’sının yaptığı anlaşmaları kabul etmeyerek, şimdiki Türk Rus sınırını kabul ettiler.242