• Sonuç bulunamadı

1.2 Tarihsel Süreç İçerisinde Şöhret Kültürü

1.2.2 Kapitalizm ve Şöhret Kültürü

1.2.2.3 Fordist Dönemde Şöhret Kültürü

Sanayi Devrimi sonrası gelişen atölyeler, zamanla yerlerini fabrikalara bırakmış, buhar gücünün kontrol altına alınması ve sanayinin hizmetine sunulmasıyla üretim gün geçtikçe artış göstermiştir. Ulaşımı sağlayacak olan motorlu taşıtların gelişmesi, yelkenli gemilerin yerine buharlı gemilerin kullanılması ticaretin kıtalar arası yapılmasını sağlamış, hem arz hem de talep faktörlerinin hızla gelişmesine ve yaşam kalitesinin artmasına olanak tanımıştır. Üretimden sağlanan zamansal kazanç da, serbest zamanın daha da kapitalize edilmesine ve insan yaşamında farklı arayışların, değişik tüketim alışkanlıklarının başlangıcını oluşturmuştur. Öte yandan, I. ve II. Dünya Savaşları, tüm yıkımlarına rağmen insanlığın sanayide hızla ilerlemesine sebep olmuş, savaş endüstrisinde kullanılan pek çok araç, aynı zamanda barışta da insanlığın hizmetine sunulmuştur. Hava yolları daha güvenli bir şekilde taşımacılık yapmaya başlamış, televizyon icat edilmiş ve yaygınlaşmıştır. Bunlar ilk bakışta sıradanmış gibi görünse de, insanların tüketim alışkanlıklarının, geçmişten farklı seyirde

81

Ünsal Oskay (1997), İletişimin ABC’si, İstanbul: Simavi Yayınları, s. 108.

82

ilerleyen hayatlarının, dolayısıyla değişen yaşam tarzlarının, kentleşmenin getirilerinin ardından görülen ilk izleri olarak nitelendirilmelidir.

Batı toplumlarının öncülüğünde, tüm toplumsal düzeni etkileyen, baştan disipline eden ve hiç kuşkusuz ‘yaşam tarzları’nın günümüzdeki durumunu hazırlayan değişimin simgesi ise 1900’lü yıllarda Henry Ford’un otomobil fabrikasında geliştirdiği montaj bandı üretimidir. Ford, bant üretiminin yanı sıra, çalışma hayatına vardiya sistemini de kazandırmış, işçi memnuniyetini göz önünde bulundurmuş, tatmin edici ücretlendirme ile çalışanlarına moral ve motivasyon empoze etmiş, bu yolla verimliliği arttırarak sistemin hakimiyetini sağlamlaştırmıştır. Böylece fabrikalar hem daha fazla, hem daha hızlı, hem de daha sistemli üretime başlamıştır. Bir otomobil fabrikasında geliştirilen bu sistemle, orta sınıfın -o dönem için- otomobil sahibi olma hayalleri dahi gerçeğe dönüştürülmüş, Fordizm şeklinde adlandırılan süreçte kitlesel üretim ve tüketim, toplumun tüm katmanlarında yerleşmeye başlamıştır.

Fordizmin çok sayıda karakteristiği vardır. Birinci olarak Fordizm, türdeş ürünlerin seri üretimiyle ilgilidir. Klasik bir örnek verirsek, Model-T Ford'lar siyah renklerine kadar birbirinin eşidir. Bugünün otomobilleri bile büyük oranda türdeştir; hiç değilse üretilen otomobillerin tipi açısından. Fordizm, tüketim tarzlarının türdeşleşmesine neden olan, seri üretimli mallara yönelik bir pazarın gelişmesini içerir.83

Fordist üretim organizasyonunda, akan bir montaj hattıyla hem üretim sürekli kılınmış hem de emek üretkenliğinde büyük artış sağlanmıştır. Fordist birikim rejiminde kitle üretimi kitle tüketimini de gerekli kılmaktadır. Tüketicilerin, büyük hacimlerde üretilen standart malları almaya teşvik edilmesi gerekmiş, bu amaçla geliştirilen çeşitli reklam ve pazarlama teknikleri, kitle tüketimi normlarının yerleştirilmesinde çok önemli rol oynamıştır. Ayrıca, bu dönemde bir dizi büyük ölçekli endüstriyel sektörler dönüşmüş ve tüketim olgusu daha önceki dönemlerle karşılaştırıldığında insanların gündelik yaşamlarında giderek daha önemli rol oynamaya başlamıştır. Çok sayıda üretilen ucuz ve standartlaştırılmış mallar, bir sınıf hedeflenerek değil, bir bütün olarak toplumun tümüne sunulmuştur.

Fordist dönemin en önemli yeniliklerinden biri de iletişim teknolojilerinde yaşanan muazzam değişimdir. Bu dönemde iletişim teknolojileri de gelişmelerini sürdürmüş, yaşanan değişimin aracısı ve yayıcısı olarak etkileşimi hızlandırmıştır. Gazetelerde reklamlara yer verilmeye başlanmış, gizli ya da açık sansürün etkisi azalmış, daha kolay haberleşmeye başlayan insanlar birbirlerine öykünerek yayılımı pekiştirmişlerdir. Gazetelerden yayılan yeni kültür, toplumsal yaşamdan etkilerken, diğer taraftan da yaptıkları temsillerle insanları

83

George Ritzer (1998), Toplumun Mcdonaldlaştırılması, Çev: Şen Süer Kaya, İstanbul: Ayrıntı Yayınları, s.220.

biçimlendirmektedir. Nitekim gazetelerde yer verilen kimselerin değişen nitelikleri Leo Lowenthal’ın bir çalışmasına konu olmuştur. Lowenthal, 1901-1941 yılları arasındaki süreci kapsayan araştırmasında, Amerika’da ünlü kişilerin biyografilerini incelemiştir. Biyografilerin basıldığı Saturday Evening Post ve Collier’s gibi yayınları analiz eden Lowanthal, böylelikle toplumsal değişimin izlerini keşfetmeye çalışmıştır. Lowenthal bu dergilerdeki insan portreleri 1900’lerin başında dahaçok iş dünyasından isimlerden seçilirken, yüzyıl ortasına doğru ağırlık eğlence dünyasına kaydığını keşfetmiştir. Birinci Dünya Savaşı öncesi, siyasi kişiliklere ve onların hayatına ilgi büyükken, 1922 yılından sonra toplam biyografilerin yüzde 60’a yakını eğlence dünyasına aittir, kalan yüzde 40’lık payı da siyaset ve iş dünyası ünlüleri paylaşırlar. Ayrıca ilginç olan bir nokta da, eğlence dünyası başlığının altında yaşanan değişimdir. Ciddi sanat dediği; güzel sanatlar, edebiyat, müzik, dans ve tiyatro ile eğlence dünyası dediği geriye kalan ünlüler arasında yüzyılın ortalarına doğru ciddi bir oransızlık oluşmuştur. Lowenthal’ın bu veriler ışığında basında üretim idollerinden, yani üretim, iş sektörü, endüstri ve doğa bilimleri alanındaki kişiliklerden, tüketim idollerine yani eğlence sektörünün ünlü isimlerine doğru bir kayma olduğu sonucuna ulaşmıştır.84

Lowenthal’in çalışması, Amerika düzleminde şöhret kültürünün yaşadığı değişimin en önemli göstergelerinden biridir. Üretimin teşvik edildiği fordist dönemin en önemli şöhretleri, ‘başarmış’ iş adamları ve politikacılar olurken, zamanla tüketimin ve eğlencenin gelişmesiyle bu şöhretler yerlerini eğlence dünyasının şöhretlerine bırakmıştır.

Amerikan toplumunda 1920’lerden sonra aileye yani soya dayanan itibarın yerini paraya veya üne dayalı itibar almıştır. Kitle iletişim araçlarının ve özellikle televizyonun yaygınlaşması da bu süreci desteklemiştir. Yetenek, başarı, azim gibi toplumun yücelttiği değerlerin yerini, para kazanmak, kitle iletişim araçları sayesinde herkes tarafından tanınmak almıştır. Erdemler ve değerler değişmiştir. Ünlü kişiler de bu değişimin tam merkezinde yer almaktadır. Artık orta sınıfın genç kızları için övgüye değer özellikler, oturmayı kalkmayı bilmesi, zarafeti, iyi aile kızı olması değil, toplum tarafından tanınması ve çekici olmasında aranmaktadır.85

Görselliğin gitgide daha da önemli hale gelmesi, televizyonun yaygınlaşarak tüm evlere girmesi, sinemanın giderek kitleselleşmesi ve magazin basınının çoğalması şöhretlerin sayısında olağanüstü bir çoğalmayı beraberinde getirmiştir. Özellikle 70’li yılların sonundan itibaren gücünü ve yayılımını arttıran reklam endüstrisi şöhret kültürünün en önemli dinamiği olmuştur. Bu süreçte hem pek çok şöhret reklamlarda rol almış, hem de reklamlarda rol alanlar hızla şöhretleşmişlerdir.

84

Leo Lowenthal (1961), Literature, Popular Culture and Society, USA: PasificBooks, s. 109-111.

85

Fordist dönemde şöhret olmak yeteneğe ve şansa bağlı iken, post fordist dönemde halkla ilişkiler faaliyetleri yoluyla, kısa yoldan şöhret olan, ‘ya da 15 dakikalığına şöhret olanların’ sayısı azımsanmayacak ölçüdedir. Geçmişin şöhretleri hiç unutulmazken, postfordist dönemin şöhretleri her an unutulmaya yatkındır. Anlık şöhretler dönemin belirsiz ve müphem yapısıyla son derece uyumludur. Medya aracılığıyla bir anda şöhrete ulaşan sıradan insanlar, yine medya aracılığıyla ünlenen diğer insanlar yoluyla unutulma ve bu döngü hayatımıza, adını kısa süre sonra unutacağımız pek çok şöhret eklemektedir.