• Sonuç bulunamadı

AAA En yüksek derecelendirme

3. DERECELENDİRME FİRMALARININ DERECELENDİRME SÜRECİNDE İNCELEDİKLERİ KONULAR VE DERECELENDİRMEYİ

3.3. FİRMA RİSKİ FAKTÖRLERİ

3.3.4. Finansal Durum

Firma ile ilgili sağlıklı kararların alınabilmesi için finansal analiz yoluyla sağlanan bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır. Firmanın mali durumu ile faaliyet sonuçlarının değerlendirilebilmesi, firmanın amaçları ile tutarlı rasyonel kararlar alınabilmesi için bazı analitik araçlara ihtiyaç vardır.

Derecelendirme çalışmalarında önemli olan firmanın nakit yaratma gücüdür. Bunun için de derecelendirme firmaları bazı finansal analiz teknikleri kullanmaktadırlar. Bu aşamada;

• Firmanın finansal politikalarının değerlendirilmesi • Oran analizleri,

• Nakit akım analizleri,

• Diğer bazı analizlerin derecelendirme firmalarınca kullanıldığı görülmektedir.

115 3.3.4.1. Oran Analizi

Oran analizi, firmanın yalnız geçmiş ve cari durumunu değerlendirmek açısından değil, planlama ve denetim işlevini yerine getirmede ve üçüncü kişilerin özellikle firma ortaklarının, hisse senetlerine yatırım yapmak isteyen yatırımcıların ve finansman kurumlarının, firmanın mali durumunu ve gücünü nasıl gördükleri, değerlendirdiklerini tahmin amacıyla kullanılmaktadır (Akgüç, 1998: 20).

Günümüzde de işletmenin riskini analiz etme sürecinde kalitatif yöntemlerin yanında oran analizi de tamamlayıcı olarak kullanılmaktadır. Oran analiziyle ilgili tanımda da yer aldığı üzere analiz sürecinde yapılan geçmişe yönelik verilerle analizcilerin geleceğe yönelik tahminler ortaya koymasıdır. Derecelendirme şirketlerince bu aşamada, bir sektördeki firmanın analiz sürecinde önemli olan oranı farklı bir sektörde yer alan firma için yaptığı değerlendirmeye katması doğru olmayabilir.

Oran analizinde önemli olan oranların hesaplanması değil, oranların yorumlanmasıdır. Oranların yorumlanmasında üzerinde durulması gereken üç temel ilke esas alınmaktadır (Büker vd., 2007: 34-35). Bu ilkeler;

• Hesaplanan oranların işletmenin geçmiş dönem oranlarıyla karşılaştırılması

• Endüstri içinde yer alan diğer işletmelerle veya endüstri ortalamalarıyla karşılaştırılması

• Deneyimler sonucu belirlenmiş uluslararası oranlarla karşılaştırılmasıdır. Babuşcu’ya göre (2008;368) oran analizinin elde edilen değerlerin belli başlı önceden standardize edilmiş oranlarla karşılaştırılması anlamlı değildir. Bunun nedeni, firmaların pek çok sektörde ideal koşullarda faaliyet göstermemesi olarak açıklanmıştır.

116 3.3.4.2. Nakit Akım Analizleri

Nakit akım analizi kapsamında oluşturulan nakit akım tablosu firmalarda genellikle bir yıl içerisindeki nakit hareketlerini gösteren tablo olup nakdi değerlerdeki değişimlerin ifade edildiği faaliyet döneminde ortaya çıkan nakit akımlarını, yatırım faaliyetlerine ilişkin nakit akımlarını ve finanslama faaliyetlerine ilişkin nakit akımları gösteren bir tablodur (Ercan ve Ban, 2005: 26). Diğer bir ifadeyle, tahakkuk esasına göre oluşturulmuş bilanço ve gelir tablosunun nakde dönüştürülmüş halidir. Nakit bazlı olduğu için hem anlaşılması daha kolay hem de firmanın faaliyetlerine ilişkin bilgileri daha fazla yansıtıcı nitelik taşımaktadır.

Nakit akımlarının işletme faaliyetlerinden, yatırım faaliyetlerden ve finansman faaliyetlerinden kaynaklanan nakit akımları şeklinde gruplandırılması, işletmenin finansal başarısının ölçülmesinde ve işletme yönetiminin politikalarının anlaşılmasında önem arz etmektedir.

Günümüzde IASC ve FASB’nin öngördüğü ve dünyada yaygın olarak kullanılan nakit akım tablosu formatı, faaliyetsel bazda hazırlanmış ‘üç bölümlü format’ şeklinde adlandırılabilecek formattır. Nakit akım tablosunun faaliyetsel bazda hazırlanması tablonun etkinliğini artırmaktadır (Yaylaönü, 2001: 24).

Nakit akım analizi ile derecelendirme firmaları inceledikleri işletmelerin borç ödeme kapasitelerini belirlemektedirler. Nakit akım analizi sırasında tespit edilen bazı durumlar incelenen firmanın borçlarını ödeyememe konusunda uyarı sinyali olarak değerlendirilebilir.

Esas faaliyetlerden nakit yaratılamaması, esas faaliyetlerden yaratılan nakit artış oranının reel olarak negatif olması, faaliyetlerden yaratılan nakit tutarının tüm finansal harcamaları karşılamada yetersiz kalması incelenen firma için uyarı sinyali olarak algılanmaktadır.

117

3.3.4.3. Finansman Politikalarının İncelenmesi

Bir işletmenin başarısının, varlığını sürdürmesinin sabit varlıklara ve işletme sermayesine yatırım yapma gücü ve isteğinin büyük ölçüde izlemekte olduğu finansal yönetim politikasına bağlı olduğu söylenebilir (Büker vd,2007: 30).

Finans fonksiyonu günümüzde işletmeler için kilit öneme sahiptir. Bu fonksiyon doğru olarak yerine getirilmediğinde işletmelerde düzeltilemeyecek hatalar ortaya çıkabilmektedir. Doğru ve gerçekçi finansal planlama yapılmaması işletmelerin önemli başarısızlık nedenleri arasında yer almaktadır. İşletmenin finansal yönden gelişmesini değerlendirebilmek, gelişme yönlerini saptayabilmek ve o firmayla ilgili geleceğe yönelik tahminlerde bulunabilmek için finansal politikalarının değerlendirilmesi gereklidir.

Firma yöneticileri tarafından belirlenen finansal amaçların gerçekleştirilmesi veya bu kararların sürdürülmesi işletme yöneticilerini zorlamaktadır. Derecelendirme şirketleri işletmeyi değerlendirirken geçmiş yılları da göz önüne almalıdırlar. İncelenen finansal amaçları eğer geçmiş dönemdeki gelişimi ile tutarlıysa değerlendirme kapsamında dikkate alınmaktadır.

Derecelendirme şirketlerince finansman politikalarına ilişkin değerlendirme yapılırken inceleme yapan uzmanın kişisel yargıları kullanılmaktadır.

3.3.4.4. Finansal Kaldıraç

İşletmenin finansmanında yabancı kaynaklardan ne derece yararlandığını ortaya koyan oranlardır. Yabancı kaynaklarla özsermaye arasındaki ilişkiyi gösteren bu oran işletmenin olumlu bir şekilde finanse edilip edilmediği, kredi verenlerin emniyet payının yeterli olup olmadığı sorularına cevap verir (Ercan ve Ban, 2005: 43).

118

Kaldıraç oranı varlıkların yüzde kaçının borçlarla finanse edildiğini göstermektedir. İşletmeye kredi verenler oranın küçük olmasını isterler. Çünkü işletmenin tasfiyesi halinde borç verenler özsermayenin yeterliliği halinde alacaklarını tahsil etme olanağı bulurlar. Ortaklar ise belli bir düzeye kadar bu oranın büyük olmasını istemektedirler. Bu şekilde, finansman kaldıracının etkisiyle işletmenin özkaynak karlılığını artar ve ortaklar daha fazla kar payı alır (Büker vd., 2007: 48).

İşletmelerin faaliyet sonucu zarar etmeleri, varlıklarının değerinin düşmesi veya beklenilen ölçüde fon yaratamamaları gibi durumlarda yükümlülüklerini yerine getirip getiremeyeceklerini değerlendirmede bu orandan yararlanılır (Çonkar, 2006: 5).

Borçların aktif toplamına oranının yüksek olması, şirketin spekülatif şekilde finanse edildiği şirkete yatırım yapanlar açısından emniyet marjının dar olduğu, şirketin anapara ve faiz borçlarını ödeyememe riskinin yüksek olduğunu göstermektedir (Akgüç, 1998: 33).

Standart and Poor’s firması derecelendirdikleri şirketlerin finansal kaldıraç düzeyini ölçmek için çeşitli oranlar kullanmaktadır. Bu oranlardan bazıları şunlardır;16

• Uzun Vadeli Borçlar / Uzun Vadeli Borçlar + Özkaynaklar • Toplam Borçlar / Toplam Borçlar + Özkaynaklar

• Toplam Borçlar + Bilanço Dışı Borçlar / Toplam Borçlar + Bilanço Dışı Borçlar + Özkaynaklar

Bilanço dışı borçlar olarak adlandırılan kalemler: Leasing giderleri, kıdem tazminatları, ortak yatırımlar ve konsolide edilmemiş iştiraklerin borçları, teminata verilen veya ciro edilen alacak senetleri, ödenmesi muhtemel ceza ve tazminatlar, özel anlaşmalardan doğan yükümlülüklerdir.

Firmaların borç ağırlıklı finansmanı riski artıran önemli bir göstergedir. Bu nedenle firmaların borç özkaynak oranının kabul edilebilir sınırlar içerisinde olup olmadığına bakılır. Firmaların sermayesinin güçlü olması Basel II’de onlar için

119

önemli avantaj oluşturmaktadır. Güçlü sermaye yapısı kredi riskini azaltan önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir.

120