• Sonuç bulunamadı

BASEL UZLAŞILARINA UYUM ÇERÇEVESİNDE TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE YAPILAN YASAL DÜZENLEMELER

ÜZERİNDE ETKİLERİ

3. BASEL I VE II UZLAŞILARININ TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİMİ VE YAPILAN DÜZENLEMELER

3.2. BASEL UZLAŞILARINA UYUM ÇERÇEVESİNDE TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE YAPILAN YASAL DÜZENLEMELER

Türkiye’deki bankalar uluslararası dalgalanmalardan etkilenmekle birlikte zaman zaman bir kısmı sermaye yapılarının güçsüzlüğü, bir kısmı yönetimlerinden kaynaklanan sorunlardan dolayı ülkedeki finansal piyasaları derinden sarsan krizlere yol açmıştır. Bu süreçlerin sonunda uygulanan istikrar programları kapsamında ülke içinde artan baskılar ve de Dünya Bankası ve IMF gibi uluslararası kuruluşların dünyadaki risk izleme eğilimlerine paralel olarak yaptığı yönlendirmeler sonucu ulusal bazda uluslararası düzenlemelere uyum sağlamak amaçlı belirli aralıklarla düzenlemeler yapılmıştır.

Ülkemizin bankalara ilişkin ilk yapılan kanun düzenlemesini 1933 yılındaki 2243 sayılı Bankalar Kanunu oluşturmaktadır. Sonrasında sırasıyla bu kanunu 1936 yılında yürürlüğe giren 2999 sayılı Bankalar Kanunu, 1958 yılında yürürlüğe giren 7129 sayılı Bankalar Kanunu ve 1983 yılında yürürlüğe giren 3182 sayılı kanun izlemiştir. Burada sayılan kanunlar ulusal bazda 1988 yılına yani Basel Sermaye Uzlaşısı ortaya çıkıncaya kadar yapılan düzenlemelerdir.

67

Türkiye’ de uluslararası standartların benimsenmesi çalışmalarıyla birlikte, bu geçiş sürecinde Bankacılık Kanununda ilki 1999’da ikincisi de 2005 yılında olmak üzere iki köklü düzenleme yapılmıştır. Bu kanun düzenlemelerine ve yönetmeliklere aşağıda sırasıyla yer verilecektir.

3.2.1. 18 Haziran 1999 Tarihli 4249 Sayılı Bankacılık Kanunu

Bankacılık Kanun’da 18 Haziran 1999 tarihinde yapılan değişiklikle ‘Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu’ (BDDK) oluşturulması öngörülmüş sonrasında da Kurul 31 Ağustos 2000’de faaliyete geçmiştir. 1999 yılında kabul edilen kanunun 9. maddesinin 4. bendinde bankalar işletmeler nedeniyle karşılaştıkları risklerin tespit edilmesi, izlenmesi amacıyla faaliyetleri ile uyumlu, esas ve usulleri BDDK tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek bir iç denetim ve risk kontrol ve yönetim sistemi kurmakla yükümlü kılınmışlardır. Ayrıca bu sistemi etkin bir biçimde çalıştırmak için yeterli sayıda teftiş elemanı çalıştırmaları da zorunlu kılınmıştır.

1999 yılında yapılan düzenlemeyle bankaların iştirakler, emtia ticareti ve gayrimenkul ticareti üzerine olan işlemleri ile % 25 ve daha fazlasına sahip oldukları ortaklıklara, belli sınırlar haricinde çalışanlara kredi verilemeyeceği, kefaletlerin kabul edilemeyeceği de hükme bağlanmıştır.

Kanunla değişen diğer bir nokta da yöneticilere şahsi sorumluluğun getirilmiş olmasıdır. Bu şekilde banka yönetimi ve yöneticilerinin yol açacağı kötü yönetim riskinin de engellenmesine yönelik önlem alınmıştır.

Yapılan düzenlemeyle bankaların kredi riski azaltılmaya çalışılmış, bankaların ana faaliyet konularına odaklanmalarına ve likit olamayan değerlere sahip olmalarını kısıtlamaya yönelik kurallar getirilmeye çalışılmıştır.

1999 yılında değişen Bankacılık kanunun yayınlanmasından sonra kurulan BDDK, Bankaların İç Denetim Sistemleri ve Risk Yönetim Sistemleri Hakkında ayrıntılı hükümler içeren bir yönetmelik yayınlamıştır. Bu yönetmelikle bankaların sahip olmaları gereken iç denetim sistemleri, risk yönetim sistemleri ve içeriği, bu

68

alanda faaliyet gösterecek olan birimlerin sorumlulukları açıklanmıştır. Ayrıca BDDK bünyesinde bir de Risk Yönetim ve Gözetim Teknikleri Dairesi kurulmuştur.

3.2.2. 1 Kasım 2005 Tarihli 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu

5411 Sayılı Bankalar Kanunu finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanmasına, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasına, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasına ilişkin usul ve esaslara ilişkin düzenlemeleri içermektedir.

Kanuna göre bankaların gerçek veya tüzel kişilere açabilecekleri kredi öz sermayelerinin % 25’ini aşamayacaktır. Bu oran Bankalar Kanununun 49. maddesinde açıklandığı üzere bankanın nitelik pay sahipleri, yönetim kurulu üyeleri veya genel müdürlerinin birlikte veya tek başlarına doğrudan veya dolaylı kontrol ettikleri ya da sınırsız sorumlu olarak katıldıkları ortaklıklara ilişkin kredilerde öz sermayelerinin % 20’si ile sınırlanmıştır. Bu yapılan düzenleme daha önceki 4249 sayılı kanunda yer almaktaydı ancak yapılan son düzenlemede şirketlerine açılan krediler özsermaye kalemlerinden düşülecektir hükmüne ek olarak yapılan düzenlemeyle artık grup şirketlerine verilen kredilere de sınırlama getirilmiştir.

Ayrıca daha önceki bankalar kanunlarında tanımlı net bir özsermaye varken bu tanımlama yeni kanunda bulunmamakta bunun yerine tanımlama yetkisi kanunla Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulunu’na bırakılmaktadır.

5411 sayılı kanunun 67. maddesinde sayılan aşağıdaki hallerde BDDK; • Aktiflerinin vade itibarıyla yükümlülüklerini karşılayamama tehlikesiyle

karşı karşıya gelmesi ya da likiditeye ilişkin düzenlemelere uymaması, • Gelir ve giderleri arasındaki ilgi ve dengelerin bozulması nedeniyle

kârlılığın faaliyetleri emin bir şekilde yürütecek yeterlilikte olmaması, • Özkaynaklarının sermaye yeterliliğine ilişkin düzenlemelere göre yetersiz

olması veya bu durumun gerçekleşmek üzere bulunması,

69

• Bu Kanuna ve ilgili düzenlemelere veya Kurulca alınan kararlara aykırı nitelikte karar, işlem ve uygulamalarının bulunması,

• İç denetim, iç kontrol ve risk yönetim sistemlerini kurmaması veya bu sistemleri etkin ve yeterli bir şekilde işletmemesi veya denetimi engelleyici herhangi bir hususun bulunması,

• Yönetiminin basiretsizliği nedeniyle bu Kanun ve ilgili mevzuat ile tanımlanmış risklerin önemli ölçüde artması veya malî bünyeyi zayıflatabilecek şekilde yoğunlaşması,

yine bu Kanunun 68 inci, 69 uncu ve 70 inci maddelerinde öngörülen aşağıda ayrıntılarına yer verilen önlemeleri almakla yükümlüdür.

Bankaların almaları gereken önlemler düzeltici, kısıtlayıcı ve iyileştirici önlemler olarak üç başlık altında toplanmıştır.

Düzeltici olarak alınabilecek önlemler: Bankanın özkaynağının artırılması

veya kâr dağıtımının geçici bir süreyle durdurularak ihtiyatlara aktarılması veya ayrılan karşılıkların artırılması, hissedarlara kredi verilmesinin durdurulması veya aktiflerin elden çıkarılması suretiyle likidite temin edilmesi veya yeni yatırımların sınırlandırılması veya durdurulması, ücret ve diğer ödemelerin sınırlandırılması, uzun vadeli yatırımların durdurulmasıdır.

İyileştirici olarak alınabilecek önlemler: Kredi politikasının gözden geçirilerek riskli işlemlerin durdurulması, maruz kalınan vade, kur veya faiz riskinin azaltılması için gerekli önlemlerin alınması, malî bünyenin düzeltilmesi, sermaye yeterliliği veya likidite düzeylerinden birinin ya da her ikisinin yükseltilmesi, uygun bir süre vererek uzun vadeli veya duran varlıkların elden çıkarılması, işletme ve yönetim giderlerinde kısıntıya gidilmesi veya mensuplarına her ne ad altında olursa olsun düzenli olarak ödenenler dışındaki ödemelerin durdurulması, belirli kişi, kurum, risk grubu veya sektörlere nakdî ve gayrinakdi kredi kullandırımının sınırlandırılması veya yasaklanması, karar, işlem ve uygulamalarda yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu bulunması hâlinde genel kurulun en kısa sürede olağanüstü toplantıya çağrılarak yönetim kurulu üyelerinden bir veya birkaçının veya tamamının değiştirilmesi veya üye sayısını artırarak üye atanması veya karar ve işlemlerde

70

sorumluluğu bulunan mensuplarının görevden alınması ve son olarak maruz kalınan risklerin azaltılması için kısa, orta ve uzun vadeli olmak üzere BDDK’ca uygun görülecek bir plân oluşturulması ve yönetim kurulu üyeleri ile nitelikli paya sahip ortaklarından, bu plânın yazılı olarak taahhüt edilmesi ve belirlediği dönemler itibarıyla uygulama sonuçlarının gönderilmesi şeklinde iyileştirici önlemler alabilir.

Kısıtlayıcı önlemler: Bu önlemler ilk iki basamakta sayılan düzeltici ve

iyileştirici önlemlerin işe yaramaması durumunda uygulanabilecek olan kısıtlayıcı önlemlerdir. Yani bu önlemler bankanın iflasından önce alınabilecek son önlemlerdir. BDDK bankadan sayılan bu önlemlerden yalnızca birini uygulamasını isteyebileceği gibi birkaç tanesini aynı anda uygulamasını isteyebilir. Kısıtlayıcı önlemler kapsamında BDDK; bankadan faaliyetlerini, faaliyet türleri itibarıyla tüm teşkilatını veya gerekli görülecek yurt içi veya yurt dışı şubelerini veya muhabirlerle ilişkilerini kapsayacak şekilde kısıtlaması veya geçici olarak durdurulması, kaynakların toplanması ve kullandırılmasına ilişkin olarak faiz oranı ve vade kısıtlamaları da dâhil olmak üzere, her türlü sınırlama ve kısıtlama getirmesi, yönetim kurulu da dâhil olmak üzere genel müdür, genel müdür yardımcıları, ilgili birim ve şube yöneticilerinin bir kısmını veya tamamını görevden alması, görevden alınan kişilerin yerine atanacak veya seçilecek kişiler için Kurumdan onay alınması, sigortaya tâbi mevduat veya katılım fonu tutarını aşmamak ve yeterli teminatı hâkim ortakların hisse senetlerinden veya diğer malvarlıklarından karşılanmak üzere uzun vadeli kredi sağlaması, zarar doğurduğu tespit edilen faaliyetlerinin sınırlandırılması veya durdurulması, verimi düşük veya verimsiz varlıklarının elden çıkarılması, istekli olan bir veya birkaç banka ile birleşmesi, özkaynakların artırılmasını sağlamak amacıyla uygun görülecek yeni hissedarlar bulunması, doğan zararın özkaynaktan indirilmesi tedbirlerini almasını isteyebilir.

Kanunda daha önce 4249 sayılı kanununa kurulan BDDK’ nın işleyişine ilişkin ayrıntılara yer verilmiş ve yine kanunda karşılaşılabilecek sistematik risklere ilişkin önlemlerin Bakanlar Kurulu tarafından alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir.

Türkiye’de bankacılık sektöründe yapılan düzenlemeler sayılan kanunlarla sınırlı değildir. Bu kanunlara dayanılarak BDDK’ca çeşitli yönetmeliklerde

71

yayınlanmıştır. Son olarak 2006 yılında 14 Mart 2006 tarih ve Resmi Gazetenin 26108 nolu yürürlükteki bankalar kanunun bazı hükümlerini değiştiren 5472 sayılı kanun yayınlanmıştır. Değişiklik yapılan hükümler bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine ilişkindir.