• Sonuç bulunamadı

3.2. Şekil Bilgisi

3.2.6. Fiilden İsim Yapım Ekleri

Fiil kök ve gövdelerine gelerek yeni isimler türeten bağımlı biçim birimlerdir. Fiil köklerine, isimden ve fiilden yapılmış fiil gövdelerine gelerek türediği fiilden farklı bir anlam ifade eden yeni bir sözcük oluştururlar. Bu yeni sözcükler sözlükte madde başı olma niteliğine sahiptir ve türediği fiil ile anlam bağı belli ölçüde devam etmektedir.

Ad kök ve gövdelerinden türetilen isimler, somut ve soyut tüm varlık ve nesneleri tamamen karşılamakta yetersiz kaldığından dillerde birtakım nesne ve kavramları karşılamak için fiil kök veya gövdelerinden isim türetme yoluna gidilmiştir. Türkçede fiil kök ve gövdelerinin sayısının ad kök ve gövdelerine oranla çok daha fazla olması Türkçede fiilden isim yapım eklerinin sayısını da artırmıştır. Bu gruba giren eklerin bir kısmı aslında fiillerin soyut oluş ve kılış adlarını bildiren eklerden, bir kısmı ise doğrudan doğruya somut ve soyut nesne adı türeten eklerden oluşur (Korkmaz, 2009). Alan yazında fiilimsi ekleri de fiilden isim yapan ekler kategorisinde değerlendirilmektedir. Fiilimsi eklerinin asıl işlevi eylem anlamlarını kaybettirmeden fiilleri isim, sıfat ve zarf görevinde kullandırmaktır. Bir başka deyişle, fiilimsi ekleri aslında fiillerin anlamını tam olarak değiştirmeksizin ad görünümlü sözcükler türetmektedir. Bu nedenle fiilimsi eki alan sözcükler leksem olarak değerlendirilemezler. Ancak bazı fiilimsi ekleri asıl işlevlerinin

51

yanında kimi kalıcı isim ve sıfatlar türetme yeteneği kazanmıştır. Bu araştırmada ise fiilden fiil yapım eklerinin yanında yer verilen fiilimsi eklerinden (– (y)AcAk, –mIş/–mUŞ, –ş/– (I)ş/–(U)ş) bu özelliğe sahip olanlar çalışma grubunun nitelikleri ve çalışma amaçları göz önünde bulundurularak kafa karışıklığına yol açmamak için çalışmaya dâhil edilmemiştir. Aşağıda bu çalışma kapsamında öğretim için seçilen fiilden isim yapım ekleri ile ilgili bilgiler bulunmaktadır.

3.2.6.1. –Ak < –gAk

Bu ek eskiden beri kullanılan işlek bir ek olup zaman içinde birçok işlev kazanmış, birbirinden farklı türetmeler yapmıştır. Yaptığı yeni isimler fiilin gösterdiği hareketi çokça yapanı, bu harekete uğramış veya maruz kalmış olanı ve bu hareketten doğmuş olan ya da bu hareketi yapanı bildirmektedir. –Ak ekinin başlıca işlevleri şunlardır:

➢ Bir alışkanlığı, bir duyguyu belirten fiilin bildirdiği işi çokça yapanı gösteren nitelik adları, sıfatlar yapar: at-ak, dön-ek, kaç-ak, kıvr-ak, kork-ak, titr-ek, ürk-ek ➢ Bir işin yapıldığı yeri gösteren isimler yapar: barın-ak, dur-ak, kavş-ak, kon-ak,

korun-ak, kuc-ak, sap-ak, sığın-ak, tapın-ak, yığın-ak vb.

➢ Araç-gereç isimleri türetir: bıç-ak, bin-ek, dayan-ak, el-ek, kap(a)-ak, kay-ak, kaydır-ak, otur-ak, ölç-ek, süz-ek, tar(a)-ak, uç-ak, yat-ak vb. (Ergin, 2008: 188; Korkmaz, 2009, s. 70; Gülensoy, 2010, s. 533; Eker, 2011, s. 344; Karaağaç, 2012: 284).

3.2.6.2. -ç

Bu ek daha çok dönüşlü fiillerden yeni isimler türeten çok işlek bir ektir. Türetilen yeni kelimeye aşırılık anlamı katar. –ç eki getirildiği fiildeki hareketi yapanı, yapılan hareketi ya da o hareketle ilgili bir niteliği gösteren soyut ad ve sıfatlar türetir: basın-ç, bilin-ç, diren-ç, gülün-ç, güven-ç, iğren-ç, inan-ç, kazan-ç, kıskan-ç, kıvan-ç, korkun-ç, ödün-ç, sevin-ç, tıka-ç, usan-ç, utan-ç vb. Bu ekin görüldüğü kimi örneklerde fiil gövdesinde yer alan “n” dönüşlülük eki işlevinden uzaklaştığı için kelime morfolojik olarak parçalandığında fiil köküne “ç” yerine “nç” eki getirilmiş gibi bir durum ortaya çıkmaktadır (korkunç, basınç). Bu durum kaynaklarda ele alınmış, sonuç olarak tek başına “nç” biçiminde bir ek olmayacağı, bu gösterimde yer alan “n”nin dönüşlülük eki olduğu

52

kanaatine varılmıştır (Ergin, 2008, s. 191-192; Korkmaz, 2009, s. 76-77; Gülensoy, 2010, s. 534; Karaağaç, 2012, s. 293).

3.2.6.3. -GAn

İşlek olarak kullanılan bu ek eklendiği fiilin ses durumuna göre –gAn / -kAn biçimlerini alır. Birkaç istisna dışında tek heceli fiillere getirilmeyen –gAn eki daha çok birden çok heceli fiil çatılarına getirilerek alışkanlık ve huy bildiren, eylemin gösterdiği işi çokça yapanı gösteren isim ve sıfatlar türetir: alın-gan, atıl-gan, çalış-kan, çekin-gen, çığırt-kan, değiş-ken, doğur-gan, er-gen, et-ken, giriş-ken, ısır-gan, ilet-ken, kay-gan, kemir-gen, kırıl- gan, konuş-kan, saldır-gan, sıkıl-gan, somurt-kan, sürün-gen, unut-kan, üret-ken, yapış- kan vb. (Ergin, 2008, s. 190; Korkmaz, 2009, s. 80; Gülensoy, 2010, s. 533; Eker, 2011, s. 345; Karaağaç, 2012, s. 287).

3.2.6.4. -GI

Eskiden beri işlek olarak kullanılan bu ek eklendiği fiilin ses uyumuna göre ilk harfi tonlu veya tonsuz biçimlere dönüşebilmektedir. Genellikle yapma bildiren tek heceli fiil kökleriyle çatı eklerini almış fiil gövdelerinden yapılanı, yapanı veya yapma işini bildiren adlar türetir. Bu ekin kullanıldığı başlıca işlevler şu şekildedir:

➢ Fiillerden araç-gereç isimleri yapar: as-kı, at-kı, bıç-kı, bur-gu, çal-gı, kes-ki, sar- gı, sil-gi, sür-gü, süz-gü, yay-gı vb.

➢ Çeşitli nitelikte soyut ve somut adlar yapar: al-gı, bas-kı, bil-gi, bit-ki, bul-gu, çiz- gi, çoş-ku, çeliş-ki, dol-gu, et-ki, duy-gu, gör-gü, iç-ki, iliş-ki, kat-kı, kay-gı, kur-gu, ol-gu, ör-gü, öv-gü, say-gı, ser-gi, sev-gi, sez-gi, sor-gu, tep-ki, tut-ku, uy(u)-ku, ver-gi, yanıl-gı, yenil-gi, yaz-gı, yer-gi vb. (Ergin, 2008: 189; Korkmaz, 2009, s. 80-81; Gülensoy, 2010, s. 533; Eker, 2011, s. 345; Karaağaç, 2012, s. 292-293).

3.2.6.5. -GIn / -GUn

Eski Türkçe döneminden beri oldukça işlek olarak kullanılagelen bu ek esas itibariyle tek heceli geçişli ve geçişsiz fiil köklerine getirilerek çoğunlukla pekiştirilmiş sıfatlar ve az sayıda isimler türetir. Nadiren çok heceli fiil gövdelerine de geldiği görüşür: alış-kın, eriş-

53

kin, geliş-kin, tedir-gin, yetiş-kin vb. –Gın/–GUn ekinin ilk sesi eklendiği fiilin ses uyumuna göre “k” şeklinde olabilir. Bu ek işlev bakımından fiilin gösterdiği işin tamamlanmış olduğunu gösteren sıfatlar türetir. Bu yönüyle –mIş/–mUş isim fiil ekiyle aynı işlevi yerine getirdiği söylenebilir. Ekin işlevleri şu şekildedir:

➢ Eylemin gösterdiği işi çok yapanı ve iş sonucu ortaya çıkanı bildiren sıfatlar yapar: alış-kın, az-gın, bay-gın, bez-gin, bık-kın, bil-gin, bit-kin, coş-kun, dal-gın, dol-gun, dur-gun, düş-kün, düz-gün, er-gin, eriş-kin, et-kin, geç-kin, ger-gin, gez-gin, iliş- kin, kız-gın, küs-kün, ol-gun, piş-kin, seç-kin, sus-kun, şaş-kın, şiş-kin, tedir-gin, tut- kun, uy-gun, üz-gün, yat-kın, yay-gın, yetiş-kin, yor-gun vb.

➢ Eylemin gösterdiği iş sonucu ortaya çıkan durum veya nesneyi bildiren isimler yapar: bas-kın, boz-gun, soy-gun, sür-gün, taş-kın, vur-gun, yan-gın vb. (Ergin, 2008, s. 189; Korkmaz, 2009, s. 81-82; Gülensoy, 2010, s. 533; Eker, 2011, s. 345; Karaağaç, 2012, s. 288).

3.2.6.6. -I / -U (< -(I)g / -(U)g)

Çoğunlukla tek heceli geçişli veya geçişsiz fiillere gelen bu ek eski Türkçeden bu yana oldukça işlek olarak kullanılan fiilden isim yapım ekidir. Bu ek, fiilin gösterdiği işin sonucu, ürünü olan somut ve soyut isimler türetir: aç-ı, art-ı, başar-ı, bat-ı, çağ(ı)r-ı, çarp- ı, çat-ı, diz-i, doğ-u, dol-u, gez-i, göm-ü, kan-ı, kaz-ı, kok-u, kork-u, koş-u, ölç-ü, öl-ü, öner-i, ört-ü, piş-i, pus-u, san-ı, say-ı, sık-ı, sor-u, sür-ü, şaş-ı, tak-ı, tart-ı, ver-i, yap-ı, yaz-ı vb. (Ergin, 2008, s. 192-193; Korkmaz, 2009, s. 82-83; Gülensoy, 2010, s. 534; Eker, 2011, s. 345; Karaağaç, 2012, s. 284-285).

3.2.6.7. -(y)IcI / -(y)UcU (< -gUçI < -gU+çI)

Birleşik bir ek olan –(y)IcI / –(y)UcU eki geçişli-geçişsiz her türlü fiil kök ve gövdesine gelen çok işlek bir ektir. İşlev bakımından üstlendiği görevler şu şekildedir:

➢ Fiilin gösterdiği işi bir meslek veya uğraşı olarak veya alışkanlık olarak sürekli yapanı gösteren isimler türetir: araştır-ıcı, bak-ıcı, bin-ici, çevir-ici, dağıt-ıcı, dik- ici, dinle-yici, dile-n(i)ci, doku-yucu, ek-ici, gör-ücü, koş-ucu, oku-yucu, öğre- n(i)ci, tüket-ici, sat-ıcı, sür-ücü, yaz-ıcı, yıka-yıcı, yönet-ici yüz-ücü vb.

54

➢ Fiilden fiilin gösterdiği işi çok yapan, yapma etkisi gösteren ve bu işi bir özellik olarak taşıyan sıfatlar türetir: ak-ıcı, aldat-ıcı, aydınlat-ıcı, bağışla-yıcı, besle-yici, bayılt-ıcı, boğ-ucu, böl-ücü, bunalt-ıcı, bulaş-ıcı, bulaştır-ıcı, canlandır-ıcı, çarp- ıcı, çek-ici, düşündür-ücü, ez-ici, inandır-ıcı, geç-ici, kal-ıcı, kes-ici, kır-ıcı, öldür- ücü, sık-ıcı, şaşırt-ıcı, uyar-ıcı, üz-ücü, yak-ıcı, yık-ıcı, yırt-ıcı, zorla-yıcı vb.

➢ Fiilin gösterdiği işi yapan veya yapma özelliğini taşıyan araç-gereç isimleri türetir: al-ıcı, arıt-ıcı, çek-ici, dondur-ucu, ısıt-ıcı, patla-yıcı, soğut-ucu, sustur-ucu, taşı- yıcı, uyuştur-ucu, ver-ici, yansıt-ıcı vb. (Ergin, 2008, s. 191; Korkmaz, 2009, s. 83- 84; Gülensoy, 2010, s. 534; Eker, 2011, s. 347; Karaağaç, 2012, s. 286).

3.2.6.8. -k / -(I)k / -(U)k

Eskiden beri kullanılagelen bu ek, geçişli-geçişsiz tek ve çok heceli fiillere gelerek onlardan fiilin gösterdiği harekete uğramış olan, o hareketten doğmuş bulunan ve hareketi yapan çeşitli adlar ve sıfatlar türetir. Bu ekle yapılmış özellikle sıfat türetmelerinde, yapılmış bir işi nitelik olarak taşıma özelliği göze çarpar. Bu ek eklendiği fiilin ses durumuna göre –k / –(I)k / –(U)k biçimlerini alabilmektedir. Bu ekin başlıca işlevleri şu şekildedir:

➢ Fiillerden niteleme sıfatları türetir: aç-ık, aksa-k, bit-ik, bitiş-ik, boz-uk, bulaş-ık, buna-k, çiz-ik, çürü-k, değiş-ik, del-ik, don-uk, esne-k, ez-ik, gevşe-k, ılı-k, karış-ık, kes-ik, kır-ık, kop-uk, sark-ık, sıkış-ık, sil-ik, soğu-k, sol-uk, sök-ük, sön-ük, şımar- ık, tıkan-ık, titre-k, tut-uk, uyuş-uk, yırt-ık vb.

➢ Fiilin gösterdiği işten ortaya çıkan nesneyi bildirir, Fiillerden çeşitli anlamlarda isimler türetir: ada-k, aksır-ık, art-ık, böl-ük, del-ik, dile-k, ele-k, iste-k, kapa-k, kat-ık, kaz-ık, kes-ik, kon-uk, küre-k, otla-k, oy-uk, öksür-ük, sar-ık, sıy(ı)r-ık, tanı- k, tara-k, tükür-ük, üfür-ük, yar-ık vb. (Ergin, 2008, s. 188; Korkmaz, 2009, s. 84- 87; Gülensoy, 2010, s. 533; Eker, 2011, s. 47; Karaağaç, 2012, s. 283).

3.2.6.9. -m / -(I)m / -(U)m

Oldukça işlek bir ek olan –m geçişli-geçişsiz tek ve çok heceli fiillerden nitelik ve nicelik adları türetir. Ünlü ile biten fiillere m, ünsüz ile biten fiillere -I-, -U- bağlantı ünlüsü alarak eklenir. Bu ekin üstlendiği başlıca işlevler şu şekildedir:

55

➢ Fiilin gösterdiği işi hareket adına dönüştürür. Bu ek için –mA isim fiil ekinin hareket bildiren biçimidir denilebilir. Eylemi nitelik ve süreç olarak bildiren böylece kalıcılaşabilen isimler türetir: ak-ım, anlat-ım, bak-ım, çiz-im, dağıl-ım, dağıt-ım, denet-im, dev(i)r-im, doğ-um, dök-üm, dön-üm, duy-um, dür-üm, eğit-im, ek-im, geril-im, göster-im, gözle-m, işle-m, kaldır-ım, karış-ım, katıl-ım, kes-im, kıv(ı)r-ım, kıy-ım, kur-um, onar-ım, otur-um, öğren-im, öğret-im, sindir-im, solun- um, titreş-im, tüket-im, uy-um, üret-im, ver-im, yap-ım, yaşa-m, yatır-ım, yerleş-im, yık-ım, yönet-im vb.

➢ Fiilin gösterdiği işle ilgili sonucu gösteren soyut adlar türetir: biç-im, bil-im, birleş- im, böl-üm, çöz-üm, değiş-im, dur-um, eğil-im, geliş-im, giy-im, görün-üm, kalıt-ım, kapsa-m, kavra-m, oluş-um, seç-im, sür-üm, tut-um vb. (Ergin, 2008, s. 188; Korkmaz, 2009, s. 89-91; Gülensoy, 2010, s. 533; Eker, 2011, s. 348; Karaağaç, 2012, s. 281).

3.2.6.10. -mAn

Geçişli ve geçişsiz fiil kök ve gövdelerinden isimler türetir. Çok işlek olmayan bir ektir. Türkçeleştirme çalışmaları sırasında bu ekten bir işi yapan kimse anlamında isim türetmek amacıyla yararlanılmıştır: çevir-men, danış-man, düzelt-men, eğit-men, eleştir-men, göç- men, okut-man, öğret-men, say-man, seç-men, yaz-man, yönet-men vb. Bunun dışında birkaç örnekte görülür: değir-men, az-man, koca-man, şiş-man vb. (Ergin, 2008, s. 197; Korkmaz, 2009, s. 97; Gülensoy, 2010, s. 535; Eker, 2011, s. 348; Karaağaç, 2012, s. 295).

3.2.6.11. -tI / -tU / -(I)ntI / -(U)ntU

Bu ek oldukça işlek bir ek olup -n- ve +r- ekli fiil gövdelerine gelerek somut ve soyut isimler türetir. Bazı gramer kitaplarında bu ek –(I)ntI / –(U)ntU biçiminde de yer almaktadır. Bu ek fiillere gelerek somut ve soyut adlar türetir: ak-ıntı, al-ıntı, ayrı-ntı, bağır-tı, bağla- ntı, belir-ti, birik-inti, bulan-tı, çarp-ıntı, çık-ıntı, çök-üntü, doğrul-tu, dök-üntü, es-inti, gez-inti, gir-inti, gör-üntü, kabar-tı, kal-ıntı, karar-tı, kaşı-ntı, kes-inti, kır-ıntı, morar-tı, özen-ti, saplan-tı, sarar-tı, sars-ıntı, serp-inti, sık-ıntı, söyle-nti, tak-ıntı, toplan-tı, uza-ntı, ürper-ti, üz-üntü, yaşa-ntı, yığ-ıntı, yık-ıntı vb. (Ergin, 2008, s. 193-194; Korkmaz, 2009, s. 101-104; Gülensoy, 2010, s. 537; Eker, 2011, s. 349; Karaağaç, 2012, s. 294).

56