• Sonuç bulunamadı

Ferit Melen Hükümeti Dönemi (22 Mayıs 1972 - 15 Nisan 1973)

1.9. Yeni Hükümetin Kurulması ve 1961 Anayasası

2.3.3. Ferit Melen Hükümeti Dönemi (22 Mayıs 1972 - 15 Nisan 1973)

Nihat Erim’in 5 Mayıs 1972’de istifası üzerine, hükümete geçici olarak Ferit Melen başkanlık etmiştir. Bu gelişmenin ardından, yeni hükümeti kurma görevi 29 Nisan 1972’de Suat Hayri Ürgüplü’ye verilmiştir. Görevi alan Suat Hayri Ürgüplü, 13 Mayıs 1972’de Cumhurbaşkanına kabinesinin listesini sunmuş, anca kabine reddedilmişti. Ürgüplü’nün hükümet kurma görevini iade etmesi üzerine, kendisine hükümet kurma görevi verilen Savunma Bakanı Ferit Melen, kabinesini 22 Mayıs 1972’de açıklamıştı.

Yeni Kabine şu şekilde olmuştur: Başbakan: Ferit Melen,

Devlet Bakanı: Doğan Kitaplı, Devlet bakanı: İsmail Arar,

341

Devlet Bakanı: Zeyyat Baykara, Devlet Bakanı: Prof. İlhan Öztrak, Adalet Bakanı: Fehmi Alpaslan

Milli Savunma Bakanı: Mehmet İzmen, İçişleri Bakanı: Ferit Kubat,

Dışişleri Bakanı: Ü. Halûk Bayülken, Maliye Bakanı: Ziya Müezzinoğlu

Milli Eğitim Bakanı: Prof. Sabahattin Özbek, Bayındırlık Bakanı: Mukadder Öztekin, Ticaret Bakanı: Naim Talû,

Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı: Dr. Kemal Demir Gümrük ve Tekel Bakanı: Haydar Özalp,

Tarım Bakanı: İlyas Karaöz

Ulaştırma Bakanı: Rıfkı Danışman, Çalışma Bakanı: Ali Rıza Uzuner,

Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Mesut Erez,

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Nuri Kodamanoğlu, Turizm ve Tanıtım Bakanı: Erol Yılmaz Akçal,

İmar ve İskân Bakanı: Turgut Toker, Köyişleri Bakanı: Prof. Necmi Sönmez, Orman Bakanı: Prof. Selahattin İnal,

Gençlik ve Spor Bakanı: Adnan Karaküçük.342

Ferit Melen 29 Mayıs’ta Meclis’te okuduğu hükümet programı şöyledir:

Hükümetimiz memleketimizin 12 Mart Muhtırası’ndan önce içine girmiş olduğu bunalımlardan, henüz tamamen kurtulamadığı bir dönemde kurulmuş bulunmaktadır. I. ve II. Erim Hükümetlerinin büyük çabalarına rağmen 12 Mart Muhtırası’nın verilmesini gerektiren sebepler tamamen ortadan kalkmamıştır. Bu durum güveninizi almak için huzurunuza gelen Hükümetin içinde bulunduğumuz şartların sonucu olarak tutum ve icraatında partilerüstü bir anlayışla hareket edecek bir yapıda olmasını gerektirmiş ve Hükümet bu gereklere uygun olarak kurulmuştur. Hükümetin Büyük Meclisin güvenine layık olduğu sürece işbaşında kalması Anayasanın ve demokratik rejimin en tabii bir sonucudur. Olağanüstü şartlar içinde kurulmuş ve arzettiğim gibi görevi güveninizi sürdürebildiği takdirde ancak önümüzdeki seçim zamanına kadar devam edecek olan, Hükümetimizin programının, normal bir seçim dönemi için iktidara gelmiş olan Hükümetlerin programlarından farklı olacağı tabiidir.

342

Sosyal ve ekonomik kalkınmanın idari bütünlük içinde ele alınarak ahenkli bir biçimde yürütülmesini sağlayacak bir yönetim düzenlenmesi getirilecek, ilerde Devletin ve Hükümetin temsilcisi olan valilerin yetkileri artırılacak ve tüm kamu kuruluşlarıyla bağlantı ve ilişkileri yeniden tespit edilerek bütün örgütlerin idarenin bütünlüğü içinde ahenkli çalışması sağlanacaktır.343

Melen hükümeti en önemli sarsıntısını, CHP’nin 4 Kasım 1972’de bakanlarını hükümetten çekme kararı almasıyla yaşamıştı. CHP bu kararıyla, mevcut hükümetin politikalarından memnun olmadığını ve bunların sorumluluğunu taşımak istemediğini belirtmişti. CHP’nin bu kararını paylaşmadığını 5 Kasım 1972’de partisinden istifa ederek gösteren İsmet İnönü, istifa mektubunda: “12 Mart şartlarının nazikmahiyetini ciddiyetle muhafaza ettiği bir zamanda, parti politikasının memleket içinsakıncalı gördüğüm şekil ve istikamette değiştirilmesi sebebiyle CHP’den ayrılmışolduğumu bilgilerinize saygılarımla sunarım.” demiştir.344

CHP’den istifa eden İsmet İnönü, milletvekilliğinden de istifa ederek, eski Cumhurbaşkanı olması sebebiyle, Cumhuriyet Senatosu’nda tabii senatör olarak görev yapmaya başlamıştı.

25 Ocak 1973 günü TBMM’de yapılan görüşmeler esnasında söz alan Başbakan Ferit Melen, sıkıyönetim ile hükümet arasındaki ilişkinin şeklini şu şekilde açıklamıştır: “Muhterem arkadaşlar, sıkıyönetim hükümete bağlı bir teşkilat değildir. Sıkıyönetim komutanı vazifesiniyaparken hükümete değil, kanunumuzda, Başbakan’a karşı sorumludur. Başbakana karşı sorumlu olmak başkadır, Başbakanın emirlerine tabi olmak başkadır. Bu farkıbilmeniz lazımdır.”

CHP adına söz alan Hüdai Oral ise şöyle demiştir:

Sıkıyönetimin ilan ve onanmasıyla ilgili hukuki sebepler ortadan kalkmıştır. Ülkemizde iki yıla yaklaşan bir sıkıyönetim uygulaması ile hükümetin, sıkıyönetim ilan ve karar sebeplerinden derece derece uzaklaşmakta olduğunu gösteren ve dünya kamuoyunda Türkiye’nin sürekli totaliterliğe kayan bir rejim uygulaması içinde bulunduğu intibaının tartışılmasına olanak veren hatalı bir anlayış ve uygulama içine girmiş bulunduğunu gösteren deliller ileri sürülmeye başlanmıştır.345

343

TBMM Tutanak Dergisi, Birleşim 94, Dönem 3, Cilt 24, 29 Mayıs 1972, s. 827-840.

344

İnönü, a.g.e., s. 1212.

345

Ferit Melen 7 Nisan 1973’te başbakanlık görevinden istifa etmiş, istifayı 10 Nisan 1973’te kabul eden Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, 12 Nisan 1973 tarihinde Naim Talu’yu hükümeti kurmakla görevlendirmişti.

2.3.3.1. Melen Hükümet Programında Dış Politika

Melen hükümetinin dış politika programını şöyle ifade etmiştir:

Bütün Cumhuriyet hükümetlerinin olduğu gibi hükümetimizin dış politikası da Büyük Atatürk ilkelerinden mülhem olmaya devam edecektir. Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” vecizesi, bizim için her zaman değerini muhafaza eden temel bir ilkedir. Biz “Cihanda Sulh”un milletlerarası ilişkilerde her şeyden önce bağımsızlık egemenlik ve ülke bütünlüğüne devletlerin hak eşitliği ve içişlerine karışmama ana prensiplerine saygı ve bu çerçeve içinde karşılıklı işbirliği anlayışının hâkim olması suretiyle gerçekleştirilebileceği inancındayız. Birleşmiş Milletler ve İhtisas Teşekkülleri gibi üyesi bulunduğumuz milletlerarası örgütlerle ilişkilerimizin geliştirilmesine özel bir itina gösterilecektir. Türk Dış Politikası’nın temellerinden birini de güvenliğimizin en müessir bir şekilde teminat altında bulundurulması zarureti teşkil etmektedir.

Ferit Melen; NATO’nun barışın korunmasında önemli bir etken olduğunu ve Türkiye’nin Avrupa Kıtası’nda gerçek bir barış ve güvenliğin tesisi ve işbirliği ortamının yaratılması yönünden yapılan çalışmalara da yapıcı bir şekilde katılacağını ifade etmiştir. AET ile ilişkilerde ise, Ortak Pazar’a tam üye olmadan önce Katma Protokol’de ve diğer anlaşmalarda sanayinin gelişmesine engel olacak uygulamalarla karşılaşılmaması için girişilmiş olan müzakerelere devam edileceği belirtilmişti.

Arap ülkeleriyle uzun ve ortak bir geçmişin meydana getirdiği geleneksel bağlarıdan bahsedilmiş ve ilişkilerin daha da güçlendirilmesi üzerinde durulmuştur. Kıbrıs konusunda ise Melen şunları söylemiştir:

(…) Rum toplumu bizim her zaman ifade ettiğimiz ve savunduğumuz gibi Kıbrıs’ın bağımsız bir devlet olarak yaşaması fikrine bağlı ise o zaman bu ortaklık ilkesine riayet etmesi icap eder. Aksi takdirde Türk toplumunun kendi haklarını ayrı olarak kullanması sorumluluğunu üstlenmiş olur. Türkiye Kıbrıs sorununun daima barışçı yollarla çözümlenmesini istemiştir. Ancak kesinlikle belirtelim ki Türk toplumuna karşı girişilecek fiili silahlı tecavüzlere ya da olupbitti teşebbüslerine karşı derhal gereken mukabelenin gösterileceğinden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Hükümetimiz antlaşmalarla tanınmış hukukuna ve Ada’daki Türk toplumunun Kıbrıs Devleti’ne ortak olma vasfından doğan haklarına halel gelmemesi kaydıyla Kıbrıs sorununun ilgili tarafların hak ve menfaatlerini bağdaştıracak şekilde barışçı yollarla çözümlenmesine gayret sarf edecektir. Bu düşüncelerle toplumlararası görüşmelerin Türkiye ve Yunanistan’ın katılmalarıyla genişletilmiş bir çerçevede başlamasına taraftarız. Diğer taraftan Kıbrıs’ta bizim hak ve vecibelere haiz garantör bir devlet olan Yunanistan’ın da bu yönde göstereceği gayretlerin kıymetini müdrik bulunuyoruz. Kıbrıs meselesinin belirttiğimiz esaslar dairesinde adil ve

devamlı bir çözüm şekline bağlanmasının Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin iki komşu ve müttefik memleketin gerçek milli menfaatlerine en uygun tarzda gelişmesine hizmet edeceği inancındayız.346