• Sonuç bulunamadı

1.9. Yeni Hükümetin Kurulması ve 1961 Anayasası

2.4.1. Kıbrıs Meselesi

2.4.3.3. Afyon Krizi

ABD-Türkiye arasındaki ilişkilerde önemli yer tutan meselelerden birisi de afyon meselesi olmuştu. Türkiye Cumhuriyeti 1923’ten 1932’ye kadar, bazı afyon konusundaki sözleşmelere taraf olduğu döneme kadar siyasi baskılarla karşılaşmıştı. Bu tarihten itibaren yaklaşık 30 yıl boyunca afyon konusu ABD ile Türkiye arasında sorun olarak görülmediği bir dönem olmuştu.

ABD II. Dünya Savaşı’nın ardından ülkesinde artan uyuşturucu kullanımı nedeniyle bu ürün konusunda tekrar hassasiyetle yaklaşmaya başlamıştı. Öyle ki; Amerikan Dışişleri Bakanı John Foster Dulles Türkiye’de haşhaş ekiminin yasaklanmasını Adnan Menderes’ten resmen istemişti. Menderes ise bu talebi kabul etmeyerek; finansal kaynak sağlandığı takdirde, ham afyon’un işleneceği bir alkaloit fabrikası kurmayı teklif etmiştir. ABD ise bu teklifi, ekonomik çıkarlarına ters olduğu gerekçesiyle kabul etmemişti.435

1960 sonrasında afyon ekimi yapılan illerin sayısında kademeli indirme politikası izlenmişti. Bu kademeli indirme süreci şu şekilde gerçekleşti: 1960 yılında 30 ilde haşhaş ekimi yapılmakta iken; 1963’te 25, 1965’te 19, 1967’de ise 18 il’e indirilmişti. Ayrıca afyon kaçakçılığı üzerine ciddi bir şekilde gidilmişti. ABD’nin bu konudaki talebi ise kabul edilebilir gözükmemişti. Zira ABD, tamamen ekimin yasaklanması teklifini

435

Türk Afyonunun ABD için bir sorun haline gelmesi süreci ile ilgili olarak bkz. Çağrı Erhan, Beyaz Savaş: Türk-Amerikan İlişkilerinde Afyon Sorunu, İstanbul: Bilgi Yayınevi, 1996, s. 59-75.

sunmuştu. Nitekim Haziran 1965’te Suat Hayri Ürgüplü başkanlığındaki Koalisyon iktidarı bu teklifin reddini karşı tarafa bildirmişti. 10 Ekim 1965’te genel seçimlerde toplam oyların yüzde 53’ünü alan Süleyman Demirel hükümeti kurmasının ardından 1961 Uyuşturucu maddeler Tek Sözleşmesi’ne taraf olma kararı alacaktı. ABD, 1965 yılında 1969’a kadar süren bir gizli bir ambargo kararı uyguladı. Bu gizli ambargo kararı ABD yönetiminin, ilaç sanayisini Türkiye’den daha az afyon alma konusunda yönlendirmek suretiyle bir anlamda Türkiye’ye ekonomik ambargo uygulamaya başlaması kararıdır. Bu uygulama ABD’nin meseleye ne kadar ciddi bir şekilde yaklaşmış olduğunu göstermekteydi.

Richard Nixon’un 1968’de iktidara gelmesinin ardından bu sorun iki ülke arasındaki en ciddi konu haline geldi. Öyle ki, Türkiye ile ilgili her konu bu gelişme ile değerlendirilecekti. Türkiye’nin NATO içindeki rolü, Türk topraklarındaki üslerin durumu, Yunanistan ile yaşanan gerginlikler hep bu afyon sorunu ile bağlantı kurularak değerlendirilmişti. Başkan Nixon Ocak 1969’da Demirel’e kişisel ve gizli mektup yollamıştı. Nixon bu mektupta II. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler Birliği Türkiye’yi tehdit ettiğinde ABD’nin Türkiye hükümetinin yardımına geldiğini, çok önemli bir tehdidin Amerikan toplumuna yöneldiği bir devirde yardım etme sırasının Türkiye’de olduğu belirtilmekteydi.436

Amerika’nın inancı ise şöyleydi:

Türkler, Amerikan gençliğini zehirlemek için afyon ekimi yapmaktadır. Türkiye’deki tarlalardan yılda 400 ton ham afyon elde edildi. Amerika’ya kaçak olarak sokulan eroinin %80’i Türkiye’den, %15’i Orta Doğu’dan, %5’i Meksika’dan gelir. Başkan Nixon, Türk ve Fransız başkanları nezdinde yaptığı teşebbüslere rağmen eroinin ABD’ye hainane akışını durdurmak mümkün olmamıştır. Amerika resmi makamları eroin kaçakçılığını önlemek için diplomasi kadar rüşvete de başvurmuştur. Nixon, Fransız cumhurbaşkanı ile Türkiye başbakanına mektuplar yollayarak derhal önlem almalarını istemiştir. Türkiye başbakanına gelince, o sadece başkan Nixon’un talebine uyma gösterisinde bulunmuştur.437

Demirel 10 Kasım 1970’de ABD’ye yolladığı mektupta, Türkiye’nin problemin farkında olduğunu ve ABD’yle probleme karşı mücadele etmede işbirliği yapılacağını ifade etmişti. Fakat mektup Türkiye’nin haşhaş üretimini tamamen yasaklayacağı

436

Turhan Bilgin, “12 Mart”, Milliyet Gazetesi, 24 Mart 1976, s. 7.

437

konusunda herhangi bir söz vermemekteydi.438

Nitekim bu yazışma ve gizli görüşmelerde Türkiye tamamen yasaklama yönünde bir karar almamıştır. Bu karar sonucu olarak da; ABD’nin Türkiye’deki 1971 darbesinin arkasında olduğu ve haşhaş yasağına yönelik istekleri kabul edilmediği için darbeye yeşil ışık yaktığı yönünde değerlendirmeler başlamıştır. Bu değerlendirmeler dönemin gazetelerinde sıklıkla yer almış ve devrin devlet adamlarının anılarında ve mülakatlarında bu beyandaki iddialar sık sık dile getirilmiştir. Bazılarının iddialarına göre ABD’nin haşhaş meselesinde Demirel hükümetinden memnun olmaması, bu hükümetin 12 Mart 1971 tarihinde Türk ordusu tarafından verilen bir muhtıra ile görevden uzaklaştırılmasında rol oynamıştı.439

Nitekim Demirel hükümetindeki Devlet Bakanı Turhan Bilgin daha sonra CIA’in kendi hükümetlerini düşürmek için NATO çerçevesinde planlar hazırladığını ve üst düzey bir Amerikan yetkilisinin Amerikan uyuşturucu probleminin ancak Demirel hükümetinin düşürülmesi ile çözüleceğini söylediğini iddia edecekti.440

Demirel hükümeti 12 Mart 1971’de Türk ordusunun verdiği muhtıra nedeniyle istifa ettikten sonra Nihat Erim’in başkanlığında partiler üstü bir teknokrat hükümet iktidara geldi. Yeni hükümetin ele almaya öncelik verdiği konulardan biride haşhaş ekimi meselesiydi. Nitekim Mayıs 1971’de Türk hükümeti 1971 hasat yılı ürününün hepsini satın alarak, haşhaş üreticilerine beyanname zorunluluğu getirerek ve haşhaş üreticilerinin başka ürünlere yönelmesini teşvik ederek illegal afyon üretimine karşı savaş açacağını ilan etti. 16 Mayıs’ta haşhaşın hükümete satılması için ürün taban fiyatını üçte iki oranında arttırma kararı aldı.

ABD, afyon konusunda Türkiye ile ilgili olarak şu yorumu yapmıştır:

Son iki yıldır iki taraflı ilişkilerimizde önemli bir husus, Fransa’da eroin imal edilerek ABD’ye satılmak üzere Türkiye’de izinsiz afyon üretilmesini ve ihracını bertaraf etme çabalarında Türk hükümetini teşvik yolunda yoğun bir çaba olmuştur. Afyon üretilmesini kısmak için etkili yollar bulmak amacıyla Türk hükümetiyle sık sık istişarelerde bulunduk. Türk hükümeti haşhaş ekimine müsaade edilmiş olan alanı geniş çapta azaltmıştır. Gayrimeşru üretim ile afyon kaçakçılığını önleyecek yeni tedbirleri kanunlaştırmayı vaat

438

Arcayürek, Demirel Dönemi 12 Mart Darbesi 1965-1971, s. 148-149.

439

Mehmet Ali Birand ve diğerleri, 12 Mart İhtilalin Pençesinde Demokrasi, s. 169.

440

etmiştir. Fakat sorunun çapraşık niteliği yüzünden Türkiye’den kaçak afyon sevkiyatının ciddi bir sorun olarak devam etmesi muhtemeldir.441

17 Mayıs’ta ise; Amerikan büyükelçisi hükümet başkanına ekimin yasaklanması karşılığında, Türk hükümeti ve Türk çiftçisine yardım yapılmayacağı teklifini sundu. 11 Haziran’da teklif karşısında alınan kararı sorması üzerine Erim, Elçiye hükümetinin 3 ilde haşhaş ekimini seneye değil hemen bu sene yasaklayabileceğini bildirdi. Sonuçta Türk hükümeti 30 Haziran 1971’de yayınladığı hükümet kararnamesi ile Türk sınırları içinde haşhaş ekiminin ve üretiminin 1972 sonbaharından başlayarak tamamen yasaklanacağını ilan etti.

Türkiye’de haşhaş ekiminin 1972’den itibaren yasak edilmesi kararı ABD’de memnuniyetle karşılanmıştı. Amerikan Senatosunda bu karar, Türkiye’nin insanlık lehinde, takdire değer bir hareketi olarak alkışlanmıştı.442

Karar alındığı gün Nihat Erim ve Amerikan Başkanı Nixon birer konuşma yaparak kararı halkalarına bildirdiler. Bu radikal kararın alınmasında hem mesaj verme hem de uluslararası toplumun gözünde Türkiye’ye itibar ve destek sağlama amacına yönelik olması söz konusuydu.443

Aralık 1971’de 21 milletvekili, Eylül 1972’de de 111 milletvekili sıkı kontrol tedbirleri uygulanarak yeniden haşhaş ekimine izin verilmesi için Meclise yasa teklifi sundu..444

Türkiye’de 1973 seçimleriyle yeniden çok partili demokrasiye dönüldüğünde, seçim kampanyasının en önemli konularından biri haşhaş meselesi oldu. Haşhaş bölgesindeki halk, haşhaş ekimine yeniden izin verilmesi yönünde yoğun şekilde istekte bulunduğu için; siyasiler, iktidara geldiklerinde haşhaş ekimine hemen izin vereceklerini söylemede birbirleriyle yarışa girdiler. Bütün partilerin seçim beyannamelerinde haşhaş yasağının kaldırılması temel amaçlardan biri olarak yer alıyordu. Seçimler sonucu iktidara gelen Bülent Ecevit-Necmettin Erbakan koalisyonu seçim meydanlarında verdikleri sözleri icraata geçirerek 1 Temmuz 1974’te 7 ilde (Afyon, Burdur, Denizli, Isparta, Kütahya, Uşak ve Konya’nın 4 kazasında) haşhaş ekimine başlanacağını ilan etti.

441

Dışişleri Bakanlığı Belleteni, (79), 9 Nisan 1971, s. 97.

442

Dışişleri Bakanlığı Belleteni, (82), 4 Temmuz 1971, s. 12.

443

Dışişleri Bakanlığı Belleteni, (81), 30 Haziran 1971, s. 99.

444