• Sonuç bulunamadı

VI BÖLÜM: ĠSLAMCI KADINLARIN SĠVĠL ÖRGÜTLENME PRATĠKLERĠ: VAN ÖRNEĞĠ

4.2.7. Feministlerin Kadın Temsiliyet

Türkiye‟de kadın hakları denince akla ilk gelen feministler olmaktadır. Feministlerin büyük bir çoğunluğunun kendilerini kadınlar adına konuşma konusunda yetkili gördükleri ve feminist hareketin İslamcı kadınları temsil edip etmediğine yönelik sorumuza İslamcı kadınların tamamı feministlerin kendilerini hiçbir şekilde temsil etmediği yanıtını vermişlerdir. Örneğin Anadolu Gençlik Derneği üyesi 41 yaşındaki üniversite mezunu Z isimli kadın feministlerin kendilerini temsil etmediğini aşağıdaki şekilde ifade etmektedir:

Evet, kadınları temsil denince bugün feministler akla geliyor. Kendisini Feminist olarak adlandıran kesim kadınlar adına konuşma yetkisini kendilerinde buluyorlar. Kadın haklarının savunuculuğunu yapıyorlar ama biz onları yanımızda göremiyoruz. Neden çünkü başörtülüyüz. Biz okuyamıyoruz, eğitim almak istiyoruz ama engelleniyoruz. Ya da bir şekilde okuyoruz bu defa mesleğimizi yapamıyoruz, dışlanıyoruz. Biz fiziksel şiddete maruz kalmıyoruz ama psikolojik olarak büyük bir baskı altındayız. Travma geçirenler var. Bunun hesabını kim verecek. Kadınları kadınlar da eziyor maalesef. Ama biz onları dışlamıyoruz. Açık ya da başı örtülü kadın ayrımı yapmıyoruz. Herkesi kucaklıyoruz ve olması gereken de budur. Bence Feministler tüm kadınlar adına konuşmamalıdırlar. Bizi temsil etmiyorlar kesinlikle.

Gökkuşağı Derneği üyesi 21 yaşındaki lise mezunu T isimli üye ise konuya ilişkin düşüncelerini şu şekilde ifade etmektedir:

Eğer kadınları kendi içinde de ayırıyorlarsa propagandalarını yaparken başörtülü kadınları desteklemediklerini de ifade etsinler. Ben Türkiye‟deki Feminist hareketi sadece bir özentiden ve taklitten ibaret görüyorum. Türkiye‟deki hareketlerin anavatanı Türkiye değil bir kere. Ben onların hem söylemleri ile çeliştiklerini hem de İslami kesimdeki kadınları dışlayıcı tutumlarından dolayı İslami kesimi temsil etmediklerini düşünüyorum. Ayrıca onları samimi bulmuyorum. Uygulamada neler olduğu apaçık ortada. Ben söylediklerinden çok yaptıklarını önemsiyorum.

Kardelen Kadın Derneği üyesi 40 yaşındaki ilkokul mezunu Ş isimli bir başka üye ise feminizmle ilgili şu ifadeleri kullanıyor:

Evet toplumuzda öyle bir algı oluştu ki artık kadın hakları ya da ezilen kadın denilince akla Feministler geliyor. Öyle ki hani ben bir kadını savunacak olsam feminizmi bilmeyenler de hemen “Feminist” yakıştırmasını yapıyorlar. Feministle beni temsil etmiyorlar. Biz onları hiç yanımızda göremiyoruz.

Van‟da VAHÖP (Van Hak ve Özgürlükler Platformu) çatısı altında bir araya gelen İslami kimliği olan dernekler başörtüsü yasağı ve diğer hak ihlalleri kapsamında yapmış oldukları basın açıklamalarına İslami kesimin derneklerinden biri olan Sevgi Kadınlar Derneğinin destek vermediğini dile getirmektedirler. Örneğin Kardelen Kadın Derneği üyesi 32 aşındaki ilkokul mezunu S isimli üye şu şekilde ifade etmektedir:

Kaçınılmaz olarak değil de yani biz dindar kesimin hepsi ile bir araya gelemiyoruz. Çünkü herkesin inandığı ve savunduğu bir görüş var. Yani kimse kimseyi kendisine benzetmeye çalışmadan bir araya gelinmelidir. Van‟daki kadın dernekleri olarak bile bir araya gelemiyoruz. Dini ideolojimizden dolayı. Biz davet ediyoruz ama gelmiyorlar. Ama bırakın onları mesela biz her hafta yaptığımız basın açıklamalarında Nur Cemaatini dahi yanımızda göremiyoruz.

Gökkuşağı Derneği üyesi 23 yaşındaki lise mezunu S isimli üye de İslamcı bir çizgiye sahip dernekler arasında eylem birliği olmadığından şikayet ederek şunları söylüyor:

Yani şimdi sivil toplum kuruluşlarına baktığımızda aynı çizgide olan insanların bile çoğu zaman aynı ortamda bir fikri savunurken aynı çizgide olmadıklarını görüyoruz. Hani bırakın Kemalistleri diğer sivil toplum kuruluşlarını yani dini hassasiyeti olan kuruluşlar bile aynı fikri savunmayıp aynı yerde olamayabiliyorlar. Biz başörtü yasağı konusunda cemaati yanımızda hiç görmedik. Onlar farklı yollar geliştirmeyi tercih ediyorlar. Devletle çatışmak isteniyorlar sanırım. Böylece kendilerini daha rahat kabul ettiriyorlar.

Bazı İslamcı kadınların Nur cemaatine bağlı olduğu söylenen Sevgi Kadınlar Derneğinden destek almadıklarına ilişkin yanıtlarına karşılık Sevgi Kadınlar Derneğinin 29 yaşındaki ön lisans mezunu R isimli üyesi bu konuya ilişkin yaklaşımlarını şu şekilde ifade etmiştir:

Biz başörtüsü konusunda daha farklı düşünüyoruz. Daha farklı noktalarda destek olmaya çalışıyoruz kızlarımıza. Çözüm adına daha farklı şeyler yapıyoruz. Okumalarına vesile olmaya çalışıyoruz. İnsan yetiştiriyoruz. Onları destekliyoruz. Basın açıklamaları yapan

derneklerin yanlış yaptıklarını düşünmüyoruz. Ama biz iyi bir eğitim alıp farklı şekilde tepkilerimizi ifade etmemiz gerektiğine inanıyoruz.

Feministlerin erkekler tarafından ezilen, ayrımcılığa ve şiddete maruz kalan söylemleri İslami kesimin kadınları tarafından pek de kabul görmemektedir. Çünkü İslamcı kadınlar feministlerin kadınları kendi aralarında “başı örtülü ve örtüsüz” olarak ayırdığını ileri sürmektedirler. Bu nedenle feministlerin tüm kadınlar adına konuşmasını da doğru bulmadıklarını dile getirmektedirler. İslamcı kadınlar özellikle de başörtü sorunu konusunda feministlerden destek almadıklarına ilişkin yaygın düşüncelerine ek olarak birçok toplumsal konuya karşı da davet etmelerine rağmen feministlerin duyarsız kaldıklarını ifade etmektedirler. Buna örnek olarak da hafta sonları yaptıkları basın açıklamalarına destek vermemelerini göstermektedirler.İslami kesimim dernekleri arasında da pratikte farklılıkların olduğu ve tam olarak bir birlik sağlanamadığı söylenebilir.