• Sonuç bulunamadı

VI BÖLÜM: ĠSLAMCI KADINLARIN SĠVĠL ÖRGÜTLENME PRATĠKLERĠ: VAN ÖRNEĞĠ

4.7. Ġslamcı Kadınların Tüketim AlıĢkanlıkları Ve Algıları

4.7.2. Görsel Basının Tüketim Üzerindeki Etkis

Dindar kesimin, özellikle de son on yıldır, giyimlerinde, gitmiş oldukları mekânlarda, satın almış oldukları araç gereçlerde ve markaya düşkünlükleri açısından bir değişim dönüşüm yaşadığı gözlenmektedir. Bu değişim özellikle de genç kuşakta daha da belirgin bir hale gelmektedir. İslami kesimin varlığının tüketimi körükleyici bir unsur olarak yeniden keşfedilmesiyle bu kesime yönelik tüketim alternatiflerinde oldukça geniş bir çeşitlenme oluşturulmaya başlanmıştır. Özellikle de görsel basının bu çekiciliği arttırmada çok etkin bir role sahip olduğu belirtilmektedir. Örneğin Mazlum-Der üyesi 41 yaşındaki ilkokul mezunu F isimli üye TV ve reklamın tüketim alışkanlıkları üzerindeki etkilerini şu şekilde ifade etmektedir:

Ya maalesef bunu hepimiz görüyoruz. Özellikle basından takip ettiğimiz kadarıyla müthiş bir değişim görüyoruz ama bu değişim aynı zamanda beraberinde bir dönüşümü de getiriyorsa bu değişim kişinin imkanlarına bağlı oluşturduğu bir değişimdir. Ama bu değişim dönüşüm değil de dejenerasyonu da getiriyorsa kişiyi değerlerinden, hassasiyetlerinden uzaklaştırıyorsa ya da hani birinci koşul hayatında olmazsa olmazlar arasında işte ekonomik olarak gelişmek, kalkınmak ve ekonomiyi tüketmezse, tüketici olmak ise bu gerçekten de kayıptır. TV ve reklamın bunda çok etkili olduğunu da düşünüyorum. Hem modern olabileceğiniz hem de başörtülü olabileceğiniz söyleniyor.

Kardelen Kadın Derneği üyesi 35 yaşındaki ön lisans mezunu G isimli üye ise daha çok medyayı sorumlu tutan bir bakış açısıyla şu görüşleri dile getirmektedir:

TV, internet hayatlarımızı etkisi altına almış durumda. Buralarda sürekli renkli bir dünya çekici hale getiriliyor ve önümüze seriliyor. Biz eskiden pardösü bulmakta zorlanırdık ama bugün sanki sektör onlar için çalışıyor. Kadınlar bir sezon giydikleri bir pardösüyü diğer sezon giymiyor çünkü pardösü modası hızla yayılmaya başladı. Defileler düzenleniyor, reklam panoları sürekli değişiyor. Kadın bunlardan haberdar olmasa o kadar da tüketmeyecek, nefsine yenilmeyecek belki. Başörtülü olup şık olabileceğiniz, modayı takip edebileceğiniz hatırlatılıyor sürekli. Çekici hale getiriyorlar. Ve bu durum günden güne normalleşmeye başlıyor maalesef.

İslamcı kadınlar hem modern hem de başörtülü olmanın çatışmalı bir durum yaratmadığını, reklam dilinin içselleştirilmesi yoluyla dindarlık ve modernliğin birbirleriyle bağdaştırılabileceğini belirtmektedirler. İslamcı kadınlar bu durumun kendilerinin dahil olduğu dindar kesim tarafından normalleştirilmesinde görsel medyanın çok önemli bir rol oynadığı ve görsel medyanın insanları sürekli tüketime teşvik ettiğini ifade etmektedirler. 4.7.3. Tüketimin Ġsraf Boyutlarına Varması Ve Ġhtiyaca DönüĢmesi

İslamcı kadınlar günün şartlarına göre kavramlara yüklenen anlamların İslami kesimdeki bazı insanlar tarafından değişikliğe uğratıldığını belirtilmektedirler. Örneğin Umut Işığı Derneği üyesi 34 yaşındaki ilkokul mezunu S isimli üye kavramların nasıl değiştiğe uğratıldığına ilişkin olarak şu yorumda bulunmaktadır:

Aşırı bir tüketimin yapıldığına şahit olmuyor değiliz. Bu durum gerçekten Müslümanlar açısından üzücü. Son 20-30 yıldır İslami kesim baya bir yol kat etti ekonomik anlamda ve de güçlendi. Bu olumlu bir gelişme olsa da insanın ayağının kaymaması bir an meselesi. Siz maddi güce sahip olmaya başladıkça başka şeylere de sahip olma isteği de beraberinde gelir. İhtiyacınızı göreceğiniz kadar bir arabaya sahip iseniz bu defa daha lüksünü istersiniz ya da daha lüks eşyalar satın almaya başlarsınız. İsraf kavramını unutursunuz bunun adı “İhtiyaç” olmaya başlar. Bunu ihtiyaçtan öte bastırılmış duyguların ön plana çıkması ve asıl kimliğinden uzaklaşma olarak değerlendiriyorum.

İnsan-Der üyesi 37 yaşındaki ön lisans mezunu N isimli üye ise israfın ihtiyaç kisvesi altında meşrulaştırıldığını belirterek şu eleştirel ifadelerde bulunmaktadır:

Maalesef bugün Müslüman kesimin de israf ettiği oluyor. Kadınlarımız uyumlu giyinmek adına çeşit çeşit ayakkabılar, çantalar alıyorlar. Gereksiz olduğunu söyleyince de ihtiyacım var diyor. Ne diyebilirsiniz ki buna. İsrafın adı olmuş gereklilik yok ihtiyaç falan. Kişi zaten yokluk döneminde israf edemez bu nedenle israfı dilinden düşürmemesi ve varlıklı insanlara bunu hatırlatması daha kolay ama söz konusu kendisi olunca, kendisi iktidar olunca israf aklına dahi gelmiyor. Bu defa başkaları ona israfı hatırlatıyor. Bu döngü sürüp gider anlayacağınız. Demek ki İslam‟ı tam olarak içselleştirmemişler bu kişiler.

İslamcı kadınların yanıtlarından da hareketle geçmişte “israf”a daha çok vurgu yapılırken bugün bu kavramın “gereklilik” ya da “ihtiyaç” kavramları ile yer değiştirmeye başladığı söylenebilir. İslamcı kadınlar geçmişte dillendirilen söylemlerin aslında gerçek anlamda içselleştirilmediğini ve bu nedenle geçmişteki hassasiyetlerin bugün kalmadığını ifade etmişlerdir.

4.7.4. Tatil, Eğlence Ve AlıĢveriĢ AnlayıĢları

Son yıllarda İslami kesimin gittikleri tatil ve eğlence mekânları da değişmeye başlamıştır. Bundan 10–15 yıl kadar önce bir hayli zor olan İslami kesime uygun tatil yapma anlayışı, günümüzde birçok seçeneğin oluşturulması münasebetiyle daha kolay ve elverişli hale gelmiştir. Kadınların tesettüre uygun bir şekilde denize girme istekleri ya da ihtiyaçları, erkeklerin de bayanların olmadığı bölgelerde denize girmek istemeleri bu kesime yönelik hizmetlerin yaygınlaşmasına yol açmıştır. İslamcı kadınların tatil ve eğlence anlayışlarının nasıl olduğunu Kardelen Kadın Derneği üyesi 39 yaşındaki lise mezunu H isimli üye şu şekilde ifade etmektedir:

Tatil yöreleri yani Antalya, Bodrum gibi yerlere gitmeyi tercih etmem. Çünkü etrafımda çırılçıplak insanların olmasından rahatsız olurum. Tatile gitmeyi isterim. Ama hani tarihi mekânları olan yerleri tercih ederim. Bizim pek imkânımız olmuyor. Eğlence anlayışım sevdiklerim ile hoş vakit geçirmek. Nerede olduğum önemli değil. Onlarla olmak yeter. Arkadaşlarım ve ailem ile olmak benim için en güzel zamanlardır. Çok fazla para harcamadan da eğlenebilirsiniz.

Gökkuşağı Kadın Derneği üyesi 34 yaşındaki lise mezunu F isimli üye ise tatil konusunda daha muhafazakar ve geleneksel bir bakış açısına ve tutuma sahip olduğunu şu cümlelerle ifade etmektedir:

Tatile çıkarım ama bu biraz da akraba ziyaretleri ile şeklinde oluyor. Kız kardeşime giderim. Akrabalarının olduğu yerleri, piknik yerlerini seviyorum. Seviyorum ve böyle yerlerin olması gerektiğine de inanıyorum ama israfa girmeden. Tatil yörelerini tercih etmem çünkü dinimin de verdiği bir hassasiyet ile göz zinası olduğunu düşünüyorum ve gitmek istemiyorum. Kendimi kasaptaymışım gibi hissediyorum. Herkes çırılçıplak. Zaten o tarz yerlerde başı örtülü kadınların rahat edeceğini düşünmüyorum. Tuhaf tuhaf bakanlar olur. Yazın sıcağında nasıl açık saçık olmadığımıza şaşırıyorlar çünkü.

Deniz kenarında tatil yapma imkanlarına sahip olmadığını belirten İnsan-Der üyesi 30 yaşındaki lise mezunu M isimli üye ise konuya ilişkin düşüncelerini şu şekilde ifade etmektedir:

Yani tatil herkesin ihtiyacı olan bir şey. Biz yeteri kadar imkânlara sahip olmadığımızdan gidemiyoruz. Şayet imkânım olsa da hani deniz kıyısında olan tatil köylerine gitmek isterim oradaki güzellikleri görmek isterim ama görüyoruz TV‟de çıplak insanlarla kaynıyor. Öyle bir ortamda da olmak istemem. Nereye baksanız günah işleyeceğim bir yere de gitmek istemem. Daha çok böyle tarihi yerleri olan yerler olabilir. Yani eğlenmek illaki çılgınca dans etmek, yüksek sesle müzik dinlemek değil. Ben arkadaşlarla ya da ailem ile bir araya geldiğimde onlarla muhabbet etmek de beni eğlendiriyor. Mutlu oluyorsanız sorun yok. İslami kesimin gittiği tatil yöreleri var ama bizim o kadar imkânımız yok. Olsaydı da gitmezdim sanırım çok pahalı. Bu da israftır.

Van‟daki İslamcı kadınların tatil yapma ve eğlence anlayışlarının bugün beş yıldızlı otellerde ya da tatil beldelerindeki villa tarzı evlerinde tatil yapan İslami kesimindeki diğer varlıklı insanlardan farklılaştığı gözlenmektedir. Van‟daki İslamcı kadınların İfadelerinden bu farklılaşmanın iki önemli nedeninin olduğu anlaşılmaktadır. Ekonomik veya maddi yetersizlikler ve İslamiyet‟teki haram-helal anlayışının tatilin geçirileceği mekanların türlerini belirlemedeki etkileri. Katılımcıların ifadeleri, İslamcı kadınların eğlence anlayışlarının daha çok sevdikleri ile beraber vakit geçirmek şeklinde olduğunu ve eğlenmeyi fazla para harcamakla eş değer tutmadıklarını ortaya koymaktadır.

4.7.5. Akraba Ziyaretlerine DönüĢen Tatil AnlayıĢı

Kendileriyle yapılan görüşmeler sonucunda İslamcı kadınların tatil anlayışlarının daha çok akraba ziyaretleri biçiminde gerçekleştiğini göstermektedir. Örneğin Sevgi Kadınlar Derneği üyesi 29 aşındaki ön lisans mezunu R isimli üye tatil zamanlarında akrabaları ziyaret etmenin önemini şu şekilde ifade etmektedir:

Bizim tatil anlayışımız daha çok akrabaları ziyaret etmek şeklinde oluyor. Çünkü eşimin akrabaları İstanbul‟da. Benim ailem Ankara‟da. Bizim için en büyük tatil bu. Sıla-i Rahim çok önemlidir.

Umut Işığı Derneği üyesi 34 yaşındaki ilkokul mezunu S isimli üye ise akraba ziyaretlerinin İslami vecibelerin bir gereği olduğunu belirterek şunları ifade etmektedir:

İmkanlarım dahilinde gitmeyi tercih ederdim. Ama sadece şehir dışındaki akrabaları ziyaret ediyoruz. Ama ben bunu da önemsiyorum. Akrabalık ilişkilerini dinimiz çok önemsiyor ve bağı koparmamamızı tavsiye ediyor. Peygamber Efendimizin bu kadar önemle üzerinde durduğu ve yapıldığı zaman Müslümanların Cennete girmelerine sebep olacağını haber veriyor.

İnsan-Der üyesi 37 yaşındaki ön lisans mezunu N isimli üye ise benzer bir yaklaşımdan hareketle akraba ziyaretlerinin gereğini şu ifadelerle anlatıyor:

Ekonomik şartlardan dolayı seyahat edemiyoruz. Yılda bir defa Batman‟a köye gider 20 gün kadar kalır döneriz. Bu yıl İstanbul‟a akrabaları ziyarete gideceğiz. Bu da tam olarak tatil sayılmaz. Ama çocuklarımın farklı yerler görmelerini ve akrabalarını tanımalarını istiyorum. Çok yabancı da kalmasınlar, farklı yöreleri de bilsinler. Dinimiz akrabalık bağlarını çok önemsiyor. Nisa suresinde “Allah‟tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının” diyor Allah.

Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere İslamcı kadınlar, her ne kadar ekonomik yetersizliklerden ötürü tatile gidemiyor olduklarını ifade etmiş olsalar da, akraba ve yakınları ziyaret etmenin önemini de İslami kaynaklara dayandırarak açıklamaktadırlar.