• Sonuç bulunamadı

VI BÖLÜM: ĠSLAMCI KADINLARIN SĠVĠL ÖRGÜTLENME PRATĠKLERĠ: VAN ÖRNEĞĠ

4.6. Ġslam’daki Kadın Algısı

Kadının annelik ve ev kadınlığı rolü İslami kesim için çok önemlidir. Çünkü “anne” gelecek nesilleri yetiştirmekte, ev kadını günlük hayatı dolayısıyla aileyi organize etmektedir. İslamcı kadınlar başörtülerine, İslami yaşam tarzlarına ve annelik rollerine sahip çıkarak

Müslüman kadının bunlar varken de eğitim alabileceklerini, doktor ya da öğretmen olabileceğini göstermeye çalışmaktadırlar. Konuya ilişkin tartışmalar aşağıda verilmiştir:

4.6.1. Ġslam’da Kadının Rolleri Nelerdir

İslam‟ın, kadına daha çok annelik ve eş rollerini biçmiş olduğu düşüncesine katılıyor musunuz sorumuza karşılık İslamcı kadınlar, kadının annelik rolü gibi ev kadınlığı rolünün de yeniden tanımlanması gerektiğini ifade etmektedirler. Örneğin Umut Işığı Derneği üyesi 36 yaşındaki ilkokul mezunu G isimli üye İslam‟da kadının rolünü şu şekilde ifade etmektedir:

İslami bir kimliğe sahip bir anne daha iyi bir annedir. Ama İslam‟ın, kadına daha çok annelik ve eş rollerini biçmiş olduğu düşüncesine katılmıyorum. Bu yorumlama biçimi yanlış, öyle bir şey yok. Kadın, toplumun bir ferdidir. Onu bir köşeye koyamazsınız. Dışarı çıkabilir, eğitimci olabilir, doktor olabilir her şeyde olabilir. Asrı Saadet dönemindeki kadınların konumu bizim için güzel bir örnektir. İslam‟daki kadın sosyal hayatın içerisindedir. Yani bugünkü gibi sosyal hayatımız evin içinden ibaret değil. İlim öğrenen, okuyan, araştıran, ticaret yapan. Tabi bunları yaparken İslami hassasiyetleri bir kenara koymadan yapmalıyız.

Gökkuşağı Derneği üyesi 22 yaşındaki ön lisans mezunu F isimli üye ise İslam‟daki kadın rolüne ilişkin yorumlara şu şekilde tepki vermektedir:

Yanlış yorumlandığını düşünüyorum. Kadın, sadece evde temizlik yapmak ve çocuk bakmak için yaratılmadı. Bir Müslüman kadın her zaman aktif, üretken olmalıdır. Pasif bir Müslüman kadın olmamalıyız. Sahabe hayatından Hz. Hatice‟yi, Hz. Esma‟yı ve buna benzer birçok sahabenin aktif rollerini ekonomide, âlimlikte, sosyal hayatta görüyoruz, biliyoruz. Bakıyoruz İslam‟da pasif kadın rolü yoktur.

Kardelen Kadın Derneği üyesi 40 yaşındaki ilkokul mezunu Ş isimli üye ise zaman üzerinden İslam‟ın kadına biçtiği gerçek rollerde ciddi aşınmalar olduğunu belirterek şu ifadelerde bulunmaktadır:

İslam‟daki kadın profiline ve şuandaki yaşatılan kadın profiline baktığımda aynı değil. Ben Peygamber Efendimizin yaşantısına baktığımda hayranlık duyuyorum. Bugün kadının rollerini de yorumlayan erkekler. İstedikleri şekilde kadına kılıf biçiyorlar ve aynı zamanda İslam‟daki kadın profili ile uyuşmuyor.

İslamcı kadınlar İslam‟ın kadına daha çok annelik ve eş rolleri biçmiş olduğu düşüncesine katılmadıklarını Hz. Peygamberin ve eşlerinin yaşamları ile aynı dönemde yaşamış olan sahabelerin toplumsal rollerinden örnekler vererek, kendilerine bugünkü erkekler tarafından yüklenen eş ve annelik rolünü eleştirmektedirler. İslamcı kadınlar, gerek bireyselliklerini geliştirirken, gerek kamusal alanda birtakım işlerin sorumluluğunu yüklenirken ve gerekse aile içi eş ve annelik rollerini yerine getirirken, dini referanslara başvurarak sahip olmaları gereken rolleri meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar.

4.6.2. Ġslam’ın Ataerkil Yorumu

Son dönemlerde İslamcı kadınların kendi üzerlerine düşünmeye ve İslam‟ın ataerkil yorumunu sorgulamaya başlamaları ile bu kadınlar İslam‟daki kadın algısının erkekler tarafından yanlış veya istedikleri doğrultuda yorumlandığına vurgu yapmaktadırlar. Örneğin Anadolu Gençlik Derneği üyesi 41 yaşındaki üniversite mezunu Z isimli üye erkekler tarafından yorumlanan İslam‟ın ataerkil bakış açısını şu şekilde ifade etmektedir:

Erkekler tarafından oluşturulan geleneksel ve erkek egemen bakış açsı ile İslami bakış açısı birbirinden çok farklıdır. Bir yanlış yorumlama söz konusu. Örneğin, İslam‟daki kadın sadece eş ve anne rolleri ile sıkıştırılmamalı. Çünkü biz Resulullah Efendimizin dönemine gittiğimiz zaman ticaretle uğraşan, tıpla uğraşan savaş alanında kadınların yaraları sardığını görüyoruz. Yani İslam kadının ne çalışmasına engeldir ne sosyal hayatta kendisini ortaya koymasına engeldir ne de eğitimini tamamlama konusunda engeldir. Hatta Allah ve Resulü ilim öğrenmek mümin kadın ve erkeğe farzdır, diyor. Bugün yanlış anlaşılıyor yanlış yere oturtuluyor. Bunun nedeni özellikle yorumcuların erkek olması ve Kuranı Kerim‟in yani İslam‟ın hükümlerinin tahribata uğratılmasıdır.

Gökkuşağı Derneği üyesi 35 yaşındaki lise mezunu Ç isimli üye ise erkekler tarafından yapılan İslam yorumuna tepkilerini şu şekilde dile getirmektedir:

İslam‟ın öngördüğü kadın profili kesinlikle erkelerin yorumladığı gibi değil. Müslüman kadın-erkek fark etmez çalışmalı, araştırmalı, öğrenmeli. İslam tarihini incelediğimizde kadınlar her yerde var. Bu yanlış bir yorumdur. İşine gelen erkek böyle yorumlamıştır. İslam kadını sadece eş ve annelik ile sınırlamamıştır. İslam‟daki kadın profili iffetli, ilim sahibi, merhametli, yardımlaşmayı, araştırmayı seven bir kadındır. Eskiden bu anlayış çok yaygındı ve kadınları eve hapsetmişti ama artık okuyan, eğitim alan kadınlarımız var.

İslamiyet‟in kabulü ile birlikte o dönemde kadınlarla ilgili pek çok olumlu gelişme olmasına rağmen sonraki dönemlerde kadınlarla ilgili İslam‟ın ruhuna uymayan birçok görüşün ortaya çıktığı da bir gerçekliktir. İslamcı kadınlara göre özellikle geleneksel Kuran tefsirlerinin kadın konusundaki yaklaşımları Müslüman toplumların zihin yapısını da şekillendirmiş ve neticede yorum geleneğinde Kuran‟ın özüyle, genel ilkeleri ve bütünlüğüyle çelişen kadın karşıtı görüşlerin, anlamların varlığı ortaya çıkmıştır. İslamcı kadınların İslam‟ı, asıl kaynağı olan Kuran-ı Kerimden öğrenmeye başlamalarının onlarda bir algı değişikliğine yol açtığı söylenebilir. Ayrıca kadını ezen, yok sayan erkek egemen zihniyetin İslamcı kadınlar tarafından kabul görülmemeye başlandığı ve kabuk değiştirdiği ileri sürülebilir.

4.6.3. Ġslam’ın Kadın Gözüyle Yorumlanması Talebi

Katılımcılara yöneltilen “İslam‟ın kadına daha çok annelik ve eş rollerini biçmiş olduğu anlayışına göre kadının sosyal hayat içerisindeki konumu ne olmalıdır, bu anlayışın öngördüğü kadın profili nasıldır?” sorusuna Umut Işığı Derneği üyesi 36 yaşındaki ön lisans mezunu S isimli üye, bu yorumun erkekler tarafından yapıldığını ve İslam‟da böyle bir yorum olmadığını belirterek kadın yorumcuların olması gerektiğini belirterek şu ifadelerde bulunmaktadır:

Erkeklerin kendilerine göre yorumladıklarını ve bu yorumun yanlış olduğunu düşünüyorum. İslam‟da kadın hayattan soyutlanmış değil. Bence Diyanette kadın vaizelerin çalışması, fetva verecek, işini iyi bilen kadın müfessirlerin olması gerekir. Bir kadın gözüyle yorumlansa daha farklı olur. Ben bugüne kadar fetva veren ya da Kuran-ı, Hz. Peygamberin hayatını yorumlayan (tefsir yapan) ve bu konuda erkekler gibi etkin olan bir kadına rastlamadım. Son yıllarda İslami kimlikleri gündemde olan kadın yazarlarımız var. Ama onların da zaman zaman muhafazakâr erkekler tarafından kadınlara iyi örnek olmadıklarını söyleyerek onları olumsuz biçimde eleştirildiklerini görebiliyoruz. Maalesef İslami kimliği olan erkeklerin bazıları iktidarı kaybetme korkusu ile karşı karşıya kalmaktan hoşlanmıyorlar. Bu yüzden de gerçekliği olmayan bir kadın profilini-araştırmayan, sadece duydukları ile yetinen bir kesime- anlatıp duruyorlar.

Sevgi Kadınlar Derneği üyesi 38 yaşındaki üniversite mezunu A isimli üye ise erkekler tarafından kadının İslam‟daki konumuna ilişkin şu ifadeleri kullanmaktadır:

Erkekler kendi nefislerine göre yorumluyorlar. İşte, kadın çalışmaz evine ve çocuklarına bakmalı. Kadınların önlerine setler çekiliyor. Din aslında o kadar geniş bir hinterlant çizmiş ki öyle bir sıkıntı yok. Kadın istese çalışabilir, çocuğunu emzirmeyebilir de evde temizlik yapmayabilirler. İslam‟da kadın sosyal hayat içerisinde bire bir yer almıştır ve almalıdır da. İslam kadını tesettürünü dikkat ettiği sürece sosyal hayat içerisinde olabilir. Burada ölçü yine İslam‟dır. Ama biz bunları çok az erkekten duyuyoruz. Kadın yorumcuların da olması gerekiyor. Keşke benim öyle bir ilmim olsaydı. Ama bir şeyler değişmeye başladı. İnşallah o da olacak. Kesinlikle olması gerektiğini düşünüyorum.

İslamcı kadınlar İslam‟ın kadına daha çok annelik ve eş rolleri biçmiş olduğu düşüncesine katılmadıklarını Hz. Peygamberin ve onun dönemindeki kadınların rollerini anlatarak açıklamaktadırlar. Ayrıca geleneksel tefsirlerin kadını ötekileştiren yorumuna karşılık kadın bakışıyla Kuran-ı Kerim‟in yorumlanmasını gerektiğini ve Türkiye‟de bu konularda söz sahibi olabilecek, ilmi konularda kendisini yetiştiren kadınların olduğunu da vurgulamaktadırlar. Bugün İslamcı kadınlar geleneksel tefsirleri erkek egemen bir bakış açısıyla Kuran‟ı yorumladıkları için eleştirmektedirler. Ancak İslami kesimin erkeklerinin kadınlara bu alanda fırsat vermediklerini ve kadın tefsircilerin olması gerektiğini de dile getirmektedirler. İslam‟ın kadına haklarını verdiği, geleneksel yaklaşımların ve toplumsal adetlerin bu hakların uygulanmasını engellediği yönünde fikir birliği içerisindedirler. Burada belirtilmesi gereken nokta bu kadınların tesettüre riayet ettiği sürece sosyal hayatın içinde var olabilecek olan bir kadın olduğunu sürekli dillendirmeleridir. Bu anlayışa göre kadının evinin dışına çıkmaması ile ilgili bir hüküm yoktur ama eğer kadın evinin dışında da etkin olacaksa burada ölçü kadının giyimi, tesettürü olmalıdır.