• Sonuç bulunamadı

Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Görüşlerine Göre Öğretim Elemanlarının Saygı Mesleki Etik Değerini Nasıl Kazandırdıklarına İlişkin

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR ve TARTIŞMA

4.2. İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular

4.2.2. Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Görüşlerine Göre Öğretim Elemanlarının Saygı Mesleki Etik Değerini Nasıl Kazandırdıklarına İlişkin

Bulgular

Eğitim fakültesi öğrencilerine, öğretim elemanlarının saygı olarak belirlenen mesleki etik değerini nasıl kazandırdıklarına yönelik sorular sorulmuş ve bu doğrultuda görüşleri alınmıştır. Görüşülen öğrenciler, öğretim elemanlarının, model olarak (n=11) ve açıklamalar yaparak (n=3) saygı değerini kazandırmaya çalıştıklarını belirtmişlerdir. 15 öğrenci ise öğretim elemanlarının iyi bir model olmayıp, saygı değerini kazandıramadıklarını ifade etmişlerdir.

Görüşülen 11 öğrenci, öğretim elemanlarının öğrencinin değerine ve varlığına saygı duyma, öğrenci haklarına saygı gösterme, öğrencinin fikirlerine saygı duyma konusunda model olarak saygı değerini kazandırmaya çalıştıklarını şu şekilde ifade etmişlerdir:

İÖ1: Özellikle bir hocamız vardı. O rol model olmuştur.

İÖ7: Evet bence de vardı. O hocamız örnek olmuştur bize… Bize saygı duyduğunu göstererek, birey olduğumuz için… (İngilizce Öğretmenliği I. Grup, s. 17).

OÖÖ4, s. 42: N… hocamız bu konuda gerçekten tam bir örnek oluyor… öğrenciye saygı bende varmış gibi düşünüyorum. Tabii ki de emin değilim, onu işe başlayınca tam anlamıyla öğreneceğim…

OÖÖ8, s. 57: Öğretim elemanları bize bu konuda davranışlarıyla örnek oluyorlar. Bizim haklarımıza saygı duyarak davranışlarıyla model oluyorlar…

İMÖ2, s. 69: Açıkçası bu değeri bazı hocalarımız kazandırıyor. Söz hakkı vermekle ya da bir konu hakkında ne düşündüğümüzü

öğrenmek istemeleriyle ve öğrendikten sonra buna saygı duymakla bunu kazandırıyorlar.

SÖ2: Üniversitedeki hocalarımızın birçoğunun bu değeri verdiğini düşünüyorum. Bize örnek olarak…

SÖ1: Model olarak… Hoca bir gün, çok gereksiz konuştuğu için bir arkadaşımızı sınıftan atmıştı. Arkadaşım olmasına rağmen, hak etmişti ama, bugüne kadar, hiçbir şey yapmadığı halde, herhangi bir görüşünden dolayı sınıftan attığı bir öğrenci de görmemişimdir. Fakülte hayatım boyunca hiçbir hocamda bunu görmedim. Herkes kendisini özgürce ifade edebiliyordu. Hatta bu sınır aşılmıştı bile! (Sınıf Öğretmenliği I. Grup, s. 80-81).

Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünden 3 öğrencinin şu ifadelerinden, öğretim elemanlarının, öğrencinin değerine ve varlığına saygı duyma, öğrenci haklarına saygı gösterme konusunda açıklamalar yaparak saygı değerini kazandırmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır:

OÖÖ2, s. 42: N… hocamız, “çocuk, çocuk olduğu için zaten değerlidir” der. O hocamızdan öğrencinin varlığına saygı duymayı, koşulsuz kabul etmeyi öğrendik.

OÖÖ8: … neden öğrencilerimizin haklarına saygı duymamız gerektiği konusunda bilgilendiriyorlar.

OÖÖ5: Öğretim elemanlarımız bu mesleki kavramı bize sadece sözel olarak kazandırmaya çalıştılar. Sadece sözel olarak önemini vurguladılar (Okul Öncesi Öğretmenliği II. Grup, s. 57).

Görüşmelerden elde edilen bulgular genel olarak değerlendirildiğinde, eğitim fakültesi öğrencilerinin saygı mesleki etik değerini kazanmaları sürecinde, örtük program

bağlamında öğretim elemanlarının model olmalarının ve yaptıkları açıklamaların olumlu etkisinin olduğu; ağırlıklı olarak öğretim elemanlarının, öğrencilere model olarak bu mesleki etik değeri kazandırmaya çalıştıkları söylenebilir.

İlköğretim Matematik Öğretmenliği, İngilizce Öğretmenliği, Okul Öncesi Öğretmenliği ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Anabilim Dalı’ndan olmak üzere toplamda 15 öğrenci, öğretim elemanlarının iyi bir model olmayarak, saygı olarak belirlenen mesleki etik değeri kazandıramadıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin, öğrenciye saygı duymama, farklılıklara saygı göstermeme, seçme hakkı tanımayarak kendi fikirlerini empoze etme, öğrenci haklarına saygı göstermeme, düşünceleri ifade etme özgürlüğü tanımama ve demokratik olmama açısından saygı değerini ele aldıkları görülmüştür. Aşağıda bazı öğrencilerin bununla ilgili görüşlerinden alıntılar sunulmuştur:

SBÖ6: Bende sanki kendilerine burada krallık kurmuşlar gibi bir algı oluştu; istediğini saraya alıyor, istemediğini yolluyor. Farklılıklara karşı tahammül edemiyorlar. Farklılık görmek istemiyorlar. Ders işlenirken de hep aynı isimler üzerinden gidiyorlar…

SBÖ2: Hiç iyi örnek değiller! Tabii ki bir görüşü savunabilirler ama, bize diğer seçenekleri de sunup, seçme hakkı vermeleri de gerekir. Bize tepeden inme bir şekilde fikirlerini empoze etmeye çalışıyorlar. Sunduğumuz seçenekleri de yok etmeye çalışıyorlar… (Sosyal Bilgiler Öğretmenliği I. Grup, s. 6-7)

İÖ6: Haklarımızı çok fazla bizim kullanmamıza izin verdiklerini düşünmüyorum açıkçası. Daha fazla buna yönelik şey yapılması gerekiyor. Mesela, biz bir hocamıza gidip de sınav kağıdını görmek istiyorum diye bir şey söyleyemeyiz, çünkü tehditle bundan vazgeçirmeye çalışıyorlar. Mesela hoca, “gösteririm ama, bir şey bulamazsan puanını daha çok düşürürüm” der. Bu bir

öğrenci hakkı ve uygulanmıyor. Bu açıdan kötü örnek oluyor hocalar.

İÖ5: Saygısızlık yapmasak bile kendi fikrimizi özgür bir şekilde dile getiremiyoruz. Saygı sınırları içinde olduğumuz halde söyleyeceğimiz şeyler çok kısıtlı, hiçbir şekilde izin verilmiyor (İngilizce Öğretmenliği I. Grup, s. 17).

SBÖ8: Kazandıramadılar… Bana bu konuda kötü model oldular. Örneğin, M… hoca demokrasiyi anlatırım, uygulamam diyen bir hocaydı ve gerçekten uygulamadı da.

SBÖ9: Hoca demokrasiyi anlatıp, kendisi anlattığını uygulamıyor (alaycı bir şekilde gülerek) (Sosyal Bilgiler Öğretmenliği II. Grup, s. 88).

Görüşmelerden elde edilen bulgulara bakıldığında, öğretim elemanlarının iyi bir model olmayıp, saygı değerini kazandıramadıkları yönünde olumsuz görüş bildiren öğrenci sayısının fazla olması dikkat çekicidir. Bu durum, öğretim elemanlarının olumsuz davranışlar sergileyerek öğrencilere saygı mesleki etik değerinin kazandırılmasında etkili olamadıkları şeklinde yorumlanabilir.

Swennen, Shagrir ve Cooper (2009, s. 94), öğretim elemanlarının eğitim fakültesi öğrencilerine her zaman iyi ya da kötü birer model olduklarını, öğretim elemanlarının söyledikleri şekilde hareket ederek davranmaları ve bu anlamda iyi bir model olmaları gerektiklerini vurgulamaktadırlar. Kuran (2002, s. 267) da bir model olarak öğretmenlerin, öğrencilerinden yapmalarını istediği olumlu davranışları kendi yaşantılarında da sergilemeleri gerektiğini belirtmektedir.

Öğretim elemanlarının iyi bir model olmayıp, saygı değerini kazandıramadıkları yönünde olumsuz görüş bildiren, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda öğrenim gören SBÖ3, konu ile ilgili olarak, “Buradaki hocaların birçoğu benim için iyi

örnek olmadı ama, iyi birer “kötü örnek” oldular. Olur da atanırsam, burada gördüklerimi öğrencilerime yapmayacağım… Karşımdakini ciddiye alacağım, ona saygı

duyacağım.” (SBÖ3, s. 6) şeklinde görüşünü dile getirmiştir. Buradan hareketle,

öğrencilerin öğrenim yaşantılarında karşılaştıkları olumsuz örnek ve/veya deneyimledikleri olumsuz durumlardan olumlu çıkarımlarda bulunarak saygı değerine ilişkin kazanım sağladıkları söylenebilir.

Genel olarak değerlendirildiğinde, öğrenci görüşlerinden hareketle, öğretim elemanı davranışlarından kaynaklanan örtük programın olumlu özelliklerin yanı sıra olumsuz özellikler de taşıdığı söylenebilir.

4.2.3. Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Görüşlerine Göre Öğretim

Outline

Benzer Belgeler