• Sonuç bulunamadı

Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Görüşlerine Göre Mesleki Bakımdan Yeterli Olma Mesleki Etik Değerini Staj Okullarındaki Uygulamalara Nasıl

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR ve TARTIŞMA

4.3. Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular

4.3.4. Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Görüşlerine Göre Mesleki Bakımdan Yeterli Olma Mesleki Etik Değerini Staj Okullarındaki Uygulamalara Nasıl

Yansıttıklarına İlişkin Bulgular

Eğitim fakültesi öğrencilerine, mesleki bakımdan yeterli olma mesleki etik değerini staj okulundaki uygulamalarına nasıl yansıttıkları sorulmuş ve bu doğrultuda görüşleri alınmıştır.

İngilizce Öğretmenliği, Okul Öncesi Öğretmenliği ve Sınıf Öğretmenliği bölümünden 5 öğrencinin mesleki bakımdan yeterli olma değerini, etkinlik ve materyaller hazırlayarak, derse hazırlıklı giderek uygulama alanına yansıtmaya çalıştıkları şu ifadelerden anlaşılmaktadır:

İÖ9: Bizim hocamız derslerde İngilizce konuşulacağını geçen sene kesin bir dille söylemişti. Hocamız o şekilde söylediği için biz de sürekli İngilizce konuştuk. Yine hocamız, derslerde interaktif bir şekilde, çocukların katılım sağlayacağı etkinlikler hazırlamamız gerektiğini de söylemişti. Bunu 2. sınıftan beri, bütün derslerde, “approach” (yaklaşım) dersleri aldığımızdan beri bu şekilde söylüyorlar, biz de bunu uyguluyoruz.

İÖ11: Mesela A… arkadaşımdan sorumlu olan hoca böyle söylüyor, başka öğretmen de iki dilimiz varsa bu bizim için avantaj, Türkçe de kullanabilirsiniz diyor. Ona göre etkinlikler hazırlıyoruz. Bu bizim biraz kararımıza ve gittiğimiz sınıfa da bağlı olabiliyor. (İngilizce Öğretmenliği II. Grup, s. 34-35). OÖÖ8: Staj okulunda, materyaller ve etkinlikler yoluyla uyguluyoruz.

OÖÖ6: O gün anlatacağımız konuyla ilgili kapsamlı bir araştırma yapıyoruz. Çocukların sorularına anında dönüt verebilmek için… (İngilizce Öğretmenliği II. Grup, s. 61)

SÖ4, s. 83: Mesleki bilgi ve beceri bakımından yeterli olmak, pedagoji eğitimini istenilen düzeyde kazanma… Stajda, öğrendiğimiz bu bilgileri kısmen de olsa uygulama şansı buluyoruz. Ders anlatılacağı zaman öğrencinin en iyi nasıl öğreneceğini düşünerek derse başlıyoruz.

Görüşmelerden elde edilen bu bulgular ışığında, öğrencilerin mesleki bakımdan yeterli olma mesleki etik değerine yönelik olumlu kazanımlarının olduğu ve bunu öğretmenlik uygulamalarına yansıtabildikleri söylenebilir.

Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünden OÖÖ7, öğretim elemanlarının mesleki bakımdan yeterli olmalarına yönelik katkılarının yanı sıra öğretmenlik uygulamasına gittiği okuldaki staj öğretmeninin de katkılarıyla, teorik bilgileri uygulama alanına aktarabildiğini “Çocuklarla konuşma, onlara etkinlik bulma, uyarlama bunların hep

zaten teorikte kendimde olduğumu biliyordum ama, pratikte acaba yapabilir miyim diyordum. Yani staj hocasının da yardımıyla bunları pratiğe döktüm. Bence bu konuda okuldaki hocaların da büyük emeği var” (s. 61) sözleriyle ifade etmiştir. Okul Öncesi

Öğretmenliği bölümünden 4 öğrenci ise gittikleri staj okulundaki öğretmenlerin, öğretmenlik meslek bilgilerine katkı sağladıklarını şu sözlerle dile getirmişlerdir:

OÖÖ3: 3. sınıfta gözlem yaptık onu saymıyorum. Bu seneyi sayarsak, ilk zamanlarda, burada öğrendiklerimizi aktarmakta çok zorlanıyordum. Burada çok teorik öğrendik ve staj okulunda pratiğe dökmek beni oldukça zorladı. En basitinden çocukları nasıl susturacağımı bilmiyordum, bunu bana ilk dönemde, oradaki staj öğretmenim öğretti. Parmak oyunu yapacaksın, bak hemen susacaklar diye söyledi. Stajda uygulama yaptıkça, o zaman buradaki bilgilerle birleştirebildim. Bütünleştirdikçe, zamanla, biraz daha oturdu. Şu an tam anlamıyla tabi ki de yeterli değilim ama, zamanla biraz daha iyi olacak.

OÖÖ1: Bizim de geçen dönemin staj öğretmeni çok iyiydi. Böyle yaparsanız daha iyi olur, bir de böyle deneyin şeklinde bizi bilgilendirdi. Böyle durumlarda bunu yapabilirsiniz diyordu. Sınıf özelliğini, tek tek her çocuğun özelliklerini bize anlatıyordu. Kendisinin bir ajandası vardı. Çocuklar için bölümler açmış ve oraya çocukların özelliklerini not ediyordu. Çocukların bireysel olarak özellikleri, aileleri hakkındaki bilgileri okumamız için bize verdi. O şekilde bize çok yardımcı oldu.

OÖÖ2: Bu seneki staj öğretmenimiz de daha ilk günden, seneye öğretmen olacaksınız, program şöyle hazırlanır, burada böyle yapmanız gerekiyor, sınıfa ilk girdiğinizde şöyle yapın, çocuklar bunları sever, bu şarkıları sever diyerek her şeyi bize tek tek öğretiyor.

OÖÖ1: Staj okulundaki öğretmenlerin katkısı hocalarımızdan daha fazla.

OÖÖ4: Evet, aynen. (Okul Öncesi Öğretmenliği Ö.Ö, s. 46-47)

Bu bulgular genel olarak değerlendirildiğinde, öğretmenlik uygulaması için gidilen okullarda görevli staj öğretmenlerinin, eğitim fakültesi öğrencilerinin mesleğe yönelik yeterlik kazanmalarında rol oynadıkları söylenebilir. Neuber ve Binko (1998) da staj okulundaki görevli öğretmenlerin nitelikli öğretmenlerin yetiştirilmesi üzerinde etkili olduklarını vurgulamaktadırlar (Akt. Van Velzen, Bezzina ve Lorist, 2009 s, 71). Çepni, Aydın ve Şahin (2015) tarafından yapılan araştırmada da öğretmenlik deneyimi kazanmasında uygulama öğretmenlerinin önemli katkılar sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. İngilizce Öğretmenliği bölümünde öğrenim gören İÖ14 ise “Bilgilerimizi staj

okulunda aktarabilme durumumuz olmuyor. Çünkü biz burada, İngilizceyi İngilizce olarak anlatmayı, öğretmeyi öğreniyoruz. Ama okullarda bu mümkün olmuyor. Evet, bir kolejde görev yapsak bu mümkün olabilir. Biz görev yerimize gittiğimizde, çocukların seviyesi bizim İngilizce anlatmamıza yeterli bir seviyeye ulaşmış olmuyor. Belki sene başından alıştırsak onu yapabiliriz ama, diğer hocaları Türkçe anlattığı için biz de Türkçe anlatıyoruz. Türkçe anlatınca olay biraz daha geleneksele dönüyor. Burada

öğrendiğimiz “approachlardan” (yaklaşımlardan) sapmış oluyoruz” (s. 34) şeklinde

görüşünü belirterek, öğrendikleri öğretim yöntemleri ile uygulamada kullanılan yöntemlerin birbiri ile örtüşmediği ve bu nedenle bilgilerini uygulama alanına aktaramadıklarını dile getirmiştir. Bu bulgu genel olarak değerlendirildiğinde, eğitim fakültesinde mesleğe yönelik kazandırılan bilgilerin, kullanışlı ve gerçek yaşama dönük olmaktan uzak olduğu söylenebilir.

Ören, Sevinç ve Erdoğmuş (2009) tarafından yapılan araştırmada da eldeki araştırma bulgusuna paralel bir sonuca ulaşılmıştır. Ören, Sevinç ve Erdoğmuş’un (2009) araştırmasında, öğretmen adayları fakültedeki derslerde öğrendikleri çağdaş öğrenme yöntemlerini uygulayamadıklarını, okulda öğrendikleri ile staj dersindeki uygulamaların birbiriyle çeliştiğini belirtmişlerdir.

İngilizce Öğretmenliği bölümünden bir diğer öğrenci ise “… ne kadar sunum

yapsak da staja gidiyoruz ve hiç birini de uygulayamıyoruz. Çünkü sınıf kontrolü çok zor oluyor” (İÖ2, s. 19) şeklinde görüşünü belirterek öğretmenlik uygulamasında sınıf

yönetiminde zorluk çektikleri için uygulama alanında etkin olamadıklarını vurgulamıştır. Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünden bir öğrenci de sınıf yönetiminde zorluk çektiğini

“… sınıfta otorite kuramıyorum. En büyük sıkıntım o. Çocuklar ciddiye almıyorlar. Geçen hafta bir öğrenci, arkadaşına tekme attı, ben de yapmaman gerekiyordu diye uyardım, dinlemedi. İkinciyi yaptı, üçüncüyü yaptığında yanına gittim ve kızdım. O da bana dil çıkardı, sana ne, seni dinlemeyeceğim şeklinde benimle konuştu. Ben senin öğretmeninim, beni dinlemen gerekir, benimle böyle konuşma dedim, çocuk hiç oralı olmadı. Öğretmen yanımda duruyordu, baktı ve hiç tepki vermedi. Belki yanlış yaptım ama, ben sonra pes ettim, çocuğun yanından kalktım…” (OÖÖ4, s. 46-47) sözleriyle dile getirmiştir.

Öğrencilerin sınıf yönetiminde zorluk çekmeleri, bu nedenle uygulama alanında etkili olamamaları, eğitim fakültesindeki sınıf yönetimi derslerinin yeterli düzeyde verilmemesi ve/veya öğrencilerin mesleğe yönelik fazla deneyimlerinin bulunmamasından kaynaklanıyor olabilir. Işıkoğlu, İvrend ve Şahin’in (2007) yaptıkları araştırma sonucunda da öğretmen adaylarının uygulama sürecinde sınıfta varlıklarını ortaya koymada zorluk çektikleri saptanmıştır. Bu noktada, sınıf yönetimi derslerinin

daha etkili, uygulamaya dönük olarak verilmesi ve öğretmenlik uygulamalarının da arttırılması bu durumun iyileştirilmesine katkı sağlayabilir.

İlköğretim Matematik Öğretmenliği bölümünden İMÖ4 ise “Ders anlatımım

sırasında bile öğretmenime bağlı kalmak zorundayım. Belli bir anlatım tarzı, öğrencilere karşı belli bir tutumu var. O zaman bile mesela öğrencilere karşı benzer davranışlarda bulunmaya çalışıyorum. Kendi anlattığım ya da anlatacak tarzda değil de öğretmene bağlı kalarak anlatıyorum. Onun getirdiği bir şey olarak çok temkinli davranıyorum. Açıkçası elimden geldiğince öğretmenlerimizin de uyardığı gibi siz staj öğrencisisiniz, belli bir yerde durun noktasına kadar gidebiliyorum” (s. 74) şeklinde görüşünü belirterek

öğretmenlik uygulamasında kısıtlandığını vurgulamıştır. Buradan hareketle, öğrencilerin kendilerini bir öğretmen gibi görmeleri konusunda cesaretlendirilmeye ve onlara güven duyulduğunu görmeye ihtiyaç duymalarının yanı sıra öğrencilere staj okullarında, uygulamada aktif ve özgür olmaları için daha fazla fırsat verilmesi gerekliliğinin ortaya çıktığı söylenebilir.

Okul müdürü ve deneyimli öğretmenlerin yol gösterici ve destekleyici yaklaşımları yeni öğretmenlerin yetişmelerinde, geri bildirim almalarında ve mesleki değerleri benimsemelerinde belirleyici olmaktadır (Aslanargun, Kılıç ve Acar, 2012, s. 5). Arthur, Davison ve Lewis (2005) de öğretmenlerin öğretmen adaylarını desteklemeleri gerektiğini vurgulamaktadırlar. Bu nedenle, uygulama okullarındaki öğretmen ve diğer yetkili kişilerin, eğitim fakültesi öğrencilerinin mesleğe ilişkin deneyim kazanmaları sürecinde, cesaretlendirici, destekleyici ve yol gösterici olmaya özen göstermeleri ve bu konuda sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmektedir.

Outline

Benzer Belgeler