• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

F. Program ve İçerik Bilgisi

4. Etik değerlere sahip olma yönünden yeterlilik: Öğretmenlik mesleğini yürütürken uyulması gereken bazı ahlaki ilkeler, mesleğe ve insana ilişkin bazı değerler

2.2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2.2. Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

2.2.2.2. Örtük Programa Yönelik Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

Anyon (1980) örtük programın, farklı ekonomik düzeyde bulunan beşinci sınıf öğrencileri üzerindeki etkisini incelemek amacıyla bir eğitim-öğretim yılı boyunca beş farklı okulda gözlem yapmıştır. Yapılan bu etnografik çalışmada, araştırmacı tarafından gözlem yapılan okullar, New Jersey’deki iki “işçi sınıfı”, anne ya da babası ofis elemanı, teknisyen, itfaiyeci, polis, öğretmen olan öğrencilerin bulunduğu bir “orta sınıf”, anne ya da babası kardiyolog, iç mimar, şirket avukatı ya da mühendisi, reklamcılık ya da televizyon sektöründe yönetici olan bir “üst sınıf”, ailesi kapitalist sınıfa mensup olan öğrencilerin bulunduğu bir “yönetici elit sınıf” okulu olarak belirlenmiştir. Araştırma

sonucunda, işçi sınıfından olan sınıflarda öğretimin mekanik olduğu, öğrenciler için faydalı olan çalışma kitaplarının tercih edilmediği, öğretmenin belirlediği kuralların tahtaya yazılarak, öğrencilerin bunlara basamak basamak uymalarının istendiği; orta sınıftan öğrencilerin olduğu sınıflarda genellikle ders kitaplarına yönelik çalışmaların yapıldığı, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeye yönelik etkinliklerin olmadığı; üst sınıftan olan öğrencilerin olduğu sınıflarda yaratıcı etkinliklerin düzenlendiği, öğrencilerin düşüncelerinin önemsendiği; yönetici elit sınıfından olan öğrencilerin bulunduğu sınıfta ise öğretmenin problem çözmeye dayalı etkinlikler düzenlediği, araştıran, sorgulayan bireylerin yetiştirilmesi amaçlandığı görülmüştür. Araştırmacı, yapılan araştırmadan elde edilen bulgulardan hareketle, öğrenciler arasındaki bu farklılıkların, öğrencilerin gelişimini olumsuz yönde etkilemese de toplumdaki bu sınıf ayrımcılığını sürdürmeye yardımcı olacağını belirtmiştir.

Carvallo (1995), “Örtük Programda Değerler: Aksiyolojik Bir Yapılanma” adlı tez çalışmasında, örtük program içindeki aksiyolojik yapıyı incelemiştir. Araştırmada, “değer” kavramı psikolojik ve felsefi açıdan ele alınmış ve örtük program “Eleştirel Teori”ye dayalı olarak sosyolojik bir açıdan incelenmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinden alan araştırması deseninde düzenlenen bu araştırmada, beş ay boyunca katılımcı olmayan gözlemler gerçekleştirilmiş, alan notları tutulmuş, öğrenci, öğretmen ve yöneticilerle derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Araştırma sonucunda, örtük program aracılığıyla olumsuz değerlere karşı bir yönelimle aksiyolojik bir yapılanma olduğu saptanmıştır. Ayrıca, öğretmen ve yöneticiler tarafından farkında olmadan yapılan sosyal eşitsizlikler gözlenmiş, buna ek olarak, okul ortamının önemli olumsuz etkilerinin olduğu tespit edilmiştir.

Margolis ve Romero (1998) örtük programın, sosyoloji lisansüstü programlarında öğrenim görmekte olan farklı ırktan olan bayan öğrenciler üzerine etkisini araştırmışlardır. Araştırma kapsamında, sosyoloji bölümünde öğrenim görmekte olan 26 bayan doktora öğrencisi ile görüşmeler yapılmıştır. Yapılan bu çalışmada, okul programının profesyonel sosyolog yetiştirmenin yanında, cinsiyet, ırk, sınıf ayrımı gibi eşitsizlik durumlarını nasıl ortaya çıkardığı araştırılmış ve örtük programın “güçlü” ve “zayıf” yönleri ortaya konmuştur. Zayıf yönü olarak “bir sosyolog olmak” için gerekli

olan profesyonelleşme süreci, güçlü yönü olarak sosyal tabaka ve eşit olmayan sosyal ilişkilerin yeniden üretilmesinde rol oynayan etmenler ele alınmıştır. Araştırma kapsamında yapılan görüşmeler sonucunda örtük programın, “basmakalıp düşünce” ve “kurbanı suçlama” gibi birçok faktörünün olduğu ve bu durumların görüşme yapılan öğrenciler üzerinde olumsuz etkiler yarattığı ortaya çıkmıştır.

Ahola (2000), Finlandiya’daki yükseköğretimdeki örtük programı, Turku Üniversitesi’ndeki tıp fakültesi, eğitim fakültesi ve sosyoloji bölümünde öğrenim gören 280 öğrenciyi inceleyerek ortaya koymuştur. Araştırmacı ilk olarak, örtük program kavramına ilişkin bir analiz yapmış ve bu kavramın “öğrenmeyi öğrenme”, “mesleği öğrenme”, “uzman olmayı öğrenme”, “oyunu öğrenme” olmak üzere dört boyutu olduğunu belirtmiştir. Araştırma kapsamında, “öğrenci problemleri, Turku Üniversitesi’ndeki eğitim-öğretimin geliştirilmesi, üniversite öğrencisi olma, üniversitede ne öğrenildiğine” yönelik öğrencilere sorular sorulmuştur. Araştırma sonucunda, günümüz üniversitesi ile ideal üniversite arasında farklılıkların olduğu, ideal üniversitede gerçek öğrenme durumları varken günümüz üniversitesinde stres, rutin ve işlenmeyen derslerin olduğu; resmi programın, “bütün hepsinin öğrenilmesine imkan olmadığının yeni farkına varılan bilgilerle” dolu olduğu; öğrencilerin gerçekten ne öğrendikleri yerine, onların sınavda kendilerinden istenileni ortaya koyma çabası içinde oldukları ortaya çıkmıştır.

Lempp ve Seale (2004) çalışmalarında, Birleşik Krallık’taki bir tıp okulundaki öğrencilerin, özellikle örtük program açısından, aldıkları lisans eğitiminin niteliğine ilişkin görüşlerini ortaya koymuşlardır. Araştırmaya, 1.-5. sınıfta öğrenim gören, rastgele ve kota örnekleme yöntemi ile seçilmiş, cinsiyet ve etnik kökene göre sınıflandırılmış toplamda 36 öğrenci katılmış ve seçilen bu öğrencilerle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında görüşülen öğrenciler, onları cesaretlendirici ve motive edici etkisi olan, olumlu rol model olan öğretmenler olduğunu belirtmişlerdir. Aynı zamanda, okulda hiyerarşik ve rekabetçi bir ortam olduğu, özellikle klinik eğitim dönemleri boyunca gelişigüzel öğretimin yapıldığı ve öğretim sırasında aşağılamaların olduğunu belirtmişlerdir.

Jacobson (2008), “İki Öğretmen Yetiştirme Programındaki Örtük program ve Kültürel Sermayenin Cinsiyetçi Süreçleri” adlı tez çalışmasında, öğretmen yetiştirme programlarında cinsiyet faktörünün nasıl bir etkisinin olduğu ve bu programlar içerisinde erkek öğrencilerin marjinalize edildiği bir örtük programın olup olmadığı ortaya konmuştur. Araştırmanın verileri, iki farklı devlet üniversitesinde sınıf öğretmenliği bölümünde öğrenim görmekte olan öğrenci, profesör ve akademik danışman olmak üzere toplam 38 kişi ile yapılan görüşme ve her iki üniversitedeki derslerde katılımcı-gözlemci olarak yapılan gözlemler yoluyla elde edilmiştir. Araştırma sonucunda, profesör, akademik danışman ve öğretmen adaylarının “cinsiyetçi yapı”yı sürdürmede önemli bir etkiye sahip oldukları; çalışma kapsamındaki üniversitelerde verilen öğretmen eğitiminin, erkek öğrencilerden çok bayan öğrenciler için uygun olan semboller içerdiği; erkek ve bayan öğrencilerin gruplaşma yaratarak birbirlerini etkiledikleri ortaya çıkmıştır.

Hashemi vd. (2012), Bandar-Abbas şehrindeki lise öğrencilerinin sosyal eğitimlerinde örtük programın rolünün ne olduğunu incelemişlerdir. Araştırmanın örneklemini, rastgele küme örneklemesi yöntemi ile seçilen 370 lise öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, araştırmacılar tarafından hazırlanan örtük program anketi ve sosyal eğitim anketi ile toplanmıştır. Araştırma kapsamındaki okullar, örtük programın belirlenen yönleri ve örtük program anketinden alınan puanlara göre açık iklimi ve kapalı iklimi olan okullar olarak iki gruba ayrılmış ve bu gruplar karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Yapılan araştırma sonucunda; örtük programın, öğrencilerin sorumluluklarının artması, öğrenci ve yurttaş olarak görevlerini iyi bilmeleri ve sosyal becerilerinin gelişimi üzerinde önemli bir etkisinin olduğu ortaya çıkmış; açık okul iklimine sahip okullardaki öğrencilerin daha fazla sosyal sorumluluk sahibi oldukları, öğrenci olarak ve yurttaşlık görevlerini yerine getirmede daha iyi puan aldıkları, açık okul iklimine sahip okullardaki öğrencilerin sosyal ahlak ve becerilerinin, kapalı okul iklimine sahip okullardaki öğrencilerden daha iyi düzeyde olduğu tespit edilmiştir.

Karimi, Ashktorab, Mohammadi ve Abedi (2014) çalışmalarında, hemşirelik öğrencilerine profesyonelliğin öğretilmesi için örtük programın kullanılmasını incelemişlerdir. Araştırmaya, İran’daki Ahvaz Jundishapur Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenim gören 32 hemşirelik öğrencisi (21 kız, 11 erkek) katılmıştır.

Araştırmanın verileri, yüz yüze gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış görüşmelerle elde edilmiş ve içerik analizi kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırma bulguları, “profesyonelliğin gerektirdiği unsurları anlamayı geliştirme”, “etkilenilen strateji çeşitleri”, “etkilenilen çeşitli kaynaklar” olmak üzere üç ana tema altında sunulmuştur. Belirlenen ilk tema altında “mesleki etiği öğrenme”, “hasta merkezliliği öğrenme”, ikinci tema altında “gözlem yoluyla öğrenme”, “geri bildirim yoluyla öğrenme”, “ters öğrenme”, üçüncü tema altında “hemşire eğitimcilerden etkilenme”, “hemşire ve başhemşirelerden etkilenme”, “hekimlerden etkilenme”, “akranlarından etkilenme”, “hastalardan etkilenme” olarak alt temalar belirlenmiştir. Araştırma sonucunda; hemşirelik öğrencilerinin, farklı kaynaklardan, farklı yöntemlerle profesyonelliğin gerektirdiği unsurları öğrendiği belirlenmiştir.

Mosalanejad, Ghobadifar ve Akbarzadeh (2015), “Öğretmenlerin Deneyimlerinden Örtük Programın Anlatılmamış Yönleri: Nitel Bir Araştırma” adlı fenomenolojik bir araştırma gerçekleştirmişlerdir. Araştırma kapsamında; amaçlı örnekleme yöntemine başvurularak, hemşirelik bölümündeki (klinik ve temel bilimler bölümünden olmak üzere) öğretim üyelerinden oluşan, üç odak grup seçilmiş ve belirlenen katılımcılarla yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiş ve alan notları tutulmuştur. Araştırmanın verileri içerik analizi yöntemi kullanılarak çözümlenmiş ve araştırmadan elde edilen bulgular 5 tema ve 26 kategori altında sunulmuştur. Araştırma sonucunda, örtük programın şekillenmesinde öğretmenin rolü ortaya konmuş ve öğrencilerin mesleki etiği içselleştirmeleri için bu konunun rolüne dikkat çekilmiştir.

Robati vd. (2015), danışman seçimine etkisi olan örtük faktörleri inceledikleri fenomenolojik bir araştırma yapmışlardır. Araştırma kapsamında, İran’daki devlet ve özel üniversitede (Azad Üniversitesi) öğrenim gören 54 doktora öğrencisi ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri, Colaizzi’nin fenomenolojik yorumlama yöntemi kullanılarak çözümlenmiş ve belirlenen 123 ortak faktörden 12 tema oluşturulmuştur. 1. Davranış ve etik özellikler, 2. Yönetici pozisyonları, 3. Bilimsel pozisyonlar, 4. Tanınmış ya da ünlü olma, 5. Danışmanlara ulaşma, 6. Araştırma ve istatistikte beceri ve uzmanlık, 7. Belirli bir alanda uzmanlık, 8. Öğrencilere ulaşma, 9. Sınırlamalar ve kısıtlamalar, 10. Cinsiyet, 11. Danışmanların

destekleyici özelliği, 12. Geleceği tahmin etme olarak temalar belirlenmiştir. Araştırma sonucunda; danışman ya da profesörlerin davranış ve etik özellikleri, akademik ve bilimsel dereceleri, üniversitelerde ilgili yasaları yönetme, üniversitelerin kural ve yönetmelikleri, resmi olmayan ağlar, olası destek ve sınırlamaların danışman seçimini etkileyebileceği ortaya çıkmıştır.

Outline

Benzer Belgeler