• Sonuç bulunamadı

Fabrikanın Sosyal ve Ekonomik Etkileri

6.4. Fabrikanın Etkileri

6.4.1. Fabrikanın Sosyal ve Ekonomik Etkileri

Kentlerin ortaya çıkması ve kentte ilişkin yapılan tanımlara daha önceki bölümlerde yer verilmişti. Kentlerin ortaya çıkmasında bazı faktörler etkili olurken süreç içerisinde ortaya çıkan bazı kurumların da kentlerin ekonomik, sosyal ve kültürel özelliklerine etkisi olabilmektedir. Kentlerde kurulan kurumlardan biri de fabrikalar olarak gösterilebilir. Kente kurulan bu kurumların, süreç içerisinde kurulduğu bölgede sosyal ve ekonomik etkileri zaman içerisinde hissedilmektedir. Sosyal kuruların bulunduğu bölgeye etkisini inceleyen çalışmalardan biri de Kıray’ın 1964 yılında yayınladığı Ereğli çalışmasıdır. Kıray (1985: 11), Ereğli çalışmasının temel problemini şu şekilde özetler: “ Ereğli Kasabası’nda sosyal kurumların insan ilişkilerinin ve değerler sisteminin 1962 yılında meydana getirdiği fonksiyonel bütünü belirtmektir”. Modern sanayi ile birlikte Bir sahil kasabası olan Ereğli’de Demir- Çelik Sanayi Fabrikası’nın kurulması ve buna bağlı bazı kurumların; “kömür ocakları, demiryolu inşaatları, artan ulaşım ve haberleşme olanakları Ereğli’yi Türkiye’nin aynı büyüklükteki başka kasabalarından daha fazla değiştirmiştir” (Kıray, 1985: 18).

99 Dokuma Fabrikası’nın Antalya’da ekonomik etkileri iş imkanı sağladığı gibi Bal-Uzun’un (2008: 249) yaptığı çalışmada Ferrkrom Fabrikası’nın da benzer etkileri olduğu belirtilmektedir.

Kentte gelişen endüstrileşmenin bir diğer etkisi “aile yaşamı” üzerinde meydana gelen değişimdir. Güçlü’nün 1991 yılında yayınladığı “Sanayi Kasabasında Yaşam Biçimi ve Aile

Yapısında Meydana Gelen Değişimler: Soma Örneği” çalışması buna örnek verilebilir. Güçlü

(1991: 2), endüstriyel gelişmenin aile üzerinde etkisi olduğunu vurgular. Soma’da bulunan linyit kömürü maden ocağında yaptığı çalışmasında Güçlü, genel olarak şunları belirtir:

“Madenciliğin işgücü kaynağının kırsal tarımsal olması ve meslek olarak diğer endüstri dallarından farklı özgün niteliklerine ve gelişmekte olan toplumlarda kırdan kentte göç eden ailelerin kırsal yörenin ekonomik, kültürel ve ideolojik özellikleri ile kentin ekonomik, kültürel ideolojik özelliklerinin bir sentezini oluşturduğuna değinmekte, madenci ailesinde eklemlenmiş bir örüntünün oluştuğu belirtilmektedir” (1991: 2).

Fabrikanın Antalya merkez, ilçe ve çevre il-içlerine olan katısı görüşmeci şu şekilde değerlendirmektedir:

“Ya Dokum fabrikası başlı başına herkesin iş yeriydi. Şimdi Antalya’nın eski halini düşünecek olursanız 100-150 bin nüfuslu bir yerde 1500 kişi çalışıyor. Çoğu da buralı değil zaten. Denizli’den gelme, Dinar’dan gelme, Afyon’dan gelme” (G3.E.63).

Fabrikada istihdam edilenlerin çocukların eğitimi hakkında görüşmeci şunları belirtir:

“Dokuma fabrikasının çocukları genellikle hepsi okumuştur. Arkasında hep şey vardır: oradaki nakit gelecek ya, belli bir şey gelecek. Para gelecek onun için çocuğunu dershaneye gönderebilirsin. Arkasında o güven var yani. Bir çevren var. İşte arkadaştan alırım, oradan alırım, buradan isterim dersin. Ondan sonra okuma olarak oraya gelmiştir. İşin içinde, temelinde dokumadan gelecek güven vardır. En sonda konuşuyoruz bunları Allah bu fabrikayı kuranlardan razı olsun” (G4. E. 59).

Fabrikanın Antalya için bir “akciğer” görevi gördüğünü belirten görüşmeci bu durumu şu şekilde ifade etmiştir:

“Şimdi Antalya için Kırkgöz neyse; hane kanaldan gelen su Kırkgöz suyudur, bir Akdeniz neyse Dokuma Fabrikası Antalya için odur. Dokuma genelinden Kırkgöz suyundan bahçe sularsın istifade edersin değil mi? Akdeniz’in havasından istifade edersin, bende şu anda havamı, oksijenimi, suyumu dokuma fabrikasından aldığımı düşünüyorum. Yani benim bakış açım o. Bir yeşilliktir(G4. E. 59).

Fabrika’da sadece istihdam edilenlerin ekonomik etkilerinden faydalanmadığı bunun yanında istihdam edilen bireyin ailesinin de faydalandığını, benzer şekilde kentte bulunan diğer kurumlarında faydalandığını belirtmektedir:

“Düşünün 1500 kişi çalışmış burada. 1500 kişinin 4 kişi nüfusla çarpın 6000 bin kişi yapar. Diyelim ki 60-2000 yılına kadar çalıştı 40 yıl olur. Burada sirkülasyon oldu. “Bu sirkülasyonu düşünün yani. E sadece orda çalışanlar değil şimdi orda yemekhane çalışıyor. E buradaki ley piyasadaki esnaftan alınıyor. Sadece bu değil fabrikanın bütün ihtiyaçları piyasadan, esnaftan karşılanıyor e bu da bir katkı. Pamuk alıyorduk. Çırçır kiralardık pamuk alıyorduk. Çiftçiye katkısı olurdu” (G7. E. 68).

Bir diğer görüşmeci ise fabrikanın Antalya’da kurulma amacının kar elde etme olmadığı daha çok yörede istihdam sağlamak amacıyla kurulduğunu belirten görüşmeci şunları belirtir:

“Müthiş bir istihdam sahasıydı. O nüfusa göre çok iyiydi. Herkes oradan emekli. Bak bir sürü emeklisi var şu anda o fabrikanın. Şu anda oradan çalışmış emekli olmuş binlerce insan ekmek yemiştir o fabrikadan. Fabrikanın amacı da şuymuş; Atatürk döneminde Sümerbank kuruldu zaten. Amacı şeymiş: ticari bir kâr elde etmek değilmiş. Tekelciliği önlemekmiş. Mesela tekstilde kumaş fabrikası olsun, özel sektörde tekelciliği önlemek için, bir çimento fabrikası olsun tekelleşmeyi önlemek için. Birde sanayileşmeyi Anadolu’ya yaymak. Bugün özel sektörde Koç’u, Sabancı’yı Adıyaman’a götüremiyorsun. Ama Adıyaman’a fabrika kurmuş Sümerbank. O zamanların şartlarında özel sektör İzmit’in dışına çıkmıyor ki. Mesela özel sektör kâra bakıyor. Lojistik imkan nerede iyiyse oraya bakıyor. Denizin kenarı, liman arıyor. Ama o (Sümerbank) fabrikasını Malatya’ya kurmuştur, Sivas’a, Adıyaman, Karaman’a, Nazilli ilçesine, Diyarbakır’a kurmuştur. Bütün Anadolu’nun her bölgesine kurulmuş. O donemin büyük projeleriydi aslında” (G8. E. 47).

Fabrikanın ekonomik etkileri, fabrikada istihdam edilenlerin tüketim ilişkilerine göre değerlendirenlerde bulunmaktadır. Yani fabrikada istihdam edilmekle beraber belli bir ekonomik geliri olduğu ve bunun da tüketim ilişkilerine yansıdığını belirtmiştir:

“Antalya’nın geliri tarıma bağlıydı. Narenciye ve pamuk vardı. Su yok, elektrik kıt kanaat. Benim babam suculuk yapmış. Daha sonra gelişti. Elektrik santrali kuruldu, su şebekesi yapıldı. Ben ilk çalıştığımda servisle gidip geliyordum. Askerden sonra motosiklet aldım; motosikletten sonra 86’da evlendim araba aldım. Arabayı iki sene sonra değiştirdi; bir üst modelini aldım. Daha sonra bir üst model daha. Bu ne demek oluyor? Yani gelirin yavaş yavaş artıyor; konumun yükseliyor. Gelirin artıyor ki yatırımlarını başka şeylerde değerlendiriyorsunuz” (G10.E. 66).

Fabrikanın Antalya’ya olan etkisini katılımcı tarafından şu şekilde aktarılmaktadır:

“Antalya’ya çok etkisi oldu. Civar yerlere de etkisi çok oldu. Antalya toprak zengini olanların olduğu yerdir. Pek işçi bulunmaz Antalya’da. Antalya’da işçi bulunamayınca ne yapacak önüne gelen yaşlı, genci, aldılar; ilk yıllarda işçileri doldurdular. Bunlardan fabrika zarar gördü. Dolayısıyla gittiler Konya Ereğli’den Denizli’den buraya kalifiye işçi getirdiler. Bu işçilere otelde yer verdiler. Fabrika tarafından verildi tabi. Antalya işçi bölgesi değildi. Tarım bölgesiydi, zengin bölgesiydi. Pek işçi bulamayınca yabancıları getirdiler buraya. 63’lerde Konya Ereğli’de, Isparta’dan, Denizli’den Sümerbank fabrikalarından tecrübeli işçi getirdiler. Bu işçiler uzun müddet fabrikada eğitim verdiler. Bizim işçilere eğitim verdiler. Yani bizim fabrikada çalışanlar vasıfsız işçilerdi” (G24. E. 80).

Çalışma kapsamında katılımcılar ile yaptığımız görüşmelere göre Antalya’da kurulan Pamuklu dokuma Fabrikası’nın, özel de hem Antalya ili ve çevresine hem de çevre il ve ilçelere bir dizi etkileri olduğu belirtilmiştir. Yani, Dokuma Fabrikası’nda sadece Antalyalılar istihdam edilmediği bunun yanında çevre illerden; özellikle, Burdur, Isparta, Afyon, Denizli ve çevre illerin ilçelerinden; de bireylerin istihdam edildiği görülmüştür. Dolayısıyla fabrika, bölgede istihdam olanağı sağlayarak işsizliği bir nebze de olsa azaltmıştır. En önemli etkisi “istihdam alanında yaptığı etki” olarak görülürken diğer etkileri ise genel olarak şu şekilde özetlenebilir: fabrika; “hem kente hem de çevresine ekonomik kalkınmada etkili olduğu”, “fabrikada istihdam edilenlerin aileleri üzerinde etkileri olduğu; örneğin fabrika çalışanları çocuklarının eğitimine önem verilmesi gibi”, “fabrikada kadınların istihdamı ile birlikte

kadınların ekonomik özgürlüklerini elde ettikleri”, “sosyal refahlarının yükseldiği”, “tüketim alışkanlıklarını etkilediği”, “boş zamanlarını değerlenmede ve yeni sosyal aktiviteleri üzerinde etkili olduğu”, “sosyal çevrelerinde saygınlık kazanıldığı”, “yeni toplumsal ilişkilerin kurulmasında etkili olduğu”, “Antalya’nın kentleşmesine katkısı olduğu” ve “yerel esnafın ekonomik kalkınmasında etkili olduğu” gibi katkıları olduğu ifade edilmiştir.