• Sonuç bulunamadı

2.4. Gayri Mübadil Olmak İçin Yapılan Çalışmalar ve Gerekçeleri

2.4.1. Evlilik Yoluyla Gayri Mübadil Olma Çalışmaları

Mübadele kararı ile birlikte birçok ailenin yerinden yurdundan edilip hiç görmedikleri topraklara gitmektense, din değiştirme, etnik kimliğini farklı gösterme gibi yolları veya hiç olmasa çocuklarını diğer dinden biriyle evlendirerek orada kalmalarını sağlamayı denediklerini araştırmalardan biliyoruz. Çok sayıda insan Lozan görüşmeleri sürerken din değiştirdi. Ankara Hükümeti Lozan’daki mübadele görüşmelerini işaret ederek, “Müslüman olmayanların Müslümanlığa geçmek için başvurularının, barış antlaşmasına ve normale dönmesine” kadar dondurulmasını öngören bir kararname hazırladı. Aynı süre içinde bazı gayrimüslim kadınlar Müslümanlarla evlendi. Bu gelişme Ankara hükümetinin dikkatini çekti ve bu tip evliliklerin resmi onayını yasaklayacak başka bir kararname çıkartıldı.191

Sözleşmede, kimlerin mübadeleye dâhil edileceği, kimin hariç tutulacağı açıklanmaktadır. Zorunlu mübadele, “Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarıyla ve Yunan topraklarında yerleşmiş, Müslüman dininden Yunan uyruklarını” kapsamaktaydı (Madde 1). Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte Türkiye’de yaşayan Rum Ortodokslardan mübadeleden kurtulma amacıyla ya da ihtida yoluyla bu maddenin dışında kalma çabası içine girdikleri görülmektedir.192

Bu sözleşmede, mübadeleye tâbi olmayı tanımlayıcı ölçüt olarak din esas alınmıştır. Bu yaklaşım ile yurttaşlık kimliğini din üzerinden tanımlayan Osmanlı

190 Hikmet Öksüz, “Türk-Rum Nüfus Mübadelesinin Sebep ve Bazı İstisnaları”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, S. 48, 2000, s. 755. Türk – Yunan Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi’nin birinci madde ikinci bendi uyarınca mübadele kapsamına girenlerden “hiç biri, Türk ve Yunan Hükümetinin izniolmadıkça Türkiye’ye ya da Yunan Hükümetinin izni olmadıkça Yunanistan’a dönerek orada yerleşemeyecektir.”. Bu hükmün zımni olarak hükümetlere istisnai bir yetki tanıdığı ve gerek görüldüğü hallerde bazı kimselerin ilgili hükümetlercemübadeledenistisna tutulabileceği söylenebilir.

191 Yıldırım,a.g.e., s. 177.

192 Fahriye Emgili,“Mübadeleden Kurtulma Çabası Olarak: İhtida”,Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Tarih Araştırmaları Dergisi, C.28, S. 45, s. 225.

64 idari sistemine gönderme yapılmakta ve yeni Cumhuriyetin yurttaşlık anlayışının henüz oturmamış olması dolayısıyla, sosyal yapının devamlılığına bağlı olarak, dini kimliğe dayalı Osmanlı Millet Sistemi anlayışının geçerliliği yansıtılmaktaydı. 1923 ve sonrası döneme ilişkin kayıtlarda; Müslümanlarla gayrimüslimler arasındaki evlilikler ve gayrimüslimlerin kendi aralarındaki evlilikler ile mübadeleden istisna olma, Yunan–Türk Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokolü Anlaşması’nın birinci maddesinin uygulanmasında farklılık yaratmıştı. Çünkü mübadele sözleşmesinin imzalanmasının üzerinden henüz bir yıl geçmişken, 1924 yılının Ocak ayında mübadelenin uygulanmaya başlamasıyla birlikte, mübadeleye tabi olan gayrimüslim kadınların Müslüman erkeklerle evlenerek mübadeleden kurtulma çabaları gündeme gelmeye başlamıştı.193

Örneğin, mübadelenin başlamasıyla Muğla’dan giden mübadil Rumların durumunu Ertuğrul Aladağ eserinde şöyle anlatmaktaydı:

“Neleri vardı neleri. Mübadelede gelinlik Rum kızları ‘Biz Müslüman oluyoruz, bizi kaydet’ dediler dayıma. Dayım da ‘olmaz’ dedi. Nedenini sorduklarında, ‘Defter kapandı da ondan’ deyiverdi dayım. Zaten bazıları Müslüman olmuştu. Bakiye, Müslüman oldu, Felek’te kaldı. Kardeşinin kızı Dudu da döndü. Muğla’da kaldı… Türkler ile Rumlar arasında kavga döğüş yoktu. Çok iyi geçinirlerdi. Zor Ayrıldılar. Genç kızlar istemiyordu bu rezaleti. Muğla’da bir Müslümanla evlenip kalmak istiyorlardı. Zaten çoğunun Müslüman sevgilisi vardı.

Yalvardılar… Yalvardılar… Defterdar, defter kapandı, yapamam dedikçe, güzelim kızlar kendilerini yerlere atıp çırpınıp durdular. Eğer kabul etseydi, birçok genç Muğla’da kalacaktı.”194

1923 Ağustosunda dinini değiştirmiş ve bir Müslüman ile evlenmiş, bir yaşında kızı olan Samsun’un Rum ahalisinden Hacı Anastas oğlu Pandeli’nin kızı ve Çiftlik mahallesinde sakin Abdullah Efendinin eşi olan Kadriye’nin mübadeleden istisna tutulması talep edilmiştir. Ancak, din değiştirdiğinin kayıtlara işlenmemesi ve bu şekilde Müslümanlarla yapılan evliliklerle, çocuğu olan kadınlar ile ilgili herhangi

193 A.g.m., s. 226. İslâm hukukunun cemaatler arası evlenmelere tek taraflı olarak izin verdiği bilinmektedir. Müslüman bir erkekle Gayrimüslim bir kadının evlenmelerine müsaade edilmesine rağmen, Osmanlı döneminde Müslim ve Gayrimüslim cemaatler arasında evlilik ilişkilerinin pek olmadığı görülmektedir. Olağan dönemlerde bu tür evlilikler Osmanlı toplumu tarafından kabul görmemekle birlikte, bu tür evlilikler olağanüstü dönemlere özgü istisnai bir durum sergilemektedir.

Çünkü Osmanlı hukuku, aile hukuku açısından yerel uygulamalarla birlikte, şer’i hukuk düzenlemeleri ile hayat buluyordu. Bkz. Justin McCarthy, Ölüm ve Sürgün, Çev. Bilge Umar, İnkılap Yayınları, İstanbul, 1996, s. 6.

194 Ertuğrul Aladağ, Andonia Küçük Asya’dan Göç, Belge Yay., İstanbul, 1995, s. 72.

65 özel bir maddenin olmamasından dolayı Kadriye’nin gayri mübadil olma talebi kabul edilmemiştir. Bu tür sorunların çözülmesinde sıkıntı yaşandığından Lozan Muahedesi’nin imzalanmasından sonra Türkler ile evlenip din değiştiren kadınların

“Rum Ortodoks bulunan” kaydından düşmeleri, çocuklarının babalarına, Türk aileler yanındaki Rum çocukların talep dâhilinde Tâli Komisyonlara verilmesi, din değiştirmede reşit olma şartı gerektiğinden bu tür başvuruların önüne geçmek için bu şartlara haiz olan kadınların mübadeleden istisnası kabul edilmiştir.195

Samsun’da yaşanan evlilik sorununa benzer bir diğer mesele de Ankara’da yaşanmıştır. Hacı Doğan Mahallesi Rumlarından Todor kızı Katina’nın Ürgüp kazasının merkez mahallesinden Bozoğlan oğlu Abdullah oğlu Abdullah ile evlenmiş, bu evliliğini Hacı Doğan mahallesi ihtiyar heyetinden aldığı bir belgeyle resmileştirmiş, bu izinname ile gayrimübadil olmak için başvurmuştur. Mübadele İmar İskân Vekâleti bu başvuruya verdiği cevapta; evliliğin şer’an bir sakıncasının olmadığı ancak ihtiyar heyetinden alınan belgenin geçerli olup olmaması için karar verilmesi gerektiği bildirilmiştir. Vekâlet, Katina’nın mallarını muhafaza etmesi sebebiyle gelecek mübadillere yardım edilemeyeceğini belirterek 20 Ocak 1924 tarihli bir kararla bu tür başvuruları kabul etmeme sonucuna varmıştır. Bu kararla Yunanistan’da aynı durumda olan dul ve kimsesiz Müslüman kadınların korunması amaçlanmıştır.196 Katina hakkında verilen bu kararın yanında yine Hüdavendigar vilayetinde mübadele akdinden önce din değiştirerek bir Müslüman ile evlenmiş

“Rum Ortodoks olan” bir kadının bu durumunu tasdik ettirmeden başvuru yapması üzerine Vekâlet bu konuda net bir karar vermek zorunda kalmıştır. Vekâlet bu konuda karar verirken kadınları çocuklarının olması, ailesinin parçalanması durumu gibi sıkıntılar üzerinde durarak, Müslüman ile evlenmiş olan kadının dinini değiştirdiğine dair bir şahadet ile ihtida işlemlerinin yaptırılmasını bu sayede gayri mübadil olmasını kabul etmiştir. Ancak bu tür evlilik başvurularının artması Vekâleti kapsamlı bir karar vermeye itmiştir. Mübadele antlaşmasının imza tarihinden önce evlenmiş olan ve nikâhlarını kayıt altına almış olan Rum Ortodoks kadınların

195 İbrahim Erdal, Mübadele (Uluslaşma Sürecinde Türkiye ve Yunanistan1923-1925), IQ Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 71.

196 A.g.e., s. 71.

66 mübadeleden ıskat olduğunu kabul eden kararnameye, görülen lüzum üzerine aynı şartlara sahip olan, yani mübadele anlaşmasından önce evlenmiş olması ve kayıt altına alınmış olması şartıyla gayrimüslim erkeklerle evlenen Rum Ortodoks kadınlar da 26 Ağustos 1924 tarihli kararname ile gayri mübadil kabul edilmiştir.197

Bu tip olayların gündeme gelmesi üzerine, söz konusu protokol anlaşmasının açıklara yol açmadan uygulanabilmesi için, Yunanistan’da mübadeleye tâbi tutulan pek çok Müslüman kadının dul ve perişan olduğu düşüncesine yer veren 11 Kânun-u evvel 1339 (1923) tarihli tezkereye atıfta bulunarak, Yunanistan’a gidecek Rumların gayr-ı menkullerinin olduğu gibi korunmasını öngören ve Yunanistan’dan gelecek Müslümanların bu gayr-ı menkullerden yararlanabilmesine imkân tanıyan 20 Ocak 1924 tarihli bir kararname yayınlanmıştı. Söz konusu kararname ile Yunanistan’dan gelecek Müslüman kadınların durumu göz önüne alınarak, Türkiye’deki gayrimüslim kadınların Müslüman erkeklerle evlenmesinin önüne geçilmeye çalışılmaktaydı.

Lozan Konferansı sırasında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan “Mübadele Sözleşmesi”nden önce ihtida (Müslümanlığı kabul etme) etmiş olanlar sözleşmedegeçen “Rum Ortodoks bulunan” kaydının dışına çıkmış olduklarından bu durumdaki şahıslar mübadeleye tabi olmayacaktı. Ancak, söz konusu tarihten önce ihtida ederek bir Müslüman ile evlenip de nüfus kayıtlarına geçirilmemiş olan Rum asıllı kadınların durumlarının ne olacağı belirsizlik yaratmaktaydı. Bu belirsizliğin giderilmesi yönünde yapılan itirazlar üzerine Hükümet, 27.7.1924 tarihinde

“Mübadele Sözleşmesi’nin” imza tarihinden önce ihtida ederek izdivaç etmiş olan kadınlarla, aynı tarihten önce ihtida etmeyerek Müslümanlarla izdivaç etmiş olan kadınların mübadeleye tabi olmadıkları şeklinde bir karar almıştır. Bu arada mübadeleye tabi bölgelerden İstanbul’a gelerek Mübadele Sözleşmesi’nin imzalanmasından önce Gayr-i Müslim erkeklerle evlenmiş olan kadınların durumunun ne olacağı sorunu ortaya çıktı. Bunun üzerine Hükümet, 27.7.1924 tarih ve 732 numaralı kararnameye ek olarak “Mübadeleye tabi olmayan Gayr-i Müslim erkeklerle, Mübadele Sözleşmesi’nin imza tarihinden önce evlenen ve nikâhlarını

197 A.g.e., s. 71-72.

67 belirtilen tarihten önce nüfus kayıtlarına geçiren Rum Ortodoks kadınların da mübadeleden istisna edilmesi” şeklinde bir kararı Dâhiliye Vekâleti ve Emniyet Genel Müdürlüğünün teklifleri üzerine 26.8.1925 tarihinde kabul etmiştir.198

Genel nitelikli bu tür istisnalara 1929’da özel nitelikli bir istisna eklenmiştir;

Mübadele Sözleşmesi’nin uygulamaya konmasından iki ay sonra Fransız uyruklu Matheu Mille ile evlenmiş olan ve iki çocuğu ile İzmir’den çıkarılan Madam Marie Savacıoğlu isimli kadının, emlak meselesi mevzubahis olmamak üzere, şahsı itibariyle mübadeleden istisnası Hariciye Vekâleti’nin teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından 20.2.1929 tarihinde kabul edilmiştir.199