• Sonuç bulunamadı

Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Demografik Nitelikler

C. EVLİLİK/EVLİLİK SİTELERİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER VE DEMOGRAFİK

4. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Demografik Nitelikler

Bu başlık altında ise katılımcıların evlilik sitelerine ilişkin tutumlarının onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterdiğini öneren hipotezler ilgili analizler aracılığıyla sınanmıştır.

a. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet

Evlilik siteleri ile ilgili tutumun cinsiyete göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan cinsiyet değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik siteleri ile ilgili tutum ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır.

Tablo 31’de görüldüğü gibi; katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermemektedir (t=.024, p<.05; bkz. Ek-1 Tablo 20).

Tablo31.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları

Cinsiyet N Ortalama t Testi Sig.

Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum Kadın 200 3.17 .024 .980 Erkek 373 3.17

Sonuçlara göre 4a numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) reddedilmiştir.

b. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş

Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumu ile yaşları arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır.

Tablo 32.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları

Yaş

N R Sig.

Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum 564 .020 .635

Tablo 32’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile yaşları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo

21).Bu sonuçlara göre 4b numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır) reddedilmiştir.

c. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek

Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumlarının onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için ikiden fazla bağımsız örneklem kategorisi olan meslek değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik siteleri ile ilgili tutum ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır.

Tablo 33’de ayrıntıları yer alan analiz sonuçlarına göre katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların meslek türlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir (F= 3.308, p < .05; bkz. Ek-1 Tablo 22).

Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren evlilik siteleri ile ilgili tutum düzeylerinin onların hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde farklılaştığını ortaya koymak amacıyla Bonferroni testi uygulanmıştır. Test sonuçlarına göre serbest meslek sahiplerinin (χֿ= 3.33) kamu sektörü çalışanlarına göre (χֿ= 3.06) evlilik siteleri ile ilgili anlamlı biçimde daha fazla pozitif tutuma sahip oldukları ortaya konmuştur (p< .05; bkz. Ek-1 Tablo 23). Diğer meslek grupları arasında bu yönteme bakış açısından anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.

Tablo 33.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları

Meslek N Ortalama F Testi Sig.

Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum Kamu 127 3.06 3.308 .011 Finans 13 2.80 Sağlık 27 3.01 Serbest Meslek 143 3.33 Özel Sektör 262 3.16

Bu sonuçlara göre 4c numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) kabul edilmiştir.

d. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı

Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumlarının onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan evlilik yapılıp yapılmadığı değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik siteleri ile ilgili tutum ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır.

Tablo 34’de görüldüğü gibi, katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların daha önce evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmamaktadır (t= 1.501, p> .05; bkz. Ek-1 Tablo 24). Sonuçlara göre 4d numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) reddedilmiştir.

Tablo 34.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları

Evlilik Yapıldı

mı?

N Ortalama t Testi Sig.

Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum Evet 269 3.22 1.501 .134 Hayır 305 3.12

e. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi

Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır.

Tablo 35’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlilik siteleri tutumları ile gelir düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (r= -.038, p> .05; bkz. Ek-1 Tablo 25).

Tablo 35.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları

Gelir Düzeyi

N R Sig.

Bu sonuçlara göre 4e numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır) reddedilmiştir.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

‘Evlilik Sitesi Kullanıcılarının Karakteristikleri ve Kullanım Motivasyonları’nı ortaya koymayı amaçlayan bu araştırmanın teorik çerçevesi Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımı, McLuhan’ın Küresel Köy Teorisi, Modernleşme Kuramı ve Yeniliklerin Yayılması Modeli ile birlikte oluşturulmuştur. Teknolojik yeniliklerin sosyal hayata olan etkilerini ortaya koymak adına evlilik siteleri üyelerinin katılımı ile 1179 kişi ile anket çalışması yapılarak alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular sonucunda katılımcıların temel motivasyon kaynağını daha mutlu olacaklarına duydukları inanç ve sadakat kavramı oluşturmaktadır.

Toplumlar, iletişimin içeriğinden çok, iletişimde bulundukları araçlar tarafından biçimlendirilir. Her yeni medya aracı sosyal anlamda topluma yeni bir takım değerler katarak onu değiştirir ve yeni kültürel değerlere göre kişinin şekillenmesine olanak tanır. Bu sayede yeni teknolojiler toplumu ve kişiyi kendi işleyişine göre şekillendirerek yeni bir oluşum yaratırlar. Evlilik siteleri de bu oluşumun önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.

Son yıllarda bilgisayar aracılı iletişimin bireylerin en çok kullandığı iletişim şekillerinden biri haline gelmesi, sosyal hayatta da bazı değişiklikleri meydana getirmiştir. İnternet üzerinde gelişen iletişim modeli ile birlikte farklı kişilik özelliklerine sahip bireylerin iletişim ihtiyaçlarını çeşitli yollardan karşıladığı görülmüştür. Bireyleri internet ortamında bir araya getirerek iletişim kurmalarını sağlayan evlilik siteleri de teknolojik gelişmelere paralel olarak ortaya çıkmış, son yıllarda oldukça rağbet gören siteler arasında yer almaktadır. Bu durumu şu şekilde açıklamak mümkündür: İnsanlar evlenmek için uygun adayların olduğu bütün kaynakları denerler, internette bunlardan en kolay ulaşılanıdır.

Evlilik evrensel bir olgudur; ancak her toplumun kendine göre oluşturduğu normları, örf ve adetleri vardır ve bunlar her toplumda farklılık göstermektedir.  Evlilik, insanın gelişiminde birinci düzeyde rol oynayan bir süreç sonucunda oluşan en küçük birimdir. Bireyin ihtiyaçlarını karşılayabileceği en doğal ilişki biçimi olarak tanımlanmaktadır. Bireylerin sosyal açıdan gelişmesi için önemli bir etkiye sahip olan

evliliklerde kişilerin maddi manevi doyum sağlaması ve yaşadığı çevreye uyum sağlayarak yararlı bir birey olabilmesi nasıl bir evlilik yaptığıyla doğrudan ilişkilidir.

2000 yılından bu yana en yüksek trafikli siteler arasında yer aldığı belirlenen evlilik siteleri dünya genelinde kullanıcıların online aktiviteleri arasında 13. sırada yer aldığı biliniyor. Şöyle ki, internet ile birlikte evlenmek isteyenlerin ilk başvurduğu adreslerden biri de evlilik siteleri olmaya başlamış görülüyor. Elde edilen bulgulara göre de katılımcılardan % 53’ünün daha önce hiç evlilik yapmamış kişilerden oluşması, evlenme kararının oluşması ile birlikte ilk başvurulan adres acaba evlilik siteleri mi? sorusunu akıllara getiriyor.

Evlilik sitelerine olan talebin her geçen gün artmasıyla, evlilik siteleri hızlı bir gelişim göstermiş ve önemli bir sektör haline gelmeye başlamıştır. İnternet ile tanıştığımız yeni dünya, toplumların kültürel değerlerine etki ederek onları değiştirdiği, veya birbirinin aynı olan tek boyutlu küresel bir toplum yapısını meydana getirmeye başladığı düşünülebilir. Evlilik siteleri de teknoloji aracılığı ile yaratılan bu değişimin bir parçasını oluşturmaktadır. İlk izlerini Amerika’da ve Avrupa ülkelerinde gördüğümüz evlilik siteleri bugün sınırları aşmış, dünyanın hemen hemen her ülkesinde birbirine benzer ya da birbirinden ayrılır yönleriyle hizmet verir hale gelmiştir. Bu durum küresel bir boyutta, insan ilişkilerinin başlama noktasının internet üzerine taşınmasının yanı sıra, sürdürülebilir ilişkilerin kaynağı olarak da sanal ortamların gösterilmesine neden olmuştur. ‘Sosyal’ kavramı yerine artık ‘sanal’ kavramı gelmeye başlamış; sanal sohbetler, sanal ilişkiler, sanal flörtler sık duyduğumuz kelimeler haline gelmeye gelmiştir. İnsan ilişkilerinin başlama noktasının internet ortamına taşınması ile birlikte artık duyguların da kablolar üzerinden yaşanır bir durum aldığı düşünülmektedir.

Yaygın bir yaşam tarzı olarak kabul edilen evliliklerde meydana gelen bu değişimler direkt olarak bir toplumun insan ilişkilerini bize sunarken, kültürel ve törel değerlerin de toplum üzerindeki etkisinin azaldığına işaret etmektedir. Teknolojinin sosyalleşme ve kişilerarası ilişkilerde giderek daha fazla rol oynaması, toplumsallaşma sürecini sanal ortamlara taşımıştır.

İnsana sınırsız iletişim özgürlüğü sunması, zaman ve mekan sınırlılığını ortadan kaldırması, insanların fiziksel dünyada olduğu gibi değerlerini, kimliklerini bu yeni alanda ifade edebilmesi ve yeni yaşam tarzlarını tecrübe edebilmesi, çoklu ortam, etkileşim, eşzamanlılık gibi yönleriyle yeni bir yaşam alanı sunan sanal ortam iletişimleri cazip gelmektedir. Bunun yanında gerçek yaşamın sorumluluklarından ve sıkıntılarından kurtulmak, kişiye her şeyi yönetebilme gücünü tanıması, sanal olanın gerçek olandan daha hızlı, daha etkin, daha işlevsel, daha güçlü, daha hızlı ve daha yakın bir iletişim ağı oluşturmaya başlaması ile sanal mekânlar katılımcılara gerçek dünyada olmadıkları veya olamayacakları ama olmayı istedikleri kişilere dönüşebilme imkânını tanımaktadır. Bu kadar olanağa sahip olma duygusu göz önüne alındığında evlilik sitelerine olan taleplerin artması da yadırganmamalıdır. Çünkü insanlar yüz yüze iletişim modeli yerine ikili ilişkilerini bilgisayar ortamına taşıyarak daha rahat hareket edebildiği bir platform oluşturmuş ve ilişkilerini de bu platform üzerinde yaşar hale gelmiş durumdadır. Evlilik sitelerinin gizlilik politikaları, kimliği açık etmeme vs önemli etkenler de göz önüne alındığında bu siteler bireyler için önemli bir tercih sebebi haline dönüşmüştür.

Sevgili arayanların, evlenmek isteyenlerin günümüzde artık profesyonel danışmanlara başvurdukları bilinmektedir. Görücü usulü evliliklerin toplumun pek çok kesiminde kalmadığı, bunun yerine evlilik siteleri gibi modern yöntemlerin tercih edilmeye başlandığı görülüyor. Bu arkadaşlıkların zamanla evliliklere dönüştüğü, sosyal mecra sayesinde tanışan insanlar arasında evlilik oranlarının da her geçen gün arttığı biliniyor. Mutlu, uzun ve sağlıklı birliktelik yaşayabilecek ciddi ilişki niyetindeki üyeleri birbirleriyle tanıştırmak maksatlı kurulan evlilik siteleri, bu amaçla üyeleri arasında hem sosyo-ekonomik hem de kişilik testi sonuçlarına dayalı eşleştirme yapmaktadır. Evlilik siteleri yüksek oranda üye sayısına sahip olsa da hala toplum içinde tam anlamıyla kabul görmemiştir. İlanla evlilik olgusunun bundan 100 yıl önce de var olduğu göz önünde bulundurulursa buradaki tek farkın evlilik sitelerinin bu noktada önemli bir etken haline dönüştüğüdür. Uygulanan sosyo- ekonomik ve kişilik testleriyle kişiler hayat standartlarına uygun olarak eşleştirilmektedir. Bir nevi kişiye özel hizmetin sunulduğu bu sitelerde kişisel özelliklere göre eşleştirmeler yapılmaktadır. Kendini iş hayatına kaptırıp, yoğun mesai

saatleri nedeniyle özel hayatlarına zaman ayıramayanlar aradıkları kişileri arkadaşlık, evlilik sitelerinde bulmak için harekete geçmektedirler. Yine analiz bulgularından elde edilen bilgilere göre iş hayatının yoğun temposu zaman ve sosyal ortam eksikliği yaratmış, katılımcılar bu sebepten de evlilik sitelerini bir alternatif olarak değerlendirdiklerini belirtmişlerdir.

Teknolojik gelişmelerle birlikte ikili ilişkilerde yüz yüze iletişimin zayıflayarak daha çok aracılı iletişimin tercih edilmeye başlandığından bahsetmiştik. Sunduğu sayısız olanaklar ile birlikte doğal ortamın adeta uzantısı haline gelen internet, toplumsal ilişkilere de etki ederek sosyalleşme ortamını sanal ortama taşımıştır. Evlilik siteleri aracılığı ile sosyal fobisi olanlar, birçok ilişkide hayal kırıklığına uğrayanlar kendilerine daha uygun bir adayı sunacağı umudu ile internetteki evlilik sitelerine yönelebilmektedirler. Yine internet ortamında beğenilmeyen bir adayı reddetmek, yüz yüze olduğundan daha kolaydır. Bu nedenle de sunulan pratik çözümler kişiyi aracılı iletişime yönlendirebilmektedir.

İnsanların harekete geçmelerini sağlayan temel faktörlerden biri de ihtiyaçlardır. Motivasyon başlığı altında bireyleri neden evlilik sitelerine başvurulduğu araştırılırken online partner ile daha mutlu olunacağı düşüncesi ve bu düşüncenin de yarattığı bir inanç motivasyonundan bahsetmek mümkündür. Giderek artan evlilik siteleri sayısı ile buna paralel olarak üye sayılarında da meydana gelen artış, “evlenmek istiyorum” diyenlerin güvendikleri büyüklerinden önce internetteki bir evlilik sitesinin kapısını çalmaya başladığını bize göstermektedir. Şöyle ki arkadaşının arkadaşıyla tanıştırılmayı istemek bile artık geleneksel bir yöntem sayılabilecek noktaya gelmiştir. Bununla birlikte gelenekselliğin de internetten uzak kaldığını söylemek pek mümkün değildir. Arkadaşlık ve evlilik siteleri içinde etnik, dini ve diğer alt gruplara özel olarak hazırlanmış; İslami evlilik, siyah evlilik, Hristiyan evlilik, engelli evlilik siteleri, sadece dul erkek ve bayanları bir araya getiren evlilik siteleri vb. sayılarına her gün bir yenisi eklenmek üzere ortaya çıkmaktadır. Artık romantik aşk, patolojik aşk, arkadaşça aşk terimlerine bir yenisi daha eklenerek sanal aşk terimi günlük hayatta sıkça duyduğumuz kelimelerden biri haline gelmiştir. Bu sebepten çift ve evlilik terapistleri diğerlerinin yanı sıra sanal aşktan muzdarip olanlara da hizmet vermeye başlamışlardır.

Bilgisayarın, son yüzyılın en büyük girişim, değişim, gelişim süreçlerinin tümünü hareket ettiren ve kendi içinde barındıran bir fonksiyon olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Özellikle son zamanlarda toplumda insanların birbirinden korkması, caddede gezmenin bile tehlikeli olması gibi sosyal nedenlerin yanında yoğun iş temposu, zaman eksikliği, sosyal ortam eksikliği gibi nedenler sosyal iletişimi daha da kısıtlı hale getirmektedir. Bunun yanında kişiler bazen, reel hayatta alamadıkları ilgi, sevgi, saygıyı sanalda alarak kendilerini avutup benlik saygınlıklarını korumaya çalışmaktadırlar. Bir nevi bilgisayar ve internet zamanla kişinin sosyal, duygusal, hatta cinsel beklentilerini de karşılayan bir varlık haline dönüşmüştür. Her ne kadar sanal iletişim sosyalleştirip iletişimi arttırır görünse de gerçek hayattan uzaklaştırmakla birlikte, gerçek hayata ayrılan zamanın en aza indirilmesine neden olmakta ve kişileri asosyal yapmaktadır. Kişi eğer var olan kimliğinden ve sosyal/ekonomik konumundan memnun değilse olanı değil olması gerekeni (ideali) sanalda aramaktadır. Çok güçlü bir savaşçı, çok zengin biri, uzun boylu biri, saygın biri gibi rollere girerek idealindeki tipolojiye yakınlaşarak kendini daha değerli ve önemli hisseder. Bu durum onun hayal aleminde yaşaması gibi bir şey olup, bilgisayar başına her oturduğunda gerçek kimliğini bulduğunu sanır. Kişi gerçekte içinde yaşadığı toplumdan kaçıp, kendisini koşulsuz kabul eden, sanal çevreye yönelir.

İnsan olmanın medeni, beşer olmanın temel kuramı yüz yüze sağlıklı iletişim kurmaktır. Peki insanlar neden etkileşimli iletişimden kaçıp sanal iletişimi tercih etmeye yönelmişlerdir? Duygular, jestler, mimiklerin ifade edilemediği sanal bir ortamda, iletişim kurabilmek için tanımadığı, yüzünü görmediği birisine güvenen insanlarda, bilinmezlere yelken açmayı tetikleyen olgular oluşmaya başlamıştır. Yüz yüze ya da birbirlerini tanıyan insanlar arasındaki iletişimin yerini birbirlerini tanımayan insanlar arasındaki iletişimin alması ve çok hızlı yaygınlaşmasının temelinde insanı insan yapan iletişimsel bazı özelliklerin değişmeye başladığı söylenebilir. Çünkü birbirlerini tanımayan insanlar birbirleri ile internet olarak adlandırılan sanal ortamda muhabbet etmek istemektedirler. Gerçek yaşamlarında sağlıklı iletişimi koparan, birbirlerini dinlemeyen ve birbirlerini hoş görmeyen insanlar nasıl oluyor da sanal ortamda birbirleri ile sağlıklı iletişim kurabiliyorlar? Bu durumu

şu şekilde açıklamak mümkündür: Yüz yüze sağlıklı iletişimin yok edildiği günümüz dünyasında başarısızlık ve tatminsizliğe dayalı mutsuzluktan kurtulmak ve takdir edilmek sanal ortamda aranır hale gelmiştir.  İnternetin, gerçek deneyimler yerine insani olmayan bir boyut içinde insani arayışlar içine sürüklemektedir. Her ne kadar insan etkileşimini sanal cemaatler üzerinde yürütüyor gibi görünse de en nihayetinde insanların gerçek dünya ile sürdürecekleri iletişimi bozarak bireyi yalıtılmışlığa götüreceği beklenen bir durumdur. Kısacası insanlar kendi benliklerinden kaçmak ve idealde olanı yaşayabilmek için sanal ortama yönelmektedir.

Toplumlar arasındaki sınırları kaldırarak yeni bir dünya sunan internet ve internet arkadaşlıkları ile alakalı dikkat çekici diğer bir durum da katılımcıların gizem ve heyecan unsuruna verdikleri önemdir. Gizemli olan aynı zamanda heyecanlı gelen ve merak uyandıran, dolayısı ile cazip gelen bir hal almıştır. Tanınmış gözlerden uzak, damgalanmadan bir ilişkiyi başlatmak, sürdürmek ve yaşamak kişileri kendi dünyalarından da uzaklaştırmakta ve belki de kendilerini daha rahat hissetme, toplum baskısından sıyrılma gibi bir durumu yaşayabilmelerine de olanak sağlamaktadır. Bu da insanların daha rahat iletişim kurmalarına olanak tanıyabilir; ancak kurulan ilişkinin ne derece sağlıklı olacağı, samimiyet duygusunun hangi derecede olduğu belirsizdir. Bu sebepler de göz önüne alındığında kişilerin evlilik sitelerine başvurmalarındaki bir diğer nedenin bir kurumun garantisine sığınmak istemeleri de gösterilebilir. Çünkü evlilik sitesine üye olan katılımcılar siteye dahil oldukları ilk andan itibaren pek çok alanda uygulanan testlerle karşılaşmakta ve ihtiyaç anında sitelerin sunduğu danışmanlık hizmetleri; psikolog, psikiyatr, evlilik danışmanları gibi uzmanlardan da faydalanabilme olanağına sahip olmaktadır. Siteler aktif olarak üye adına her şıkkı düşünürken üyelere sadece belirlenen zamanda belirlenen yerde olmak kalıyor denilebilir. Bu durumda bir kurum üyelerinin belirttiği şekilde onlar adına her şeyi planlı-programlı hale getirerek onların beğenisine sunar, kısacası işlerini kolaylaştırır.

Gelenekçi bir toplum yapısına sahip ülkemizde de geleneksel yöntemler (anne babanın ayarlaması), artık anne baba çocuğunu tanımayacak kadar nesil farkı oluştuğu için gence uygun bir adayı bulamamaktadır ve bu nedenle genç yeni bir kaynağa yönelmiştir. Eğitim düzeyinde meydana gelen yükselmesinin de seçiciliği arttırması ile birlikte yeni mecraların ortaya çıkması bunların denenmesini de kaçınılmaz hale

getirmiştir. Çoğunluğunu özel sektör çalışanlarının oluşturduğu katılımcıların evlilik sitelerinde birbirlerine daha fazla odaklandıkları da görülmüştür. Çünkü kişilerin karşılıklı birbirlerinden beklentisi ve hangi amaçla evlilik sitesine üye olduğu bellidir. Bu durumu arz-talep arasındaki dengeye bağlamak da mümkündür ve karşılıklı olarak beklentilerin giderilmesi söz konusudur.

İnternetin toplumsal hayata olan etkilerini evlilik siteleri kapsamında değerlendiren bu çalışma sonucunda sitelere üye olan erkek ve kadın katılımcıların