• Sonuç bulunamadı

1. ELAZIĞ İLİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

3.1. Düğün Öncesi

3.1.2. Evlenme İsteğini Belli Etme

Evlenme yaşı gelen her genç, mutlu bir yuva kurup aile sahibi olmak ister. Evlilik için toplumun gerekli gördüğü şartları yerine getirdikten sonra, kendini evlenmeye hazır hisseden gençler bu isteklerini ailelerine doğrudan söyleyemişlerse bunu hal ve hareketleriyle belli ederler. Bu hareket ve davranışlar şöyledir:

Evlenmek isteyen kız özellikle annesine bir erkeğin kendisini beğendiğini ve kendisini istemeye geleceklerini söyler. Anne bu durumu babaya açar. Buna göre bir karar alınır. Erkek ise evlenme isteğini dolaylı yollardan anlatmak ister. Bu dolaylı anlatımlar şöyledir:

Pilava kaşık dikmek,

Yatarken yastığı kucaklamak, Sinirli olmak. (K -66)

Eski zamanlarda evlenme çağı gelip de evlenmek isteyen gençler bu isteklerini ailelerine söyleyemezdi. Bu yüzden evlilik isteklerini anlatmak için farklı metodlar denerlerdi. Evlenmek isteyen erkek çocuk babasının ayakkabısını kapının eşiğine çivilerdi. Bu anlaşılmazsa sofraya konan pilav içine kaşığı dikerdi. Böylece anne ve baba çocuğun evlenmek istediğini anlar ve anne oğluna kız aramaya başlar veya çocuğun gönlünde bir sevdiği varsa o kıza görücülüğe giderdi. (K–90)

HERALIM EVLENMEK İSTİ

“Elazığ’ın bir köyünde, oğlu askerden dönen anne ve baba, kendi aralarında

konuşurlar:

‘Herif herif! Eşeği satağ, daha bu oğlanı everek!’

Oğlan, bu sözleri duyunca çok sevinir. Fakat aradan birkaç gün geçer, büyüklerde ses seda yok. Başlar, babayı gördükçe artistik hareketler yapmaya…

‘Baba, anlisin…, dinlisin…?’

‘Oğlum, delirdin mi? Geç hele geç, işe gideceğüz.’ ‘İyi iyi git. İş gaçi sanki…’

Bu durum birkaç gün devam edince, adam olanları eşine anlatır. Kadın:

‘Anaaa herif! Suç bizim, hani eşeği satacahdıh, oğlanı everecahdıh…? Heralım, saha ele gösteri yapi, yani evlenmek istediğini belli edi.’

(Bu konuşmaları evin kızı da duyar.)

Derken eşeği satarlar, oğlan evlenir. Bir süre sonra evin kızında da aynı hareketler başlar:

‘Baba, ıhı ıhı…!’

‘Gızım sahan noli? Densüzlüğün lüzumu yok!

‘Ne olacak? Gakkoma nolise, bahan da o oli!” (Şimşek, 2003: 137)

Yörede anlatılan fıkrada da görüldüğü üzere evlenme isteği çeşitli hal ve hareketlerle anne ve babaya dolaylı olarak bildirilmektedir.

Evlenme çağına gelen delikanlılar birkaç şekilde anne ve babalarına evlenmek istediklerini anlatmaktadırlar:

Evde yemek esnasında pilava kaşık saplama, Evde huzursuzluk çıkarma,

Baba ve annesine başka birisinin aracılığıyla evlenme isteğini bildirme. (K–26)

Kız ya da oğlan evladının gönlünden evlenme geçiyorsa bunu bazı davranışlarıyla açıklar:

Delikanlı evlenmeyi aklına koymuşsa sık sık “ben gurbete gideceğim“ gibi sözler söyler. (K-30)

Evin kapısına ayakkabısını mıhlar. (K-56)

Kız evladı ise, “Allah bu evden canımı alsa da kurtulsam” der. Eğer kızın yaşı geçiyorsa “Şu zaman oldu bir it kuyruğunu sallamadı, kız yükü tuz yükü” gibi ifadelerle üzüntüsünü dile getirir. (K–57)

Bir kızın evlenme isteği dolaylı olarak hareketlerinden anlaşılmaktadır: Ruhi bulanım, can sıkıntısı, boşluk hissi, çabuk öfkelenme ve kavgacılığa meyil (K–81)

Evlilik çağı gelen kız ve erkek, evlenme isteğini ailesine doğrudan söyleyememektedir. Bu durumu gerek erkek gerekse kız çeşitli olaylarla ve hareketlerle anlatır. Kızların bunu belirtmek amacıyla içine kapanık davranışlarda bulunması, erkeklerin ise asabi tavırlar göstermesi, eşiğe ayakkabı çakması, pilava kaşık saplaması ve babasının ayakkabısına su doldurması gibi hareketler yörede en meşhur olan adetlerdir. Bununla birlikte erkeklerin sık sık traş olmaları, ayna karşısından ayrılmamaları, kızların ise bulaşıkları sert hareketlerle yıkamaları, dolap kapaklarını hızlı bir şekilde kapatmaları, sinirli konuşmaları evlenme isteklerinin sözsüz anlatımlarının birer ifadesidir. (K–84)

Bazı yörelerde gençler, evlenme isteğini şu şekillerde belirtirler:

Kızlar çeyiz hazırlığına girişir. Şarkılar mırıldanırlar. Erkekler ise bağımsız olmak isterler. (K–11)

Erkekler aileden uzak kalmaya başlarlar. Eve gelmez ya da geç gelirler. Babada oğlunu karşısına alıp sorunu anlamaya çalışır. (K–68)

Babaya ve anaya yüksek sesle ve hırçınca bağırmalar, kapıyı hızla vurup çıkmalar genelde erkeklerde görülürken, kızlar ise konuşmaya özen gösterirler. (K–11, K-88)

Erkeklerde hırçınlaşma ve sert tavırlar, kızlarda ise, dalgınlık ve ev işlerinden ziyade kendi bakımlarıyla aşırı ilgilenme görülür. (K–63)

Erkek eve geç gelir, sabahları geç kalkar, iş yapmaya, işe gitmeye pek niyeti yoktur. Kızlar ise genelde dalgın ve düşünceli olurlar. (K–63)

Elazığ yöresinde gençler evlenme isteklerini babalarına söyleyemezler. Bunun için anne, abla ya da ağabey aracı edilir. (K–81, K–82)

Evlenme isteğinin babaya doğrudan ifade edilemeyip çeşitli imalarla ya da aracıyla söylenmesi sadece yöremize has değildir. Anadolu sahasında ve bütün Türk

boylarında da bilinir. Nitekim Esma Şimşek, “Kadirli ve Sumbas (Osmaniye)’ta Evlenme Âdetleri” adlı makalesinde evlenme isteğinin ifade edilmesiyle alakalı olarak şunları söyler: “Her ne kadar çok eski dönemlerde görülen; pilava kaşık saplama,

ayakkabı çivileme, vs. gibi olaylar son zamanlarda görülmese de; çok sinirli olma, işe gitmeme, evden kaçma, elindeki eşyaları yere çarpma, babanın yanında kollarını açıp gerilme vs. gibi hal ve hareketler bu isteğin ifadesi için kullanılmıştır. Ayrıca kız kardeşler (bazen anne, yenge, arkadaş da olabilirler) de bu durumlarda aracılık vazifesini üstlenirler.” (Şimşek, 2003: 136–137) Eski dönemlerde görülen bu

uygulamalar günümüzde artık görülmez.

Evlenmek isteyen genç yeni bir aile kuracak ve kendi ayakları üzerinde durarak yeni bir döneme adım atmış olacaktır. Bu istek normal bir davranış olsa da bu durumun “baba” ya doğrudan söylenmesi Türk aile yapısı içerisinde hoş karşılanmamaktadır. Gösterilen bu tutum Türk gelenek, görenek ve ahlak yapısıyla alakalı bir durumdur. Burada babanın aile içerisindeki yeri, önemi büyüktür Baba, evin direği, atasıdır. Dolayısıyla ataya, babaya karşı gösterilen saygının ifadesi olarak çocuklar, hatta eşler babaya karşı ölçülü davranmak zorundadırlar. Günümüzde çok sıradan bir davranış gibi görünse de arka planda ataya, babaya duyulan saygı yer almaktadır. Geçmiş dönemlerde kız ve erkek evlenme isteğini dolaylı yollardan belirtmeye çalışırken, günümüzde gençler, rahatlıkla bu isteklerini ailelerine bildirmektedirler.