• Sonuç bulunamadı

2.3. Van Yöresi Urartu Eserleri ve Kazı Çalışmaları

2.3.12. Ernis-Evditepe Kalesi ve Nekropolü

Van Bölgesi’nde Erken Demir çağına ait kazısı yapılan ilk metropol Ernis- Evditepedir. Burası ilk kez 1935 yılında halkın yaptığı kaçak kazılar sonucunda taş sandık ve oda mezarlardan ele geçirilen 30 kadar çanak çömleğin Van Müze’sine getirilmesiyle, arkeolojik literatürüne adını duyurmuştur402

.

Ernis (Ünseli) Köyü, bugünkü modern Van Kenti’nin 80 km kuzeyinde yer almaktadır. Erciş ilçesinde 18 km doğusunda bulunan ve Evditepe olarak adlandırılan mezarlık alanı, Van Gölü ile Ernis Köyü arasında geniş bir çevreye yayılmaktadır. Ancak Van Erciş modern karayolunun yapımı sırasında ortasından yol geçen mezarlık alanı ikiye bölünmüş ve mezarların büyük bir kısmı tahrip edilmiştir403

.

Mezarlık alanının 1,5 km kuzeydoğusunda ise Keçikıran Kalesi bulunmaktadır. Aslında Van Gölü’nün kuzeyi sahip olduğu elverişli coğrafi konumu dolayısıyla çok sık bir Erken Demir Çağı ve Urartu yerleşmesine sahne olmuştur. Örneğin Evditepe’nin 2 km batısında Erken Demir Çağı’na ait Alacahan nekropolü, 10 km batıdan Deliçay Kalesi, 10 km doğuda ise Karahan yerleşmesi bulunmaktadır404. M.Ö. II. binyıldan itibaren yarı göçebe yaşam tarzının egemen olduğu yaşam biçimi M.Ö. 9. Yüzyılın ortalarından itibaren değişmeye başlamıştır. Özellikle Urartu Kralı Menua tarafından yaptırılan çok sayıdaki baraj ve sulama kanalı, Erciş ve Muradiye ovalarında büyük kale

401Oktay Belli, ‘‘Van Bölgesi’nin En Eski Tahıl, Bakliyat ve Meyve Türleri’’, s.44. 402

Oktay Belli-Erkan Konyar, ‘‘Kuzeydoğu Anadolu’da Erken Demir Çağına Ait Kale Ve Nekropolların Araştırılması’’, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul Üniversitesi, s.35; Oktay Belli-Erkan Konyar, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Erken Demir Çağı Kale Ve Nekropolleri (Early Iron Age Fortresses And Necropolıses In East Anatolıa), s.35.

403

Oktay Belli-Erkan Konyar, Kuzeydoğu Anadolu’da Erken Demir Çağına Ait Kale Ve Nekropolların Araştırılması, s.40; Oktay Belli-Erkan Konyar, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Erken Demir Çağı Kale ve Nekropolleri, s.35.

404

Oktay Belli, ‘‘Van Bölgesi’nde Demirçağ Mezarlığı: Ernis-Evditepe’’, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul Üniversitesi (1932-1999), Ankara, 2000, s.175.

ve kentlerin kurulmasını ve sulamaya dayalı modern tarımın öne geçmesini sağlamıştır405

.

1959-62 yılları arasında yörede araştırmalarda bulunan Prof. Dr. Afif Erzen başkanlığındaki bilim kurulu, Ernis-Evditepe mezarlarında kazı yapmıştır. Soyulmamış mezarlarda yapılan kazılarda ortaya çıkarılan 236 kadar çanak çömlek, Urartu öncesi döneme ait kapların formları ve bezemeleri konusunda bilgi vermektedir. Mezar mimarisi konusunda ayrıntılı bilgi ve plan olmamakla birlikte bu mezarların klasik Urartu mezarlarında farklı oldukları anlaşılmaktadır. Arkeolojik kazılardan anlaşılacağı üzere mezarlar oval planlı olup oda mezar türündedir. Duvarlar iri taşlardan bindirme tekniği ile yapılmıştır. Dış yüzleri kabaca düzeltilen iri andezit taşlar, çevrede çok zengin olarak bulunan andezit yataklarından elde edilmiştir. Mezarların üst kısmı ağır kapak taşları ile kapatılmıştır ve dolayısıyla düztabanlıdır. Ön girişsiz olduğu anlaşılan mezarlara giriş baş tarafta, yani dar olan yerde kapak taşı kaldırıldıktan sonra yeni gömü yapılmaktadır. Bunların yanı sıra klasik Urartu mezarlarından ayrımlı olarak, içerde mezar duvarlarında armağanların konulduğu nişler bulunmaktadır. Tipik aile mezarı niteliğinde olan her bir mezara yaklaşık 15-20 kadar kişinin gömüldüğü saptanmıştır. Öyle anlaşılmaktadır ki Ernis-Evditepe mezarlarının bir kısmı son 10 yıldan beri Van Bölgesi’nde kazısı yapılmakta olan ve Erken Demir Çağı’na tarihlenen Van- Karagündüz, Hakkari ve Yoncatepe mezarlarının mimarisi ve armağanlarıyla benzerlik göstermektedir. Ancak mezarların yapımında yön kaygısının olup olmadığını bilmediğimiz gibi, ölü gömme gelenekleri konusunda da ayrıntılı bilgiye sahip değiliz. Örneğin Karagündüz ve Yoncatepe mezarlarında olduğu gibi, buradaki mezarlara da kaplar içine yiyeceklerin konulup konulmadığı şimdilik bilinmemektedir406

.

Yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında sonucunda Evditepe’nin kale, aşağı yerleşme ve nekropol alanı olmak üzere üçe ayrıldığı saptanmıştır. Mezar odaları ile yerleşmeye ait oldukları anlaşılan yapılar iç içedir. Bu durum yalnızca Ernis- Evditepe’ye özgü değildir. Örneğin Erken Demir Çağı’na ait Şorik, Panz, Nurkök ve Alacahan’da da mezarlar ile sivil yerleşmeye ait yapılarda da aynı yerleşme düzeni göze çarpar407

.

405

Oktay Belli-Erkan Konyar, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Erken Demir Çağı Kale ve Nekropolleri, s.38.

406Oktay Belli, ‘‘Van Bölgesi’nde Demirçağ Mezarlığı: Ernis-Evditepe’’, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul

Üniversitesi (1932-1999), s.175-176.

407

Andezitten oluşan ve fazla yüksek olmayan kayalık tepe üzerinde bulunan kale, kabaca da olsa tepenin biçimine göre güney doğrultusundan uzanmaktadır. Kalenin güneybatı ve güneydoğu köşelerindeki taş duvarlar, bir iki sıra halinde günümüze değin varlığını korumuştur. Duvarlarda kullanılan iri andezit taşların dış yüzlerinin kabaca da olsa düzeltildikleri görülmektedir. Ancak taşların köşeleri birleşme yerleri arasında büyük boşluklar bulunmaktadır. Duvar örgüsü bu haliyle Urartu kralı İşpuini’nin (M.Ö. 830-810) tarafından yaptırılan ve erken döneme tarihlenen Aşağı Anzaf ve Zivistan Kalesi’nin kyklopik duvarlarıyla benzerlik göstermektedir. Duvarlar arasında dolgu malzemesi olarak kullanılan daha küçük taşların işlenmediği görülmektedir. Oval ve yuvarlak olan bu taşların kuzeydeki yüksek dağlardan Van Gölü’ne doğru akan dere yataklarından toplandığı anlaşılmaktadır. Bu tür işlenmemiş taşlar duvarların üzerinde ve eteklerinde büyük yığınlar oluşturmaktadır408

.

Kalenin batısı dik bir şekilde alçalırken diğer yönleri yayvan teraslar halinde alçalmaktadır. Dik bir şekilde alçalan batı kısmına savunma duvarı yapılmamıştır. Kalenin dik kısımlarına savunma duvarlarının yapılmaması özelliği, Nahçıvan ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde Son Tunç ve Erken Demir Çağı’na ait kalelerde uygulanan yöntemin geleneksel bir uzantısını oluşturmaktadır. Kalenin 400-500 m batısında Van Gölü bulunmaktadır. Van Gölü ile kale arasındaki düzlük alanda dikdörtgen bir plan gösteren büyük bir yapı yer almaktadır. Dış yüzleri kabaca iri andezit taşlardan yapılan yapının temel duvarları oldukça belirgin olarak görünmektedir409

.

Kalenin kuzeydoğu ve güney eteklerinde çok geniş bir alana yayılan nekropol şimdilik Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan en büyük Erken Demir Çağ mezarlığını oluşturmaktadır410. Nekropolün bir başka özelliği de Erken Demir Çağı’nın yanı sıra Urartu dönemine ait mezarların da bulunmuş olmasıdır. Bu nedenle Ernis-Evditepe nekropolü Doğu Anadolu Bölgesi’nde mezar mimarisinin gelişim evrelerini tüm canlılığı ile yansıtmaktadır. Ne yazık ki nekropoldaki mezarların yüzde sekseni halk tarafından kaçak olarak kazılmıştır411. Kale ve nekropol, Doğu Beyazıt’ın 11 km kuzeybatısında bulunan Erken Demir Çağı’na ait Şorik Kalesi ve nekropol alanıyla

408

Oktay Belli -Erkan Konyar, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Erken Demir Çağı Kale ve Nekropolleri, s.40- 41.

409Oktay Belli, ‘‘Van Bölgesi’nde Demirçağ Mezarlığı: Ernis-Evditepe’’, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul

Üniversitesi (1932-1999), s.177.

410Oktay Belli, ‘‘Van Bölgesi’nde Demirçağ Mezarlığı: Ernis-Evditepe’’, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul

Üniversitesi (1932-1999), s.177.

411

büyük bir benzerlik göstermektedir. Kaçak olarak kazılan mezarlarında gösterdiği gibi, mezarlık alanında yalnızca Erken Demir Çağı’na ait mezarlar değil, yan duvarlarında işlemeler bulunan Urartu dönemine ait mezarlarda bulunmaktadır. Nitekim kalenin eteklerinden ve nekropol alanından toplanan çanak çömlek parçalarının büyük bir kısmı Tunç Çağı ve Erken Demir Çağı’na, çok az bir kısmında Urartu dönemine aittir412

. Ernis-Evditepe Nekropolü, Erken Demir Çağı mezarlarının gelişimini yansıtan örneklere sahiptir. Mezarların çevresi kare veya dairesel planlı taşlarla çevrili alanların yanı sıra, oda mezarı ve taştan yapılmış sandık türü mezarlarda bulunmaktadır. Bu tür çevresi kare, dikdörtgen veya dairesel biçimde taşlarla çevrili olan mezarlar, Nahçivan’da Şahtahtı nekropollerinde taş sandık mezarlarına cesetler çoğunlukla yakılarak küllere urneler içinde konulmaktadır. Bu tür gömü biçiminin Evditepe taş sandık mezarlarında olup olmadığını ise şimdilik bilemiyoruz. Bu yüzden bunun gibi birçok soruna ışık tutmak amacıyla Evditepe mezarlarına her halükarda kazıların yapılması gerekmektedir. Ne yazık ki Ernis-Evditepe nekropolünde yapılan kazılarla ilgili yayımlanan bilgiler, yukarıda da belirttiğimiz gibi bir haberi geçmeyecek nitelikte yetersizdir. Mezarlardan ortaya çıkarılan ve Van Müzesi’ne getirilen çanak çömlekler üzerinde yapılan çalışmalarda, Evditepe nekropolü ve kalesi araştırılmadığı ve yerleşim merkezinde bulunan çanak çömlek parçalarıyla karşılaştırılmadığı için birçok soruna çözüm getirmekten uzaktır. Bu yüzden son 35 yıldan beri Doğu Anadolu Bölgesi’nde kazı ve araştırmalarını sürdüren Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Araştırma Merkezi’ne bağlı birim kurulu üyeleri, birçok Erken Demir Çağı’na ait kale ve nekropol alanı gibi Ernis-Evditepe’yi de çalışma kapsamına almıştır413.

Ernis-Evditepe mezarlarından ortaya çıkarılan metal armağanların en ilginç özelliği, demirden yapılmış çeşitli eşya takı ve silahların bulunmuş olmasıdır. 40’ı aşkın demirden yapılmış eşya, takı ve silah arasında 6 hançer,7 gözlü iğne, 6 bilezik, çok sayıda topuz, 2 yüzük, 1 sap delikli balta ve aşırı oksitlenme ve kırılmadan dolayı ne olduğu kesin olarak belirlenmeyen nesneler bulunmaktadır. Bronzdan yapılan takılar ise yok denilecek kadar az olup şimdilik bir adet bronz bilezik ve yüzük burada ele geçmiştir. Kalay bu dönemde değerli ve çok az bulunan bir metal olduğu için bronz

412Oktay Belli, ‘‘Van Bölgesi’nde Demirçağ Mezarlığı: Ernis-Evditepe’’, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul

Üniversitesi (1932-1999), s.177.

413Oktay Belli, ‘‘Van Bölgesi’nde Demirçağ Mezarlığı: Ernis-Evditepe’’, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul

eşya, takı ve silah çok az üretilmiştir. Demir bu dönemde çok değerli olmasına karşın, daha bol bulunmaktaydı. Bu yüzden genellikle takı ve törensel amaçlı yapılmış silahlar, altın kadar değerli olan demirden yapılmaktaydı. Örneğin yüzük, iğne ve bilezikler, Urartu Krallığı’nın M.Ö. 9. yüzyılın ortalarında kurulmasından sonra artık demirden değil altın, gümüş ve çoğunlukla bronzdan döküm tekniği ile yapılmaktaydı. Ayrıca sap delikli ve çekiç başlı demir baltadan, bugüne değin Urartu Krallığı’nın yayılım alanında bulunan toplam 9 adet çekiç başlığı demir baltanın en küçük olanını oluşturmaktadır. Bize demir baltanın sembolik olarak yapıldığını ve törensel amaçlı kullanıldığını göstermektedir. Urartu Krallığı’nın kurulmasından yaklaşık bir 30-40 yıl sonra demirden artık törensel silah ve çeşitli takılar değil, gerçek anlamda silah, avadanlık ve tarım aletleri yapılmaya başlamıştır. Ele geçen demir takı ve silahlar, M.Ö. 11. yüzyılın sonlarından M.Ö. 10 yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmektedir. Dövme tekniği ile büyük bir başarıyla yapılan demir eşya, takı ve silahlar, Urartu Krallığı’ndan önce Van Bölgesi’nde demir metalurji tekniğinin ne denli geliştiğini göstermesi açısında mühimdir. Önceleri Ernis-Evditepe mezarlıklarından ortaya çıkarılan demir takı ve silahlar, Doğu Anadolu Bölgesi’nin tek ve en eski adak eşyalarını oluşturmaktaydı. Ancak Van-Karagündüz, Hakkari ve Van-Yoncatepe mezarlıklarında ortaya çıkarılan ve sayıları yüzlerle ifade edilen demirden yapılmış çeşitli takı, eşya ve silahlar, Urartu Krallığı kurulmadan önce Van Bölgesi’nde demir metarulji tekniğinin çok yaygın ve yüksek bir seviyede olduğunu kanıtlamaktadır. Bu mezarlıkların çivi yazılı Asur kaynaklarında sözü edilen ve M.Ö. 13-9. yüzyıllar arasında Van Bölgesi’nde yaşayan Nairi ve Uruatri Beyliğine ait toplulukların kullandıkları mezarlar olduğu anlaşılmaktadır. Zaten Van Bölgesi’nde Erken Demir Çağı’na ait Yoncatepe, Panz, Avzini, Şorik ve Evditepe Kaleleri, tipik beylik merkezi’dir. Ancak bu beylik merkezlerinin şimdilik en büyüğü ve görkemlisini Ernis-Evditepe oluşturmaktadır. Daha öncede belirttiğimiz gibi Van Bölgesi M.Ö. 1. bin yılın başlarında hep Doğu Anadolu, hem de Transkafkasya ve Kuzeybatı İran Bölgelerindeki demir eşya, takı ve silah üretim teknolojisinin gelişmesinde çok önemli bir anahtar görevini görmüştür. Bu yüzden Urartu Krallığı’nın çok kısa bir süre içinde kurularak yükselmesinde ve o dönemin süper gücü teknolojisinde göstermiş olduğu olağanüstü gelişmenin çok büyük etkisi olmuştur414

. Ernis-Evtitepe gömütlerinden ele geçirilen demirden yapılmış aletler,

414Oktay Belli, ‘‘Van Bölgesi’nde Demirçağ Mezarlığı: Ernis-Evditepe’’, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul

tarımda, Erken Demir Çağı’ndan başlamak üzere kayda değer hızlı bir ilerleme sağlamıştır. Demirden yeni avadanlıkların yapılmış olması, alet yapımında yararlanılan ağaç, taş, kemik ve başka madenlerin işlenmesine yardım etti. Bu da çalışma alışkanlıklarının ve tekniklerin yolların duraksamadan gelişmesini sağlamıştır415

.