• Sonuç bulunamadı

2.3. Van Yöresi Urartu Eserleri ve Kazı Çalışmaları

2.3.7. Aşağı ve Yukarı Anzaf Kaleleri

2.3.7.1. Aşağı Anzaf Kalesi

Urartu Krallığı’nın başkenti Tuşpa’nın (Van Kalesi) 11 km kuzeyinde bulunan Aşağı Anzaf Kalesi254

Eski Çağ’da savunma yönünden büyük bir öneme sahip olan stratejik bir bölgeye yapılmıştır. Askeri amaçlı kurulan Aşağı Anzaf Kalesi, hem Yukarı Anzaf Kalesi’ne hem de Urartu başkenti Tuşpa ve Rusahinili’ye (Toprakkale) doğu ve kuzeydoğudan gelecek tehlikelere karşın koruyan bir ön karakol gibidir255

.

252A.Beril Tuğrul-Oktay Belli, ‘‘Yukarı Anzaf Urartu Kalesi’nde Bulunan Bronz Sadakların Radyografi

Tekniği ile Değerlendirilmesi’’, IX. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, (24-28 Mayıs), Ankara 1993, s.65- 70.

253

Oktay Belli, ‘‘Anzaf Kaleleri ve Urartu Tanrıları’’, İstanbul, 1998, s.7.

254

Oktay Belli-Alparslan Ceylan, ‘‘1998 Yılı Anzaf Kaleleri Kazı ve Onarım Çalışmaları’’, 21. Kazı Sonuçları Toplantısı, (24-28 Mayıs), C.1, Ankara, 1999, s.449; Oktay Belli, ‘‘Aşağı ve Yukarı Anzaf Urartu Kaleleri Kazısı’’, s.201.

255

Oktay Belli-Ü.Yalçın, ‘‘Van-Yukarı Anzaf Urartu Kalesi’nde Bulunan Bronz ve Demir Silahların Arkeometallurjik İncelenmesi’’, IX. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, (24-28 Mayıs), Ankara, 1993, s.55.

Foto 25. Aşağı Anzaf Kalesi’nin genel görünümü

Kaynak : Oktay Belli-Hüseyin Toroğlu, ‘‘Urartuların Arazinin Coğrafi Özelliklerinden

Faydalanma Yöntemleri’’, II. Van Gölü Havzası Sempozyumu, Ankara, 2007, s.60.

Aşağı Anzaf Kalesi’nin Urartu Kralı İşpuini (M.Ö. 830-810) tarafından kurulduğunu, kazılarda ele geçirilen ve bu krala ait olan çivi yazılı inşa yazıtları doğrulamaktadır256. Bulunan 5 adet inşa yazıtında aynı içeriğe sahip metnin tekrar edildiği görülmektedir.

‘‘Tanrı Haldi’nin gücü sayesinde Sarduri oğlu İşpuini bu kaleyi mükemmel bir şekilde inşa ettirdi. Güçlü Kral, Büyük Kral, Bia Ülkeleri’nin Kralı’’257

.

Kale deniz seviyesinden 1900 m yüksekliğinde fazla engebeli olmayan ve kalkerlerden oluşan kayalık bir tepe üzerine kurulmuştur. Yaklaşık 6000 m2’lik bir alan üzerine kurulan kale kuzey-güney doğrultusunda uzanmakta olup 62x98 m büyüklüğünde dikdörtgen bir plan çizmektedir. Aşağı Anzaf Kalesi’ni kendi döneminde kurulan Van Ovası’nın kuzeyindeki Kalecik ve güneyindeki Zivistan Kaleleri’nden ayıran en önemli özelliği savunmayı kolaylaştıran ve üstündeki yüksek yapıların ağırlığına dayanmayı sağlayan kurtin ve bastiyonlara kale duvarlarında

256A.Beril Tuğrul-Oktay Belli, ‘‘Van Yukarı Anzaf Urartu Kalesi Bronz Buluntuların Radyografi Tekniği

İle Değerlendirilmesi’’, VIII. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, (25-29Mayıs), Ankara 1992, s.442.

rastlanılmamasıdır258. Gerçekten de çok iri taşlardan kurtinsiz ve bastiyonsuz olarak yapılan kalenin anıtsal sur duvarlarının benzerine Urartu Krallığı’nın yayılım alanında şimdilik rastlanılmamıştır259. Bu yönüyle Urartu kale mimarisinin en erken örneklerinden birini oluşturmaktadır260

.

Kalenin çevresinde yer alan birçok tatlı su kaynağının kalenin ve güney eteğe yayılan sivil yerleşim merkezinin su gereksinmesini karşıladığı anlaşılmaktadır. Tatlı su kaynakları günümüzde bile çevredeki insanların besledikleri hayvanların ve sebze bahçeleri ile tarım alanlarının su gereksinmesini karşılamaktadır. Öyle anlaşılmaktadır ki kalenin ve kalenin güney eteğinde yer alan sivil yerleşim merkezinin kurulmasında, su kaynakları bir başka olumlu koşulu oluşturmuştur. Kalenin güneyinde yer alan sivil yerleşim merkezine ait konut duvarlarının çok büyük bir kısmı 1980 yılında Van-Özalp karayolu yapımı sırasında, kalenin güneybatı sur duvarları ve kapısı ile birlikte tahrip edilmiştir261

.

Askeri amaçlı kurulmuş olan Aşağı Anzaf Kalesi’nde 1300 m2’lik boş bir alan bulunmaktadır. Üstü açık olan ve çevreyi yüksek kale duvarlarıyla çevrili olan bu alanın, askeri garnizonun kullandığı bir iç avlu olduğu ortaya çıkmıştır. Kalenin kerpiç duvarları ve Urartu yapıları tahrip edildikten sonra, çok büyük bir Ortaçağ yerleşimine sahip olmuştur. Aşırı tahribat, Urartu yapılarının nasıl bir planda olduğunu ve hangi amaçla kullanılmış olduklarını öğrenmemizi engellemiştir. Kalenin kapısı güney sur duvarları üzerinde olup, savunma yönünde en elverişli yere yapılmıştır. Böylece kapı, doğudan esen sert rüzgârdan da etkilenmemektedir. Doğu ile batı duvarları iri kalker taşlardan yapılan dikdörtgen biçimli kapı odası 5 m genişliğinde kuzey yönüne doğru 7 m derinliğindedir. Kapı bilinen Urartu hisar kapılarının en eski örneğini oluşturmaktadır. 5 m genişliğindeki kapının çift kanatlı olduğu sanılmaktadır262

. Bu kapının en yakın benzerine Çavuştepe Yukarı Kale’de Tanrı Haldi tapınak alanına geçit veren Doğu Kapısı oluşturmaktadır263

.

258Oktay Belli, ‘‘Anzaf Kaleleri ve Urartu Tanrıları’’, s.11; Oktay Belli, ‘‘Aşağı ve Yukarı Anzaf Urartu

Kaleleri Kazısı’’, s.201-202.

259Oktay Belli, ‘‘Aşağı ve Yukarı Anzaf Urartu Kazısı’’ Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri

Sempozyumu’nun 30.Yılı Anısına Türkiye Arkeolojisi’’, Ankara, 2008, s.47.

260Oktay Belli, ‘‘1996 Yılı Aşağı ve Yukarı Anzaf Urartu Kaleleri Kazısı’’, XIX. Kazı Sonuçları

Toplantısı I, (26-30 Mayıs), Ankara, 1997, s.544.

261Oktay Belli, ‘‘Anzaf Kaleleri ve Urartu Tanrıları’’, s.11-12.

262Oktay Belli, ‘‘Aşağı ve Yukarı Anzaf Urartu Kaleleri Kazısı’’, s.201-203. 263Oktay Belli, ‘‘Anzaf Kaleleri ve Urartu Tanrıları’’, s.15.

Burada ele geçen buluntular arasında en ilgincini döküm tekniği ile yapılmış bronz bir topuz oluşturmaktadır. Sap delikli olan topuzun ortasından dört adet dörtgen piramit biçimli çıkıntı vardır. Bu çıkıntıların her iki yanında ise, sekiz adet üçgen piramit biçimli çıkıntı bulunmaktadır. Bu çıkıntılar iki karenin çapraz yerleştirilmesi biçimindedir. Urartu silahları arasında bu ilginç topuzun benzerine şimdiye kadar rastlanılmamıştır. Bu yüzden topuz, Urartu silah türünü zenginleştirmektedir. Yalnızca Yukarı Anzaf Kalesi’nde Tanrı Haldi’ye adanan eşya ve silahların konulduğu tapınağın batısındaki küçük odada bulunan bir kalkan üzerindeki resim sahnesinde kanatlı ejder üzerinde ayakta duran tanrı ileriye doğru uzattığı sol eliyle bir kalkan, geriye doğru uzattığı sağ eliyle de bir topuzun sapından tutmaktadır. Bu tanrının, Urartu tanrılarının sıra düzenini belirleyen Meher Kapısı Kaya Yazıtı'na göre 9. sırada bulunan ve Urmiye Bölgesi’nin yerel tanrısı Arsimela olduğu anlaşılmaktadır264

.